7 Ağustos 2009
Sayı: SİKB 2009/30

  Kızıl Bayrak'tan
  Irkçı-gerici rejim Kürt halkının emekçi kesimlerinin beklentilerini karşılayamaz...
  Kamu İhale Kurumu bir gece yarısı operasyonu ile Maliye Bakanlığı’na bağlandı…
  Kontrgerilla şefi
Kemal Yamak’ı sahiplenenlerin
Ergenekon karşıtlığı sahtedir!
HSYK tartışmaları ve
Yeni Şafak’ın iki yüzlülüğü!
Grev silahının dünü ve bugünü üzerine
Entes direnişi sürüyor...
  Kent A.Ş. direnişine polis saldırısı .
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Emine Arslan ile DESA direnişi, mücadele ve örgütlenme sorunları üzerine konuştuk...
  “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!”.
  Devrimci sınıf çalışmalarından...
  İzmir’de direnişçi işçilerle
dayanışma kampanyaları!
  Har(a)ç saldırısı karşıtı mücadele ve Genç-Sen...
  Gençlik eylemlerinden...
  “Gizli Milyonerler Klübü” çizgi filmi ile Buffet’lar kapitalist sömürüyü kutsama çabasında...
  Obama yönetiminin üst düzey görevlileri Ortadoğu’da…
  Honduras’ta faşist darbeye
karşı halk direnişi yayılıyor!
  Dünyada işçi-emekçi eylemlerinden...
  TKP’nin en yaşlı üyesi
yazar Sarkis Çerkezyan yaşamını yitirdi
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Har(a)ç saldırısı karşıtı mücadele ve Genç-Sen...

Birleşik, kitlesel, militan bir gençlik hareketi yaratma sorumluluğu!

 

Üniversiteler yaz tatilindeyken YÖK, üniversite har(a)çlarına yapmayı düşündüğü zammı açıkladı. Önerilen zam miktarı %8 ila %500 arasında değişiyor. Bu önerinin yapılmasıyla birlikte birçok refleks tepki ortaya konuldu. Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) da başından beri bu saldırıya karşı refleks eylemler hayata geçirmiş, bu gündeme dair tepkinin açığa çıkmasında ve kamuoyu oluşmasında çaba sarf etmiştir.

Ancak henüz yeni başlayan bu süreç Genç-Sen içerisindeki liberal-reformist blok ile devrimci çizgi arasındaki ayrımı da harç saldırısı vesilesiyle bir kez daha belirginleştirmiştir.

Devrimci Genç-Senliler bu sürece iki temel tartışma ışığında bakmaktadır: Birincisi süreç, saldırıyı karşılamaya yetecek bir bütünsellikte işlenmeli yani ticari eğitim saldırısı bütünsel bir hatta ele alınmalıdır. İkinci olarak ise, bu sürecin birleşik, kitlesel, devrimci bir gençlik hareketi yaratabilmenin olanaklarını ortaya çıkarması amaçlanmalıdır.

Genç-Sen’in öne sürdüğü taleplere dair

Genç-Sen içerisindeki liberal-reformist bloğun bu dönemde yapılması planlanan zam saldırısının karşısında ortaya koyduğu ilk şiarlar “Harçlara zam yaptırmayacağız!” ve “Bu yıl harçları devlet karşılasın!” olmuştur. Bu şiarlar sürece bakışın sıkıntılarını ortaya koymaktadır.

Ticari eğitim saldırısı, dünya genelinde yaşanan neoliberal dönüşümün eğitim alanındaki yansımasını ifade eder. Bu saldırı ile kendisi bir hak olan ve parasız olması gereken eğitim, kişinin kendi gelişimini sağladığı vb. gerekçelendirmeleriyle gaspedilmeye başlanmıştır. Harç uygulaması da parasız eğitim hakkını gasp eden bu saldırının önemli bir parçasıdır. Bu yönlü bir saldırının karşısında, harç uygulamasının kendisine dair söz söylenmesi gereklidir.

“Harçlara zam yaptırmayacağız!” şiarı sorunu yapılan zamlara daraltmakta ve harç uygulamasını meşrulaştırmaktadır. Genç-Sen’in ilk elden ortaya koyduğu bir diğer talep ise “bu yıl harçları devlet karşılasın” şiarıdır. Bu talebin anlamı ve sınırı kriz koşullarında harç ödemenin öğrenciler için zor olmasıdır, “Öğrenciler mevcut masraflarını zor karşılarken bir de zam yapılıyor” denilmek istenmektedir. Belirlenen ilk talepler ne harç, ne de paralı eğitim uygulamalarının kendisine dair söz söylememiştir. Hatta bu iki şiar harç kavramını olağanlaştıran bir anlayışı yansıtmaktadır. Eğitimin bir hak olduğuna, paralı olmasının bir ticarileştirme saldırı olduğuna dair bir yaklaşım ile ele alınmamıştır.

Genç-Sen içerisinde yapılan tartışmaların sonucunda, “bu yıl” ibaresi kaldırılarak mevcut şiar “Harçları devlet karşılaşın!” şeklinde formüle edilmiştir. “Harçları ödemiyoruz!” önerisi ise şiar açısından uygun bulunmamış, kriz vurgusu olmadığı söylenerek kitlelerin daha kolay sahiplenebileceği şiarlar kullanmak gerektiği savunulmuştur. İllerde yapılan toplantılarda ve temsilciler meclisinde Devrimci Genç-Senliler’in yaptığı tartışmalar sonucunda taleplerin arasına “Parasız eğitim istiyoruz!” eklenebilmiştir. Tartışmaların sonucunda “Parasız eğitim istiyoruz!” talebinin eklenmiş olması sadece har(a)ç uygulaması açısından değil eğitim sürecinde karşımıza çıkartılan paralı uygulamaların hepsini içerisinde barındırması açısından anlamlıdır.

Devrimci Genç-Senliler açısından “Harçlar kaldırılsın!” bu noktada söylenmesi ve vurgulanması gereken temel bir şiardır. “Harçları devlet karşılasın!” ve “Harçlar kaldırılsın!” şiarlarının harçları ödememe noktasında aynılaştığı da yapılan tartışmalarda liberal-reformist blok tarafından savunulmuştur. Oysa bu şiarlardan ilki, harç kavramını meşrulaştıran, bu uygulamaya dair söz söylemeyen bir yaklaşımdır. Kitleye verilecek bilinç noktasında muğlâklık taşımaktadır, bilinç açıklığı yaratan ve net bir tutum alan yanı yoktur. “Her ikisinde de para vermeyeceğiz” gibi bir yaklaşımla ele alınması sorunun kapsamını sığlaştırmaktadır.

Önerilen “Harçları ödemiyoruz!” şiarı ise yapılan saldırıya karşı öğrenci kitlesinin somut tutum almaya çağrılmasını ifade eder. Bu şiar çerçevesinde, harç saldırısına karşı harekete geçen tepkiyi eylemli bir hatta kanalize etmek ve boykot örgütlemek bir hedef olabilmelidir.

“Krizdeyiz yarısını öderiz”de de öne sürüldüğü gibi var olan durumu ve yarattığı sonuçları kabullenip “bunun üzerinden elde edilebilecekler” kıstası üzerinden yol yürümeye çalışmakla gerçek ve kalıcı bir sonuç alınacağının düşünülmesi hayaldir. Genç-Sen olarak haklarımızı unutmadan, haklarımızın elimizden alınmasına karşı bir mücadele hattını önümüze koymalıyız.

Birleşik, kitlesel, devrimci bir gençlik hareketi için!

Devrimci Genç-Senliler sürecin başında Genç-Sen’i ilerici güçlerin bir araya geldiği bir zeminde politik ve örgütsel bir tutum almak açısından olumlu bir adım olarak tanımlamıştı.

Genç-Sen’in bu süreç içerisinde hareket ile kurduğu bağ sınırlarında genişleyecek, gençlik hareketini geliştirecek bir güce dönüşebileceği, bunun olmadığı koşullarda ise bu süre içerisinde olumlu olarak tanımladığımız adımların da heba edileceği söylenmişti.

Genç-Sen bu süreçle birlikte daha hareketli olduğu yerellerde açık toplantılar örgütlemeye başlamıştır. Daha geniş toplantılarda süreci tartışma, planlama başından beri olması gereken bir işleyişin hareketli bir süreçte Genç-Sen’e dayatmasıdır. Böylesi bir süreçte kitle başka türlü kucaklanamazdı. Genç-Sen’in kitleye sadece çağrı yapan sınırda kalması onun bu süreçte kitleselleşme olanağı taşıması yerine dıştalanmasına neden olurdu. Genç-Sen bu yönlü bir adım atmıştır, ama sonrasında da bunun kalıcı olması sağlanmalıdır. Genç-Sen sürekli aktif bir çalışma örmeli ve en geniş birlikteliklerde gündemleri ve eylemsellikleri, politik hattını tartışmalıdır. Böyle olduğu bir durumda gençlik hareketinin her daim belirleyici bir öznesi olur ve “özörgütlülük” olma iddiasını hayata geçirebilmenin zeminini yaratabilir.

Devrimci Genç-Senliler’in yaptığı birçok tartışmanın, Genç-Sen içerisindeki liberal-reformist blok açısından bilinçli olarak önü kesilmeye çalışılmış olsa da, pratik bu tartışmaları güncellemiştir. Uzun bir süre Genç-Sen’i tüzüksel normlara sıkıştıran ve hareketsiz kalmayı kendine bir tarz olarak oturtmaya çalışan anlayışların bugün ‘tüzüksel normlar’ın üzerinden atlaması bir tesadüf değil, pratiğin zorlamasıdır.

Bu süreçte birleşik bir mücadele hattı üzerine yapılan tartışmalarda özellikle İstanbul İl Meclisi’ndeki tartışmalarda birleşikliğin “gereksiz” ve “hayal” olduğu vurgusu belirli anlayışlar tarafından dile getirilmiş, birçok grubun bizim eylemliliklerimize gelmemesi üzerinden gerekçelendirilmiştir. Bu anlayış birleşik hareketi Genç-Sen’in sürece kendisini dayatması olarak anlamaktır. Başını TÖP ve EHP Gençliği’nin çektiği bu anlayış İstanbul İl Meclisi toplantısında büyük bir çoğunluk tarafından mahkum edilmiştir. Temsilciler Meclisi’ne taşınan tartışmada alınan karar, bir eylemin birlikte örülebilmesi için diğer öznelere çağrıdır. TM’den çıkan karar bir eylem süreci olsa da Genç-Sen süreci bütünlüklü ele almak, yoğunlaşan saldırılara karşı ortak bir mücadele hattına evriltmek zorundadır.

Böylesi bir süreçte Genç-Sen’i kendi dar pratikleri ile sınırlamaya çalışan aynı anlayış kitle örgütlenmesi sorununu çözdüğü yanılsaması ile karşı karşıyadır. Elbette ki bu yanılsama Genç-Sen’e ve gençlik hareketine dair bir kavrayışsızlığın ürünüdür. Genç-Sen’in sürecin aktif bir öznesi olmasını, “süreci alıp götürmek”, “öncü olmak” gibi tanımlamalarla değerlendirilmesinin bugün için henüz bir karşılığı yoktur. Herhangi bir kitle örgütü veya siyasal gençlik örgütü bir sürece aktif müdahale etmiş, süreçte belirleyici bir unsur olmuş olabilir ama bu tablodan kaynaklı bu onun öz örgütlülük olduğunu göstermez. “Kitle örgütlenmesi sorununu bir çırpıda masa başında çözeceğini sanan yaklaşım, elbette ki ilerici potansiyelin bir araya gelmesinin önemi ve kapsamını kavramakta zorlanacaktır. Sorunu ‘örgütleri birleştirmeye’ indirgediğimizi düşünmeleri de örgüt sorununa bakıştaki bu yavanlığın dışa vurumudur. Zira birleşik bir gençlik örgütlenmesi sorunu öznel bir sorundur, öznelerin iradi çabası ve müdahalesi ile bir çırpıda başarılabilir. Ancak bu hiçbir biçimde gençlik örgütlenmesi sorununun çözüldüğü anlamını taşımamaktadır. Bu sadece bir olanağa, hareketi sıçratabilecek bir dinamiğe işaret etmektedir. İlerici potansiyeli bir araya getiren bir birleşik örgütlenme asıl hedefin, geniş gençlik yığınları ile buluşma hedefinin bir kaldıracıdır sadece. Ve hedefe, doğru bir yöntem ve bakışta ilerleyebildiği koşullarda bir anlam taşır.” (Devrimci gençlik mücadelesinde gelecek için notlar - Ekim Gençliği, Sayı: 103, 15 Mayıs- 15 Haziran ’07)

Yapılan tartışmanın denk düştüğü yer bir soruyu canlandırıyor, soru “(Genç-Sen’in) kendi içinde tüzüksel maddeleri değil, hareket içinde ve hareket için bir örgüt mü yoksa kendi içinde bir örgüt mü olacağıdır?”  Sorunun yanıtı ise, yıllardır süren saldırıya karşı örülebilecek birleşik bir mücadelede yatıyor.

Devrimci Genç-Senliler, Genç-Sen’in bugün verili durumunu, hareketin öncüsü olma konusunda bir yanılsama içerisindeki tutumunu ve hareketin birleşik bir mecrasının olanaklarını görmemek konusunda ısrarlı olan bakışını mahkum etmek durumundadır. Harç zamları karşısında ilk elden öğrenci gençliğin ve eğitim emekçilerinin birleşik mücadele imkânlarının tartışılacağı birleşik bir süreç tartışmasını ısrarla yapmak yükümlülüğüyle karşı karşıyadır.

Genç-Sen olarak bu süreçte yapmamız gereken, saldırıya karşı ortaya çıkan tepkiler başta olmak üzere her türlü gençlik örgütlülüklerini bir araya getirmek ve en geniş birliktelikle bu saldırıya cevap vermektir. Bu demek değildir ki, böylesi bir birleşik hat oluştuğunda Genç-Sen’in üzeri çizilecektir. Kaldı ki Genç-Sen olarak kendi eylemlerimizi, kendi çalışmalarımızı devam ettirmemizin önünde hiçbir engel yoktur. Bu sadece Genç-Sen’e mahsus da değil, herkes kendi bağımsız çalışmasını devam ettirmekte özgürdür. Ama şu da unutulmamalıdır ki; birleşik, kitlesel ve devrimci bir hareket yaratma sorumluluğunu her daim taşımalıyız ve böylesi bir saldırı sürecinde bunu yaratma yönünüde adımları sıklaştırmalıyız. Bu süreçte “burada iş yapan bir Genç-Sen var, birlikte iş yapmak isteyen varsa buyursun gelsin” yaklaşımıyla hareketli unsurları bir araya getirmeyi düşünenler yanılmaktadırlar. Bu yaklaşımla hareket ederek kendimizi tek adres olarak göstermemiz doğru değildir. 

Devrimci Genç-Senliler