17 Ocak 2014
Sayi: KB 2014/03

Gericilerin iktidar dalaşı kızışıyor…
Düşmanlarımızın davası için değil kendi davamız için dövüşeceğiz!
Sınıfın devrimci baharına yürüyoruz!
Beyzbol sopası AKP şeflerini hizaya getirdi
Eğitimde 10 yılın sahte bilançosu!
11 Ocak mitingi üzerine...
Emekçiler yolsuzluk düzenine karşı yürüdü
Daha fazla Ontex, Greif, Feniş... - D.Umut
Aloğlu’nun yalanları Feniş gerçeklerinin üzerini örtemeyecek!
Feniş işçileri Hak-İş’i çözüme zorluyor!
Taşeronluk köleliğine son vermek için mücadeleye!
Karayolları işçileri kadro için eylemde!
Punto işçilerinden coşkulu yürüyüş!
Bosch’ta Türk Metal düzenbazlığı...
“Tüm insanları şifreleme silahlarını kuşanmaya davet ediyoruz!”
“Beyrut Kasabı” hesap vermeden öldü!
Lavrov-Kerry-Brahimi görüşmesi…
Mısır’da anayasa referandumu…
Hamburg’da kavga yeni başlıyor!
Berlin’de on binler Karl ve Rosa’nın mezarı başındaydı…
Yeşil / Sosyal demokrat hükümetin saldırıları boşa çıkartılacak!
Bu daha başlangıç...
Mücadele tarihimizden bir sayfa: Tariş Direnişi
“Birlikte üretmek ve paylaşmak için...”
Devlet çocuk evlerinde taciz ve fuhuş!
Roboski’de ailelere saldırı!
Devrimci tutsaklardan mesajlar...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Eğitimde 10 yılın sahte bilançosu!

 

Milli Eğitim Bakanlığı, son on yıllık çalışmaların sonucunu çıkaran ve önümüzdeki on yıl için hat çizen raporunu açıkladı. AKP’nin iktidarda olduğu 2003-2013 yılları arasındaki döneme ilişkin veriler gerçeği yansıtmanın gerisinde kalıyor. Zira eğitimde oldukça geri noktalarda olan Türkiye için rapor ‘pembe tablo’ çiziyor.

İhtiyacın gerisinde kalan “ilerleme”

Ortaöğretim İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda, öğretmen verilerine ilişkin olarak şunlar ifade ediliyor: “Liselerde öğrenci sayısındaki önemli artışa bağlı olarak ortaya çıkan öğretmen ihtiyacı büyük ölçüde karşılanıyor. Liselerde ülke genelinde öğretmen başına öğrenci sayısı 2011 yılında 18 iken 2013’te 16 oldu. Söz konusu oranın OECD ortalaması ise 14.”

Genel ortalamaya vurulduğunda ortaya çıkan bu tablo, sınıf mevcutları ve bir öğretmenin kaç öğrenciyle ilgilenmek zorunda kaldığı gibi somut gerçeklerle birlikte ele alındığında ‘ilerleme’ namına bir anlam ifade etmiyor. Öğrenci sayısının öğretmen sayısına bölünmesinden çıkan sonuç, gerçeği karşılamıyor.

Ayrıca bu ortalamada öğretmenlerin ağır çalışma koşulları es geçiliyor. Öğretmen ihtiyacını genel ortalamayla sınırlı gösteren raporun baz aldığı OECD istatistiklerine göre öğretmenlerin en uzun çalışma süresi Türkiye’de. Verilere yansımayan bir diğer nokta da öğretmen ortalamasının kaçının kadrolu kaçının sözleşmeli ya da ücretli çalıştığı.

Rapor derslik sayısı artışına yaptığı vurguda da yöntemsel bir eksiklik barındırıyor. Raporda, derslik sayısının artışı kendi içinde ele alınıyor. Ancak derslik sayısındaki artışla öğrenci sayısındaki artışın birlikte ele alınması, ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı sonucuna ise bunun üzerinden varılması gerekiyor.

Ağırlıklı artış imam-hatip liselerinde

Liselere göre öğrenci dağılımının sunulduğu raporda, 10 yıl içinde imam-hatip liselerindeki öğrenci sayısının artışı dikkat çekiyor. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’ndeki öğrenci sayısında düşüş yaşanırken, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’ne giden öğrenci sayısında sınırlı düzeyde artış olduğu, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ndeki okullarda ise önemli bir artış yaşandığı göze çarpıyor. 2013 yılında imam hatip liselerine giden öğrenci sayısının 380.771 olduğu, bunun da toplam öğrenci sayısının %10’unu ifade ettiği belirtiliyor.

Seçmeli derslerde de “ilerleme” illüzyonu

Rapor ‘bilimsel’ verilerle ilerleme hikayesi yazmaya devam ediyor. Seçmeli derslere ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Türkiye’de evrensel ölçütlere ulaşma noktasında önemli bir dönüşüm gerçekleştirildi. OECD ülkelerinde ortak derslerin türü ve sayısı daha fazla iken Türkiye’de seçmeli derslerin oranı belirgin bir şekilde yüksek oldu. Seçmeli ders oranı Türkiye’de yüzde 42 iken OECD’de yüzde 14’tür. Türkiye’de programlar ortak derslerin oranı açısından da OECD ülkelerinden farklılaşmaktadır.”

Verilerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı şöyle dursun, bu konuda da rapor yöntemsel bir karışıklık taşıyor. Bu veriler, zorunlu-seçmeli dersler dışındaki seçmeli derslerin uygulanma oranını yansıtmıyor.

Sonuç olarak, rapor bir kez daha sermaye düzenin her açıdan niteliksiz eğitimini aklamak, gerici-piyasacı uygulamaların geldiği noktanın örtbas edilmesi, ‘pembe tablolar’ ile gerçekleri çarpıtmak için hazırlanmış oluyor.

 

 

 

 

Alevi öğrenciye dayak!

 

Gericiler okullarda baskı ve saldırganlıklarını arttırıyor. Amasra’da Alevilere yönelik karalamaların açığa çıkmasının ardından şimdi de Çorum’da Alevi bir öğrenci din dersinde konuştuğu iddiasıyla dövüldü.

Kadıkırı Köyü İlköğretim Okulu Müdürü tarafından darp edilen A.R.Ç.’nin kulağından kan geldi. A.R.Ç. hastaneye kaldırılırken yaşadıklarını ailesine anlattı. Sınıfta arkadaşıyla konuştuğu iddiasıyla müdüre götürülen öğrenci A.R.Ç., müdür Şeref Bilal tarafından darp edildi.

Öğrenciye hastanede “darp sonrası kanama” raporu verildi. Baba Tanju Ç., suç duyurusunda bulundu. Baba Tanju Ç., “Biz Aleviyiz. Çocuğum din dersini dinlemediği için dövüldü. Sorumluların cezalandırılmasını istiyorum” dedi.

Müdürün saldırısı üzerine Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Öztürk Türkdoğan ve Alevi Kültür Dernekleri Genel Sekreteri Ali Doğan, Çorum’a giderek incelemelerde bulundu.

Türkdoğan, “Son yıllarda Aleviler üzerindeki baskılar artmıştır. Din dersini dinlemediği için bir Alevi çocuğu dövülmüştür. Bu bir insan hakları ihlalidir. Bu olayın takipçisi olacağız” dedi.

Geçmez ise, “Bu saldırılar bir devlet politikasıdır. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı, Alevi çocuklarına yönelik bu asimilasyon politikası son bulmalıdır” dedi.

Gericiler, eğitim kurumlarında bir yandan “kızlı-erkekli” uygulamalarıyla ayrımcılığı beslerken diğer yandan Alevilere yönelik baskılarını saldırganlık boyutuna taşıyorlar. Devlet tarafından özellikle Alevilerin ağırlıklı olarak gittiği okullarda gericiler görevlendirilerek baskı politikası besleniyor.

 

 

 

 

Polisin okul ‘ziyareti’

 

Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesi 3. sınıf öğrencisi A.S., ildeki AKP protestosuna katıldığı için polisin okul müdürüyle konuştuğunu söyledi.A.S.’nin iddiasına göre, eylemden birkaç gün sonra Güvenlik Şube’den bir polis okula gelip, okul müdürü Zeki Kılıç’ı ziyaret etti. 

A.S. bu görüşmeye dair şunları ifade etti: “Okula gelen polis, beni müdüre şikayet etmiş. Müdür Bey de beni çağırıp, uyarıda bulundu. Ben bu ülkenin bir genci olarak demokratik hakkımı kullandım. Hükümeti protesto ettim diye neredeyse beni okuldan atacaklar. Demokratik hakkımı kullanmaya her ortamda devam edeceğim. Lise öğrencilerinin bu şekilde fişlenmesini de kınıyorum.”

 
§