26 Aralık 2008 Sayı: KB 2008/50
(EG ÖS 229)

  Kızıl Bayrak'tan
   2008: Dünyada ve Türkiye’de bir dönem kapanırken...
  2008 yılı rejimin Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünü bir kez daha ortaya koydu…
DİSK’in krize karşı “Emek cephesinin sesi”ni büyütme, mücadeleyi yükseltme çağrısı üzerine…
TİB-DER’den iş cinayetleri protestosu…

Yemekhane işçileriyle dayanışma gecesi…

Kot işçileriyle
dayanışma büyüyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Kriz ve devrimci mücadelenin sorunları
  Kriz ve sınıf hareketi...
  Gençlik hareketinden…
  Gençliğin faaliyetlerinden…
  Kriz üzerine Emekçi Kadın Komisyonları sözcüsü ile konuştuk...
  19 Aralık katliamı ülke genelinde lanetlendi!
  Fransa’da gençlik “reform paketi”ni protesto etti
  “Özür diliyorum” kampanyası üzerine...
M. Can Yüce
  Eral Eren anmalarından…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

TİB-DER’den iş cinayetleri protestosu…

“Tersane işçisi köle değildir!”

Tersane İşçileri Birliği Derneği, seri iş cinayetleri, ücret düşürmeler ve işten çıkarmalara karşı 21 Aralık günü Kartal Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasında ilk olarak TİB-DER adına bir konuşma gerçekleştirildi. Yapılan konuşmada şunlar söylendi:

“Sözde önlem aldık, sözde artık kimsenin burnu kanamayacak diyen hükümet ve patronlar Tuzla tersaneler cehennemi gerçeğinin üzerini örtemiyorlar. Her gün ölüm, her gün işsizlik, her gün açlığa yoksulluğa mahkûm edilen milyonlar hem tersanelerde hem de kot taşlama atölyelerinde ölüme terk ediliyor. Bizler bu yaşadığımız cehennem koşullarına karşı tüm işçi ve emekçileri duyarlı olmaya, mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

Konuşmanın ardından basın açıklamasını okumak üzere Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu’na söz bırakıldı. Nihadioğlu açıklamasında ardı ardına yaşanan ölümlere değindi. İş cinayetlerinin yanısıra işten atma ve ücret düşürmelerin tersane işçilerinin yaşadığı temel sorunlar olduğunu belirtti.

Nihadioğlu son olarak şu sözleri söyledi: “Bir yanda 117 ölüm bir yanda işçi çıkartmalar… Bize bu sistemde reva görülen hayat bu. Ama biz biliyoruz ki kapitalist sisteme karşı işçiler örgütlenip mücadele etmezse bize reva görülen hayat bundan daha kötüsü olur ama daha iyisi olamaz. Bu düzen bir avuç asalağın düzenidir. İşçiler olarak bizim yapmamız gereken bu düzeni alt üst etmek için örgütlenip mücadele etmektir, bundan başka çıkar yol yoktur. Biz patronlarla bir savaşın içindeyiz ve buradan söylüyoruz ki bu savaşı biz kazanacağız. Bu düzen patronlarıyla, devletiyle, kriziyle yıkılmaya mahkûmdur ve er geç yıkılacaktır.”

Nihadioğlu son olarak 19 Aralık cezaevleri katliamının 8. yıldönümüne değindi.

Eylemde sık sık “Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!”, “Tersane işçisi köle değildir!”, “Artık ölmek istemiyoruz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “ İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “ Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / Kartal

Ölüm gemisi M/T Procida…

Anadolu Tersanesi’nde bulunan M/T Procida isimli gemide 12 Aralık günü çıkan yangında 5 işçi yaralanmış, durumu ağır olan Erdal İnceyol kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. 18 Aralık günü aynı gemide bir patlama daha oldu ve bir işçi daha yaralandı.

Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“2007 yılında Anadolu Tersanesi Cebeci Denizcilik taşeronunda çalışan işçiler ücret alacakları nedeniyle TİB-DER’e başvurmuştu. Anadolu Tersanesi ve Cebeci Denizcilik taşeronuyla sayısız kez görüşen derneğimizin yöneticileri hiçbir sonuç almayınca direnişe geçmişti. Bunu hazmedemeyen Anadolu Tersanesi patronu 13 Eylül günü polisi direnen işçilere saldırtarak gözaltına aldırmıştı. Ancak buna rağmen direnişi bastıramadı. Direnişin sürmesi üzerine 17 Eylül günü tersane ücret ödemeyi kabul etmişti. Ancak Cebeci Denizcilik taşeronu bu durumu hazmedemeyerek işçilere kurşun yağdırmıştı. Şans eseri yaralanan olmazken, ana firma ücretleri ödemeyi bir kez daha reddetmişti.

Konuyla ilgili Tuzla Adliyesi’nde görülen davada tersane ve taşeron ile Tuzla Emniyeti’nin ortak çalışarak cinayet teşebbüsünün üzerini örtmeye çalıştığı görüldü. Cebeci Denizcilik taşeronu Fatih Bayraktar verdiği ifadede ‘Bana tersane önünde eylem yapanlara prim verme denildi’ diyerek, bu maşaya asıl kurşun sıktıranın adresini gösteriyordu. Ücret gaspları, iş cinayetleri ve yasadışı tüm kuralları görev bilen Furtrans patronu ve maşaları bilmelidir ki, eni sonu tersane işçisinin direniş duvarına çarpacaklar.”

Tersanelerde 117. ölüm…

İş cinayetleri sürüyor!

Kasım ayının sonlarına doğru, Kocaeli Serbest Bölgesi’nde faaliyet gösteren Gölcük Türker Tersanesi-Nardem adlı firmada müteahhit elemanı olarak çalışan Aydın Kaplan, gemi güvertesinde çalışma yaparken aydınlatma sisteminin olmaması nedeniyle iş kazası geçirmiş, 9 metre yükseklikten aşağı düşmüştü. 24 gün İzmit SEKA Devlet Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesine kaldırıldı.

Tersanelerde bu ay içerisinde 4, toplam olarak 117 işçi yaşamını yitirdi. Tıpkı diğer işçiler gibi Kaplan’ın da kazası günlerce kamuoyundan saklanmış, ölümünden sonra yakınlarının tepkileri üzerine açığa çıkmıştır. “Tersanelerde her türlü yaptırımı uyguladık, bakın artık ölümler yaşanmıyor, tedbirler alınıyor” diyen Çalışma Bakanlığı ve sermaye hükümetinin her geçen gün suratlarına birer tokat gibi çarpan ölümler, onların bu konuda ne kadar samimiyetsiz olduklarını gözler önüne sermektedir.

Kriz bahanesiyle ücretlerin düşürüldüğü, sigortaların ödenmediği ve en önemlisi kitlesel işsizliğin yaşandığı böylesi bir süreçte güvenlik tedbirlerini zaten uygulamayan tersane patronları, şimdi krizi bahane ederek işçi sağlığına hiç kaynak aktarmamaktadır.

Tersaneler cehenneminde iki hafta içerisinde 4. işçi arkadaşımızı iş cinayetine kurban verdik. Tersane patronları ve ölümlerden sorumlu olan devlet yetkilileri bilmelidir ki, bu cehennemin ateşi onları da yakacaktır!

Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER)


TİB-DER: “Sokağa, eyleme, hesap sormaya!”

Tuzla tersanelerinden ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. 12 Aralık günü Anadolu Tersanesi’nde M/T Procida isimli ihraç gemisinde çıkan yangının ardından aynı gemide 18 Aralık günü tekrar patlama yaşandı, bir işçi daha katledildi.

Bu patlama sonrasında hastaneye kaldırılan Hızır Akbulut 19 Aralık günü yaşamını yitirdi. Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) Akbulut’un ölümü üzerine bir açıklama yaparak, işçileri “Sokağa, eyleme, hesap sormaya!” çağırdı.

 TİB-DER çağrısında şu görüşlere yer verdi:

“Hızır Akbulut’un ölümünden diğer 115 ölümde olduğu gibi tersane patronları sorumludur. Onlar halen işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerini ‘masraflı’ bir iş olarak görmektedirler. Dahası kriz bahanesiyle bu alana hiçbir yatırım yapılmamaktadır. Patronların krizi ve ona bağlı gelişen işçi kıyımı sürerken, tersane patronları işsizlik tehdidini kullanarak bizleri ağır çalışma koşullarına mahkûm etmektedirler.

Tuzla cehennemindeki ölümlere karşı ‘ben bir şey yapamam’ diyerek patronlar karşısında teslim bayrağı çeken Çalışma Bakanı Faruk Çelik, bu ölümlerin sorumlularından biridir. Bu cehennemde yaşanan vahşete karşı üç maymunu oynayanlar, bu ölümlerin birinci derecede sorumlularıdırlar. İşçi sağlığı ve güvenliğini tersane içinde sağa-sola levha asmaya, baret-eldiven kullanmaya sıkıştıranlar katildir. Dahası her ölümden sonra patronları aklamaya dönük açıklama yapıp, ölümlerin sorumluluğunu ‘işçinin cahilliğine’ yükleyenlerden de sorulacak hesabımız var.”