20 Şubat 2009
Sayı: SİKB 2009/07

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharı kazanmak için!..
  Onbinlerce işçi ve emekçi faturayı ödememek için Kadıköy’de buluştu!
15 Şubat mitinginin dersleri
AKP yolsuzluk ve yağmada sınır tanımıyor!
Düzen solu ve sosyal reformistler emekçi kitleleri sahte hayallerle oyalıyorlar...
İASEMAT ve Renault işçileriyle konuştuk.
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  29 Mart yerel seçimleri üzerine BDSP temsilcisi İstanbul Büyükşehir Bağımsız Sosyalist Belediye Başkanı adayı Melek Altıntaş ile konuştuk...
  “Beyaz yakalılar”da örgütlenme arayışı...
  Krize karşı faaliyet ve eylemlerden…
  Genç-Sen 7. Temsilciler Meclisi toplantısı gerçekleşti...
  8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor...
  “Beşir’le Vals”in er Folman’ı yitik anılarını arıyor…
  Dünyadan...
  Bültenlerden...
  Kavga Ziya ustalarla kazanılacak!
  Siyaset ve ahlak!..
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Genç-Sen 7. Temsilciler Meclisi toplantısı gerçekleşti...

Reformizm ile devrimci çizgi arasındaki ayrım tartışmalara damgasını vurdu

Genç-Sen 7. Temsilciler Meclisi 16 Şubat’ta İstanbul’da toplandı. Toplantı gündemleri işten çıkarılan kısmi zamanlı öğrencilerin sürecinin aktarımı, şube aktarımları, belediye bursları üzerinden yapılacak çalışmanın nasıl bir yöntemle ele alınacağı, haber ajansı konusunda bilgilendirme, kriz üzerinden gerçekleştirilecek merkezi kampanyanın tartışılması Mart gündemleri olarak belirlendi.

İlk olarak Genç-Sen’in kısmi zamanlı çalışan öğrenciler üzerinden yürüttüğü çalışma ele alındı. Çeşitli yereller bu konuda yürüttükleri çalışmaları aktardılar. Fakat tartışma daha çok “kazanımla” sonuçlanan bu çalışmanın tüm üniversitelerde yaygın bir şekilde duyurulmasına sıkıştı. Öğrenci hareketinin son yıllarda “kazanım” elde eden bir mücadele pratiği sergileyemediği, bundan kaynaklı olarak bu tür kazanımla sonuçlanan eylemliliklerin propaganda konusu edilmesinin gerekli olduğu ifade edildi.

Trakya Üniversitesi Temsilcisi’nin yanısıra toplantıya gözlemci olarak katılan Devrimci Genç-Senliler tarafından, çalışmanın sadece kazanımla sonuçlanmış bir mücadelenin duyurulması sınırında ele alınmaması gerektiği vurgulandı. “İşten atılan öğrenciler geri alınsın” ve “Maaşlar ödensin” talepleri üzerinden şekillenen çalışmayı bundan sonra da sürdürecek olan yerellerin, çalışmayı daha bütünlüklü olarak yürütmesi gerektiği söylendi. Kısmi zamanlı çalışan öğrencilerin ucuz işgücü olarak görülmesi ve öğrencilerin ticarileşen eğitimin bir sonucu olarak çalışmak durumunda kalmalarının öne çıkarılması gerektiğine değinildi. “Parasız eğitim” talebinin esas alınması gerektiği vurgulandı.

Bu gündemin ardından şube aktarımları gerçekleştirildi. Sınırlı sayıda aktarımın gerçekleşmesi, Genç-Sen çalışmasının alanlarda sistematik yürümediğinin göstergesiydi.

Aktarımların ardından burs gündemi tartışıldı. MYK bu gündemi, İstanbul’da yürütülen çalışmanın diğer illere de taşınabileceği düşüncesi ile önerdiğini ifade etti. Ardından yaşanan hak gaspının hukuki açıdan bilgilendirmesi yapıldı. Bundan sonra tartışma çalışmanın hukuki boyutunun nasıl ilerlemesi gerektiği üzerinden yürüdü. Çizilen bu tablonun ardından Trakya Üniversitesi temsilcisi, çalışmanın hukuki ayağının olabileceğini ancak çalışma salt buradan yürümemesi gerektiğini belirtti. “Parasız eğitim” talebinin bu çalışma içerisinde mutlaka dillendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Bütünlüklü bir çalışmanın bir parçası olarak burslarımızı geri isterken, karşılıksız burs talep edilmesi gerektiğini ifade etti.

Bunun üzerine liberal reformist blok, temsilciler meclisinin başından itibaren sergilediği tavrın bir devamı olarak, “kazanım elde edebileceğimiz somut talepler” üzerinden çalışmaların sürdürülmesinin daha yerinde olacağını savundu.

Bu tartışma üzerine Devrimci Genç-Sen’liler ve çeşitli yerellerden temsilciler, “kazanım” elde edebilmek için salt “burslarımızı geri istiyoruz” şeklinde bir formülasyonun burs sorununa dair yürütülen çalışmayı kısırlaştıracağına değindi. Somut talepleri dillendirirken, sorunun kaynağı olan ticarileşen eğitime mutlaka değinilmesi gerekliliği vurgulandı.

Divan gündemi sonuçlandırmaya çalışırken, tartışmaları bütünlüğünden kopararak ele almayı tercih etti. “Parasız eğitim” talebini ve burs hakkımızı geri isteyen talepleri birbirinden kopararak, bunlar sanki birbirini karşı karşıya koyan taleplermişcesine ifade edildi.

Bunun üzerine Devrimci Genç-Senliler ile çeşitli şube temsilcileri tarafından somut talepleri yadsımanın söz konusu olmadığı ifade edildi. Mücadeleyi “kazanılabilecek talepler” sınırlılığında şekillendirme eğiliminin sağlıksızlığına vurgu yapıldı. Bu tartışmaların ardından divan gündemi, yerellerin özgün çalışmalarının “parasız eğitim” talebi ile birlikte yürütülmesi gerekliliğini ifade ederek sonlandırdı. Bu gündemin tamamlanması ile birlikte toplantıya ara verildi.

Aranın ardından, MYK’daki kadın üyeler, “kadın çalışması” üzerine MYK’da yürütülen tartışmaların bir aktarımını yaptılar. Genç-Sen’in bir kadın politikasının olmadığı ve merkezi yapılacak bir kadın meclisi ile buna dair tartışmaların tüketilmesi gerektiği söylendi. MYK’da “kadın çalışması” üzerine çalışan bileşenin bir taslak hazırladığı ve bu taslağın genel mail grubuna atılacağı ifade edildi. Son olarak, 8 Mart’a dair merkezi materyallerin hazırlanması üzerine bir tartışma yürütüldü.

Beşinci gündem maddesi olan kriz üzerinden şekillenecek olan merkezi kampanya tartışması ile toplantıya devam edildi. Bir önceki temsilciler meclisinde merkezi bir kampanya ile krizin işlenmesine ve 19 Şubat’ta tüm illerde yapılacak açıklamalarla 15 Nisan’a kadar sürecek kampanyanın deklare edilmesine karar verilmişti. MYK, bu kampanyaya dair yaptığı tartışmalarda kampanyanın başlığını “Krizdeyiz, yarısını öderiz!” biçiminde belirlediğini ve merkezi materyal örneklerini de bu kapsamda hazırladıklarını ifade etti. Hazırlanan örnekler Temsilciler Meclisi’ne sunuldu.

MYK’nın hazırlamış olduğu materyaller ulaşım sorunu üzerinden şekillendiği ve sloganın içeriği nedeniyle, böylesi bir kampanyanın uygun olmadığına dair çeşitli yerellerden görüşler belirtildi. Kriz gündeminin yerelin özgün sorunları üzerinden işlenmesi gerektiği ve ancak bu biçimiyle işlenebilirse karşılık üretebileceği vurgulandı. İfade edilen diğer nokta ise “yarısını öderiz” talebinin yetersiz olduğuydu. Şubeler kendi yerel çalışma aktarımlarını yaparak bu tartışmayı güçlendirdi. Birçok yerel ulaşım sorunu üzerinden sürdürdükleri çalışmaları “ücretsiz ulaşım istiyoruz” talebiyle şekillendirdiklerini belirtti.

Tüm bu tartışmalara rağmen, zaten bu kararın bir önceki TM’de alınmış olduğuna değinildi ve yapılan tartışmalar boşa düşürüldü. Merkezi materyallerin “Krizdeyiz, yarısını öderiz” üst başlığı ile ulaşım, barınma ve yemekhane sorunu gibi üç talep üzerinden formüle edilebileceği söylendi. Bunun üzerine çeşitli yereller tarafından bu başlığın yetersiz olduğu vurgulandı. Devrimci Genç-Senliler’in yaptığı ısrarlı tartışmalarda “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!” gibi kapsamlı bir üst başlığın yerellerin özgünlükleri üzerinden çalışmaların daha sağlıklı yürütülebilmesine olanak sağlayacağının altı çizildi. Çeşitli yerellerin de desteklediği bu tartışmaya rağmen genel eğilim, “Krizdeyiz, yarısını öderiz!” başlığı altında kampanyanın yürütülmesi gerekliliği üzerinden şekillendi.

Kampanya başlangıç tarihine ilişkin olarak 19 Şubat’a gerekli hazırlıkların yapılamayacağı belirtildi ve bu tarih 25 Şubat olarak değiştirildi.

Bu tartışmanın ardından Mart gündemlerinin nasıl ele alınması gerekliliğine dair kısa bir tartışma yapıldı. Bunların salt takvim gündemleri olarak algılanmayıp güncel sorunlarla beraber işlenebilmesi ve illerde gerçekleştirilecek ortak çalışmalara Genç-Sen’in de katılması gerekliliği üzerine fikir birliğine varıldı.

Ekim Gençliği / İstanbul


MSGSÜ’de “otomasyon” felaketi!

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) öğrencileri olarak bu dönem de otomasyon felaketiyle karşı karşıyayız. Üniversitemizde ders seçimi internet üzerinden otomasyon sistemiyle yapılıyor. Mezun olana kadar belli bir seçmeli ders kredisi doldurması gereken öğrenciler, kontenjanların yetersiz olması nedeniyle her dönem bu dersleri alma imkanına sahip olamıyorlar. Bu dönem, zorunlu olarak almamız gereken dersler için de kontenjanı yetersiz olması nedeniyle, birçok öğrenci alması gereken dersleri alamadı.

Otomasyon sistemindeki yetersizlikleri ve kontenjan yetersizliği sorununu konuşmak için 11 Şubat günü MSGSÜ öğrencileri olarak açık toplantı gerçekleştirdik. Toplantının çağrısını iki gün boyunca sorunu anlatan ozalitlerimizi kullanarak yaptık. Soruna tepki duyan bir hocamızın da katılımıyla gerçekleştirdiğimiz toplantıda, kontenjan yetersizliği ve otomasyon sorununun haricinde okulda karşı karşıya kaldığımız birçok sorun da dile getirildi. Konuyla ilgili rektörlüğe verilmek üzere dilekçe toplanmasına ve her gün saat 13.00’te ses çıkarma eylemi yapılmasına karar verildi. Toplantıya yaklaşık 50 kişi katıldı.

Faaliyetlerimiz 12 ve 13 Şubat günleri de devam etti. “Otomasyon ve kontenjan yetersizliği sorunlarının çözümü için her gün 13.00’te 5 dakika ses çıkar! Rektörlük duysun!” şiarıyla başlattığımız eylem, 13 Şubat günü de 10 dakika süren ses çıkarma eylemiyle devam etti. Yanı sıra, kantine masa açarak rektörlüğe verilmek üzere dilekçe topladık.

Eylemlerimiz devam edecek. 

MSGSÜ Ekim Gençliği