11 Aralık 2009
Sayı: SİKB 2009/47

  Kızıl Bayrak'tan
  Baskı ve teröre karşı birleşik mücadeleye.…
 Polis terörüne ve cinayetlerine son!...
Tayyip Erdoğan’la müritlerinin Washington ziyareti
Soruşturma, sürgün ve işten atma saldırısına karşı militan yanıt verilmelidir!.
“Şimdi grevi örgütleme zamanı!”
  TEKEL işçisi kapatma
saldırısına karşı direniyor!
  Sağlıkta yıkım devam ediyor!
  Entes direnişi sürüyor..
  Tersanelerde ölüm mesaisi.
  İşçi ve emekçi hareketinden.
  TKİP MK’nın Alaattin Karadağ yoldaşın katledilmesine ilişkin yeni açıklaması..
  Alaattin Karadağ’a
yoldaşlarından...
  Alaattin Karadağ
emekçilere anlatılıyor...
  Parti Gecesi’nde
yapılan konuşma
  Parti Gecesi’n
selamlayan mesajlardan..
  Dünyadan
  “Gücümüzü Devrimci Liseliler Birliği’nde birleştiriyoruz!”
  Erdal Eren yaşıyor,
liseli genç komünistler savaşıyor!.
  Gelişmelerin anlamı…
M. Can Yüce.
  TOKİ’nin uzanmadığı
yer kalmayacak!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mücadele Postası

Dava açılıncaya kadar...

Davutpaşa’da patlamanın sorumlularının yargılanması ve dava dosyasının açılması talebi ile Cumartesi günleri Taksim Meydanı’nda biraraya gelen patlamada yaralananlar ve hayatını kaybedenlerin yakınları eylemlerinin 24. haftasında 5 Aralık günü basın açıklaması gerçekleştirdi.

“Davutpaşa’yı unutmadık, unutturmayacağız” pankatının açıldığı eylemde açıklamayı, patlamada hayatını kaybeden Kemal Kara’nın yeğeni Yaşar Kara okudu.

Patlamanın üzerinden 22 ay geçmesine rağmen ceza davası açılmadığını belirten Kara, iddianamenin hakimlik tarafından kabul edilmesi durumunda dava dosyasının 6. Ağır Ceza Mehkemesi’nde görüleceğini belirtti.

Kara, bilirkişi raporunda belirtilenlerin ve İçişleri Bakanlığı’nın yargılanması için çaba göstermeye devam edeceklerini belirterek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında dava açılmasını engelleyen valilik kararını protesto etti.

Açıklamada, tüm seçilmiş ve atanmışların ihmallerinden dolayı yargılanabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılması istendi. Kara, ceza davası açılıncaya kadar Cumartesi eylemlerine devam edeceklerini ifade ederek, açıklamayı sonlandırdı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Polis terörü komalık etti! 

İki hafta içerisinde sadece medyaya yansımış 5 olay dahi polis terörünün ulaştığı boyutları anlatmaya yetiyor.

Kurban bayramında 16 yaşındaki bir çocuk polis kurşunu ile komaya girmiş, geçtiğimiz hafta ise İstanbul’da bir avukat ve bir stajyer avukat farklı zamanlarda karakollarda işkence görmüştü. Mersin’de karakolda polisler tarafından azgınca dövülen iki kişinin görüntüleri de yine geçtiğimiz hafta ekranlara yansımıştı.

Polis terörü sokakta yakaladı

Bu kez polis terörünün kurbanı sokak yürüyüşüne çıkan Yılmaz Kuşçu oldu.

Kuşçu, Kocaeli Körfez ilçesinde önceki gece evinin önünde yürürken, kendisine kimlik soran polisler tarafından araya alınıp tekme tokat dövüldü. Yılmaz Kuşçu’nun eşi Nurcan Kuşçu, kocasını en az 10 polisin ortaya alarak tekme tokat dövdüğünü ifade etti. Polis dayağı sonrası 41 yaşındaki Yılmaz Kuşçu komaya girdi.

Kuşçu’ya polis ekiplerince durdurulup kimlik kontrolü yapılmak istendi. Evinin önünde olduğunu ve yanında kimliğinin bulunmadığını söyleyen Yılmaz, 10 polis tarafından coplarla vahşice dövüldü.

Yerde hareketsiz kalan Yılmaz Kuşçu yakınları tarafından hastaneye kaldırıldı. Derince Devlet Hastanesi Göğüs Cerrahi Servisi’nde tedavi altına alınan ve travma geçirdiği anlaşılan Kuşçu’nun şuurunun yerinde olmadığı belirtildi.

PVSK'daki değişiklikle polis terörü hız kazandı

Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) PVSK'nın değiştiği Haziran 2007 yılından bu yana polis tarafından gerçekleştirilen hak ihlallerini içeren raporuna göre; sadece Haziran 2007 ile Haziran 2009 tarihleri arasında tam 53 kişi polis tarafından öldürüldü. Bu kişilerden 40'ı doğrudan polis silahı ile öldürülürken 13 kişi ise polis merkezlerinde katledildi. Yine aynı zaman diliminde 416 işkence ve kötü muamele vakası yaşandı.


Kürt hareketine saldırılar sürüyor

Egemenler yaygınlaşan Kürt eylemlerine karşın ilk elden gösterileri devlet terörüyle karşılarken, kontra örgütlenmelerini de devreye soktu.

Eylemlerin yaygınlaştığı ve çatışmaların şiddetlendiği son günlerde koruculara ve sivil faşistlere de sokak çatışmalarında görev verilirken kontra örgütlenmeler de devreye sokuldu. Bir çok ilde DTP binalarına “kimliği belirsiz” kişilerce saldırılar düzenlendi.

DTP binalarına saldırılar

İzmir’in Çiğli ilçesinde DTP binasına 6 Aralık günü molotofkokteyli atıldı. Sabah saatlerinde yapılan saldırıda binanın camları kırıldı.

İstanbul Küçükçekmece’de DTP binası 6 Aralık günü silahlarla tarandı. Sefaköy’deki binada iki görevlinin bulunduğu sırada bir grup faşist, Kürtlere hakaretler içeren sloganlarla binanın önünde toplanmaya başladı. Bir süre sonra silahlarını çıkaran grup binayı kurşun yağmuruna tuttu.

Görevliler yarım saat süren saldırıyı daha grup toplanmaya başlarken polise bildirmelerine rağmen polisin olay yerine gelmediğini söylediler.

Urfa Karaköprü Beldesi DTP binasına 6 Aralık günü saldırı düzenlendi. Gece geç saatlerde benzin dökülerek bina yakılmak istendi. Çıkan yangın sonucu binanın bir kısmı hasar gördü.

DTP’nin Ankara’daki genel merkez binasına 8 Aralık’ta, saat 02.30’da, taşlı bir saldırı düzenlendi.

9 Aralık günü DTP Keçiören İlçe Başkanlığı’na silahlı saldırı yapıldı. Saldırıda on adet kurşunun bina camlarına isabet ettiği ifade edildi. Sabaha karşı ise DTP’nin Tuna Caddesi üzerinde bulunan Ankara il binasına molotofkokteylli bir saldırı düzenlendi.

Hatay’da da 8 Aralık akşamı DTP’nin il ve ilçe teşkilatlarının bulunduğu binaya molotofkokteyli atıldı.

İzmir ve Denizli’de DTP eylemlerini provoke etme çabaları

8 Aralık günü İzmir’de DTP’liler, son dönemde artan saldırıları ve partilerine yönelik kapatma davasını protesto etmek için il binası önünden Konak Meydanı’na bir yürüyüş düzenlemek istediler. Sokağa giriş çıkışlarda kimlik kontrolü ve üst aramaları yapan polis tarafından yürüyüşe izin verilmedi ve basın açıklaması il binası önünde okundu. Eylem boyunca polis tarafından gerçekleştirilen provokatif tutumlara çevreden “hassas vatandaşlar”ın Türk bayrağı asmaları da eklendi.

Aynı gün Denizli’deki “vatandaş tepkileri” ise sözlü sataşmalara kadar uzandı. DTP’lilerin yürüyüş yapma isteğine polis tarafından izin verilmedi. İl binası önünde basın açıklamasının okunması esnasında faşistlerden oluşan bir grup DTP’lilere sözlü saldırıda bulundu


Ümraniye’de Kızıl Bayrak satışı

Sermaye devletinin saldırılarına karşı işçi ve emekçileri ekonomik, sosyal ve siyasal mücadeleye çağırmak için Ümraniye’den sınıf devrimcileri faaliyetlerine devam ediyor.

Bu kapsamda Kızıl Bayrak gazetesi siyasal ajitasyonlar eşliğinde işçi ve emekçilere ulaştırıldı. Cumartesi günü Sarıgazi’de kitlesel Kızıl Bayrak satışı gerçekleştirilerek Alaattin Karadağ yoldaşın katledilmesi teşhir edildi. Alaattin Karadağ’ın örgütlü militan bir sınıf devrimcisi olduğu, işçi sınıfının mücadelesi için yıllardır partili bir işçi olarak savaştığı söylendi. Yapılan konuşmalarda devletin katliamcı yüzü teşhir edildi.


Provokasyon boşa düşürüldü

Kızıl Bayrak satışı sırasında bir kişi gelerek M. Can Yüce’nin yazılarına yer verildiği için bu faaliyeti yaptırmayacağını söyledi. Çevresine başkalarını da toplayarak faaliyet süresince hakaretler ve tehditler savurdu. Fakat provokasyon girişimi boşa düşürüldü ve faaliyet devam etti. BDSP’liler tarafından yapılan ajitasyon konuşmalarında Kürt halkının meşru mücadelesinin katliamlarla ve açılımlarla tasfiye edilmek istendiği, Kürt halkının gerçek kurtuluşunun devrim ve sosyalizmde olduğu söylendi.

8 Aralık günü ise İMES A kapısında Kızıl Bayrak işçilere ulaştırıldı. Burada da yine Alaattin Karadağ katliamı teşhir edilerek, katliamlardan hesap sormak için işçi ve emekçiler mücadeleye çağrıldı.

Kızıl Bayrak / Ümraniye