19 Temmuz 2013
Sayı: KB 2013/29

 Kızıl Bayrak'tan
Haziran direnişinde yeni safha
Zorbalara karşı isyan haktır!
AKP iktidarının
“hayat suyu”
yabancı sermaye
çekilmeye başladı
Sermaye devleti
tam bir cinayet şebekesidir!
İzmir’den baskınlara yanıt...
Devlet yine
katilleri koruyor!
Onbinler Ali için sokaklara indi!
Binler TMMOB yasasına karşı sokağa çıktı
14. Evvel Temmuz Festivali tamamlandı
Kamu TİS’leri görüşme süreci devam ediyor…
“Sendika hakkımız engellenemez!”
“Sonuna kadar mücadele!”
Para basanlar hakları için grevde!
“Bu grev onur grevidir!”
Mısır’da halk hareketi ve yeni gelişmeler
Gezi Parkı Direnişi’nden ayaklanmaya... - 2 V. Yaraşır
Gençlik yol ayrımında… K. Ali

Dünyada işçi ve emekçi eylemleri sürüyor!

Toplumcu Eksen’den...
Ekim Gençliği temsilcisi ile Yaz Kampı üzerine konuştuk...
Forumlar taleplerin kürsüsü oluyor
ABD’de Trayvon Martin davası... T. Kor
Gezi tutsağından mektup…
Kavga bitmedi direnişe devam!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 


“Bu grev onur grevidir!”

 

Hak-İş’e bağlı Çelik-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube’nin örgütlü olduğu Jumbo Madeni Eşya Fabrikası’nda 27 Haziran 2013 tarihinde başlayan grev devam ediyor.

- Grev aşamasına nasıl gelindi, talepleriniz neler?

Çelik-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Zülfikar Taşdemir: Jumbo’da bizim toplu sözleşme tarihimiz 09.01.2012. Fakat Sendikalar Yasası’nın mecliste geç belirlenmesinden dolayı görüşmeler Şubat ayından itibaren başladı ve bu noktaya kadar geldi.

Görüşmelerden ziyade benim grev ile alakalı söylemek istediğim en önemli durum şunlardır. Burada bir anlayışı ortadan kaldırma mücadelesi veriyoruz. Bizim şu an için greve çıkmamızın sebebi sadece alacağımız yüzdelik zamlar değil. Burada yıllardır süregelen veya süregetirilmiş anlayışın yani emeğe ve emekçilere dönük saldırıların, emekçilerin aşağılanmasının ve horlanmasının son bulması için mücadele ediyoruz. Dışarıda bizi gören arkadaşlarımız belki bizim burada parasal anlamda durduğumuzu düşünebilir fakat öyle değil işin aslı. Burada tabiri caizse “astığım astık kestiğim kestik” mantığı ile imparatorluk sistemi oluşturulmuş. Yıllardır da bu anlayışa destek veren isanların sisteminin sonu diyorum ben buna. Biz bütün işçi arkadaşlarımızla, işyeri temsilcilerimizle, genel merkezimizle, şubemizle bu anlayışa karşı bir mücadele başlattık. Ve nihayetinde bu zamana kadar bunu uygulayan zihniyetin de taviz vermeleri söz konusu değildir. Onlar kendi açılarından bunları kabul ederse kurduğu hükümdarlıkları sona erecektir. Dolayısıyla bizler bunun savaşını vermekteyiz. Bizler insanlık onuruna yakışır bir yaşam için, emeğin ve emekçinin saygınlık kazanması için mücadele ediyoruz.

Maddi meselelere gelirsek, zaten 2010 yılından beridir süregelen toplu sözleşmelerde hep işçilerin var olan haklarının budanmakta olduğunu görüyoruz. Burada tabiki bizden önceki yönetici arkadaşların da ciddi sorumlulukları var, bunu da söylemeden geçemeyiz. Dolayısıyla biz artık buradaki işçinin verecek hiç birşeyinin kalmadığını görüyoruz. Burada çalışmakta olan işçilerin yaşamına hükmetme çabası içindeler. Sevgili dostlarımız, burada bizim 2011 yılından itibaren “bugün vereceğiz, yarın vereceğiz” diyerek ötelenerek gasp edilen 10 ikramiye alacağımız var. Sadece bu değil elbette. 8 yıldır çalışmakta olan bir işçi asgari ücret düzeyinde ücret almakta. Toplu sözleşme döneminde bizim taleplerimizden birisi de ödenmeyen ikramiyelerin kayıt altına alınmasıdır.

Bizler burada hak ettiğimizin karşılığını istiyoruz. Yoksa biz bu fabrikanın ortağı veya işvereni olacağız diye bir düşüncemiz yok. Genellikle böyle algılanıyor “greve çıkanlar yaramaz çocuklar fabrikanın zararını istiyorlar” gibi algılanmasın. Jumbo işçisi son derece işine sadık, özverili, deneyimli olan işçilerdir. Aslında işçi sınıfının bütün üyeleri böyledir. İşçi sınıfına mensup olan hiçbir emekçinin çalışmakta olduğu işletmeye veya makinesine zarar verdiğini düşünmüyorum. Benim de 28 yıllık işçilik hayatım var, hiçbir zaman böyle bir durumla karşılaşmadım. Bizim derdimiz fabrikaları yok etmek veya makinaları parçalamak değil. Bizim derdimiz bahsettiğimiz bu anlayışı yok etmek. Üzüldüğümüz tek bir şey işverenin hala bu yaşananlara tepkisiz kalmasıdır. Fabrika greve gitmiş fakat halen işveren şu işçileri çağırın sendikayı bir çağırın, dertleri neymiş diye sorduğu yok. Sendikamızın burada talep ettiği bir şey yok, birilerinin hükümdarlığına son verme derdimiz var. Yoksa gerçekten de burada toplu sözleşmede istenilen rakamlar, Türkiye şartları düşünüldüğünde ve yapılan toplu sözleşmelere bakıldığında, bizim burada istediğimiz onların çok çok altında aslında. Fakat yaşanan grev neden diye sorulduğunda biraz önce bahsettiğimiz gibi bu anlayışın son bulması için diyebiliriz.

- Jumbo işçisi bu grev sürecinde şimdiden ne gibi deneyimler edindi ve mücadelenizin geleceğine dair ne gibi planlarınız var?

Zülfikar Taşdemir: Biz bu yola baş koyduk. Burada temsilci arkadaşlarımızla şubemizle birlikte bunun bedeli ne olursa olsun mücadelemizi sürdüreceğiz. Kesinlikle ve kesinlikle burada emekçiye saygı duyulmadıktan sonra, gerçek hakettiği değer verilmedikten sonra grev bitse bile, bu anlayışa karşı savaşımız devam edecek. Burada insanların horlanmasına, insanların ekmeğinden edilmesine göz yummayacağız. Bu anlayışın uzantılarını biliyoruz, o çarka hizmet edenleri de bilmekteyiz. Elbette onlarla da hesaplaşacağız. Bizim derdimiz, yine söylüyorum, buradaki birliğimizi gücümüzü ne olduğumuzu bildirmektir.

Jumbo işçisi burada devrim yapmıştır, isyan etmiştir, baş kaldırmıştır. Jumbo işçisi artık kendine olan güvenini ortaya çıkarmıştır. Burada artık herkes hakkını arama olgunluğuna ulaşmıştır. Dün burada bu birliktelik yoktu, bugün var ve bundan sonra da yolumuzun açık olduğunu görüyorum. İstanbul 1 No’lu Şube olarak ve ben de şube başkanı olarak temsilci arkadaşlarımızla birlikte biz her daim arkadaşlarımızın yanında olacağımızın sözünü verdik. Burada bizler kaybedenler değil kazananlar olacağız.

Jumbo İşyeri Baştemsilcisi Sadık Yüksel: Bizler işverenden çok şey istemedik. Burada eğer bir kar payı varsa bu paydan hakkımız olanı istedik. Bizden nasıl üretim isteniyorsa biz de hakkımız olanı istedik. Bizim istememize gerek bile yok aslında. Maaş ve ikramiyelerde gecikmeler olduğunda, patronun kendisi bu işi çözmeli. İçeride 10 ikramiyemiz, birikmiş izinlerimiz var. Buna rağmen Jumbo işçisi uzun süre dişini sıktı, greve çıkalım demedi. İşveren bizi resmen buna zorlamıştır. Grev ile ilgili aldığımız kararları buradaki arkadaşları bilgilendirerek, fikirlerimizi paylaşarak sürdürüyoruz ve burada bizler zafere kadar mücadeleyi devam ettireceğiz.

Kızıl Bayrak / Esenyurt

 

 

 

Jumbo grevcilerine BDSP ziyareti

 

Esenyurt BDSP, grevin 16. gününde Çelik-İş Sendikası’nda örgütlü olan Jumbo Çatal Kaşık A.Ş. işçilerine dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında grev sürecinde vardiyalı olarak nöbet tutan grev gözcüleri ile sohbetler edildi. İşçilerle yapılan sohbetlerde Çelik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu diğer fabrikalardaki sorunlar üzerine konuşuldu. İşçiler artık yavaş yavaş Çelik-İş Sendikası’nda örgütlü olan işçilerin, mücadele eğilimlerinin arttığını belirttiler.

İşçiler grev kararlılıklarının devam ettiğini ve haklarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerini vurguladılar. BDSP adına yapılan konuşmada ise; BDSP olarak işçilerin mücadeleleri zaferle sonuçlanıncaya kadar destek olunacağı vurgulandı. Yapılan sohbetlerin ardından ziyaret sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / Esenyurt