21 Ağustos 2009
Sayı: SİKB 2009/32

  Kızıl Bayrak'tan
  “Kürt Açılımı”nda son gelişmeler ve devrimci tutum üzerine
  Ümit Pamir’in referandum önerisi üzerin
  TKP-SİP, İP’leşmeye doğru..
Hacıbektaş Şenlikleri ve müdahalemiz
Birleşik Metal ve
bürokratik yozlaşma
“Dünya markası” ETİ Gıda’da 2 bin işçi grevde!
  İşçi ve emekçi hareketinden .
  KESK’in içinde bulunduğu durum ve
sosyalist kamu emekçilerinin
görevleri
  Direniş 100. gününde!
  Direnişlerle dayanışmayı yükseltelim!
  Seyhan Belediyesi’nde yaşanan işten atmaların gösterdikleri
  Gençlik eylemlerinden..
  Hasta tutsaklara özgürlük!
  Britanya emperyalizmi Afganistan bataklığında çırpınıyor!
  Latin Amerika’dan...
  ABD emperyalizmi Güney Amerika’yı
kana bulamaya çalışıyor!
  Gazze’de Hamas-Cünd-ü Ensarullah çatışması
  Sacco ve Vanzetti
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Entes direnişinin 100. gününde direnişçi Gülistan Kobatan’la konuştuk...

“Dünyayı üreten biz isek
değiştiren de biz olmalıyız!”

- Entes direnişi 100. gününde kararlılıkla sürüyor. Direniş sürecini bize kısaca anlatır mısın?

Gülistan Kobatan: 13 Mayıs’ta kriz gerekçesiyle işten atıldım. Tek sebep kriz de değildi. Asıl sebep bölgede çalışma yürüten OSB-İMES İşçileri Derneği’nde örgütlü olmamdı. “Seni bu yüzden çıkartıyoruz” demeseler de “çok çalışkan bir kızımızsın, ama yaramazlık yapıyorsun” gibi sözlerle imalarda bulundular. İşten çıkartıldığımda ve haklarımı istediğimde “yasalara göre bu mümkün değil” diyen patron uşaklarının, direnişe başlayacağımı duydukları zaman yaptıkları ilk iş tazminatımı yatırmak oldu. Orada bir kez daha sermayenin ikiyüzlülüğünü gördüm. Entes Elektronik’te her geçen gün işçiler atılmaktaydı. Her patron gibi Entes patronu da krizi fırsata çevirdi. Faturayı bizim omuzlarımıza yükledi. Ben işten atılan birçok işçi gibi sessiz kalmayı değil, sınıf bilincimle krizin faturasını ödemeyi reddederek direniş yolunu seçtim.


- Entes direnişinin tüm işçi sınıfına verdiği mesaj nedir?

- Kadın olarak, özellikle de tek başına direnen bir kadın işçi olarak verdiğim en büyük mesaj, işçilere kurtuluşun direnişten geçtiğini göstermektir.

Ayrıca tek başımıza bile patronları huzursuz edebiliyorsak, birlik olduğumuzda işçi sınıfının neler yapabileceği de görülmüştür. Biz bugün birçok hakka sahipsek bu geçmişte verilen bedeller sayesindedir. O yüzden haklarımız için mücadele edip var olan haklarımızın birer birer gasp edilmesine göz yummamalıyız.


- 100 gün içerisinde emekten yana muhalif kesim direnişe sahip çıktı mı?

- Sahip çıkanlar var ama yeterli değil, birçok kurum ise örgütlü olmamdan kaynaklı bırak sahiplenmeyi görmezden geliyor. Ben örgütlü bir işçiyim, işçi sınıfı için mücadele ediyorum. Tüm sınıf bilinçli insanların sadece Entes direnişini değil, bütün direniş ve grevdeki işçileri sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Entes patronunun Elektrik Mühendisleri Odası’nın bir dönem başkanlığını yapmış olması ve şu anda ise, hem EMO’da görev alması hem de Dudullu OSB’nin yönetim kurulunda olması dikkat çekicidir. Bakıldığında diğer direnişleri sahiplenen EMO, Entes direnişine aynı desteği göstermiyor. Bir diğer rahatsız eden nokta ise, yine Dudullu OSB’de direnişte olan Sinter Metal Fabrikası’nın örgütlü olduğu Birleşik Metal İş Sendikası’nın, Entes metal iş koluna girmesine rağmen direnişe hiçbir destekte bulunmamasıdır. Benim üyesi olduğum OSİM-DER direniş başladığı günden itibaren etkin bir propaganda, ajitasyon çalışması yürüterek Entes direnişini özellikle bölge işçi ve emekçilerine ulaştırmaya çalıştı. İzmir’de başlatılan Entes direnişiyle dayanışma kampanyası da oldukça anlamlı. Onun haricinde direniş sürecinde temsili ziyaretler gerçekleştirildi.


- Son olarak bizimle paylaşmak istediğiniz nelerdir?

- Direnişin bir okul olduğunu söylemişlerdir. Benim için eğitim süreci olduğunu ve bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Bana kattıkları dışında esas önemlisi Entes işçisine ve bölgedeki diğer işçilere ne kattığıdır? Asıl önemli olan niye direndiğimi ve amacımın ne olduğunu tam anlamıyla anlatmış olmamdır. Bunun için OSİM-DER ile birlikte gereken çabayı gösterdiğimizi düşünüyorum. Korkutma çabalarına rağmen işçilerin yanıma gelip “destekliyoruz” demeleri anlamlıdır. Ama en büyük cevabın içeride bir örgütlülük yaratmak olduğunu biliyoruz. Bunun için değişik adımlar attık, atmaya devam edeceğiz. Entes patronunun 100 gündür işçi atmıyor olması, her yere kamera yerleştiriyor olması, direniş başladığı ilk günler yanıma gelip sınıf kinini kusması tam anlamıyla sermaye sınıfının biz işçi ve emekçilerin örgütlülüğünden ne kadar korktuğunu göstermektedir.

Bana göre bu direnişin kazanımı fabrikaya girip girmemek ya da tazminat alıp almamak değildir. İşçileri sermaye sınıfına karşı mücadele etmek noktasında bir adım ileri taşıyabiliyorsam, yaşamın neresinde durduğunu, ne anlam ifade ettiğini tartıştırabiliyorsam benim için asıl kazanım budur. Bugün tekil direnişlerle sermayeye cevap versek bile asıl amacımız sömürüyü ve sömürüyü yaratan sistemi ortadan kaldırmaktır. Bugün yaşamın her alanında sorunlar yaratan, insanı insanlıktan çıkaran, bireyselleştiren, yer yer mezhepsel, dinsel ayrımlara başvurarak işçi ve emekçi çocuklarını bir birine düşüren tam da bu sistemin kendisidir. Bugün Güler Zereler’i ölüme mahkûm eden bir sistem, işsizlik fonundaki paraları patron denen asalaklara peşkeş çektiriyorsa, hastane kapılarında işçi ve emekçi çocuklarını ölüme terk edip zengin adamın parmağı kesildi diye özel uçak tutuyorsa, tersanelerde güvenlik önlemi almayıp yüzlerce işçiyi öldürüyorsa, biz de insan olarak bu yaşananlara duyarsız kalmamak için mücadele etmek zorundayız.

Kızıl Bayrak / Ümraniye


 

Entes güncesinden...

92. gün…

Direnişimin 92. gününde fabrikaya gelen bir işçi, deneme süresi içinde çalıştırılıp paraları verilmeden çıkartılan iki yeğeninin hakkını almak için fabrika önünde saatlerce bekledi. Beklerken yanımıza gelip sohbet eden işçi direniş hakkında bilgi almak istedi. Niye beklediğimi, amacımın ne olduğunu anlattıktan sonra “En iyisini yapmışsın. Keşke herkes senin gibi olsa” dedi. Patronun “yarın tekrar gel” demesi üzerine işçiye Entes’in 100. gün çağrısının yapıldığı bildiri ve OSİM-DER’in adresini verdim. (...)


93. gün

Direniş Platformu olarak Tuzla Yan Sanayi Bölgesinde bulunan Birleşik Metal-İş’te örgütlü AKS Otomotiv işçilerine ziyarete gittik. İşçiler sendikal örgütlenme yürüttüklerinden kaynaklı işten atılmışlar ve 6 aydır fabrika önünde direniyorlar. Güzel bir örgütlenme çalışması yürüten işçilerin takdir edilmesi gereken davranışları ise bu sendikal çalışmanın hiçbir şekilde patrona yansımamasıdır. Patronun en son haberi olması oldukça umut verici bir gelişme. Örgütlenme yürüten öncü işçilerin de içinde bulunduğu 19 kişi işten çıkartılmış. Şu anda kapı önünde direnen 19 işçinin 7 tanesi işe iade davasını kazanmış, diğerlerinin de kazanacağı garanti gözüyle bakılıyor. (...)


94. gün…

Atv-Sabah eylemine gittiğimizde yine Halkalı Kağıt işçileri kitlesel bir şekilde yerlerini almışlardı. Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da “Atv- Sabah’da grev sürüyor” dövizleri taşındı. Sloganlar eşliğinde Galatasaray Lisesi önüne geldiğimizde Atv-Sabah işçileri, Halkalı kağıt işçileri adına sendika başkanı ve ardından Entes’in 100. gün etkinliğini duyurmak için ben söz aldım. (...)

DESA’dan Emine Arslan’ın da katıldığı eylem sonrası Halkalı Kağıt işçileri ve Emine Arslan ile beraber Red Kültür Merkezi’ne gittik. Kültür merkezinde direnişlerin sorunlarının aslında ortak olduğuna ve ileriye dönük neler yapılabileceğine değindik. (...)


96. gün…

Pazar akşamı (16 Ağustos) Kartal’da açılan Sinter Metal dayanışma standına desteğe gittik. Çevrede bulunan çay bahçelerine kalem ve anahtarlık sattık. Kartal Belediyesi’nin düzenlediği festivale gelen işçi ve emekçilere ajitasyon eşliğinde Sinter Metal’in bildirilerini dağıttık.

Bugün (17 Ağustos) ise Sinter Metal’den ziyarete gelenler oldu ve “Sinter’de direnen işçiler bile desteğe gelmezken siz geldiniz, size teşekkür ediyorum” dedi. Direnişte yaşanan sıkıntılardan bahsedilen sohbette ben de “Sen doğruları görüyorsun, ama herkes senin gibi değil. Sabırlı olmak ve diğer işçiler de aynı sorunu görene kadar anlatmak gerekiyor” dedim.


97. gün…

Parot işçisi ve Sinter Metal işçilerinden ziyaretime gelenler oldu. Yoldan geçerken “burada ne oluyor?” diye soranlar yine çoğunluktaydı.

Kızıl Bayrak gazetesine röportaj verdim. Bir yandan da 100. gün etkinliği için program hazırlıkları devam ediyor.

Sinter Metal’in paydos saatinde yaptığı eyleme katıldık. Bugün Atv-Sabah işçilerinin dayanışma gecesi var ve orada bulunmaya çalışacağım.

Entes direnişçisi
Gülistan Kobatan