x

31 Ekim 2008 Sayı: SİKB 2008/43

  Kızıl Bayrak'tan
   Ekim Devrimi’nin 91. yılında sosyalizm güncel, Yeni Ekimler ve Partisi yakıcı bir ihtiyaçtır!
  Patronlarla Amerikancı AKP hükümetinden saldırı sinyalleri…
Ekonomik kriz ve sendikaların tutumu
Devlet terörü tırmanıyor!

Metal TİS’lerinde son durum ve görevlerimiz...

İşçi emekçi haraketinden…
  Kadın çalışmasının önemi ve sorunları…
Yüzü kitlelere dönük etkin bir İşçi ve emekçi kadın çalışması hedeflenmelidir!
  Kapitalizmin krizi ve emekçi kadınlara yansımaları...
  Kot taşlama mı, işçi mezarlığı mı?
  Hesabı tersane işçileri soracak!
  Genç-Sen Genel Kurulları yapıldı...
  İtalya, Yunanistan ve Fransa kaynıyor!
  Sınıfın manifestosu, manifestonun sınıfı: Buluşamayan nehirler mi? - Yüksel Akkaya
  Durum ve gelişmelerin yönü…- M. Can Yüce
  Kapitalizmin krizi ve işçi sınıfı / 2
Volkan Yaraşır
  Mamak İşçi Kültür Evi 8. mücadele yılını bir etkinlikle kutladı!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal TİS’lerinde son durum ve görevlerimiz...

7 Ekim günü Türk Metal, 10 Ekim günü Birleşik Metal ve en son Çelik-İş Sendikası’nın 17 Ekim günü tuttukları uyuşmazlık zaptından sonra metal işkolundaki toplu sözleşmede bir kilitlenme yaşanıyor. Yaşanan kilitlenmenin temel nedeni her sendikaya göre farklılık taşısa da, belirleyici olan üç temel nokta bulunuyor. Birincisi, ücretler, ikincisi sosyal haklar ve son olarak da esnek çalışma tıkanmanın temel nedenleri oldular. Şimdi ise durum giderek daha da çetrefilleşiyor. Deyim yerindeyse tarafların mevcut tutumlarıyla iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

Sözleşme görüşmelerinin başında MESS temsilcisinin dolaylı olarak ima ettiği kriz korkusunun tam da sözleşmenin en önemli aşamasında patlaması önden hesap edilen tüm dengeleri sarsmış görünüyor. MESS, bu yeni durumu kendi lehine kullanmak isterken, BMİS ise, bu sefer faturayı işçilerin ödemeyeceğini ilan ediyor. Dahası MESS’in kriz bahanesine somut önerilerle de cevap veriyor. Yıllardır olageldiği gibi kriz işçileri içe döndürmüyor. Tersinden MESS ise krizi şimdiye kadar birçok keyfi uygulama için kolayından bir bahane konusu haline getiremedi. Ücretsiz izinlerin ve işten atmaların sözkonusu olduğu her yerde öncelikli olarak Türk Metal’i devreye sokması bunu gösteriyor. Tersinden ise sendikanın henüz devreye girmediği bir aşamada işçilerin Bosch örneğinde olduğu gibi aldığı tutumlarda bunun göstergesi. İşleri içinden çıkılmaz hale getiren de bu durum oluyor. Ne MESS tam istediği gibi bir zemin yaratmayı başarabildi henüz, ne de sendikalı fabrikalarda çalışan işçiler belirgin bir boyun eğiş içerisindeler. Şimdilik bir denge durumu olduğundan söz edilebilir. Ancak bu dengenin geçici olduğu ve eğer metal işçileri cephesinden farklı bir çıkış gelmezse sürecin MESS lehine evirileceği kesindir.

BMİS eylem programını açıkladı: İşçiler sokakta!

Geçtiğimiz haftalar içerisinde çeşitli fabrikalarda yaşanan ücretsiz izin ve işten atma saldırılarına karşı işçilerin kendiliğinden tepkileri ve eylemli yanıtları gelişmişti. Daha kitlesel ve örgütlü bir tutumla BMİS iki haftadır bu saldırılara ve TİS’de yanan tıkanmaya eylemlerle yanıt veriyor. Bu hafta üçüncüsü yapılacak olan Cuma eylerinin ikincisinin ilkine göre daha kitlesel ve coşkulu olduğu göze çarpıyor. Daha önemlisi ise, merkez yöneticileri şahsında güven veren bir önderlikle buluştuğunda daha da coşkulu ve kararlı bir havanın ortaya çıktığı yine ikinci Cuma eyleminde gözlemlenen bir başka olgu idi. Bu hafta üçüncüsü yapılacak eylemlerin ise bundan sonrası hakkında bir fikir vereceğini varsayabiliriz. BMİS, Cuma eylemleri dışında bu hafta da mesaiye kalmama eylemi örgütleyecek ve MESS’in dayatmalarının ‘iş barışı’nı bozacağını belirterek bunun üretime yansıyacağını gösterecek. Bir bakıma yürüyüşlerden bir adım ileri atarak eylem sürecini üretim alanına çekeceğini ifade etmiş oluyor. Eğer BMİS, iddialarını bir parça tutarlılık ve kararlılıkla uygularsa işçiler cephesinden de bu tutumun olumlu sonuçlarının açığa çıkması gecikmeyecektir. Zira BMİS daha kararlı ve mücadeleci adımları atabilmek için tabanındaki kararlılığı görmek ve sınamak istiyordu. Yapılan ilk eylemler bu açıdan BMİS yönetimine olumlu bir yanıt vermiş oluyor. Bundan sonrasının ise yönetimlerin alacağı tutumlara endeksli olacağının altını çizmek gerekir.

8 talep + iş güvencesi...

Metal toplu işsözleşmesinde temel olarak 8 maddede anlaşmazlık yaşanmış ve uyuşmalık zaptı tutulmuştu. Şimdi bu uyuşmazlık maddelerinin yanısıra metal işçilerinin başarılı bir toplu sözleşme süreci geçirmesinin koşulu artık iş güvencesi talebi için etkili bir mücadele yürütmesine bağlanmış bulunuyor. Şu sıralar MESS’e bağlı fabrikalarda en çok öne çıkan sorunlar kriz eksenli sorunlardır ve en çok da “üretime ara verme” adı altında ücretsiz izin uygulamalarıdır. İşçilerin ilk tepkilerinin zamanın araya girmesiyle soğumasının ardından verilen ücretsiz izinlerin gitgide işten atmalara vardırılacağına da kesin gözüyle bakabiliriz. Krizin bir yüzü ücretsiz izinler ve işten atma saldırıları ise, diğer yüzü de fazla mesailerdir.

Patronlar her ne kadar kriz yaygarası koparsalar da önemli bir bölümünün de kriz fırsatçılığı yaptığı ortada. Birçok fabrikada patronların işçileri toplayarak, “kriz yüzünden kimseyi ekmeğinden etmeyeceğiz, bu krizde hem işçilerimiz hem de memleketimizin kalkınması için fedakârlıkta bulunup işçi çıkarmayacağız. Fakat sizler de sakın kredi kartı kullanmayın ve borca girmeyin, krize karşı kendi önlemlerinizi alın. Ancak kriz döneminde sizin de yapmanız gereken fedakârlıklar var, önümüzdeki günlerde fazla mesailer başlayabilir” nutkunu çektiğini biliyoruz. Fazla mesaiden kast önceki krizlerde ortaya çıkan sonuçlardan da biliyoruz ki bunun anlamı karşılıksız çalışmadır. Ücretlerin sistemli bir biçimde geciktirilmesi ve yer yer verilmemesi işin başka uzantılarıdır. Bu ise metal işçilerinin mücadele etmesi gereken bir başka yana işaret ediyor. Krizinin faturasını patronlar işçilere kesmek istiyor. Yukarıda ifade ettiklerimiz faturayı kesmenin başlıca yolları. Fakat patronlar açısından bu yolların daha fazla olduğunu bilmek ve her bir farklı yola karşı etkili bir mücadele yürütmek gerekiyor.

Ortak mücadele zeminleri ve Metal TİS’lerinin geleceği...

Üç sendikanın uyuşmazlıktaki ortak noktası olsa da, BMİS’in ortaya koyduğu uyuşmazlık maddelerinin aslında tüm metal işçilerini kestiğini ifade edebiliriz. Buna bir de krizden sonra ortaya çıkan ve bir kez daha tüm metal işçilerini kesen sorunları eklediğimizde, özellikle TİS kapsamındaki işçilerin birleşik mücadelesi için güçlü bir zemin var demektir. BMİS, TİS sürecinin başından beri tüm metal işçilerinin ortak mücadelesinden bahsediyor. Bu son derece önemli bir vurguydu. Kaldı ki MESS’in mevcut dayatmaları ve krizin ortaya çıkardığı sonuçlar açısından metal işçilerinin ortak mücadelesi artık kaçınılmaz ve daha somut bir sorun olarak önlerinde durmaktadır. Çünkü MESS’in saldırısına aynı güçlülükle ve ortak bir tutumla yanıt verilebilir. Fakat herkes payına ortadaki soru bunun nasıl olacağı ve hangi zeminlerde gerçekleşebileceğidir.

Bu noktada başta belirtilmesi gereken ilk şey, BMİS’in bu çağrısını somutlamasıdır. Somut olarak söyleyecek olursak, BMİS’in Türk Metal tabanına yaptığı ortak mücadele çağrısının nasıl somutlanacağıdır. Bu sadece çağrı düzeyinde kalmamalı ve daha somut yapılmalıdır. Türk Metal gibi bir çetenin üyelerinin bu çağrıya açıktan yanıt veremeyeceği gerçeğidir. Durum böyleyken BMİS, ya Türk Metal üyesi işçilere güçlü bir güvence ve destek verecek ya da işçilerle organik bağlar kurarak ortak mücadele platformları oluşturmak yoluna gidecektir.

İşin bir başka yönü ise örgütsüz metal işçileri kitlesinin sürece dahil edilebilmesidir. Şimdilik daha sınırlı olsa da belli bir mücadele üzerinden yürüyen sürecin havasını solutabilmek başkaca bir anlam taşımaktadır. Son olarak TİS görüşmelerinin kapalı devre bir tarzda sürmesi de bir başka handikaptır. Burada BMİS’e dair sorumlulukları hatırlatmak gerekir. Türkiye’nin en temel sektöründe temel bir sendika olmanın sorumluluğuyla davranmak durumundadır.

BMİS’in Cuma eylemleri önümüzdeki dönemin ihtiyacı olan mücadele kapasitesinin ortaya çıkartılabilmesinin ilk zeminini sağlamaktadır. Bu eylemler gerçekleştirilirken yakın fabrikaların ortak eylemler düzenlemesi, eylemlerin giderek merkezi alanlara taşınması ve böylece eylemin toplumsal tabanının ve desteğinin genişletilmesi sağlanmalıdır. Bu yapıldığı durumda tabandaki dayanışma ve mücadele duygularının gelişmesinin yanısıra TİS’lerdeki içe kapalılık da parçalanacaktır.

BDSP’li metal işçilerinin görevleri!

Metal TİS’leri açısından önümüzdeki günler ortak mücadelenin yaratılması zorunluluğunun öne çıktığı bir dönem olacak. TİS’lerdeki kilitlenme ya bir ihanet imzasıyla açılabilir ya da metal işçilerinin güçlü ve ortak mücadelesi MESS dayatmalarını bertaraf edebilir. BDSP’li Metal İşçileri bulundukları her alanda mevcut eylemli süreçlere etkin bir müdahale gerçekleştirmek durumundadırlar. TİS’lerdeki içe kapanıklığı parçalamak için eylemli destek zorunludur. İkincisi ise tüm metal işçilerinin ortak mücadelesi için işçileri birleştiren zeminleri bir kez daha eylemli bir hatta zorlamalıyız. Bu ortak mücadele platformları aracılığıyla olabileceği gibi MESS kapsamındaki kimi fabrikalarda yapılan TİS toplantılarına iki sendikanın üyelerinin katılması biçiminde de gerçekleştirilebilir. Bu hemen eylemli bir hatta girileceği anlamına gelmez. Daha çok bilgilerin ve gelişmelerin paylaşıldığı zeminler olabilir bunlar. Ancak bu zeminleri süreç ilerledikçe ortak mücadele komitelerine evriltmenin yollarını zorlamalıyız. Kuşkusuz tüm çabalarımızın bir yanını Türk Metal çetesine karşı etkili bir ajitasyon ve teşhir faaliyeti oluşturmalıdır. Zira erken bir ihanete karşı işçileri uyarmak ve bu çeteye geçit vermemek sürecin önemli

BDSP’li Metal işçileri


Metal işçileri metal patronlarını uyardı…

“Üretimden gelen gücümüzü kullanacağız!”

Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye işçiler, metal patronlarının esneklik dayatmalarına karşı servislerden inerek fabrikalara yürüyüşlerini sürdürdü. 24 Ekim günü gerçekleştirilen yürüyüşler, geçtiğimiz haftaya oranla daha coşkulu ve canlı geçti. Yürüyüşlerde esnek çalışmaya karşı mücadele kararlılığı öne çıktı.

 

Kartal’da metal işçileri yürüdü!

Sabah erken saatlerde gerçekleştirilen eylemlerin en kitlesel ve coşkulu olanı Isuzu işçilerinin Tepeören’de gerçekleştirdikleri yürüyüş oldu. Sabah saat 07.30’dan itibaren fabrikaya 500 metre uzaklıkta servislerden inerek toplanmaya başlayan ISUZU işçileri sendika flamaları ve Birleşik Metal-İş şapkalarıyla yerlerini aldılar.

“Kazanılmış haklar gaspedilemez!”, “MESS dayatmalarına hayır!” ve “ISUZU işçileri” pankartının açıldığı ve yaklaşık 600 işçinin katıldığı yürüyüş, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Beşeli’nin metal patronlarının esneklik dayatmalarına karşı yaptığı mücadele çağrısıyla başladı. Beşeli yaptığı ajitasyon konuşmalarında TİS teklifini metal işçileriyle birlikte hazırlayarak sermayeye verdiklerini, metal patronlarının ise kriz söylemlerine dayanarak enflasyon altında bir ücret zammı teklifinde bulunduğunu duyurdu. Beşeli’nin yürüyüş boyunca yaptığı bir diğer çağrı ise “kriz” söylemi altında yaşanan işten çıkartmalardı.

Metal işçilerine ortak mücadele çağrısını da yükselten Beşeli, karanlıkları yırtmak için daha güçlü mücadele edilmesi gerektiğini belirtti ve MESS’in teklifini kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Sermayenin kendilerine ayıracağı kaynağın olduğunu ve bunu istediklerini ifade etti. Beşeli’nin konuşması “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “İşçiye uzanan eller kırılır!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” sloganlarıyla kesildi.

Fabrika önünde ses aracından yapılan müzik yayınına alkışlarla tempo tutarak gelen Isuzu işçileri burada da coşkulu sloganlarını sürdürdüler. Fabrika önünde işçilere Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar seslendi. Metal patronlarından sadaka değil alınterilerinin karşılığını istediklerini söyleyen Atar, “Malınızın, mülkünüzün zekatını vermiyorsunuz. İşçinin alınterini veriyorsunuz” diyerek MESS’in kölelik dayatmalarını sıraladı. Konuşmasında faşist Türk Metal çetesini de teşhir etti. Taleplerinin kabul edilmemesi halinde üretimden gelen güçlerini kullanacaklarını söyleyen Özkan Atar, tarihsel kazanımları geri vermeyeceklerini belirtti.

Atar’ın konuşmasının ardından Isuzu işçileri alkış ve sloganlarla bir saat gecikmeli olarak işbaşı yaptı. Yürüyüşe Isuzu’da memur statüsünde çalışanlar ve taşeron işçiler de destek verdi.

Saat 07.30’da Köy Hizmetleri Durağı önünde toplanan Lombardini işçileri, slogan ve alkışlarla birlikte fabrika girişine kadar yürüdüler. “Direne direne kazanacağız!”, “MESS, MESS şaşırma sabrımızı taşırma!” sloganlarıyla fabrikaya kadar yürüyen 150 kadar işçiler fabrika girişinde eylemlerini bitirdiler.

Sabah saatlerinde 4’lü kortejler halinde yürüyüşe başlayan Aksan işçileri fabrika önüne kadar sloganlarla eylemlerini sürdürdüler. Yürüyüş boyunca slogan atan Aksan işçileri coşkulu bir eylemle günü başlattılar.

60 Aksan işçisinin katıldığı yürüyüşte Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat, bir konuşma yaptı. MESS’in tekliflerini teşhir ederek krizin faturasının işçilere kesilmeye çalışıldığını ifade eden Aykanat, Aksan işçilerine 27 Ekim gününden itibaren mesailere kalmama çağrısı yaptı.

Gebze’de metal işçileri yürüdü!

Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şubesi’nin örgütlü olduğu 10 fabrikada işçiler fabrikaya yaklaşık 1 kilometre mesafede servisten inip işyerlerine doğru sloganlar eşliğinde yürüdüler. Yücel Boru ve Areva’da gerçekleştirilen eylemlerde MESS’in esneklik dayatmalarına karşı mücadele çağrısı yapıldı.

Yücel Boru ve Areva’da gerçekleşen yürüyüş sonrası işçilere seslenen Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Erdoğan Özer, ürettikleri artı değerden paylarına düşeni istediklerini söyleyerek metal patronlarının yeterli kaynağının bulunduğunu belirtti.

Yücel Boru ve Areva işçileri yürüyüşler sırasında “MESS dayatmalarına hayır!” ve “Zafer direnen işçilerin olacak!” yazılı büyük boy dövizler taşıdılar ve coşkulu sloganlar attılar.


Dudullu ABB işçilerinden coşkulu yürüyüş...

Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube’nin örgütlü olduğu Dudullu ABB, Cuma yürüyüşlerinin ikincisini geçtiğimiz hafta olduğu gibi Dudullu OSB (Organize Sanayi Bölgesi) dörtyolda toplanarak gerçekleştirdi. Burada servislerden inerek toplanan 08.00-16.00 vardiyasında çalışan ABB işçileri, pankartlarını ve sendika flamalarını açarak yürüyüşe geçtiler. Kortej halinde fabrikaya doğru yürüyen ABB işçileri yürüyüş boyunca sloganlarını büyük bir coşkuyla haykırdılar.

24.00-08.00 vardiyasında çalışan işçiler ise yürüyüş kolunun fabrikaya yaklaşması ile birlikte alkışlarla arkadaşlarını karşıladılar. Fabrika önünde toplanan işçilere seslenen ABB Dudullu Baştemsilcisi Hüsnü Atasoy,“Yıllardır mücadelelerle kazandığımız haklara sahip çıktık. Çıkmaya da devam edeceğiz.” dedi. İşçilere “Patronlar bizi kavgaya çağırdı. Kavgaya var mıyız arkadaşlar?” diye soran Atasoy’a ABB işçilerinin cevabı “Varız!” oldu. Atasoy “Bundan sonra sadece dışarıda değil içeride de, alınterimizi döktüğümüz atölyelerimizde de mücadeleye devam edeceğiz!” dedi.

Yapılan konuşmanın ardından ABB işçileri tekrar alkış ve sloganlarla fabrikaya girdiler. ABB işçilerinin eylemine BDSP, OSİM-DER, EMEP de temsilcileriyle katılarak destek verdi.

Paksan: “Son söz grev meydanlarında söylenecek!”

Paksan Fabrikası’nda da Birleşik-Metal Sendikası üyesi işçiler, sabah 07.30-08.00 saatlerinde bir eylem gerçekleştirdi.

Eylem fabrikaya yaklaşık 1 km uzaktan sloganlar eşliğinde başladı. İşçiler eylem anında fabrikaya kadar yolun bir şeridini kestiler, sloganlarla fabrikanın önüne kadar yürüdüler. Burada BMİS İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Yılmaz Bayram bir konuşma yaptı.

Bayram yaptığı konuşmada MESS’in metal işçilerini kavgaya davet ettiğini ve bu davetin kabulleri olduğunu ve gereken her şeyi yapacaklarını ve üretimden gelen güçlerini kullanacaklarını söyledi. Bayram, öteki sarı sendikalar gibi kavgadan geri durmayacaklarını ve çeşitli eylemlerle sürece müdahale edeceklerini söyledi.

Küçükçekmece işçi Platformu, işçileri fabrika önünde “Metal sözleşmelerinde son sözü grev meydanlarında söyleyelim!” şiarlı dövizler ve  “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarıyla karşılayarak destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Eskişehir’de TİS yürüyüşü

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan Süsler Beyaz Eşya Fabrikası önünde 24 Ekim günü iş çıkış saatinde biraraya gelen Birleşik Metal-İş üyeleri OSB içinde yürüyüş gerçekleştirdi. Sloganlar ve alkışlar eşliğinde gerçekleşen yürüyüşe jandarma müdahale etti. İşçilerin önüne barikat kuran jandarma engelleme girişimini sürdürdü.

Sendika yöneticileri ve jandarma arasındaki pazarlığın ardından yürüyüş 100 metre daha devam etti. Jandarmanın tekrar barikat kurduğu noktaya gelinmeden eyleme son verildi ve işçiler servislere binerek eylem alanından ayrıldı. Yürüyüş boyunca coşkulu sloganlar atıldı.

Eyleme yaklaşık 400 işçi katıldı.

 Kızıl Bayrak / Eskişehir

Bursa’da TİS yürüyüşü

Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa Şubesi, 24 Ekim günü örgütlü olduğu Prysmian Fabrikası’nda bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.

Mudanya yolu üzerinde saat 15.30’da toplanan 16.00-24.00 vardiyası işçileri “Kazanılmış haklar gaspedilemez!/DİSK-BMİS” pankartıyla bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Fabrika girişinde işçilere seslenen Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, esnek çalışma ve düşük zammı kabul etmeyeceklerini söyledi. Türk Metal çetesinin teşhir eden Göktaş, metal işçilerine büyük görevler düştüğünü belirtti.

Eylem sırasında yan tarafta bulunan Türk Metal Sendikası’nın örgütlü olduğu Mudanya Yazaki fabrikası patronu işçilerin normal saatte çıkmasına izin vermedi. Kısa bir süre içinde Yazaki Fabrikası’nın önüne Türk Metal çetesinin Bursa Şube yöneticileri geldi.

Kızıl Bayrak / Bursa


Kocaeli’de Standard ve Bekaert’te yürüyüş...

Kocaeli’nde Birleşik Metal-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Bekaert ve Standard Depo fabrikasında da yürüyüşler gerçekleştirildi. Bekaert’teki eyleme Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreteri Selçuk Göktaş katıldı.