01 Ocak 2010
Sayı: SİKB 2010/01

 Kızıl Bayrak'tan
2010 düzenin çok yönlü sorunlarla boğuşacağı bir yıl olacak
2009’da işçi sınıfı hareketi
2009’da kamu emekçileri hareketi,
25 Kasım’la birlikte kıpırdanmaya başladı
Direnişteki TEKEL işçileri ile konuştuk
TEKEL direnişinden
Devrimci sınıf faaliyetlerinden
TÜRK-İŞ araştırması
açlığın arttığını gösterdi
İtfaiye işçisi
hakları için nöbette
Sosyalist Kamu Emekçileri’nden
açık çağrı
2009’da düzenin tablosundan yansıyanlar
Son çeyrek asrın
en kritik yılı: 2010
Polis terörüne çözümsüz çözüm önerisi: “Bağımsız” kolluk şikayet mekanizması
“Karadağ cinayeti ve
tüm siyasi cinayetler aydınlatılsın!”
İzmir’de kampanya faaliyetleri
Genç-Sen 3. Genel Kurulu’nun ardından
Gençliğin polis terörü ve cinayetlerine karşı eylemlerinden
Adana Ekim Gençliği ve Devrimci Liseliler Birliği’nden
mücadele çağrısı
YTÜ’de soruşturma ve
ceza karşıtı mücadele
İsrail’in vahşi Gazze saldırısı birinci yılında
BDSP’li tutsaklardan
Devrimci tutsaklardan
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Genç-Sen 3. Genel Kurulu’nun ardından…

Geleceğe yürüyebilmek için özeleştiriler sözün ötesine geçmelidir!

20 Aralık günü gerçekleşen Genç-Sen 3. Olağan Genel Kurulu, önceki iki genel kurulla karşılaştırıldığında kısmi olumluluklar taşısa da, genel planda iç hesapların ve kirli pazarlıkların gölgesinde geçmiş oldu.

Gerek ön sürecinde gerekse de genel kurul anında geçmiş çalışma değerlendirilirken, liberal-reformist blok, bu kez hem güzellemeler yaptı hem de özeleştiriler verdi. Önceki genel kurullarda, ortaya çıkan eksiklikler ya da yaşanan sıkıntılardan hiçbir şekilde söz edilmiyordu. Bu eksiklikleri ya da sıkıntıları dile getirenlere karşı tahammülsüz davranılıyordu. Ancak bu genel kurulda, söz konusu bloğun bir kısmı, özeleştiri veren bir tutum ortaya koymaya çalıştı.

Bu çabanın olumlu bir adım olduğunun üzerinden atlamadan altı çizilmesi gereken şudur: Söz konusu öznelerin takındıkları tutumlarda samimi olup olmadıklarını genel kurul sonrası pratik süreç gösterecektir.

Genel Kurul ön sürecinden yansıyanlar

Belli yerellerin dışında, Genç-Sen’in hala sistematik ve bütünsel bir çalışmaya sahip olduğu söylenemez.

Yaz döneminde harç zamlarıyla ortaya çıkan gündemlere müdahaleyle birlikte bir ilerleme yaşanmış olsa da henüz istenilen pratik hat sağlanmış ve bu çerçevede işleyen şubeler/yereller oluşturulmuş değildir. 3. Genel Kurul, önceki ikisi gibi tamamen pratik ön süreçten yoksun olarak örülmemiştir. Yine de yerellere dayanan, etkili ve hedefli bir genel kurul sürecinden bahsetmek mümkün değildir. Genel kurul büyük oranda seçimlere sıkışan bir darlıkla ele alınmış, hareketin ihtiyaçlarını karşılayacak bir temelde örgütlenmemiştir.

Öncesinde yapılan bir dizi tartışmada, “Demokratik üniversite, söz-yetki-karar hakkı!” şiarıyla genel kurula yürünmesi hedeflenmesine rağmen bu iddia hayata geçirilememiştir. Önce sendika içerisinde “demokrasi ortamının oturtulması”nın hedeflendiği söylenmesine rağmen bunun zemini tam anlamıyla oluşturulamamıştır. Yerellerin çoğunda şube toplantıları ancak genel kurulun öncesindeki hafta içerisinde, apar-topar gerçekleştirilmiştir. Böylece söz konusu yerellerin şube toplantıları genel kurula yönelik önergelerin son gönderilme tarihi sonrasında gerçekleşmiştir. Çoğu şubede var olan önergeler veya yeni döneme dair politikalar dahi tartışılmamış, yalnızca ÜYK seçimleri yapılmıştır.

Genel Kurul sürecinde liberal-reformist blok tarafından da dillendirilen birçok eleştiri/özeleştiri noktası, Devrimci Genç-Senliler tarafından ortaya koyulan eleştirilerin ötesinde bir şey değildir. Yakın zamana kadar böyle eleştirileri dinlemeye bile tahammül edemeyenler, süreçle birlikte sorunları belli yanlarıyla görmek/kabullenmek zorunda kalmışlardır. Özellikle yaz döneminden itibaren yaşanan pratik, Genç-Sen’in tüzük maddelerini ve bürokratik dayatmalarını ezip geçmiştir. Liberal-reformist bloğun, şu an için tartışma düzeyinde de kalsa, söz konusu kısmi olumlu adımları atmasında bu pratik belirleyici olmuştur.

Liberal-reformist bloktaki özneler, blok dışındaki güçleri de kapsayan bir “denge politikası” da izlemektedir. Son dönemde, liberal-reformist bloğun ilke ve tutarlılıktan uzak kendi iç tartışmalarının yarattığı gerilimlerin, söz konusu denge politikasının hayata geçirilmesinde etkili olduğunun altını çizmek gerekir.

Önerge tartışmalarından yansıyanlar

Bu genel kurulda, sunulan önergelerin başka toplantılara ertelenmesi yönünde herhangi bir tartışma yapılmamış olması da olumlu tutuma bir göstergedir. Genel kurula sunulan tüm önergeler kürsüden okunmuştur. Önergelerin bir kısmı, üzerinde yapılan tartışmalar sonrası oylamaya sunulmuştur.

Ancak bu tabloya rağmen salondaki kitlenin tartışmalara karşı genel bir ilgisizlik içerisinde olduğu gözlemlenmiştir. Böylece önergeler üzerine canlı ve verimli tartışmalar da yapılamamıştır. Genç-Sen’in eleştirilerimize konu olan gençlik hareketi içerisindeki konumlanışı ile gençlik hareketinin sorunlarına ilgisiz üye profili arasındaki kopmaz bağ bir kez daha görülmüştür.

Özellikle “Kadın sorunu” ile “Kürt sorunu ve barış süreci” içerikli önergelerde, birçok tartışmadan özellikle kaçınılmıştır. Yapılan tartışmalara “herkesin bakışı farklı, burası bunların tartışılacağı yer değil” biçiminde yanıtlar veren liberal-reformist blok temsilcileri, kendi politik eksenlerindeki önergeleri genel kuruldan geçirmek için “cambazlık” yapmaktan geri durmamışlardır. Söz konusu önergelerin içeriğine dair tartışmaların tercihen üzerinden atlayan bu güçler, hızlı bir “indir-kaldır” yöntemiyle işin içerisinden sıyrılmayı başarmışlardır.

Genel Kurul boyunca gerginliğin tırmandığı tek örnek, lise önergeleri üzerinden yaşanmıştır. Liseli Genç-Senliler’in yürütmesi önerilen çalışma planının ve liselilerin de şubeleşebilmesi yönündeki tüzük değişikliği önergesinin salon tarafından kabul edilmesi üzerine SDP’liler, bilindik tutumlarını bir kez daha ortaya koymuştur. SDP’liler tarafından, itiraz edilen noktaya dair tek bir söz dahi söylenmeden ve oldukça saldırgan bir tutumla ilk oylamanın iptal edilmesi talep edilmiştir.

MYK seçimlerine yansıyan ilkesiz pazarlıklar

Liberal-reformist blok, attığı kimi olumlu adımlara rağmen, kapalı kapılar ardında yapılan ilkesiz koltuk pazarlıklarından bu genel kurulda da vazgeçmemiştir.

“Tüm siyasetlerin MYK içerisinde temsil edilmesi gerek” sözlerinin arkasına saklanarak bir yandan bağımsız unsurların bu mekanizma içerisinde yer alabilmesi en başından engellenmekte, öte yandan da kafa hesabı üzerinden koltukların paylaşıldığı ilkesiz koltuk pazarlıklarının yolu düzlenmektedir. Öyle ki EHP Gençliği, birçok tartışmada, bağımsız unsurların ÜYK ya da MYK gibi organlarda yer almaması gerektiğini açıktan savunmuş ve bu yaklaşımını “Eğer ki bir şeyler aksarsa kim muhatap alınacak? Siyasetlerin siyaset olmalarından kaynaklı bir muhattabiyet alanı var” sözleriyle gerekçelendirmeye çalışmıştır. Böyle anlayışların, hareketin ihtiyaçlarından kopuk ve tabanın iradesini yok sayan bir Genç-Sen’in yalnızca siyasetlerin ilkesiz birliğinden oluşan bir Genç-Sen olacağını bilmeleri gerekmektedir.

Israrlı bir çalışma yürütmeye devam edeceğiz

Devrimci Genç-Senliler’in, Genç-Sen çalışmasının sistematikleşmesi ve amaçlanan düzeye çıkarılması bakımından halen eksik bıraktığı yönler bulunmaktadır. Genel Kurul sürecine müdahalede de benzer eksiklikler gösterilmiştir.

Herşeyden önce, sürece müdahalemiz politik gerçekliğimizi ve güçlülüğümüzü yansıtmayan bir tabloda gerçekleşmektedir. Genç-Sen’in yorucu ve çoğu zaman toplam politik faaliyetimizi dağıtıcı tartışmalarından sakınmak ile ona gerekli ve zorlayıcı müdahaleleri yapmak arasındaki dengeyi daha başarılı bir biçimde sağlamamız gerekmektedir. Öyle ki, bu dengeyi sağlayamamaktan dolayı ortaya çıkan zayıflıklar, genel kurul gibi süreçlerde yapabileceğimiz güçlü müdahalelerin önünü daha baştan kesmektedir. Bu durum, tüzüğe dair değişiklik önerilerimizi genel kurula sunamamak gibi ciddi bir sıkıntının da zeminini oluşturmuştur.

İlkesiz pazarlıklara dayalı koltuk paylaşımları üzerinden gerçekleşen MYK seçimlerinde Devrimci Genç-Senli’lerin kendi bağımsız politik tutumları ile aday olarak kürsüye çıkmaları ve buruyı etkili bir teşhir-tartışma alanına çevirmeleri, birçok açıdan oldukça önemli ve anlamlıdır. Öyle ki, soruşturma almış bir Devrimci Genç-Sen’li kürsüden herkesi konu dahilinde tutum almaya çağırabilmiştir. Yanısıra aynı kürsüden, kimi yerellerdeki sorunlu tutumlar ya da MYK seçimlerindeki ilkesiz pazarlıklar teşhir edilebilmiştir.

Bu tabloyu çok yönlü olarak değerlendirecek, buradan süzülen sonuçlarla birlikte Genç-Sen’e yönelik müdahalemizi daha hedefli hale getireceğiz. Özcesi, Devrimci Genç-Senliler, tutarlı politik yaklaşımları çerçevesinde Genç-Sen’e dönük ısrarlı çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.

Sonuç yerine...

Tüm bu tartışmalar ışığında Devrimci Genç-Senliler, önümüzdeki sürece dair şu acil hedefleri hayata geçirebilmek için ciddi bir çaba içerisinde olacaklardır.

* Demokratik bir işleyişi Genç-Sen’e hakim kılmak yönünde ciddi bir çaba içerisinde olmalıyız. “Demokratik üniversite, söz-yetki-karar hakkı!” hedefini, Genç-Sen içerisindeki demokratik zemini güçlendirecek ve taban iradesini açığa çıkarabilecek araç ve yöntemleri zorlayarak hayata geçirmeliyiz.

* Genel kurulda da karar altına alınan, çalışma gündeminin ve somut pratik hattın belirleneceği haftalık karar alma toplantılarını, hareketin ihtiyaçlarından kopuk tüzüksel normlara takılmadan gerçekleştirebilmeliyiz.

* Genç-Sen’i, etkin bir pratik süreç üzerinden gençlik kitlelerini kucaklamayı ve örgütsel varlığını geliştirip pekiştirmeyi hedefleyen bir örgütsel iddiaya dönüştümek için ısrarlı bir kitle çalışmasını önümüze koymalıyız.

* Siyasal gündemlere bütünlüklü müdahale çabasını sistematikleştirmeli, aynı zamanda Genç-Sen politikalarının gençlik kitleleri içerisinde her yönüyle tartışılmasını sağlayabilmeliyiz.

Birleşik, kitlesel ve devrimci bir gençlik hareketi ve örgütü için mücadaleye!

Devrimci Genç-Senliler