21 Ağustos 2009
Sayı: SİKB 2009/32

  Kızıl Bayrak'tan
  “Kürt Açılımı”nda son gelişmeler ve devrimci tutum üzerine
  Ümit Pamir’in referandum önerisi üzerin
  TKP-SİP, İP’leşmeye doğru..
Hacıbektaş Şenlikleri ve müdahalemiz
Birleşik Metal ve
bürokratik yozlaşma
“Dünya markası” ETİ Gıda’da 2 bin işçi grevde!
  İşçi ve emekçi hareketinden .
  KESK’in içinde bulunduğu durum ve
sosyalist kamu emekçilerinin
görevleri
  Direniş 100. gününde!
  Direnişlerle dayanışmayı yükseltelim!
  Seyhan Belediyesi’nde yaşanan işten atmaların gösterdikleri
  Gençlik eylemlerinden..
  Hasta tutsaklara özgürlük!
  Britanya emperyalizmi Afganistan bataklığında çırpınıyor!
  Latin Amerika’dan...
  ABD emperyalizmi Güney Amerika’yı
kana bulamaya çalışıyor!
  Gazze’de Hamas-Cünd-ü Ensarullah çatışması
  Sacco ve Vanzetti
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hacıbektaş Şenlikleri ve müdahalemiz

46. Ulusal 19. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri sona erdi. Hacıbektaş şenliklerinde bazı ilkler de yaşandı. Alevi örgütlerinin şenlik programını 15–16 Ağustos olarak belirlemesi nedeniyle, Hacıbektaş Belediye Başkanı 16-18 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen şenlik programını, 15-17 Ağustos tarihleri arasına çekti. Ayrıca alternatif gece etkinlikleri için kullanılabilecek tek kapalı mekan olan Hacıbektaş Spor Salonu belediye tarafından kiralandığı halde kullanılmadı. Zira tek amaç alevi örgütlerinin ve ilerici, devrimci yapıların önünü kesmekti.

Hacıbektaş Şenlikleri’ne ilişkin devrimci propaganda-ajitasyon faaliyetindeki zayıflama, düzenin işini bir ölçüde kolaylaştırdı. Öyle ki; DHF dışında stant açan, gazete satışı yapan, eylemsel süreçlere katılan herhangi bir devrimci yapı yoktu. Komünistler ise, şenlikler öncesi başlattıkları çalışma ile tüm politik eylem ve etkinliklere müdahale ettiler.

 Hacıbektaş Şenlikleri’nin bu yılki resmi programında, son yıllarda olduğu gibi yine faşist-şovenist propaganda öne çıktı. Panellerin içeriği ve panelistlerin kimliği bu durumun en açık göstergesiydi. Hrant Dink cinayetini alkışlayanların başında gelen Mustafa Cemil Kılıç bunlardan sadece birisiydi. “Türkçü-Toplumcu” isimli faşist sitenin sahibi Mustafa Cemil Kılıç “din sosyoloğu” sıfatıyla şenlikte panelist olarak yer aldı.

 “MHP artık düzeldi” diyerek MHP’ye yönelik övgü dolu yazısıyla adından bahsettiren Cemal Şener de  “araştırmacı-yazar” ünvanıyla panellerde boy gösterdi. Alevi örgütlerini “siyaset yapıyorlar” diyerek şenlik organizasyonundan çıkaran Hacıbektaş Belediye Başkanı, bu yıl da Türkçü/faşist söylemin bayraktarlığını yapan çevrelere her türlü imkanı açtı.

15 Ağustos yürüyüşünün ortaya çıkardığı gerçekler!

Geçen 6 yıl boyunca yasakçı tutuma karşı mücadele ettiklerini ve şenliklere yönelik alternatif bir çalışma yürüttüklerini iddia eden Alevi kurumlarının yöneticileri bu iddialarına uygun davranmayarak tutarsız bir konuma düştüler. Bu durum, Hacıbektaş’ta yapılan tüm toplantılarda BDSP tarafından açık bir eleştiriye konu edildi.

Geçtiğimiz yıl aynı kurum yöneticileri alana müdahale ve protesto yürüyüşü konusunda komünistlerin çok önceden başlattıkları çalışmanın da etkisiyle, bir parça olumlu bir tutum almak zorunda kalmışlardı. Güçlerini eyleme katmak için asgari bir çalışma yürütmüşlerdi.

Bu yılki protesto yürüyüşü 15 Ağustos’ta gerçekleştirildi. Sınıf devrimcileri, sınırlı güçlerle de olsa protesto yürüyüşüne müdahale ettiler. “Sivas’ın katili sermaye devleti!”, “Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın hesabı sorulacak!”, “Kahrolsun sermaye devleti!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!” şiarları, yaklaşık 1000 kişilik kitle tarafından sahiplenildi.

Eyleme devrimci bir atmosferin hakim olması, Alevi örgütlerinin merkezi yöneticilerini ürküttü. Sınıf devrimcilerine kolluk güçlerinin gözü önünde yasakçı ve hasmane bir tutumla müdahale edilmek istendi. Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu’nun yasakçı tutumundan rahatsız olan bu yöneticilerin sınıf devrimcilerine dönük benzer yaklaşımlar sergilemesi tam bir tutarsızlıktı.

Kuşkusuz ki, sınıf devrimcileri düşmana yaranma kaygısıyla devreye sokulan gerici tutumu boşa çıkartarak hem inisiyatiflerinin kırılmasına izin vermediler, hem de kitle içinde etkin teşhirini yaptılar. 15 Ağustos yürüyüşüne damgasını vuran sınıf devrimcilerine yönelik  düşmanca tutumun arkasında elbette sınıfsal bir kimlik vardır. Alınan bu tutum, Alevi örgütlerinin Alevi orta sınıflarının ve burjuvazisinin toplumsal konumunun bir ifadesidir.

Alevi Gençlik Forumu’nda yaşananlar…

Hacıbektaş Şenlikleri “Alternatif Program”ı içerisinde yer alan Alevi Gençlik Forumu 16 Ağustos’ta gerçekleştirildi. “Alevi gençliğinin örgütlenmesi”, “Alevi öğretisi ve Alevi gençliği”, “Alevi gençliği ve siyaset” başlıklarının tartışıldığı forumda Pir Sultan Abdal Derneği, Kızılırmak Yerel Dernekleri Federasyonu, Aydınlık Gençlik Meclisi, Alevi Gençlilk Platformu, Kayseri Pir Sultan Abdal Derneği ve Ekim Gençliği adına sunumlar yapıldı.

ABF Genel Başkanı Ali Balkız, “devlet Aleviciliği”nden yakınırken bile Alevi emekçilerinin gerçek kurtuluşuna dair tek bir kelime söylememesi dikkat çekti. Pir Sultan Abdal Derneği adına yapılan konuşmada, örgütlenme konusunda belirli bir düzey yakalandığı, ama bunun yetersiz olduğu ifade edildi. “Eylemin gücüne inanıyorsak, gereğini yerine getirmeliyiz” denilen  konuşmada, Alevi Gençlik Platformları’nın yan yana gelerek sorunlara birlikte çözüm araması gerektiği söylendi.

Toplantıda iki temel anlayış ortaya çıktı. Konuşmacıların önemli bir kısmı, Alevileri “sınıfsız ve kaynaşmış bir kitle” olarak sunmaya çalıştılar. Her cümlede kullandıkları “biz Aleviler” söyleminin arkasında Alevilik sorununa sınıfsal bakmayan düzen içi bir anlayış vardı.

Alevi Gençlik Forumu’nda, Alevi örgütlerinin yöneticileri yasakçı tutumda ısrar edeceklerini bir kez daha gösterdi. Öyle ki, Ekim Gençliği konuşma yapabilmek için divanla epeyce cebelleşmek zorunda kaldı. Zira divana göre, konuşma hakkı sadece Alevi örgütlerinden gelen gençlere aitti. Ortaya çıkan bu yasakçı tutum, “Hacıbektaş, Hacıbektaşlılarındır”diyerek gericiliğin bayraktarlığını yapan, Alevi örgütlerini dışlayan Hacıbektaş Belediye Başkanının yaklaşımını bir kez daha hatırlattı.

Alevi Gençlik Forumu’nda yapılan konuşmaların önemli bir kısmında gençliğin devrimci duyarlılığı öne çıktı. Kızılırmak Yerel Dernekleri Federasyonu adına söz alan gencin “Çözüm düzende ya da yasal partilerde değildir. Bu düzenin gençliğe verebileceği hiç bir şey yoktur. Aleviler düzene hizmet eden örgütlere prim vermemelidir. İşçi ve emekçi hareketine yüzlerini dönmelidir.” sözleri sonrasında salonda kopan yoğun bir alkış aldı. Ayrıca emekçi Alevi gençliğini devrim ve sosyalizm için mücadele etmeye çağıran Ekim Gençliği’nin sunumunun sonunda, salonda bulunan gençlerin; “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!”, “Kurtuluş devrimde, kurtuluş sosyalizmde!” sloganlarıyla yanıtlaması son derece anlamlıydı.

Devrimci, ilerici siyasal yapıların durumu

Sermaye devleti bu yılki etkinliklere yönelik ilerici ve devrimci etkiyi sınırlamak için özel çaba harcadı. Günlerce öncesinden güvenlik gerekçesiyle, Hacıbektaş ilçesinin giriş çıkışları tutuldu. Belediye Başkanı tarafından her şeyin sorumlusu olarak gösterilen sınıf devrimcileri yakın ablukaya alındı.

Hacıbektaş Şenlikleri’ne sol yapıların herhangi bir politik müdahalesi olmadı. Bunun tek istisnası DHF oldu. DHF, kendi cephesinde tanıtım amaçlı bir faaliyet yürüttü. EMEP, tanıtım standı açtı. Ayrıca Evrensel satışı ve şenlikler için hazırlanan özel sayının dağıtımını yaptı.

Sınıf devrimcileri şenlik ön hazırlık çalışmasını günler önce başlattılar. Şenliklere yönelik olarak hazırlanan bildirinin yaygın dağıtımı ve Kızıl Bayrak’ın propaganda-ajitasyon konuşmaları eşliğinde satışı gerçekleştirildi. Aynı zamanda tanıtım standı açılarak, şenliğe katılan işçi ve emekçilerin komünist yayınlarla buluşması sağlandı.

Sınıf devrimcileri, şenlik öncesi ve sırasında anlamlı bir devrimci müdahalede bulundular. 15 Ağustos eylemi sırasında, yaklaşık bin kişilik kitlenin devrimci şiarlar atan komünistlere eşlik etmesi, Hacıbektaş Şenlikleri’ne damgasını vuran “devlet Aleviciliği” cephesinde açılan önemli bir gediğin ifadesiydi. Öte yandan komünistler, eylem sırasında gericiliğin bayraktarlığını yapan Alevi örgütlerinin başına çöreklenmiş ağaların gerçek konumunun anlaşılması açısından da son derece önemli bir pratik sergilediler.

Bu yıl tüm kısıtlı olanaklara rağmen şenliklere anlamlı bir müdahalede bulunan sınıf devrimcileri, her türden gericiliğin dikkatini çeken bir etki alanı yaratabildiler. Binlerce işçi ve emekçinin katıldığı şenliklerin daha etkin bir politik müdahaleye konu edilmesi görevini layıkıyla yerine getirebilmek için daha yoğun bir çaba harcamak gerektiğinin bilincindeyiz. Müdahaleyi daha güçlü hale getirmek görevi önümüzde duruyor.

Kayseri ve Hacıbektaş BDSP