13 Mart 2009
Sayı: SİKB 2009/10

  Kızıl Bayrak'tan
  2009 Newrozu’na giderken...
  İMF-TÜSİAD yıkım programlarına karşı mücadeleyi yükseltelim!
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Ankara ziyareti…
BDSP’nin seçim çalışmalarından…
BDSP bürolarının açılışlarından…
  Direnişlerden...
  Hüseyin Temiz yoldaşı kaybettik...
  8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü alanlarda kutlandı...
  8 Mart etkinliklerinden…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Yurtdışında 8 Mart kutlamalarından....
  Gençlik hareketinden…
  Kapitalizm ve su sorunu
  Dünyadan
  Neler oluyor? -
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden…

Asemat grevinde 70. gün

Bursa’da Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Asemat işyerinde başlattığı grevin 70. gününde fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.

Prysmian, Asil Çelik, Grammer işçilerinin de katıldığı eylemde Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, BMİS Genel Sekreteri Selçuk Göktaş da yer aldı. Açıklamaya BDSP de destek verdi.

DİSK / Tekstil üyesi BFTC ve Coats işçileri de eyleme katılarak destek verdiler. Geçtiğimiz günlerde “patronlarla birleşip hükümeti uyarma” çağrısıyla burjuva basının gündemine aldığı DİSK / Tekstil Genel Başkanı Rıdvan Budak’ın da yer aldığı ziyarette konuşan BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, kriz bahanesiyle TİS’te dayatılan sıfır zammı kabul etmediklerini, krize karşı kararlılıkla mücadele edeceklerini söyledi.

Ardından bir televizyon kanalıyla il il dolaşarak sermayenin krizine çözüm arayan Rıdvan Budak söz aldı. Sanayi ve sermaye üzerine güzellemelerde bulunan Budak AKP hükümetine serzenişte bulundu.

“İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganlarının atıldığı eyleme yaklaşık 100 kişi katıldı. Yeterli dayanışmada yoksun olan Asemat işçilerinin kararlı bekleyişi devam ediyor.

Kızıl Bayrak / Bursa


Sağlık için acil eyleme!

Sağlık çalışanları “güvenli-güvenceli çalışma, sağlık hakkı ve mesleki bağımsızlık” taleplerini haykırmak için “12 Mart günü işe 2 saat geç başlama” eylemi ve “14 Mart sağlık hakkı yürüyüşü” gerçekleştirecekler.

12 Mart ve 14 Mart’ta gerçekleşecek eylemler öncesinde kurumlar 10 Mart günü İTO’da basın toplantısı gerçekleştirdiler.

Basın toplantısına Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Gençay Gürsoy, İTO Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen, SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Mustafa Düğencioğlu, İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Tahsin Yeşildere, İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, İstanbul TMMOB İKK Sekreteri Tores Dinçöz, İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Kazım Genç, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ve KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Sarı katıldılar.

Açıklamada, “Acil Eylem, 12 Mart Perşembe saat 08.00-10.00 / Tüm Sağlık Kurumları” pankartı ve “AKP baskısına (faşizmine) boyun eğmeyeceğiz / TTB-İTO” dövizleri yer aldı.

Hüseyin Demirdizen’in yaptığı giriş konuşmasının ardından TTB Genel Başkanı Gençay Gürsoy söz aldı. Türkiye’nin her yerinde sağlıkta yaşanan sorunları kamuoyuna duyurmak ve hükümeti uyarmak için eylem gerçekleştireceklerini ifade etti. 12 Mart günü saat 08.00-10.00 arasında eylemde olacaklarını, 14 Mart günü ise İstanbul’da Tünel’den Meydan’a “beyaz yürüyüş” gerçekleştireceklerini söyledi.

Ardından KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Sarı söz aldı. Sağlıkta yıkıma sadece sağlık çalışanlarının maruz kalmadığını, kamu çalışanlarından da büyük oranda primler kesildiğini ifade etti. Eyleme kitlesel olarak katılacaklarını belirtti.

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise, küresel kriz ortamından en fazla sağlık alanının etkileneceğini belirtti. 12 ve 14 Mart’ta yapılacak eylemlere destek vereceklerini ifade etti.

Yapılan konuşmaların ardından kurumlar adına ortak basın açıklaması okundu. Basın açıklamasını SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli gerçekleştirdi.

Beydilli, Kasım 2008 ile Şubat 2009 ayları arasında Türkiye’de 883 bin kişinin sosyal güvencesini kaybettiğini ifade etti. 29 Mart seçimlerinden sonra tablonun daha da kötüleşeceğini vurgulayarak şunları söyledi:

Haklarımız ve geleceğimiz için birleşik mücadelenin önemine ve gerekliliğine inanan örgütler olarak, kriz bahanesiyle ümüğümüzün sıkılmasına, işimizin, umutlarımızın ve geleceğimizin elimizden alınmasına, haklarımızın tırpanlanmasına ve faturanın çalışanlara ve yoksul, işsiz toplum kesimlerine çıkartılmasına sessiz kalmayacağız, izin vermeyeceğiz. 12 Mart 2009 Perşembe günü saat 08.00-10.00 arasında sağlık hakkı için hep birlikte eylemde olacak, 14 Mart 2009 günü Taksim’de yapılacak olan Sağlık Hakkı Yürüyüşü’ne katılacağız.”

Açıklamanın ardından Hüseyin Demirdizen söz aldı. AKP Hükümeti’nin muhaliflere boyun eğdirmeye çalıştığını ifade etti ve birleşik mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Sağlık çalışanlarından eyleme çağrı!

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Dev Sağlık-İş Sendikası, “İş güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık güvencesi, eşit, ücretsiz sağlık güvencesi” talebleriyle 12 Mart’ta gerçekleştirecekleri eylem öncesi, 6 Mart günü bir basın açıklaması yaptılar.

Oda ve sendikalar adına yapılan konuşmaların ardından ortak basın açıklamasını okuyan Gençay Gürsoy, hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın “Sağlıkta Dönüşüm” programını uygulamakta ısrar ettiğini, bunun sonucunda, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin  günden güne arttığını, paran kadar sağlık hizmet anlayışının yerleştiğini, hastanelerin ticarethaneye, sağlık çalışanlarının taşeron şirket personeline, hastaların müşteriye dönüştürülmeye çalışıldığını ifade ederek şunları söyledi:

“ ‘İş Güvencesi / Can Güvencesi / Mesleki Bağımsızlık Güvencesi / Herkese Eşit, Ücretsiz Sağlık Güvencesi’ için ‘NO MİNUTE’ diyoruz. Bu amaçla 12 Mart 2009 Perşembe günü 08.00-10.00 saatleri arasında tüm ülkede, bütün sağlık kurumlarında acil servislerin önünde toplanacağız ve görüşlerimizi, tepkilerimizi, taleplerimizi hastalarımızla ve kamuoyuyla paylaşacağız.” 

Kızıl Bayrak / İstanbul


İzmirli emekçiler faturayı reddediyor!

DİSK Ege Bölge Temsilciliği, KESK İzmir Şubeler Platformu, TMMOB İzmir İKK, 5 Mart günü krize karşı bir yürüyüş ve eylem gerçekleştirdi. Saat 15.00’te Basmane Meydanı’nda toplanan işçi ve emekçiler sloganlarla yürüyüşe başladı. DİSK’e bağlı sendikalardan Birleşik Metal-İş ve Genel-İş’in kitlesel, KESK’in ise sınırlı katılım sağladığı eyleme TÜMTİS de pankartıyla katıldı. İşten atılan ve büyükşehir belediyesi önünde direnişe geçen Vira taşeron işçileri de eyleme talepleriyle katıldılar.

Eski Sümerbank önüne kadar yürüyen kitle, yürüyüşün ardından Konak’ta bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, AKP hükümetinin halkın gözünün içine bakarak, krizin psikolojik ve sanal olduğunu, teğet geçeceğini iddia ettiği söylendi. Krizin işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşama alanlarına yansımalarına değinildi ve krizin faturasını emekçilere yıkamayacakları, fedakarlık yapmayacakları söylendi.

Ortak metnin okunmasının ardından DİSK adına yapılan konuşmada krizin faturasını ödemeyecekleri ifade edildi, talepler sıralandı. Ardından TMMOB İzmir İKK Başkanı kısa bir konuşma yaptı.

Olumsuz hava koşullarına rağmen eyleme yaklaşık 2 bin işçi ve emekçi katıldı. Yürüyüş ve eylem boyunca krize, kapitalizme ve hükümete karşı öfkeli sloganlar yükseltildi.

Kızıl Bayrak / İzmir


Vodafone önünde eylem

Plaza Eylem Platformu 6 Mart günü Vodafone Maslak Plaza önünde gerçekleştirdiği basın açıklaması ile işten çıkarmaları protesto etti.

Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği’nin “Vodafone işçisi yalnız değildir!” ozalitiyle yer aldığı açıklamada, “Beyaz yakalı tek güvencen örgütlenmek!”, “Beyaz yakalı örgütlenmekten korkma, çocuğundan utanma!” dövizleri açıldı.

Plaza Eylem Platformu adına yapılan açıklamada, bilişim, iletişim, bankacılık ve daha birçok örgütlenmemiş beyaz yakalı işçi çalıştıran firmalarda her gün örgütsüz yüzlerce kişinin “sessizce” işten çıkarıldığı ve ücretlerin gasp edildiği dile getirildi. İşten çıkarmalardan önce kurum önünde ambulans bekletildiği ve çalışanlara sakinleştirici ilaçların dağıtıldığı söylendi.

Örgütlenme çağrısının yapıldığı açıklamada, her Çarşamba saat 12.30’da Balmumcu’da ATV-Sabah Plaza önünde olacakları, ATV-Sabah grevcileri ile dayanışma gösterecekleri belirtildi. Binada bulunan çalışanlar da eylemi izledi.

Basın açıklamasnın ardından Ali Rıza Küçükosmanoğlu da bir konuşma gerçekleştirdi, Vodafone şirketinin keyfiliğini protesto etti.

Eylem boyunca “Vodafone işçisi yalnız değildir!” sloganı atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Kızılay çalışanları haklarını arıyor

Dev Sağlık-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Çapa Kızılay Kan Merkezi çalışanları yaşanan son gelişmelere ilişkin Çapa Kızılay Kan Merkezi önünde 5 Mart günü bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Sendikasız çalışmak kanımıza dokunuyor / Kızılay işçileri / Dev-Sağlık İş” pankartının açıldığı eylemde basın açıklamasını işten atılan Kızılay çalışanlarından Funda Keleş gerçekleştirdi. Kızılay Kan Merkezi’nde gelişen süreci özetleyen Keleş şunları söyledi: “Bizler anayasal hakkımızı kullanarak sendikaya üye olduk ve bilsinler ki bizi işten çıkartarak Kızılay’da sendikalaşmaya son veremeyecekler. Gazze’de zulüm gören halkın gözyaşlarını dindirmek için Türkiye’deki tüm vatandaşlarımızdan yardım toplayan Kızılay Yönetimi, tersinden bizi maddi ve manevi yönden mağdur edip, kendi çalışanlarını hala vicdansızca ezmeye devam etmektedir. Kızılay yönetimini, kendi çalışanları için de aynı duyarlılığı göstermeye davet ediyoruz.”

Ardından Dev Sağlık İş Başkanı Arzu Çerkezoğlu da bir açıklama yaptı.

“Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Sendika haktır engellenemez!”, “Yaşasın sendika mücadelemiz!” sloganlarının atıldığı eyleme DİSK Genel Merkez yöneticileri, SES Aksaray Şubesi ve Eğitim-Sen 8 No’lu Şube destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Adana’dan tutuklamalara tepki

Sivas’ta yaşanan devlet terörü saldırısına son olarak Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Önder Doğan ile BTS Sivas Şube Başkanı Nejat Sezginer’in tutuklanmasının eklenmesine KESK Adana Şubeler Platformu tepki gösterdi.

6 Mart günü Eğitim-Sen Şube binasında gerçekleştirilen basın toplantısında, sendikal mücadele üzerindeki baskıların son bulması ve tutuklanan yöneticilerin derhal serbest bırakılması istendi. Açıklamada şunlar söylendi:

Yıllardır, soruşturmalarla, sürgünlerle bastırılmaya çalışılan sendikal mücadelemiz, şimdi de bu tür haksız tutuklamalarla yıpratılmak istenmektedir. Sendikamız, daha önce olduğu gibi şimdi de uygulamaya konulan yeni baskı ve yıldırma yöntemlerine karşı da demokratik tepkisini en güçlü bir biçimde gösterecektir. Şube Başkanımız Önder Doğan ile BTS Sivas Şube Başkanı Nejat Sezginer’in gözaltına alınarak tutuklanmasını kınıyor ve derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz.”

Kızıl Bayrak / Adana


Demiryolları seçim malzemesi

Adana-Mersin arasında çalışacak olan ‘raybüs’ün açılışının Tayyip Erdoğan tarafından yapılacak olmasına karşı KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) basın açıklaması gerçekleştirdi.

6 Mart günü gar içinde bulunan BTS temsilciliğinde yapılan açıklamada, ara istasyonların kaldırılmasının konforlu ulaşım hakkının ortadan kalkmasına yol açacağı dile getirildi. Demiryollarına yatırım yaptıklarını iddia edenlerin bunun için gerekli yasalar dahi hazırlanmadan tasfiye sürecini başlattıkları ve bu doğrultuda birçok trenin seferden kaldırıldığı ve çalışanlara esnek ve kuralsız çalışmanın dayatıldığı söylendi.

Açıklama, tüm demiryollarına sahip çıkma ve çalışanların haklı mücadelesinin yanında olma çağrısıyla son buldu.

Kızıl Bayrak / Adana


Hekimlerden rotasyona tepki

Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi, TTB-Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu ve İstanbul Tabip Odası, Yüksek Öğretim Kurulu’nun “mecburi hizmet” niteliği taşıyan rotasyon kararına dair tepki ve önerilerini 5 Mart günü İstanbul Tabip Odası’nda gerçekleştirilen basın toplantısıyla kamuoyuna sundular.

Prof. Dr. Gençay Gürsoy, söz konusu uygulamanın kriterlerinin, amacının belli olmadığını, yetkililerin seçim yatırımı amacıyla buzdolabı dağıtır gibi, plansız programsız hekim dağıtmaya çalıştığını söyledi ve uygulamaya adaletsizce girişildiğini vurguladı.

Öneriler şöyle sıralandı: Yeni tıp fakültesi açılmaması; altyapısı tamamlanmamış tıp fakültelerinin değerlendirilerek öğrenci almasının durdurulması; görevlendirmelerin zorunlu değil gönüllü olması; gelişmekte olan üniversitelerde öğretim üyelerinin özlük haklarının iyileştirilmesi ve buralarda görev yapmanın özendirilmesi; öğretim üyelerine bu üniversitelerde daha iyi sosyal bir ortam yaratılması; bu fakültelerde altyapı olanaklarının iyileştirilmesi; öğretim üyesi yetiştirme programları çerçevesinde kalıcı eğitici kadro yetiştirilmesi; mevcut zorunlu hizmet uygulamasından bu tıp fakültelerine kadro verilmesi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


112 Acil çalışanları için basın açıklaması!

Eskişehir SES, 112 Acil çalışanlarının sorunlarıyla ilgili olarak 10 Mart günü bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, acil servis çalışanlarının düşük ücrete çalıştıklarına, döner sermayeden aldıkları ücretin ise yetersiz olduğuna, Türkiye’nin pek çok ilinde 112 Acil çalışanlarının ayda 6 nöbet, Eskişehir’de ise ayda 8 nöbet tuttuğuna değinildi.

SES Eskişehir Şube Başkanı Dr. Bülent Nazım Yılmaz, ücretlerin artmasını, çalışanlara risk tazminatı ve yıpranma payı verilmesini talep ederken, ayda 8 nöbet gibi 112 yönetmeliklerine aykırı hukuksuz uygulamaların takipçisi olacaklarını açıkladı.

Kızıl Bayrak / Eskişehir

Tersanelerde 121. ölüm!

Tuzla’da peşisıra yaşanan ölümlerin ardından bir ölüm haberi de Kocaeli Serbest Bölge’de faaliyet gösteren Türker Tersanesi’nde “Korkmaz Gemi” taşeronunda çalışan Şinasi Bozkurt’ın yaşamını yitirmesiyle geldi.

Bir buçuk tonluk saç parçasını taşıyan halatların boşalması sonucu ağır saç parçasının altında kalan Şinasi Bozkurt, kaldırıldığı Gölcük Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

Tersanelerdeki 121. iş cinayeti üzerine Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“… Tuzla ölümler konusunda en bilinen bölge olmasına rağmen işçi ölümleri tersane kapitalistlerinin girdiği her yerde görülüyor. Kocaeli’nden Ünye’ye, Zonguldak’a kadar her yer tersane patronları tarafından ölüm alanlarına çevriliyor. Gün geçmiyor ki yeni bir ölüm haberi ulaşmasın. Tüm bu yaşanan kuralsızlığa son vermek, kar üzerine kurulan kapitalizmi tarihin çöplüğüne atmakla son bulabilir. Çünkü bu düzenin merkezinde insan değil kar vardır. Bu ölüm dişlilerini parçalayacak güç işçilerin örgütlü gücüdür.

Tersane İşçileri Birliği bu gücü yaratmak ve yaşanan ölümlerin hesabını sormak için tüm tersane işçilerini sınıfa karşı sınıf şiarı etrafında örgütlemeye devam edecektir.”