x

31 Ekim 2008 Sayı: SİKB 2008/43

  Kızıl Bayrak'tan
   Ekim Devrimi’nin 91. yılında sosyalizm güncel, Yeni Ekimler ve Partisi yakıcı bir ihtiyaçtır!
  Patronlarla Amerikancı AKP hükümetinden saldırı sinyalleri…
Ekonomik kriz ve sendikaların tutumu
Devlet terörü tırmanıyor!

Metal TİS’lerinde son durum ve görevlerimiz...

İşçi emekçi haraketinden…
  Kadın çalışmasının önemi ve sorunları…
Yüzü kitlelere dönük etkin bir İşçi ve emekçi kadın çalışması hedeflenmelidir!
  Kapitalizmin krizi ve emekçi kadınlara yansımaları...
  Kot taşlama mı, işçi mezarlığı mı?
  Hesabı tersane işçileri soracak!
  Genç-Sen Genel Kurulları yapıldı...
  İtalya, Yunanistan ve Fransa kaynıyor!
  Sınıfın manifestosu, manifestonun sınıfı: Buluşamayan nehirler mi? - Yüksel Akkaya
  Durum ve gelişmelerin yönü…- M. Can Yüce
  Kapitalizmin krizi ve işçi sınıfı / 2
Volkan Yaraşır
  Mamak İşçi Kültür Evi 8. mücadele yılını bir etkinlikle kutladı!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadın çalışmasının önemi ve sorunları…

Yüzü kitlelere dönük etkin bir işçi ve emekçi kadın çalışması hedeflenmelidir!

Kadın sorununa toplumsal ve tarihsel gelişme süreçleriyle birlikte marksist-leninist temelde yaklaşan komünist hareket, bu açık ve sağlam bakışını kadın çalışmasını politik-pratik olarak da somutlama çabasıyla birleştirmiş bulunmaktadır. Biriktirdiği deneyim ve geldiği düzey itibarıyla henüz yolun başında sayılan emekçi kadın çalışmamızın hala da aşılmayı bekleyen sorunları bulunmaktadır.

Yakın zamanda esasları itibariyle kadın sorunu ve kadın çalışmasının örgütlenmesi konusuna yaklaşımımızı ortaya koyan temel metinlerimiz yayınlandı. Bu metinleri çalışmanın geldiği düzey açısından ve yeni dönem hedeflerimizle birlikte yeniden yeniden incelemek güncel bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktadır.

Emekçi kadın çalışmasının sürekliliği için örgütsel süreklilik…

Komünist hareket açısından kadın çalışmasının esas olarak işçi ve emekçi kadın çalışması olarak tanımlandığı yerde kısa bir zamanda çalışmanın örgütlenmesi konusunda belli bir deneyim kazandığımızı ifade edebiliriz. Kuşkusuz bu deneyimin önünü açan en önemli etken, kadın çalışmasının örgütlenmesi konusunda atılan adımdır. Sorunun kapsamını, hedeflerini ve boyutunu tartışan, işçi kadını salt ezilen cins konumu üzerinden değil, onu da kapsayacak biçimde sınıf kimliği üzerinden kucaklamaya çalışan, kadın çalışmasını sınıf çalışmasının bir parçası olarak ele alan ancak bunu bulunduğu alanda kadınlara yönelik özgül çalışmayla birleştirmeyi hedefleyen ve giderek uzmanlaşmaya çalışan özel örgütlenmelerin oluşturulması, çalışmanın sürekliliğinin güvencelenmesi bakımından gerekli ve zorunluydu. Atılan bu adımların kazanımları, yılın başında gerçekleştirilen Emekçi Kadın Kurultayları pratiğinde de somutlanmış bulunmaktadır.

Ancak her şeye rağmen bu konuda belli yetersizliklerimiz bulunmaktadır. Zira halihazırda saflarımızda kadın sorununa ve kadının örgütlenmesi konusuna yaklaşımda yeterince bir bilinç açıklığı yaratıldığından söz etmek olanaklı değildir. Saflarımızda komünist hareketin kadın sorununa sınıfsal zeminden yaklaşan ve sınıf sorununun bir parçası olarak ele alan temel ideolojik-ilkesel açıklığı bilince çıkarılmış olsa dahi halkçı küçükburjuva kesimlerin kadın sorununa feminist yaklaşımına duyulan tepki sonucu, sorunun kendi içinde ayrı bir çalışma olmadığı, genel sınıf çalışmamızın organik bir parçası ve onun özgül bir boyutu olduğu gerçeği gözlerden kaçırılmaktadır.

Bu kendiliğinden iki sonuç doğurmaktadır. Birincisi, kadın çalışmasının örgütlenmesi konusunda yoğunlaşmanın kolayından ertelenmesi, ikincisi kadın çalışmasının özel ve takvimsel günlere sıkıştırılması. Eğer sorun yeterince doğru kavranamazsa sınıfın temel bir parçası olan, tarihsel ve toplumsal çifte ezilmişliğin biriktirdiği devrimci enerjiyi taşıyan işçi kadının mücadelede etkin kılınması ve devrimcileştirilmesi alanında anlamlı bir ilerleme sağlanamaz, bir adım ileri gidilemez.

İlerici kamuoyunun gündemine giren yakın dönem deneyimleri dahi konunun önemi hakkında bir veri sunmaktadır. Aymasan’ın direnişçi kadın işçilerinin pratiği, kadının mücadelede etkin olduğunda ve mücadelenin öznesi haline geldiğinde neleri başarabileceğini gösteren anlamlı bir deneyimdir. Erkek işçilerle omuz omuza, hatta en önde mücadeleye atılan kadın işçilerin deneyimi hem üretim sürecinde patronuna, hem direnişlerini kırmaya çalışan kolluk kuvvetlerine karşı, hem gerici toplumsal önyargıların parçalanmasında, hem de evdeki feodal ilişkiler zincirinin kırılmasında hızla ilerlediğini, militanlaştığını, politikleştiğini ve özgürleştiğini göstermektedir. Keza bir yılı aşkın bir süre sendikal hak ve özgürlükleri için kararlılıkla direnen ve sonucunda kazanan Novamed’li kadın işçilerin mücadelesi de kadının mücadelede tuttuğu yere ve mücadelede özgürleşen kadının devrimci enerjisine anlamlı bir örnektir. En son Desa’nın direnişçi kadın işçisinin tek başına yarattığı kamuoyu, mücadelede öne çıkan işçi kadının kararlılığına, direngenliğine ve militanlığına en az diğerleri kadar anlamlı bir örnektir.

İşçi kadınların damgasını vurduğu ve son dönemde öne çıkan bu üç örnek dahi kadının çifte ezilmesi ve sömürülmesinin yarattığı öfkenin sınıf mücadelesinde çifte potansiyel ve devrimci enerji kaynağı olduğunu göstermektedir. Sosyal mücadelenin dışında kalan kadın patronuna, devlete, eşine ya da babasına boyun eğen aciz bir varlıkken mücadeleye katıldığında kendi sınıfından erkeklere göre çok daha direngen, kararlı ve fedakar olmaktadır. Tüm mücadele deneyimlerinde olduğu gibi bu üç örnek de bunun kanıtıdır.

Kadının bu devrimci enerjisi açığa çıkarıldığında sınıf mücadelesinin gelişmesi ve büyümesi açısından büyük imkanlar sunmaktadır.

Kadın çalışmasının güvencesi partinin ideolojik-politik birikimidir!

Komünist hareketin kadın sorunu ve kadının örgütlenmesi konusunda sağlam bir ideolojik-politik bakışı bulunmaktadır. Zira her vesileyle döne döne vurguladığımız gibi işçi kadın çalışması genel sınıf çalışmamızın, onu besleyen ve güçlendiren organik bir boyutudur. Marksist-leninist bir parti olarak kadın çalışmasının ve örgütlenmesinin ele alınışındaki temel ilkesel yaklaşımımız çalışmanın güvencesi ve garantisidir. Bunu doğru anlamanın ve kavramanın dışında kaygılanmak için hiçbir nedenimiz bulunmamaktadır.

Konuya ilişkin II. Kongre değerlendirmeleri bu konuda yeterli açıklık sunmaktadır: “Oysa devrimci sınıf partisi olarak komünist partisi için kadın çalışması, öncelikle işçi kadınlara yönelik bir çalışmadır. Komünistler, elbetteki kadın sorununu olduğu kadar kadın çalışmasını da proleter kadından ibaret görmez, onunla sınırlamazlar. Fakat devrimci bir kadın hareketi geliştirebilmenin biricik sağlam alanı ve temelinin de işçi kadınlar olduğunu bir an için bile unutmazlar. Sorunu böyle ele almak, işçi sınıfının genel plandaki devrimci öncü misyonunu kadın sorunu özgül boyutu üzerinden de somutlayabilmenin sağlam bir yolu ve çözümüdür aynı zamanda. Kadın sorununu temelden çarpıtan ve kadın hareketini darlık ve kısırlığa mahkum eden orta sınıf eksenli feminist akımları etkisiz kılmanın en etkili yolu da buradan geçmektedir. Kadının kurtuluşu bayrağı işçi sınıfının elinde, en başta da onun kadın kesiminin elinde olmalıdır. Komünist partisinin kadın çalışması öncelikle bunu hedeflemeli, pratik çalışma ve gelişme içinde bunu güvence altına almaya yönelmelidir.

Öte yandan, biz komünistler için, kendi içinde ayrı, genel sınıf çalışmamızdan soyutlanmış bir işçi kadın çalışması yoktur, olamaz. Bizim işçi kadınlara yönelik çalışmamız, sınıfa yönelik genel çalışmamızın bir parçası, onun özgül ve zenginleştirici bir boyutudur yalnızca. Taşıdığı özgül karakteri hiçbir biçimde gözden kaçıramayız, fakat onu hiçbir biçimde genel sınıf çalışmasından ayrı da düşünemeyiz, ondan koparamayız, ayrı ele alamayız. Genel sınıf çalışmamız, kadın-erkek tüm işçi sınıfının temel ve güncel sorunları, çıkarları ve ihtiyaçları eksenine oturur. Bu şekliyle çalışma sınıfın tümüne yöneliktir, dolayısıyla aynı ölçüde işçi kadınları da kapsamakta, onları etkin kılmayı ve devrimcileştirmeyi hedeflemektedir. Fakat öte yandan bu çalışma, işçi kadının cinsel eşitsizlik ve ezilmişlikten gelen özgül sorunları ile de birleşmek, birleştirilmek durumundadır. Zira sınıfın ortak sorunları ve çıkarlarının ötesinde, işçi kadınların cinsel ezilme ve sömürülme konumdan gelen özgül sorunları ve ihtiyaçları, bununla bağlantılı çıkarları vardır. Sınıf çalışmamız bunları da içermeli, bununla boyutlanmalı ve zenginleşmelidir.” (TKİP II. Kongresi değerlendirmeleri / Kadın sorunu ve sınıf içinde kadın çalışması...)

Kadın çalışmasının yönü tümüyle somut hedeflere bağlı olarak işçi kadın çalışmasına çevrilmelidir!

Kadın çalışmamız ilk elden çevre ve çeperindeki kadın işçi ve emekçilerin toparlanmasını sağlayan, etkin hale getirmeye çalışan, yüzünü asıl olarak işçi kadın çalışmasına dönmeyi hedefleyen bir hatta ilerledi. Kadın çalışmasının ilk adımları açısından bu çabanın bir anlamı da vardı. Emekçi Kadın Kurultayları, 25 Kasım etkinlikleri, 8 Martlar vb. bu yönelimin bir ürünü olarak kadın çalışmasında belli sonuçlar da üretti. Çalışmanın hem nicel hem de nitel olarak yarattığı şu ya da bu düzeyde bir birikim de sağlandı. Kuşkusuz bu birikimin yeterli olduğunu iddia etmiyoruz. Ancak kadın sorununun ikili yönü ve asıl olarak işçi kadın çalışması üzerinden şekillenmesi konusunda belli eksikliklerimiz bulunmaktadır. Bu eksiklikleri aşmanın en temel koşulu çalışmanın sürekliliğini sağlayacak örgütlülüklerin asıl olarak yüzünü işçi kadın çalışmasına dönecek şekilde planlı ve sistemli bir çaba içerisinde olması ve hedeflerini buna uygun belirlemesidir.

Eğer işçi kadının kurtuluşu, sınıf mücadelesinin bir sonucu olacaksa ve sınıf mücadelesinin bir parçası olamayan kadın kurtuluşunu kendi ellerine alamayacaksa konunun iki yönlü boyutunu gözeten bir çalışma içerisinde olmak gerekmektedir. Birincisi, sınıfın tümünü kesen sorunların yanısıra kadın işçinin, kapitalist sistem tarafından, sınıfsal ezilmesinin ve sömürülmesinin cinsel konum üzerinden katmerleştirilmesi gerçeğinin takvimsel günlere sıkıştırılmadan sistematik olarak işlenmesi gerçeğidir. İkincisi, kadının sınıfsal ve cinsel ezilmişliğinden kaynaklı sorunları sınıfın tümünü kapsayan ve sınıfa devrimci bilinç kazandırmayı hedefleyen bir tarzda sınıfın gündemine sokulmasıdır.

Kadın çalışmamızın en temel amaçlarından birisi işçi kadını devrimcileştirmek, sınıf mücadelesinde etkin ve inisiyatifli bir güç haline getirmekse, bu, işçi kadınların sorunlarına ve istemlerine yönelik çalışmanın önemine işaret etmektedir. Bunu başarabilmenin yolu işçi kadının sorunlarına hakimiyetten, hedeflenmiş işçi havzalarına, kadın işçilerin ağırlıkta olduğu sektörlere ve fabrikalara özel olarak yönelmekten ve seslenmekten geçmektedir. İşçi kadının sorununu genel mahiyetiyle ele alan, genel işçi kitlesine seslenen ve sonuç almaktan uzak bir çalışma tarzı yerine somut olarak fabrikalara yaslanan, tek tek fabrikalarda yaşanan sorunları hem genel sorunlarla bağlantısı içerisinde, hem fabrikanın özgünlüğünde, hem de kadın işçiye yönelik özgül yanlarıyla ele alan, kadın işçiyi erkek sınıf kardeşleriyle birlikte mücadeleye çağıran, somut yol ve yöntemler öneren bir tarzda çalışma kurgulanmalıdır.

Örneğin, bir işçi havzasında kadın işçilerin ağırlıkta olduğu fabrikaların belirlenmesi, bu fabrikada yaşanan sorunlara hakim olunması, fabrikada işçi kadınların sınıfın genel olarak yaşadığı sorunların yanısıra ezilen cins olmaktan kaynaklı yaşadığı sorunlarının belirlenmesi, bu sorunların genel sorunlarla bağı içerisinde işlenmesi, bu somutlukta kadın işçilere mücadelede bir adım ileri çağrısı yapılması somut bir hedeftir. Havzaya ya da belirlenen fabrikalara özel seslenen işçi kadın yayınlarını devreye sokmak, işçi kadınların sorunlarını işleyen toplantılar yapmayı, fabrikalardan ilişki yakalamayı, fabrikalara dayanan işçi kadın komisyonları kurmayı hedeflemek vb. çeşitli araç ve yöntemlerle kadın çalışmasının yönü işçi kadın çalışmasına çevrilmelidir. Bu, başta kadın işçiler olmak üzere sınıfın geneline seslenen bir hatta kurgulanmalıdır. Böyle bir yönelimin sonuç üretmesi için bu alanda yakalanan imkanların toplam sınıf çalışmasını güçlendirecek tarzda birleştirilmesi, hem kadın hem de sınıf çalışmasının birbirini besleyecek tarzda kurgulanması gerekmektedir.

Kadın sorunu çok yönlü taleplerle birlikte işlenmelidir!

Kadın çalışması temelde işçi kadın çalışmasıdır vurgusunu sık sık yapıyoruz. Ancak kadın işçinin cinsel konumu ve kimliği ile bağlantılı olan sorunları çok yönlüdür. Sorunun iktisadi, sosyal, cinsel, hukuksal ve kültürel boyutları vardır. Bu sorunlar salt tek tek fabrikada yaşanan sorunlarla sınırlı değildir. Kuşkusuz kadın çalışmasını sınıf zemininde güçlendirmek demek kadının üretim sürecinde yaşadığı sorunlara özel vurgu yapmayı öncelikli kılmaktadır. Ancak kadın sorununun çok yönlü kapsamı da genel sınıf çalışmasının ve kadın işçi çalışmasının temel gündemleri arasında yer almalıdır. Hem genel anlamda hem de tek tek fabrikalara yaslanarak kapitalizmin ucuz işgücü olarak gördüğü kadınların düşük ücretle ve kötü koşullarda çalıştırılmasına karşı “İş güvencesi!”, “Sigorta hakkı!”. “Eşit işe eşit ücret!”, “Kreş hakkı!”, “Doğum ve emzirme izni!” vb. taleplerin sistematik olarak işlenmesi, işçi kadınların bu talepler etrafında mücadeleye çağrılması yine gündelik kadın çalışmasının bir parçası olmalıdır.

Başta işçi kadınlar olmak üzere sınıfın genelini ataerkil geleneğin, dinsel önyargıların ve gerici burjuva ideolojisinin ve alışkanlıklarının kadın üzerinde yarattığı baskıyı güncel toplumsal gelişmelerle birlikte teşhir eden ve mücadeleye çağırmak işçi kadın çalışmasının bir diğer ayağını oluşturmaktadır. Kimi zaman herhangi bir fabrikada öne çıkan bir talep somut hedeflerle birlikte sistemli bir çalışmanın konusu edilmelidir.

Yanı sıra kadınlar açısından mevcut yasalarda yer alan her türlü ayrımcı uygulamaya karşı toplantılar, eylem ve etkinlikler düzenlemek, kadın işçileri bilinçlendirmek ve mücadelede özne haline getirmeye çalışmak, çalışmanın hedefleri arasında gözetilmesi gereken bir başka yöndür. Emekçi kadınları üretim alanının dışına iten ve ev işçiliğine mahkum eden çocuk bakımı, yemek vb. işlerin toplumsal bir iş haline getirilmesini gündemleştirmek, bunun için mücadele çağrısı yapmak, bugün için ajitasyon ve propagandayı aşamasa dahi, işlenmesi gereken bir başka konudur.

Bugün için sınıf mücadelesinin düzeyi gözönüne alındığında işçi kadın çalışmasında istenilen sonuçları üretemeyebilir. Ancak özel ekiplere dayalı, yoğunlaşmış, sistemli ve planlı bir çalışmanın kazandıracağı çok yönlü imkanlar ancak bu alanda deneyim kazandıkça, kesintisiz bir faaliyet yürüttükçe açığa çıkacaktır. Bunun önemi gözden kaçırılmamalıdır.

Herşeyden önemlisi kadın çalışmasının politik yönü burjuva egemenlik ilişkilerini ve ideolojisini hedeflemek zorundadır. Zira kadının ezilmişliğinin kaynağı günümüzde kapitalist sistemdir. Bu nedenle komünistler başta geniş emekçi kadın yığınları olmak üzere sınıfın genelini sosyalizm bilinciyle donatmayı, devrim ve sosyalizm mücadelesine kazanmayı, kadın sorununu bu amaç doğrultusunda ve kadınların özgül konumunu gözeterek propaganda etmeyi savunurlar. Bundan dolayı burjuva egemenlik sisteminin etkin ve etkili bir teşhiri kadınların tam hak eşitliğini savunan taleplerle birleştirilmek durumundadır.

Ancak kadınların nihai kurtuluşunun tüm sınıf kardeşleriyle birlikte sosyalizmde mümkün olacağını propaganda etmek, kadınların kurtuluşlarının sınıfsal mücadeleye bağlı olduğunu işlemek, bu hedefi somut kazanımlarla birleştirmek komünist hareketin kadın çalışmasındaki temel yaklaşımıdır.