24 Ocak 2014
Sayi: KB 2014/04

Çürümüş düzenle uzlaşmaya hayır!
Ekonomideki kırılganlık ve sermayenin büyüyen korkusu
Dinci-gericilerin dalaşması ve Kürt hareketinin tutumu
Pisliği devrim temizleyecek, devrime hazırlanalım!
Bozuk düzenin çarklarını döndürenler
Roboski adın yine kaçak... - T. Kor
Herkes için parasız, nitelikli sağlık hakkı için mücadeleye!
Özelleştirme saldırısına karşı mücadeleye!
3. havalimanı için “acele kamulaştırma”lar başlayacak!
İki işçi eylemi ve gösterdikleri...
ENA Tekstil’de direniş!
“Sonuna kadar devam edeceğiz!”
Bakanlıktan işçilere: “1.5 yıl daha ölmeyin!”
“Çocuk cezaevleri derhal kapatılmalı!”
ABD mali krizi perdelemeye çalışıyor
Cenevre-2 Konferansı’nda uzlaşma arayışı
Suriye’de propaganda savaşı
Yeni anayasaya karşı farklı tutumlar
Direniş kazandı!
Bielefeld’de Haziran Direnişi paneli
Zoru zor bozar!
İzmir’de DLB’lilere polis saldırısı!
Gebze’de Rosa anması
Çürüyen düzen emekçilere umut olamaz!
İstanbul’da Hrant Dink’i on binler andı
Gezi Şehit ve Gazileri Platformu kuruldu
İHD’den hak ihlalleri raporu
Mustafa Suphi ve 15’ler…
Mustafa Suphi’nin 3. Enternasyonal’deki konuşması:
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Özelleştirme saldırısına karşı
mücadeleye!

 

Köprü ve otoyolları özeleştirmek isteyen AKP iktidarı, torba yasaya eklediği bir madde ile köprü ve otoyollarının sermayeye peşkeş çekilmesine tam destek verdiğini kanıtladı.

Torba yasada özelleştirmenin biçimine ilişkin net ifadeler yer alıyor. Otoyol ve köprülerin özelleştirilmesini içeren düzenleme ile yeni bir satış modeli getiriliyor. Bu modele göre özelleştirmeler bir şirket tarafından gerçekleştirilecek. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bünyesinde kurulacak şirket özelleştirmeleri gerçekleştirecek. Elde edilen tüm gelirler şirketin denetimi altında olacak. Şirketin yönetimi yedi kişiden oluşacak.

Torba yasa, karayollarına bağlı otoyol, bakım ve işletme tesislerinin devrine ilişkin hükümleri de içeriyor. Buna göre, öncelikle özelleştirme kapsamına alınacak köprü ve yollar bir anonim şirkete devredilecek. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı gerektiğinde özelleştirmelerde dahil her tür yetkililerini sermaye örgütlerinin oluşturduğu ve doğal ortağı olduğu şirkete devredebilecek. Yani sermaye örgütleri köprü ve otoyolların özelleştirilmesi konusunda söz sahibi olacaklar.

Torba yasa ile daha önce kapitalist işletmelerin üstlendiği köprülerin ve yolların bakımını, onarımını ve işletim giderleri harcamalarını özelleştirmelerden önce Karayolları Genel Müdürlüğü üstlenecek. Üstelik kapitalist tekellerin geçiş ücretlerini diledikleri gibi belirlemelerinin önündeki engeller de temizleniyor.

Mevcut kanundaki, “işletme hakkı verilen otoyollarda uygulanacak geçiş ücretlerinin belirlenmesinde, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte genel müdürlükçe uygulanmakta olan geçiş ücretleri esas alınır” deniliyordu. Torba yasa tasarısında bu madde kaldırılıyor. Böylece daha yüksek geçiş ücretlerine onay veriliyor. Bu durumda ortaya çıkacak ağır faturayı, her zaman olduğu gibi emeğin toplumsal kesimleri ödeyecekler. Zira köprü ve otoyol geçiş ücretlerini sınırlandıran düzenleme de ortadan kaldırılıyor. Bu aynı zamanda AKP iktidarının emekçilerin ödeyeceği faturanın ayyuka çıkmasına onay vermesi demektir.

Sermayeye yeni rant kapısı açılıyor

Tekelci sermaye açısından otoyol ve köprülerin özelleştirilmesi devasa yeni bir kaynağın denetimlerine verilmesidir. Zira Türkiye, karayolu ağırlıklı bir ülkedir. Türkiye’de yük taşımacılığının yüzde 90’ı, yolcu taşımacılığının yüzde 92’sinin otoyol ve köprüler aracılığı ile gerçekleştirilmesi, bu durumun açık kanıtıdır.

Son 12 yıl içinde otoyol ve köprülerin yapımına hız verilmiş duble yollar, otobanlar ve köprülerin yapımına devasa kaynaklar ayrılmıştır. Sağlanan bu altyapı kapitalistlere peşkeş çekilmesi, kapitalistlerin yeni yağlı lokmaları yutması demektir. Daha önce kapitalistlerin köprü ve otoyollara sahip olması için “6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” çıkarılmıştı. Yasanın çıkmasıyla birlikte köprü ve otoyolların özelleştirilmesi için gerekli olan yasal zemin güçlendirilmişti. Torba yasa ile birlikte köprü ve otoyolların peşkeş çekilmesi planı tamamlanmak isteniyor.

Tüm bu düzenlemeler kapitalistlere büyük bir kazanç kapısının açılması için yapılıyor. Son dört yıl içinde 12 milyar dolar harcama yapılan köprü ve otoyollar geçtiğimiz yıl 13 milyar dolar karşılığında kapitalistlerin hizmetine sokulmak istenmişti. Ancak mızrak çuvala sığmayınca ihale iptal edilmişti. AKP iktidarı şimdi 20 milyar dolara köprü ve otoyolları özelleştirmeye hazırlanıyor.

Özelleştirmenin bedelini işçi ve emekçiler ödediler

Özelleştirme programının tüm yükünü işçi ve emekçiler ödeyeceklerdir. Otoyol ve köprülerin özelleştirilmesi önümüzdeki 25 yılın ipotek altına alınmasını da içermektedir. Tüm özelleştirmelerde olduğu gibi sermaye devasa yeni kaynaklara sahip olurken işçi ve emekçilerin sırtına yeni yükler yüklenmek istenmektedir. Zira kapitalistler elde edecekleri kaynağın yeterli olmadığı koşullarda özelleştirmelere ilgi göstermemekte, ancak yüksek kâr beklentilerinin karşılandığı koşullarda özelleştirmelere ilgi göstermektedirler.

Yapılan özelleştirmelerin sonuçları ortadadır. Özeleştirme sonrasında işçi ve emekçilerin çalışma koşulları kapitalistler tarafından belirlendi. Özelleştirilen işyerlerinde çalışan işçilerin yüzde 40’ı işinden, ekmeğinden oldu. Özelleştirme sonrasında çalışmaya devam eden işçilerin ücretleri budandı. İşçilerin ekonomik-sosyal-özlük hakları yok sayıldı. 4-C vb. uygulamalar ayyuka çıktı.

Özelleştirmeler işçi maliyetlerinin minimize edilmesi için çırpınan kapitalistlerin elini güçlendirdi. Özelleştirmenin sonuçlarından biri sendikal hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılması oldu. Tam da bu nedenle 1987 yılında 600 bin işçi adına toplu sözleşme masasına oturan Türk-İş, üyelerinin yüzde atmışını kaybetti. Toplu sözleşme hakkından yararlanan kamudaki işçi sayısı yaklaşık 240 bine geriledi. Özelleştirmeler nedeniyle taşeron işçilik ayyuka çıktı. İşçilerin ekonomik ve sosyal hakları budandı. Kayıt dışı, güvencesiz çalışma arttı.

Özelleştirmeler nedeniyle mal ve hizmetler devasa oranda zamlandı. Emeğin toplumsal kesimlerinin giderleri hızla arttı. Özelleştirme nedeniyle işçi ve emekçilerin yoksulluğu daha da derinleşti. Geniş toplumsal kesimler de özelleştirmelerden etkilendiler.

Özelleştirme uygulamalarının kazananı kapitalistler, kaybedeni işçi ve emekçiler oldular. Özelleştirme sonrasında mal ve hizmetlerin fiyatının artması nedeniyle milyonlarca emekçi sefaletin kör kuyusuna itildiler. Gelirleri sürekli budanan emekçiler özelleştirmenin dolaysız sonucu olan zamları omuzlamaya zorlandılar. Enerjide, haberleşmede, kısacası özelleştirmenin yaşandığı tüm alanlarda emekçilerin sırtına yeni zam yükleri bindirilirken, sermayenin yüzü güldü.

Özelleştirmeler nedeniyle bir yandan yoksulluk artarken, asgari ücret yerinde sayarken, milyonlarca işçi ve emekçi açlık sınırının altında bir ücrete mahkum edilirken, kapitalistler kârlarına kâr kattılar. Son süreçte ortalığa saçılan yolsuzluk ve hırsızlık pisliği, köprü ve otoyolların özelleştirilmesi sonunda neler yaşanacağının açık göstergesidir.

Özelleştirmeyi durdurmak için ileri!

Köprü ve otoyolların özelleştirmesinden dolaysız olarak etkilenecek olanlar karayolu işçileri ve emekçileridir. Özelleştirmenin hedefindeki işçi ve emekçiler her yere yayılan bir mücadele için hazırlıklarını yapmalıdırlar. İşçi ve emekçilerin özelleştirme karşıtı mücadelede gösterecekleri fedakarlık köprü ve otoyolların peşkeşi için harekete geçen özelde AKP iktidarının genelde sermaye cephesinin en büyük korkusudur.

Karayolu işçi ve emekçileri, işçi, memur, sözleşmeli, taşeron ayrımına son vermeli özelleştirme karşıtlığının damgasını vurduğu program etrafında birleşmelidirler. Özelleştirmelerin sonuçlarını yaşayan emekçileri de mücadele saflarına çekmelidirler. Sendika ağalarını harekete geçirecek olan da özelleştirme karşıtı mücadelenin yükselmesidir. Daha şimdiden yol işçi ve emekçileri sendika ağalarının üzerindeki basıncı arttırmalı, hakları ve geleceklerine sahip çıkacaklarını kararlılıkla ortaya koymalıdırlar.

Tepeden tırnağa örgütlü olan sermayenin özelleştirme cephesine karşı, emeğin toplumsal kesimleri işçi sınıfının önderliğinde özelleştirme karşıtı devrimci politik mücadeleyi yükseltmeli, mücadeleyi taban örgütlenmelerine dayandırmak için enerjik bir çalışma yürütmelidirler.

 
§