20 Şubat 2009
Sayı: SİKB 2009/07

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharı kazanmak için!..
  Onbinlerce işçi ve emekçi faturayı ödememek için Kadıköy’de buluştu!
15 Şubat mitinginin dersleri
AKP yolsuzluk ve yağmada sınır tanımıyor!
Düzen solu ve sosyal reformistler emekçi kitleleri sahte hayallerle oyalıyorlar...
İASEMAT ve Renault işçileriyle konuştuk.
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  29 Mart yerel seçimleri üzerine BDSP temsilcisi İstanbul Büyükşehir Bağımsız Sosyalist Belediye Başkanı adayı Melek Altıntaş ile konuştuk...
  “Beyaz yakalılar”da örgütlenme arayışı...
  Krize karşı faaliyet ve eylemlerden…
  Genç-Sen 7. Temsilciler Meclisi toplantısı gerçekleşti...
  8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor...
  “Beşir’le Vals”in er Folman’ı yitik anılarını arıyor…
  Dünyadan...
  Bültenlerden...
  Kavga Ziya ustalarla kazanılacak!
  Siyaset ve ahlak!..
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor...

Kadınlar krizin, işsizliğin ve yoksulluğun bedelini ödemeyecek!

İşçi sınıfının önemli mücadele günlerinden biri olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor. 8 Mart bu yıl da, burjuvazinin bugünün içini boşaltma saldırılarının konusu olacak. Yanısıra, feminist ve liberal-reformist çevrelerin 8 Mart’ı sınıfsal özünden ve tarihsel anlamından kopartarak gerçekleştirecekleri kutlamalar ile gündeme gelecek. Komünistler ise, 8 Mart’ın sınıfsal özüne, tarihsel mirasına ve güncel önemine uygun kutlanabilmesi için, bugüne kadar gösterdikleri açık ve net tutumu bu yıl da sergileyecekler. 8 Mart’ı emekçi kadınların kızıl bayraklarını bir kez daha dalgalandıracakları bir eylem gününe çevirme çabası içinde olacaklar.

8 Mart gibi tarihsel günler ya da bu yıl onunla aynı sürece denk gelen seçimler, biz komünistler için kendi içinde ele alınan bağımsız gündemler değildir. İçinden geçilen politik süreçlerle birlikte ele aldığımız ve çalışmamızı yoğunlaştırdığımız dönemlerdir. Kapitalizmin krizinin etkilerini giderek daha da yıkıcı bir biçimde hissettirdiği ve yerel seçimlerin gündemde olduğu bir dönemde kutlayacağız 8 Mart’ı. Bu nedenle, emekçi kadınların mücadele talepleri bu gündemlerle iç içe ele alınabilmeli ve 8 Mart’a bu gündemler damgasını vurabilmelidir.

Krizin çok yönlü ve yıkıcı etkilerinin işçi ve emekçi kadının yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırdığı, yoksulluğun ve sefaletin derinleştiği bir süreçten geçiyoruz. Bu durum, geniş kadın kitleleri için gelecek kaygısı ve çaresizlik duygusunun arttığı bir tablo ortaya çıkarmaktadır. Bu tablo, düzen partilerinin sahte vaatlerine umut bağlama eğilimini güçlendirmektedir. Kadınlar, toplumsal yaşamda geri bıraktırılmış konumları ve genel planda politikaya karşı ilgisizlikleri nedeniyle daha kolay “kandırılabilir” bir kitle oluşturmaktadır. Düzen siyasetçileri için bu kitle büyük bir oy potansiyeli olarak görülmektedir. Bu nedenle düzen siyasetçileri seçim dönemlerinde kadınları daha çok hatırlamaktadır. Bu seçimlerde de, yoksullukla boğuşan emekçi kadınları dağıtılan erzak, kömür vb. sadakalarla ve çeşitli seçim vaatleriyle aldatma yoluna bir kez daha başvuracaklardır.

Öte yandan, krizin büyüttüğü işsizlik, yoksulluk, geleceksizlik, yozlaşma ve şiddet ortamı, bugüne kadar geleneksel-gerici kültür altında edilgenleştirilen işçi ve emekçi kadınlar devrimci propagandaya daha açık bir hale gelmektedir. Seçim döneminin geniş kitleleri politikaya daha açık hale getirdiği bir atmosfer, emekçi kadınların mücadeleye çekilmesi için bir imkâna dönüşmektedir.

Bu koşullar altında 8 Mart’a hazırlanıyoruz. Her zamankinden daha yoğun bir çaba ile emekçi kadın kitlelerine gitmeli, onları örgütleme ve mücadeleye seferber etme hedefiyle hareket etmeliyiz. Emekçi kadınların seçeneksiz olmadıklarını, temel ve güncel taleplerini ancak devrimci mücadele yolunu tutarak elde edebileceklerini gösterebilmek için 8 Mart’ın ve seçim ortamının sunduğu imkânları yaratıcı bir şekilde değerlendirebilmeliyiz.

Önümüzdeki 8 Mart süreci, işçi ve emekçi kadınların özgül ve acil istemlerini krizin faturasını ödememe tutumuyla birleştirebildiğimiz, eylemsel pratiklerle ileriye taşıdığımız bir süreç olarak örülebilmelidir. Ayrıca bu dönem, devam eden grev ve direnişlerle sınıf dayanışmasını yükseltmenin bir zeminine çevrilebilmelidir. Bu çerçevede, Emine Arslan şahsında süren DESA direnişi ile dayanışma çağrısı ajitasyon-propaganda çalışmamızda öne çıkarılabilmelidir.

8 Mart gündemi ile üstüste düşen seçim gündemi, emekçi kadın çalışmamızda yaygın ve etkin bir devrimci ajitasyon-propaganda çalışması için elverişli bir zemin sunmaktadır. Düzen partilerinin sahte vaatlerine karşı işçi ve emekçi kadınların karşısına sınıfın devrimci programıyla çıkabilmeliyiz. Toplumsal yaşamda her türden ayrımcılığa maruz kalan, emekleri sömürülen, bedenleri metaya dönüştürülerek satılan ve “namus” adına katledilen kadınlara etkin bir devrim ve sosyalizm propagandasını taşıyabilmeliyiz.

Önümüzdeki süreçte, herkese iş, insanca yaşamaya yetecek ücret, sigorta ve iş güvencesi, işyerlerinde kreş, ana ve çocuk sağlığını korumaya yönelik önlemlerin alınması, vb. talepler ekseninde fabrikalarda, işçi semtlerinde kadın işçi toplantıları örgütlemeyi hedeflemeliyiz. Ev ve fabrika toplantılarının yanısıra paneller, seminerler, şenlikler vb. araçların bir arada kullanıldığı bir çalışmayla işçi ve emekçi kadınlara gidebilmeliyiz.

Etkin bir seçim ve 8 Mart çalışması ile işçi ve emekçi kadınların daha geniş kesimlerine seslenmeyi hedeflemeli, önümüzdeki süreci, onları harekete geçirme ve örgütlemenin, çalışmamızı ileriye taşımanın bir imkanına çevirebilmeliyiz. 8 Mart ve seçim dönemi, emekçi kadın çalışmamızda bugüne kadar attığımız adımları güçlendirebilecek bir temele kavuşturulmalıdır. Emekçi kadınlara yönelik çalışmamız, biriktirdiğimiz deneyimler ile zenginleştirilmeli, güçlendirilmeli ve büyütülmelidir. Emekçi Kadın Komisyonları bu bilinç ve misyonla hareket etmelidir.


Hamburg: “Krizin faturasını kapitalistler ödesin!”

DGB, IG Metal ve Ver-di sendikaları krize karşı Hamburg’ta yürüyüş düzenledi. Linke, MLPD, DKP, antifaşist ve demokratik kurumların yanısıra BİR-KAR ve DİDF’in de yer aldığı yürüyüşte Ver.di sendikası “Krizin faturasını kapitalistler ödesin!” pankartıyla yürüdü. Ardından ise DGB, IG Metal sendikaları yürüdüler.

Yaklaşık 5 kilometrelik yürüyüş boyunca, “Kapitalizm güle güle, hoşgeldin sosyalizm!”, “Yaşasın enternasyonal dayanışma!”, “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!” sloganları atıldı. Belediye binası önünde sendika başkanlarının yaptığı konuşmalarla miting sona erdi.

BİR-KAR olarak toplanma yerine yaklaşık bir saat önce giderek, BİR-KAR’ın krizle ilgili afişlerini astık. Yine BİR-KAR’ın krizle ilgili çıkardığı bültenleri dağıttık.

Yürüyüşe yaklaşık 5 bin işçi ve emekçi katıldı.

BİR-KAR / Hamburg

İtalya’da kitlesel protesto!

İtalya’da işçi ve emekçiler hükümetin ekonomik kriz karşısında uyguladığı politikaları protesto etmek için 13 Şubat günü kitlesel bir eylem gerçekleştirdiler.

Yüzbinlerce fabrika işçisinin, kamu çalışanının ve işten atılan işçinin katıldığı eylemle Roma sokakları doldu taştı.

Üç koldan başlayan yürüyüşte işçi ve emekçiler kızıl sendika bayrakları ve “Daha fazla ücret, daha fazla hak!”, “Artık yalan vaatler istemiyoruz!” yazılı dövizler taşıdılar.

İtalya’nın en büyük sendikası CGIL (İtalya Genel Sendikalar Konfederasyonu) tarafından örgütlenen eylem, sağcı Berlusconi hükümetinin işçilere yönelik ayrımcı politikalarına, hak gasplarına karşı yapıldı. CGIL, İtalya’nın son 30 yılın en büyük ekonomik çöküşünü yaşadığı ve hükümetin daha güçlü önlemler alması gerektiği açıklamasını yaptı.

Sendikalar eyleme yaklaşık 700 bin kişinin katıldığını açıkladılar.