x

31 Ekim 2008 Sayı: SİKB 2008/43

  Kızıl Bayrak'tan
   Ekim Devrimi’nin 91. yılında sosyalizm güncel, Yeni Ekimler ve Partisi yakıcı bir ihtiyaçtır!
  Patronlarla Amerikancı AKP hükümetinden saldırı sinyalleri…
Ekonomik kriz ve sendikaların tutumu
Devlet terörü tırmanıyor!

Metal TİS’lerinde son durum ve görevlerimiz...

İşçi emekçi haraketinden…
  Kadın çalışmasının önemi ve sorunları…
Yüzü kitlelere dönük etkin bir İşçi ve emekçi kadın çalışması hedeflenmelidir!
  Kapitalizmin krizi ve emekçi kadınlara yansımaları...
  Kot taşlama mı, işçi mezarlığı mı?
  Hesabı tersane işçileri soracak!
  Genç-Sen Genel Kurulları yapıldı...
  İtalya, Yunanistan ve Fransa kaynıyor!
  Sınıfın manifestosu, manifestonun sınıfı: Buluşamayan nehirler mi? - Yüksel Akkaya
  Durum ve gelişmelerin yönü…- M. Can Yüce
  Kapitalizmin krizi ve işçi sınıfı / 2
Volkan Yaraşır
  Mamak İşçi Kültür Evi 8. mücadele yılını bir etkinlikle kutladı!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Devlet terörü tırmanıyor!

Demokratik hak ve özgürlükleri için kazanmak için mücadeleyi yükseltelim!

Mücadele Birliği’ne 6 tutuklama

Ayışığı Sanat Merkezi, Mücadele Birliği Dergisi İstanbul Bürosu ve kurum çalışanlarının evlerine yapılan baskınlar sonucu gözaltına alınan 18 kişiden 6’sı tutuklandı.

Mücadele Birliği Platformu, 28 Ekim 2008 tarihinde İHD İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirdiği basın açıklaması ile tutuklamaların düzmece senaryolara dayandığını belirtti.

Platform adına basın açıklamasını okuyan Taner Şener, gözaltına alınanların ağır cezalarla tehdit edilerek polis tarafından kurulan düzmece senaryoları kabul etmeye zorlandıklarını ifade etti ve gözaltına alınan 18 devrimciden 6’sının tutuklandığı açıkladı.

Şener’in yaptığı açıklama şu sözlerle sona erdi: “Mücadele Birliği Platformu bileşenlerine bu saldırıyı doğal karşılıyoruz. Çünkü bu sistem bugüne dek eşi benzeri görülmemiş bir çöküşü yaşıyor. Artık burjuva sınıf panik halde ‘kapitalizmi çöpe atmayın’ diye feryad ediyor. Elbette çöküşü yaşayan bir sınıf sosyalist bir dünyanın, emeğin dünyasının mücadelesini veren devrimci kurumların çalışmalarına tahammül edemez. Koyu bir baskı ve terör uygulayarak tüm toplumu susturmaya, kölelik koşullarına boyun eğdirmeye çalışır. Daha dün Ferhat Gerçek’in sokakta vurulması, Engin Çeber’in zindanda katledilmesinin, DTP’nin çalışanlarına yönelik baskıların hala devam etmesi gibi. Mücadele Birliği Platformu olarak buradan hiçbir baskının bizi sosyalist bir dünyayı kurma mücadelesinden alıkoyamayacağını bir kez daha dosta düşmana ilan ediyoruz.”

Yapılan açıklamadan sonra gözaltına alınanlar baskın ve gözaltı süreçlerinde yaşadıklarını anlatan konuşmalar gerçekleştirdiler.

Tutuklananların isimleri ise şöyle: Önsöz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Songül Yücel, Mücadele Birliği Platformu Sözcüsü Vefa Serdar, Süleyman Acar, Ercan Tilmaş, Eğitim-Sen üyesi Erdal Güzel ve Kenan Aktaş.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Sokak ortasında infaz!

Tam yetki zırhıyla donatılan polis seri katliamlara son hız devam ediyor.

Polisin son son kurbanı ise Antalya’da “dur” ihtarına uymayan Çağdaş Gemik oldu. Baran Tursun’un İzmir’de benzer biçimde yaşamını yitirmesi hala hafızalardayken Gemik’in sokak ortasında infaz edilmesi yeni bir Baran Tursun olayına işaret ediyor.

Polisin açtığı ateş sonucu vücuduna 4 kurşun isabet eden 18 yaşındaki Gemik 27 Ekim günü yaşamını yitirdi.

“Yunus Ekipleri”nin Zeytinköy Mahallesi’nde kimlik sormak için durdurmak istedikleri Gemik üzerine yağmur gibi yağan kurşunlarla sokak ortasında infaz edildi.

Çağdaş Gemik’in cenazesi Kızılarık Mahallesi’ndeki Cemevi’nden kaldırılırken inşaat işçiliği yapan baba Haşim Gemik, oğlunun cemevinde yapılan cenaze töreninde sinir krizi geçirdi.

İlköğretim mezunu olan ve tezgahtarlık yapan Çağdaş Gemik, otellerdeki animasyon gösterilerinde folklor ekibinde görev alıyordu.

Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan ise “olayda kasıt olmadığını, kontrol sırasında gencin ‘dur’ ihtarına uymaması nedeniyle vurularak öldüğünü” belirtti. Arslan yaptığı yazılı açıklamada, ateş eden polisin görevden uzaklaştırıldığını ve hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığını söyledi.


Kızıl Bayrak çalışanları serbest bırakıldı!

Polis, 27 Ekim günü Ankara’da Batıkent Metro Çıkışı’nda Kızıl Bayrak’ın son sayısının satışını gerçekleştiren 4 çalışanımızı “gazetenin toplatması var, gazete satışını gerçekleştiremezsiniz” diyerek engellemek istedi.

Polisin keyfi tutumu kimlik kontrolü dayatmasıyla devam etti. Ancak polisin bu tutumuna karşı kimlik göstermeyi reddeden çalışanlarımız satışlarına devam ettiler.

Yaka-paça gözaltına alınan Kızıl Bayrak çalışanları “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganını atarak polisin keyfi tutumunu protesto eden ajitasyon konuşmaları yaptılar.

Gece boyunca Batıkent Karakolu’nda tutulan çalışanlarımız savcılıktan serbest bırakıldılar.

Kızıl Bayrak / Ankara


“Yayın yasağı”na itiraz...

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Engin Çeber davasına ilişkin getirdiği “yayın yasağı”na Halkın Hukuk Bürosu itirazda bulundu.

28 Ekim günü Bakırköy Adliyesi’nde karara itirazda bulunan Avukat Taylan Tanay, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen kararın yasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu ifade etti.

İşkence suçunun, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu belirten Tanay şunları söyledi:

“Bu suçun soruşturulmasında ve sorumluların cezalandırılmasında kamunun açık yararı bulunmaktadır. Yapısı gereği kamu görevlileri tarafından işlenen bu suç ile ilgili yapılan soruşturmalarda yapılan işlemlerin tamamının kamuya açık yapılması adil, tarafsız ve bağımsız bir soruşturmayı yaralamaz. Zira kamu görevlisi hakkında yapılan soruşturmanın tarafsız yapıldığı ancak aleniyet ilkesinin tam olarak hayata geçirilmesiyle giderilebilinir. Gizlilik ve yayın yasağı alınan soruşturmalarda suçluların gereği gibi soruşturulamadığı ve cezalandırılamayacağı inancı tüm topluma egemen olur. Bu durumda haliyle yargıyı zedeler” dedi.

Tanay’ın yaptığı açıklama şu sözlerle sona erdi:

“Yazılı, görsel ve işitsel yayınlara yayın yasağı konulursa, haberlerin yayını yasaklanırsa, halkın haber alma özgürlüğünü sansür gibi ağır şekilde tehdit eden sınırlayıcı bir tedbir kabul edilmiş olur. Adil, sorunsuz bir soruşturma için kararın kaldırılmasını istiyoruz.”

Kızıl Bayrak / İstanbul


İzmir’de polis terörü!

Çeşitli kurumlar tarafından 26 Ekim Pazar günü “Ege’de militarizme, ırkçılığa, linç kültürüne, şovenizme geçit vermeyeceğiz!” şiarıyla eski Sümerbank önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirildi.

Eylemde ilk sözü DTP Urfa milletvekili İbrahim Binici aldı. Binici konuşmasını Kürtçe yaptı. Daha sonra DTP Bitlis milletvekili M. Nezir Karabaş bir konuşma yaptı. Ardından eylemi örgütleyen kurumlar adına ortak metin okundu. Ortak açıklamada şunlar söylendi:“ Kürt sorununda yeni, kirli bir dönemin kapısı ardına kadar açılmıştır. Bu süreç, ulaşmış olduğu en son aşamada, yalnızca Kürtleri değil, bütün devrimci güçleri ve emekten yana kurumları da kapsayan bir genel saldırıya dönüşmüştür. DTP’nin kapatılması girişimleri, yine DTP il ve ilçe binalarına yönelik kundaklama ve saldırılar, DTP yöneticileri ve milletvekillerinin her kelimesi üzerinden kaynatılan kazanlar, açılan dava ve soruşturmalar tek bir söze dahi tahammülün kalmadığının açık göstergesidir.”

Yaklaşık bin kişinin katıldığı eylemin bitiminde polis dağılan kitleye saldırmaya başladı. Gözaltılar yaşandı.

Kızıl Bayrak / İzmir