13 Mart 2009
Sayı: SİKB 2009/10

  Kızıl Bayrak'tan
  2009 Newrozu’na giderken...
  İMF-TÜSİAD yıkım programlarına karşı mücadeleyi yükseltelim!
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Ankara ziyareti…
BDSP’nin seçim çalışmalarından…
BDSP bürolarının açılışlarından…
  Direnişlerden...
  Hüseyin Temiz yoldaşı kaybettik...
  8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü alanlarda kutlandı...
  8 Mart etkinliklerinden…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Yurtdışında 8 Mart kutlamalarından....
  Gençlik hareketinden…
  Kapitalizm ve su sorunu
  Dünyadan
  Neler oluyor? -
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

MEHA Tekstil işçileri hakları
için direniyor!

GOP Elmabahçesi’nde kurulu bulunan MEHA Tekstil işçileri haklarının gaspedilmesi üzerine 5 Mart günü fabrika önünde direnişe geçtiler.

İşçilere 9 aydır fazla mesai ücreti ve asgari geçim indirimi vermeden çalıştırma dayatmasında bulunan MEHA Tekstil patronunun bu dayatmalarını işçiler kabul etmedi. Bunun üzerine 105 işçinin işine hiçbir hakkını vermeden son verdiğini açıklayan MEHA Tekstil patronu işçilerin tepkisiyle karşılaştı.

MEHA Tekstil patronunun işçileri fabrika dışına çıkarmaya çalışması üzerine işçiler 5 Mart günü direnişe başladılar. İhbar, kıdem tazminatları, maaş ve mesai ücretleri ödenene kadar direnişlerini sürdüreceklerini ifade eden işçiler, ilk elden yapılması gereken hukuki işlemleri başlattılar. Ardından kendilerini temsil edecek komiteyi seçtiler. Patronun makineleri kaçırma ihtimaline karşı gece nöbetçilerini belirlediler.

Direnişi fabrika önünde kurdukları çadırla sürdüren MEHA Tekstil işçileri, direnişlerinin sesini kamuoyuna duyurmak ve destek çağrısı yapmak için 6 Mart’ta bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

MEHA patronunun tek derdinin krizi fırsata çevirmek olduğunun vurgulandığı açıklamada, direnişin kazanımla sonuçlanana kadar süreceği ve dayanışmanın bu süreçte önemli olduğu ifade edildi.

Basın açıklaması baştan sona coşkulu bir havada gerçekleşti. Eylem boyunca “Krizin faturası patronlara!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları sıklıkla atıldı. GOP İşçi Platformu ve BDSP’nin de katılarak destek verdiği eylem halaylarla sona erdi.

MEHA tekstil işçileri 7 Mart günü, MEHA Tekstil’in iş yaptığı büyük tekstil tekellerinden biri olan LCW’nin Şirinevler’de bulanan mağazası önünde bir eylem gerçekleştirdi. Şirinevler’de buluşarak pankart ve dövizlerini açan MEHA Tekstil işçileri alkış ve sloganlarla mağaza önüne geldiler. Eylemde “Emeğimiz ve onurumuz için direniyoruz! / MEHA Tekstil İşçileri” pankartı ve “Yaşasın direnişimiz!”, “Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz!”, “Sadaka değil iş istiyoruz!”, “Laf değil iş istiyoruz!”, “Mücadelemiz onurumuzdur!” dövizleri taşındı.

Gaziosmanpaşa İşçi Platformu da dövizleriyle katılarak eyleme destek verdi. TKP de eyleme destek sundu.

Mağaza önünde MEHA Tekstil işçileri adına yapılan açıklamada MEHA’daki süreç özetlendi. Açıklama şu sözlerle sona erdi: “Yıllardır bu işyerinde emek veren biz MEHA Giyim İşçileri için ürettiğimiz değerlerin karşılığını almak sıradan bir ücret meselesi olmaktan çıkmıştır ve onur meselesine dönüşmüştür. Buradan ilan ediyoruz! Emeğimiz ve onurumuz için en temel haklarımızı MEHA Giyim patronu Habib Kuruahmet’ten alana kadar direneceğiz. Duyarlı basın ve kamuoyunu da başlattığımız bu emek ve onur mücadelesinde bizlerin yanında olmaya çağırıyoruz.”

Avukatın hukuki sürece dair bilgi vermesinin ardından eylem sona erdi.

MEHA Tekstil işçileri Şirinevler LCW önünde gerçekleşen eylemin ardından Gaziosmanpaşa Elmabahçesi’nde yürüyüş gerçekleştirdiler. Komanteks önünden başlayan yürüyüş İlbek, Sadık Metal, Semeteks, Marka Moda, RSA gibi birçok fabrikanın önünüden geçilerek devam etti. İşten atma saldırılarının yaşandığı diğer fabrikaların önünde durularak işçilere mücadele çağrısı yapıldı.

Fabrikaya yaklaşıldığında, MEHA Tekstil patronunun oğlunun fabrikanın tabelasını söktürdüğü haberi alındı. Fabrika önünde sivil ve resmi polis yığınağı vardı. Sivil polisler patronun gerekli ödemeyi yapacağını, işçilerin dağılması gerektiğini belirtti. İşçilerin tutumu direniş alanından ayrılmamak oldu.

11 Mart günü MEHA patronu açıklama yapmak için kapı önüne çıktı. Bahçede işçi olmayanların olduğunu söyleyerek, GOP İşçi Platformu temsilcisini fabrika bahçesinden çıkarmaya çalıştı. Temsilcinin kararlı tutumu ve işçilerin sahiplenmesi sonucu bu girişim boşa düşürüldü. Konuşmasında tehditler savuran Habib Kuruahmet, işçilerin yaptıkları eylemle bütün kredi imkanlarını yok ettiğini, para bulduğunda maaş ve mesai ödemelerini yapacağını ifade ederek herkesin evine gitmesini söyledi. “Kıdem tazminatı hakkı” sorulduğunda ise, vermeyeceğini ifade etti ve “mahkemeye gidin!” dedi.

İşçilerin haklarını alana kadar direnişlerini devam ettireceklerini ifade etmeleri üzerine Kuruahmet fabrikaya geri döndü. Fabrikaya girerken yuhalamala ve alkışlarla protesto edildi.

Kızıl Bayrak / GOP

ATV-Sabah greviyle dayanışma büyüyor!

Türk-İş’e bağlı Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) ATV-Sabah’ta 13 Şubat 2009 tarihinde başlattığı grevle dayanışma büyüyor.

Basın emekçilerine 7 Mart günü Deri-İş Sendikası, Devrimci İşçi Hareketi, TMMOB Ücretli-İşsiz Mühendislik Komisyonu, DİSK Basın-İş ve Dev Sağlık İş destek ziyaretinde bulundu.

Deri-İş Sendikası, ziyaret öncesinde kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirdi. Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi ziyarette yaptığı konuşmada, bu mücadelenin emekçilerin ortak mücadelesi olduğunu belirtti.

“İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” pankartıyla ziyaret gerçekleştiren Devrimci İşçi Hareketi adına yapılan açıklamada grevde olan basın emekçilerinin yanında olunduğu belirtildi.

Ardından TMMOB Makine Mühendisleri Odası İşsiz ve Ücretli Mühendisler Komisyonu, “Üreten biziz yöneten de biz olacağız!”, “İş güvencesi, örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın!”, “Kapitalizm kriz üretir, çözümü biz üreteceğiz!” dövizleriyle grev alanına geldi. Yapılan konuşmada basın emekçilerinin mücadelesine destek verildiği ifade edildi.

Yine aynı ziyarette konuşan Dev-Sağlık İş Genel Başkanı, Kızılay Çapa Kan Merkezi ve Kadıköy Belediyesi’nden işten atılan işçilerin aynı mücadeleyi verdiklerini belirterek, mücadelelerin birleşerek büyüyeceğini söyledi.

Çeşitli basın kuruluşlarından kadın emekçiler değişik saatlerde ziyaretler gerçekleştirirken, Maltepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Atilla Özsever de destek ziyaretinde bulundu.

7 Mart akşamı gerçekleştirilen meşaleli yürüyüşle birlikte üçüncü kez gerçekleştirilen eylem bir kez daha anlamlı bir dayanışmaya sahne oldu. Kitlesel ve coşkulu biçimde gerçekleştirilen yürüyüş saat 19.00’da Taksim Tramvay Durağı’nda meşalelerin yakılmasıyla başladı. “Grev gözcüsü” önlüklerini giyen basın emekçileri her hafta çıkardıkları ‘grev gazetesi’nin dağıtımını yaptılar. Sloganlar eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş Galatasaray Lisesi önünde yapılan basın açıklamasıyla sona erdi. Açıklamada, Sabah gazetesinin ATV-Sabah’taki grev sürecine dönük sansürü işlendi, tüm gazeteciler suskunluklarını bozmaya çağrıldı.

9 Mart günü Denizciler Sendikası Genel Merkezi ve bağlı şubeler, 10 Mart günü Petrol-İş Sendikası Genel Merkez yöneticileri ve İstanbul 1 ve 2 No’lu şubeler destek ziyaretleri gerçekleştirdi.

Ziyarette konuşan Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, süren grevi kendi grevleri olarak gördüklerini ve 22 bin Petrol-İş üyesiyle birlikte Turkuvaz Grubu’na bağlı gazete, dergi ve televizyonu takip etmediklerini duyurdu.

Basın emekçilerini 11 Mart günü Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu (HSGGP), Emek Partisi İstanbul İl Örgütü, IBM çalışanları ve TEKSİF İstanbul Şubeleri ziyaret etti.

HSGGP’nin ziyareti sırasında konuşan Nebat Bükrek greve destek verilmesi çağrısında bulundu. ATV-Sabah’taki grevi bulundukları her yerde anlatacaklarını sözlerine ekledi.

Sloganlar eşliğinde ATV-Sabah önüne gelen EMEP üyeleri ve yöneticileri grev başarıya ulaşana kadar desteklerinin süreceğini ifade ettiler.

Her Çarşamba günü ATV-Sabah önünde bilişim sektöründe çalışanlara örgütlenme çağrısı yapan Beyazyaka Örgütlenme Platformu 11 Mart günü de grev yerindeydi. Sendikalaşma çalışmalarını sürdüren IBM çalışanları adına konuşan Tonguç Koç, Sabah ve ATV’deki örgütlenme deneyiminin tüm medya sektöründe yaygınlaştırılmak zorunda olduğunu söyledi.

Grevcilere gıda yardımında bulunan TEKSİF İstanbul Şubeleri adına konuşan Hukuk Danışmanı Selçuk İkizoğlu, 100 bin tekstil işçisinin desteğini ve selamını getirdiklerini söyledi. Menderes Tekstil işçileri de “Ben işten atıldım çünkü örgütlendim” yazılı önlüklerle ziyarete katıldılar.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Makyal-Erka işçileri 8. günde gözaltında...

Erka patronu yalan ve saldırıda
sınır tanımıyor!

İşten atıldıkları için direnişlerini açlık grevine dönüştüren Makyal-Erka işçileri, 10 Mart günü, açlık grevinin 8. gününde ERKA patronunun bürosu önünde oturma eylemi gerçekleştirdiler. Pankart açıp sloganlar atarak işyeri önüne gelen işçiler, karşılarına bir muhatap çıkıp net bir açıklama yapana dek burada bekleyeceklerini ifade ettiler.

Eyleme Sİ-DER, DHF ve Eğitim-Sen’in içinde yer alan Sendikal İnisiyatif Platformu da destek verdi. İşçiler yaptıkları konuşmalarda haklarının gaspedilmesini ve yaşadıkları sıkıntıları anlattılar.

İşçilerin bekleyişi sırasında ERKA patronu bir basın metni dağıttırdı. Yaşanan süreçle kendisinin bir alakasının kalmadığını, asıl sorunun Amerikan firması olan TUSEG’den kaynaklandığını, hatta kendisinin de mağdur olduğunu söyledi. İşçiler adına konuşan Ahmet Pekyen’in de kendi işçisi olmadığını iddia etti. Kendisinin de iflas ettiği, bu yüzden yapacak bir şeyi kalmadığı yalanıyla işin içinden çıkmaya çalıştı.

Bu açıklama işçiler tarafından tepkiyle karşılandı. İşçiler ellerinde olan maaş bordroları ve vizite kâğıtlarını gösterdiler. Belgelerin altında Makyal-Erka imzasını gösteren işçiler, işvereni yalan söylemekle suçladılar.

İşçilerin kararlı bekleyişinin sürmesi üzerine bir komiser işçilerin yanına gelerek, beklemenin anlamsız olduğunu, gidip yasal yollara başvurmalarını söyledi. Buna tepki gösteren işçiler, hakları için burada olduklarını, suç işlemediklerini, bekleyişlerini sürdüreceklerini söylediler.

Bunun üzerine ERKA patronu yeni bir oyuna başvurarak işçiler aleyhinde savcılığa suç duyurusunda bulundu. Adını verdiği 9 işçinin, kendi bünyesinde çalışan işçiler olmamasına rağmen işyeri önünde eylem yaptıkları ve kendisine hakaret ettiklerini söyleyerek, buna engel olunmasını talep etti. Polisin bu 9 işçinin ifadesini almak için emniyete götürüleceğini söylemesi üzerine işçiler avukatlarını ve basını aradılar.

İşyeri önüne gelen avukat, ERKA patronunun yalanlarını bir kez daha ortaya koydu. Sabah saatlerinde Amerikan firması olan TUSEG ile görüştüklerini söyleyen avukat, firma tarafından gönderilen metni de basına dağıttı. Yazıda TUSEG’in Makyal-Erka ila anlaşma yaptığı, bu anlaşmanın gereği olarak işçilerin bu iki firma tarafından çalıştırıldığı ve işçilerin her türlü sorumluluğunun da bu iki firmaya ait olduğu ifade ediliyordu.

Avukat açıklamasında, ERKA patronunun şikâyeti üzerine işçilerin gözaltına alınacağını, işçilerin haklı bir mücadele yürüttüklerini, patronun ise bunun karşısındaki acizliği nedeniyle bu yola başvurduğunu dile getirdi.

Gözaltına alınacak işçilerin 8 gündür açlık grevinde olmaları nedeniyle diğer işçiler, arkadaşlarının götürülmelerine tepki gösterdiler. Gözaltı sırasında, bugüne kadar direnişin önünde yer alan ve işçilerin sözcülüğünü üstlenen Ahmet Peyken, gerek açlık grevinin etkisi gerekse yaşanan sürecin yarattığı stres nedeniyle kriz geçirdi. Peyken ambulansla hastaneye götürülürken, haklarında suç duyurusu yapılan diğer işçiler gözaltına alındılar.

Emniyette ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan işçiler ile hastaneden çıkan Ahmet Pekeylen açlık grevini sürdürüyorlar.

Gözaltına alınan işçiler serbest bırakıldıktan sonra, akşam bir ziyaret gerçekleştirildi. Ziyaret, söylenen türkü ve marşların ardından sona erdi.

Kızıl Bayrak / Adana

Makyal-Erka direnişi ile dayanışma büyüyor!

Adana merkezinde ve ERKA firması önünde birçok eylem yapan Makyal-Erka işçileri 2 Mart’tan itibaren direnişlerini açlık greviyle sürdürüyorlar.

5 Mart günü direnişçi işçileri Adana Sanayi İşçileri Derneği (SİDER) ve KESK Adana Şubeler Platformu ziyaret etti.

Ziyarette konuşan KESK Adana Şubeler Platformu dönem sözcüsü, işçilerin haklı mücadelesinin her zaman yanında olacaklarını söyledi. Yapılan sohbetlerin ardından destek ziyareti sona erdi.

SİDER’in gerçekleştirdiği destek ziyaretinde ise işçilerle sohbet edildi, direnişin sorunları ve ihtiyaçları tartışıldı. Hep birlikte türküler söylenerek halaylar çekildi. Konuşmalarda dayanışma ve mücadele vurgusu yapılarak somut deneyimler anlatıldı.

Ayrıca SİDER tarafından Makyal-Erka işçileriyle dayanışmayı büyütmek ve direnişi desteklemek amacıyla kampanya başlatıldı.

Devrimci 8 Mart Platformu da 6 Mart günü Makyal-Erka işçilerine destek ziyareti örgütledi. KESK tarafından düzenlenen meşaleli 8 Mart yürüyüşüne “Direnen Makyal-Erka işçisi kazanacak” pankartıyla katılan platform bileşenleri, eylemin ardından direnişçi işçilerin açlık grevini sürdürdüğü Genel-İş Sendikası’na kadar sloganlarla yürüdüler. Sendika önünde işçiler tarafından yapılan konuşmanın ardından hep birlikte sendika binasına çıkıldı. Burada yapılan konuşmaların ardından ziyaret sona erdi.

Makyal-Erka işçilerine her gün çeşitli kurumlar tarafından destek ziyaretleri gerçekleştirilirken, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası Bölge Başkanlığı ve bağlı şubeler adına bölge başkanı Veysel Demir, yaptığı yazılı açıklama ile, açlık grevlerinin 7. gününe giren işçilerle dayanışma içinde olduklarını belirtti.

Kızıl Bayrak / Adana

Sinter ve Gürsaş direnişlerinde mücadele kararlılığı…

“Direne direne kazanacağız!”

Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi Sinter ve Gürsaş işçilerinin fabrikaları önünde sürdürdükleri direnişleri devam ediyor.

Sinter ve Gürsaş patronlarının sendikal örgütlenme mücadelesine dönük saldırılarına karşı direnişin yolunu tutan işçiler mücadele kararlılıklarını çevre fabrikalara, mahallelere yayma çabası içindeler. Bu çerçevede direnişlerini gündemde tutmak, örgütlülüklerini sağlamlaştırmak isteyen işçiler bir süredir hazırlıklarını sürdürdükleri yürüyüşlerini 5 Mart günü gerçekleştirdiler.

Yürüyüş öncesinde Sarıgazi’deki siyasi partileri, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini ve devrimci kurumları dolaşarak direnişlerine destek isteyen Sinter ve Gürsaş işçileri, 5 Mart günü ailelerin ve destekçi kurumların katılımıyla Organize Sanayi Bölgesi’nden Sarıgazi Meydanı’na kadar coşkulu ve uzun bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

Birleşik Metal-İş flamaları, direniş önlükleri ve pankartlarıyla saat 17.00’de Sinter Metal direniş alanından yürüyüşe geçen işçiler, sloganlarla Gürsaş direniş yerinden geçtiler.

Yürüyüş boyunca mahalle içlerinden sloganlarla geçen işçiler dağıttıkları bildirilerle de direnişleri konusunda işçi ve emekçilere bilgilendirdiler. Kolluk güçlerinin yürüyüş boyunca kitleyi panzerlerle ve akreplerle terörize etmek istemesi dikkat çekti.

Ses aracından yapılan anonslarla Sarıgazi halkına direnişlerle dayanışma çağrısı yapılırken, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “İşten atılmalar yasaklansın!”, “Sınıfa karşı sınıf savaşı!” sloganları atıldı.

Sarıgazi Cumhuriyet Meydanı’na yaklaşıldığı sırada, eyleme destek veren kurumlar flamalarıyla direnişçi işçileri karşıladılar. BDSP, OSİM-DER, UİD-DER, Partizan, Demokratik Haklar Derneği, ESP, Kaldıraç, TKP, DTP, ÖDP, EMEP ve SDP’nin de destek sunduğu eylem Sarıgazi Meydanı’nda yapılan konuşmalarla sürdü.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu konuşmasında, Sinter ve Gürsaş işçilerinin direnişini selamladı. Sinter ve Gürsaş işçilerinin sendikalaşma haklarını kullandıkları için işten atıldıklarını ve 74 gündür direnişte olduklarını belirten Serdaroğlu, Çalışma Bakanlığı ve hükümetin patronların hukuksuzluklarına müdahale etmediklerini söyledi.

DİSK Yönetim Kurulu üyesi Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu da eylemde bir konuşma yaptı.

Eyleme Genel-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Sarıgazi Belediyesi’nden işçiler anlamlı bir destek sunarken, Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu ABB ve GU fabrikalarından da katılım oldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul