17 Ocak 2014
Sayi: KB 2014/03

Gericilerin iktidar dalaşı kızışıyor…
Düşmanlarımızın davası için değil kendi davamız için dövüşeceğiz!
Sınıfın devrimci baharına yürüyoruz!
Beyzbol sopası AKP şeflerini hizaya getirdi
Eğitimde 10 yılın sahte bilançosu!
11 Ocak mitingi üzerine...
Emekçiler yolsuzluk düzenine karşı yürüdü
Daha fazla Ontex, Greif, Feniş... - D.Umut
Aloğlu’nun yalanları Feniş gerçeklerinin üzerini örtemeyecek!
Feniş işçileri Hak-İş’i çözüme zorluyor!
Taşeronluk köleliğine son vermek için mücadeleye!
Karayolları işçileri kadro için eylemde!
Punto işçilerinden coşkulu yürüyüş!
Bosch’ta Türk Metal düzenbazlığı...
“Tüm insanları şifreleme silahlarını kuşanmaya davet ediyoruz!”
“Beyrut Kasabı” hesap vermeden öldü!
Lavrov-Kerry-Brahimi görüşmesi…
Mısır’da anayasa referandumu…
Hamburg’da kavga yeni başlıyor!
Berlin’de on binler Karl ve Rosa’nın mezarı başındaydı…
Yeşil / Sosyal demokrat hükümetin saldırıları boşa çıkartılacak!
Bu daha başlangıç...
Mücadele tarihimizden bir sayfa: Tariş Direnişi
“Birlikte üretmek ve paylaşmak için...”
Devlet çocuk evlerinde taciz ve fuhuş!
Roboski’de ailelere saldırı!
Devrimci tutsaklardan mesajlar...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sınıfın devrimci baharına yürüyoruz!

 

Bahar dönemine sayılı günler kaldı. Önümüzde 8 Mart’tan 1 Mayıs’a uzanan yoğun ve tempolu günler bizleri bekliyor.

Bu yoğun döneme, düzen siyasetinde yaşanan çürüme ve bunun ortalığa saçtığı pis kokuların ağırlığı altında giriyoruz. Hazırlıklarına hız verilen seçim sürecinin düzen siyasetinin toplum üzerindeki basıncını daha da artıracağı ise açık. Tüm bu tablo bahar dönemine hazırlanan devrimci-ilerici güçler ile sınıf ve emek örgütlerine önemli sorumluluklar yüklüyor.

Bu sorumlulukların başında ise, düzen siyasetinin tüm dağıtıcı etkisi ve basıncına rağmen işçi ve emekçilerin yüzünü sınıf mücadelesi gündemlerine çevirebilmek, bahar dönemini bu temelde örgütlemek yer alıyor.

11 Ocak mitingi ve gösterdikleri

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen 11 Ocak Ankara mitingi, hem yolsuzluk ve rüşvet operasyonları üzerinden emekçi kitlelerde biriken öfkeye kanal açmak, hem de yaklaşan bahar sürecine hazırlık bakımından önemli bir imkandı. Miting, bir nevi bahar sürecinin erken bir startı olabilirdi. Fakat ön hazırlık süreciyle birlikte 11 Ocak Ankara mitingi bu iddianın çok gerisinde bir tablo ortaya çıkardı.

Bunun gerisinde ise her şeyden önce mitingi örgütleyen güçlerin yasak savmacı yaklaşımları yer almaktadır. Bu tutumun yansıdığı en somut alan ise mitingin ön hazırlık süreci olmuştur. Öyle ki, mitingin çağırıcısı olan güçler hemen hiçbir ön hazırlık çalışması yürütmemiştir. Mitinge sayılı günler kala kendi üyelerinin ya da bağlı şubelerin dahi mitinge dair açık bir fikre sahip olmaması, durumun vahametini de gözler önüne sermiştir.

Bütün bu tablo, mitingin toplumun gündemine gereğince taşınamamasına yol açmış, katılım bakımından hayli zayıf ve coşkusuz bir miting tablosu böylece ortaya çıkmıştır.

11 Ocak ve reformizm

Ankara mitingi, parlamenterizm batağına saplanmış olan reformist solun sınıf mücadelesi içerisindeki uğursuz rolünü de bir kez daha gözler önüne serdi.

Zira mitingin çağırıcısı olan sendika ve meslek örgütlerinin başını tutan güçlerin politik arka planında reformist parti ve örgütler yer almaktadır. İlgili sendika ve meslek örgütlerinin yönetici kastının sınıf mücadelesi ve politik gelişmeler karşısındaki tutum ve davranışlarına bu politik kimlik ve konumları rengini vermektedir.

Biz bu gerçekliğe son olarak 11 Ocak Ankara mitinginde tanık olduk. Bugün tamamen düzen siyasetinin çatlaklarında politika yapan, varlık koşulunu buradan gerekçelendiren ve kendisini bu zemin üzerinden vareden reformist solun ana gündemi yerel seçimlerdir. Tüm toplumsal ve sosyal gelişmelere yönelik politik yaklaşımlarına yerel seçimlere hazırlık yön vermektedir. Son yolsuzluk ve rüşvet olayları üzerinden yaşanan politik gelişmeleri de bu bakış üzerinden değerlendiren reformist sol, kendisine düzen siyasetinde yer açmak için büyük bir çaba içerisine girmiş bulunuyor.

İşte bu yaklaşım 11 Ocak Ankara mitinginin akıbeti üzerinde de belirleyici olmuştur. Sınıf mücadelesini geliştirmek ve ileri taşımak, işçi sınıfını kendi bağımsız devrimci sınıf konumu üzerinden örgütlemek ve burjuvazinin karşısına dikmek gibi bir derdi ve iddiası olmayan reformist solun sendika ve meslek örgütleri içerisindeki temsilcileri, 11 Ocak mitingini de yasak savmacı bir yaklaşımla ele almıştır.

Devrimci bahara çok yönlü hazırlık

Sınıf devrimcileri, 11 Ocak Ankara mitingini bahar sürecine hazırlık açısından önemli bir başlangıç saydılar. Mitingin ön hazırlığını da bu temelde değerlendiren sınıf devrimcileri, miting sürecini düzen siyasetinin boğucu-bunaltıcı atmosferi karşısında işçi ve emekçilere devrimci sınıf mücadelesinin gündemleri üzerinden müdahale etmenin vesilesi yaptılar.

Şimdi önümüzde 1 Mayıs’a, hatta Haziran’a kadar uzanan çok daha yoğun bir süreç bizleri bekliyor. Zira geçtiğimiz yıl patlak veren Haziran Direnişi, devrimci baharı yaza bağlayan yeni bir halka olarak mücadele tarihimiz içerisindeki yerini almış bulunuyor. İşte bu uzun ve tempolu sürece devrimci hazırlık, dönemin kazanılması bakımından belirleyici olacaktır.

Bu dönem içerisinde yapılacak olan yerel seçimler ve hali hazırda devam eden gerici kapışma, devrimci bahara hazırlık bakımından sınıf devrimcilerinin omuzlarına ek sorumluluklar yüklüyor. Bu sorumlulukların ilkini, en genel çerçevesiyle devrimci sınıf gündemleri üzerinden bahar dönemine etkili bir politik-örgütsel hazırlık oluşturmaktadır. İkincisini ise -bu ilkine de yön verecek şekilde- her geçen gün dozu arttırılan gerici düzen siyaseti ve onun çatlaklarında politika yapan parlamentarist sol karşısında etkili ve kesintisiz bir ideolojik mücadele oluşturmaktadır.

Baharı kazanmak için devrimci seferberlik

Yukarıda altı çizilen sorumluluklar çerçevesinde öncelikle tüm dikkatler sınıfı devrimci politikaya kazanmaya odaklanmalıdır. Tüm güç ve enerji, işçi sınıfını kendi bağımsız devrimci sınıf tutumu üzerinden taraflaştırma ve örgütleme hedefiyle seferber edilmelidir.

İçinden geçmekte olduğumuz dönem bu açıdan bir dizi imkan barındırmaktadır. Bir taraftan düzen siyasetinden saçılan pis kokular, öte taraftan sınıf ve emekçi kitleleri hedef alan çok yönlü saldırı programı, emekçi kitleleri devrimci politikaya daha açık hale getirmektedir. Sınıf devrimcileri bahar döneminde bu olanaklardan en etkili bir şekilde faydalanmasını bilmeli, her türden gelişmeyi devrimci sınıf mücadelesini büyütme bakışıyla değerlendirmelidir.

Ancak bu koşulda devrimci sınıf çizgisi bahar döneminde bir güç haline gelebilir ve bütün olarak bahar dönemini kazanılabilir.

 
§