4 Ocak 2008 Sayı: SİKB 2008/01

  Kızıl Bayrak'tan
   İşbirlikçi burjuvazi yeni yıla içe ve dışa dönük saldırılarla başladı!..
  Kürt halkı kudurgan bir şovenizmin kıskacında bir yılı daha geride bıraktı...
2007 sermayenin yoğun saldırıları ile geçti!
2008 mücadele yılı olacak!
“Herkese sağlık güvenli gelecek” için
genel grev–genel direnişi tabanda örelim!
Sınıf hareketinde birleşik mücadelenin
artan önemi ve büyüyen olanaklar
  SSGSS saldırısına karşı eylemler...
  Cevizli Tekel işçilerinden özelleştirme saldırısına tok yanıt!
  Asgari ücret belirlendi...
  Nereye gidiyoruz?
Yüksel Akkaya
  Kurultay sonrasında mücadelenin ve örgütlenmenin yeni bir dönemine doğru... !
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Emekçi Kadın Komisyonları 10 Şubat’a hazırlanıyor... .
  Gençlik hareketinden...
  Dünya’dan...
  Doğanın yıkımının nedeni kapitalizmin kâr hırsıdır!..
  4 Ocak ‘96 / Ümraniye: Devrimci tutsaklar saldırıyı tok bir direniş şiarı ile karşıladılar...
  Bir rahibin bedeninde şan–şöhret aramak...
  Yeni bir yıla girerken...
M. Can Yüce
  Yeni yıla emeğin hakkıyla
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gençlik hareketinden...

İstanbul Üniversitesi’nde saldırı ve polis terörü

25 Aralık günü İstanbul Üniversitesi’nde bildiri dağıtan TKP’li öğrencilere gerici öğrenciler müdahale ederek bildirileri yırtmışlar, ayrıca Eczacılık Fakültesi’nde TKP’li öğrencilere saldırmışlardı. 26 Aralık günü ise çevik kuvvet ve sivil polisler ortak bir saldırı gerçekleştirdiler.

Edebiyat kantininde toplanan TKP’li öğrenciler bir gün önce yaşanan olayları ve yeni YÖK başkanının ABD uşağı olduğunu teşhir eden bir konuşma yaptılar. Ardından “Kahrolsun ABD emperyalizmi!” sloganlarıyla Hergele Meydanı’na yürüdüler ve bildirilerini dağıttılar.

TKP’li öğrenciler birkaç dakika slogan attıktan sonra gericilerin sopalı ve soda şişeli saldırısına maruz kaldılar. Arkasından çevik kuvvet ve sivil polisler de saldırıya geçerek terör estirdi. Gaz bombaları ve coplarla solcu öğrencilere saldıran polis, birçok öğrenciyi gözaltına aldı. Saldırı sonucu yaralanan 2 öğrenci hastaneye kaldırıldı. Saldırı esnasında ve sonrasında 30 öğrenci gözaltına alındı.

İstanbul Üniversitesi/Ekim Gençliği


İÜ’deki saldırılar ve gözaltılar protesto edildi

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde 26 Aralık günü gericiler ve polis tarafından gerçekleştirilen saldırıyı protesto etmek için basın açıklaması gerçekleştirildi.

Edebiyat ve Merkez kampüslerde saldırıyı anlatan bildiri dağıtımı gerçekleştirdik ve basın açıklamasına çağrıda bulunduk. Merkez Kampüs önünde basın açıklamasını yapmak üzere toplandık. “Katil polis üniversiteden defol!”, “Üniversitelerde gericiliğe geçit yok!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Yeni YÖK başkanının özgürlük anlayışı: 30 gözaltı, 3 yaralı!”, “Yasaklar kalktı! Copla, biber gazıyla, sopayla ifade özgürlüğü!” yazılı dövizler taşındı. Açıklamada saldırı anlatıldı, her türlü gerici ideolojiye karşı mücadele kararlılığı dile getirildi.

Yaklaşık 40 kişinin katıldığı basın açıklamasında “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!”, “Katil polis üniversiteden defol!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Gericiler dışarı, üniversiteler bizimdir!” sloganları atıldı.

İstanbul Üniversitesi/Ekim Gençliği


TKP’li öğrencilerden saldırıya tepki

İÜ Edebiyat Fakültesi’nde bildiri dağıtan TKP’li öğrencilere gericiler satırlarla saldırmış, ardından polis müdahale ederek birçok kişiyi gözaltına almıştı.TKP’li öğrenciler 27 Aralık günü Beyazıt Meydanı’nda yaptıkları basın açıklamasıyla saldırıyı protesto ettiler. “Emperyalizme ve gericiliğe geçit yok!” pankartının açıldığı eyleme 100’ü aşkın kişi katıldı. “Yobazların ipleri ABD’nin elinde!”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi!” sloganlarının atıldığı eylemde emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadele çağrısı yapıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


EÜ’de anmada çatışma!

1997 yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde asılı olarak bulunan, ancak polisler tarafından katledilen Ali Serkan Eroğlu, 27 Aralık günü gerçekleştirilen bir eylemle anıldı. Eylem öncesinde “Üniversite öğrencileri” imzalı afiş ve Ali Serkan Eroğlu’nun ağzından yazılmış bildiriler yaygın olarak kullanıldı.

Yurt önünde toplanan 80 kişilik kitle “Yeni Serkan’ların katledilmesine izin verme, polis-idare işbirliğine son!” pankartı açarak öğrenci çarşısı boyunca yürüdü. Edebiyat Fakültesi’ne gelinerek bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada Eroğlu’nun katledilişi anlatıldı, devletin katliamcı geleneği teşhir edildi.

Basın açıklamasının ardından kitle Edebiyat Fakültesi çimlerinde beklerken, 15-20 kişi “Allahü Ekber” nidalarıyla Edebiyat Fakültesi önünden geçerek Gıda Cafe’ye yöneldi. Bunun üzerine toplanan kitle “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “Ali Serkan Eroğlu ölümsüzdür!” sloganlarıyla yürüyüşe geçti. Cafenin içinden çıkan eli sopalı grup kitleye saldırdı ve kısa süreli bir çatışma yaşandı. Faşistlerin kaçmasının ardından kitle sloganlarla Edebiyat Fakültesi’ne geri döndü.

Ege Üniversitesi/Ekim Gençliği


EÜ: Baskılar bizi yıldıramaz!

27 Aralık günü yapılan Ali Serkan Eroğlu anmasının ardından faşistlerle Gıda Cafe’de bir çatışma çıkmış ve bir faşist cezalandırılmıştı. Daha sonra gerginlik sürmeye devam etmişti.

Aynı gün akşam saatlerinde Mühendislik Cafe’de oturan bir arkadaşımız, 20 kişilik bir sivil polis grubu zorla gözaltına aldı. Gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılması için Bornova merkeze giden bir grup karakolun karşısında bekleyen 50 kişilik faşist grubun saldırısına uğradı. Saldırıda bir bayan arkadaşın bacağı kırıldı. Bununla yetinmeyen faşistler Küçük Park’a inerek Leman Cafe’ye saldırdı. Burada da bir arkadaşımız gözaltına alındı, bir diğer arkadaşımız faşistlerin saldırısına maruz kaldı.

28 Aralık günü Edebiyat Fakültesi’nde toplanan devrimci ve demokrat öğrenciler saldırıları teşhir eden bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasının ardından Konak Kemeraltı’nda “üniversite öğrencileri” olarak bir basın açıklaması gerçekleştirilerek, polislerin estirdiği teröre ve ırkçı saldırganlığa geçit verilmeyeceği ifade edildi. Açıklamaya 40 kişi katıldı.

Ege Üniversitesi/Ekim Gençliği


OGÜ’de ulaşım zammına tepki

Ulaşım ücretleri üzerinden Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde başlatmış olduğumuz imza kampanyasını fakülte kantinlerini ve cafeleri dolaşarak sürdürmeye devam ediyoruz.

26 Aralık günü mühendislik, eğitim, fen fakültelerini dolaşarak ulaşım ücretlerinin kaldırılması için imza istedik. İmzaların rektörlüğe verileceği 28 Aralık günkü eyleme çağrı yapan bildirileri dağıttık, imza toplamaya devam ettik ve yaygın pullama yaptık.

28 Aralık günü, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde, otobüslerin polikliniklerden Mühendislik Fakültesine gidişlerde paralı hale getirilmesine karşı bir eylem gerçekleştirdik.

Mühendislik Fakültesi’nden sloganlarla rektörlüğe yürüdük. Rektörlüğün önünde basın açıklaması okundu. Daha sonra evrak-kayıt bölümüne gidip imzaları vererek eylemi sonlandırdık. DPG, DGH, Ekim Gençliği, SDG ve ÖDP Gençliği’nin örgütlediği eyleme yaklaşık 80 kişi katıldı.

Osmangazi Üniversitesi/Ekim Gençliği


Kamp-Üs’ün 2. sayısı...

“Toplama kampı, sermaye üssü üniversite istemiyoruz!” şiarıyla çıkardığımız İstanbul Üniversitesi yerel yayını Kamp-Üs çalışmalarımıza devam ediyoruz. 1 Ocak’tan itibaren ikinci sayısını çıkaracağımız Kamp-Üs’le yeni döneme yeni hedeflerle merhaba diyoruz.

Kamp-Üs’ü çıkarırken amacımız sadece bir dergi çıkarmak değil, çeşitli etkinliklerle kendi kampüsümüzde öğrencilere seslenmekti. 2. sayımızla birlikte etkinliklerimize başlamayı planlıyoruz. Geçtiğimiz hafta 2. sayımızın son toplantısıyla birlikte bu seslenişi nasıl gerçekleştireceğimizi ve bu çerçevede yapacağımız etkinlikleri tartıştık. Toplantının sonunda önümüze yeni hedefler koyduk.

İlk olarak toplu şekilde dağıtım gerçekleştireceğiz. İlk sayımızda Yabancı Diller, Fen-Edebiyat ve Merkez’de 400’den fazla dergiyi öğrencilere ulaştırmıştık. Bu sayıyı daha da arttırmayı planlıyoruz. İkinci olarak Yabancı Diller ve Edebiyat Fakültesi’nde birer hafta arayla film gösterimleri yapacağız. Ayrıca “Kamp-Üs Tartışma Günleri” başlığıyla çeşitli tartışmalar gerçekleştireceğiz. İlk olarak “Halkların kardeşliği” konusunu tartışacağız.

İstanbul Üniversitesi/Ekim Gençliği



OGÜ’de belge-evrak eylemi

27 Aralık günü Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde, paralı hale getirilen öğrenci belgesi, transkript, kimlik vb.’ni protesto eden bir eylem gerçekleştirildi. Eylem, Merkez Kantinin önünden rektörlüğe kadar sürdü. Rektörlük önünde bir basın açıklaması okunarak toplanan dilekçeler rektörlüğe verildi. Yürüyüş boyunca “Müşteri değil öğrenciyiz!”, “Savaşa değil eğitime bütçe!”, “Eşit, parasız, bilimsel eğitim istiyoruz!” sloganları atıldı. Emek Gençliği, TKP, İMO-Genç ve Öğrenci Kulüpleri’nin örgütlediği eyleme yaklaşık 200 kişi katıldı.

Osmangazi Üniversitesi/Ekim Gençliği


Genç-Sen’den otobüs eylemi

Genç-Sen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde ulaşım ücretlerini protesto etti. 27 Aralık günü 8.30, 12.30 ve 14.30’da Polikliniklerden Mühendislik Fakültesi’ne öğrenciler toplu bir biçimde yürüyüşe geçtiler. Özellikle 12.30’daki yürüyüş, o sırada belge evrak ücretlerini protesto etmek için eyleme geçen öğrencilerin alkışlı desteğini almasıyla daha canlıydı. Yürüyüşe yaklaşık 70 kişiyle başlandı. Yürüyüş sırasında “Müşteri değil öğrenciyiz!”, “Ulaşım hakkımız engellenemez!” sloganları atıldı.

Osmangazi Üniversitesi/Ekim Gençliği

Toplumcu Mühendislik–Mimarlık Öğrencileri çalışması üzerine

Geçtiğimiz yıl Toplumcu Mühendislik-Mimarlık Öğrencileri (TMMÖ) açısından oldukça hareketli ve üretken bir yıldı. Yerellerde yürüttüğümüz onlarca bağımsız faaliyetimizin dışında yetkin mühendislik tartışmalarıyla somutlanan meslek ve alanlarda yaşanan dönüşümler sorununu merkezi bir kampanya olarak ele almıştık. Konuyu mühendislik ve mimarlık öğrencilerinin gündemine taşımayı başarmış ve İstanbul’da örgütleyicisi olduğumuz “GATS ve AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye?” sempozyumu ile süreci sonlandırmıştık.

Bu yıla girerken ise merkezi bir kampanya örgütleyebilmenin somut olanaklarından yoksun bir tabloyla karşı karşıyayız. Gerek mesleki yeterlilik tartışmalarının, nükleer yasası, çevre sorunu vb. gündemlerin merkezi bir kampanya olarak örgütleyebilecek içerik ve olanaklardan şu an için yoksun olması; gerekse çalışmamızın istenilen ölçülerde alanlara yayılmış, yerelleşebilmiş işleyiş mekanizmalarına tam olarak kavuşamamış olması ve bundan kaynaklı sorunlar, ortaya üniversiteler ve alanlar içerisinde propagandaya dayalı tekil çalışma pratikleri çıkartmış oldu.

Yerel-özgün çalışmaların önemi

Ancak TMMÖ çalışmasının varlığı merkezi kampanya örgütleme süreçlerine indirgenemez ve yalnızca buradan tanımlanamaz. Aksine bu dönemde ortaya konulacak yerel-özgün çalışma pratikleri tercihi yönelimler olabilmelidir.

Varolan tüm olanaksızlıklara rağmen en baştan beri ortaya koyduğumuz “taraflaştırma” iddiamız güncelliğini korumaktadır ve tüm çalışma alanlarımız için de aynı güncelliği koruyabilmelidir:

“Mühendislik ve mimarlık eğitiminde de, diğer eğitim alanlarında olduğu gibi, temel kaygı sermaye ihtiyaçlarıdır, tüm yapılandırma buna göre yapılmaktadır. Bu noktada mühendis ve mimarların konumlanışı, ya var olan çelişkilerin gerçekte bir ‘çelişki’ olmadığı, emekle sermayenin çıkarlarının uyum içerisinde birlikte var olabileceği yönünde olacaktır, ya da var olan temel çelişkiyi göz önünde bulundurarak emek ile sermaye arasındaki çelişkinin, sermaye ile emekçi mühendis/ emekten yana mühendis arasında da var olduğu yönünde olacaktır. Mühendislik ve mimarlık üzerinden yapacağımız her türlü politik müdahale de, bizim cephemizden her zaman bir tarafı, yani emek tarafını ifade edecektir. Çalışmamızın isminin önüne koyduğu “toplumculuk” sıfatı bu çerçevede hayat bulacaktır…”

Yaratmaya çalıştığımız bu taraflaşmanın doğal bir sonucu olarak yerellerimizde onlarca sorunla ilgili çalışmalar yürüttük ve bir sonraki dönem başıyla birlikte de yürütebilmeliyiz.

Kaz Dağları’nda yaşanan çevre katliamı, iş güvenliği önemlerinin yetersizliği ve denetimsizlikten kaynaklı bir mühendisin yaşamını yitirmesi, nükleer yasasının yürürlüğe girmesi vb. sorunları sene başından beri mühendislik ve mimarlık öğrencilerinin gündemine taşımaya çalışıyoruz. Ayrıca olanaklarımızın olduğu oda öğrenci komisyonlarında aktif olarak yer alıyoruz. Yani varlık nedenimiz olan “emekten yana”, “toplumcu” taraflaşmayı tüm yaşam alanlarımıza taşıyoruz ve taşımaya da devam edeceğiz.

Bu perspektifle önümüze etkili çalışma pratikleri koyabilmek, genel sorunları alanın tüm özgünlükleriyle birlikte işleyebilmek, TMMOB ve ona bağlı öğrenci komisyonları içerisinde aktif, etkin ve belirleyici roller alabilmek yükümlülüğü ile karşı karşıyayız.

Çalışmayı bütünselleştirecek sistematik bir yayın faaliyeti

Böyle bir tabloda TMMÖ çalışmalarını bütünlüklü bir çerçevede sunabilmek, parçalı bir biçimde devam eden propaganda çalışmalarımızı belirli bir eksende odaklayabilmek, üretimlerimizi ortaklaştırarak tüm çalışma alanlarımıza yayabilmek amacıyla çıkartacağımız merkezi yayın faaliyetimiz daha da önem kazanmaktadır.

Bu doğrultuda Toplumcu Mühendislik Mimarlık Öğrencileri Gazetesi’nin yeni sayısını çıkartmış bulunuyoruz. Ne zaman çıkartıldığı bilinmeyen, dönemsel bildiri metinlerinden öte bir anlam taşımayan yayın pratiğinden uzaklaşmak, sistematik bir çalışmayı bu temel aracı da içine katarak gerçekleştirmek durumundayız. Ayrıca yayının çıkartılma sürecinde de azami bir kolektif çaba içinde bulunabilmek, düşünsel ve pratik ön sürece azami bir biçimde katılıp çevremizdekileri katabilmek zorundayız.

Yanı sıra hazırlıklarını sürdürdüğümüz ve dönem başında hayata geçireceğimiz internet ve forum sitesiyle birlikte çalışmamıza yeni olanaklar katmaya da çalışacağız. Bu araçları da diğer örgütlenme araç ve alanlarına benzer bir biçimde tanımlamak, bu doğrultuda çalışmayı besleyen ve oradan beslenen bir tarzda ele almak durumundayız.

Geniş katılımlı daha etkin bir örgütlenme

TMMÖ çalışmamız önüne koymuş olduğu çalışma hattıyla birlikte hızlı bir biçimde propaganda ve örgütlenme sürecine girebilme, bunu yaparken de örgütlenme alanının özgünlüklerini ve daha esnek yanlarını, ayrıca öncesinde yaratılmış olan çalışma deneyimlerini etkili bir olanağa çevirebilmelidir.

Gerek öğrenci komisyonları içinde yapılacak çalışmalarda, gerek üniversite içerisinde yürütülecek faaliyetlerde özneler pratik faaliyetin içine katılabilmeli, bunu koşullayıp güvence altına alacak biçimde düşünsel süreç azami bir biçimde kolektifleştirilebilmelidir.

Geçtiğimiz dönemlerde yürüttüğümüz çalışmalarla birlikte biriktirdiğimiz deneyim ve olanakları daha örgütlü bir güce çevirebilme sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Önümüzdeki süreci bu doğrultuda değerlendirerek, hem öğrenciler hem de mühendis ve mimarlar içerisinde toplumcu-emekten yana taraflaşmayı daha da etkin kılmaya çalışacağız.

Toplumcu Mühendislik-Mimarlık Öğrencileri

 

Eskişehir’de linç girişimi: “Baskılar bizi yıldıramaz!”

28 Aralık günü Hamam yolunda, 19 Aralık cezaevi katliamını konu alan panelin çağrı bildirilerini dağıtan devrimci ve ilerici güçlere polisin yönlendirmesiyle linç girişimi gerçekleştirildi.

Polis bildirilerin izinsiz olunduğunu söyleyerek dağıtımı engellemeye çalışsa da dağıtıma devam edildi. Bunun üzerine polisin yönlendirmesiyle bir kişi “bunlar PKK’lı, burada sizi istemiyoruz. Ben bu vatana evlat verdim. Defolun gidin!” gibi sözlerle yoldan geçen insanları da galeyana getirdi. Toplanan güruh polislerin yönlendirmesiyle bildiri dağıtanlara saldırarak linç etmeye çalıştı. Ardından polis arkadaşlarımızı döverek, aralarında BDSP, Mücadele Birliği, DPG, DGH, ÖDP ve SDP’lilerin bulunduğu 10 kişiyi gözaltına alındı.


Baskılar bizi yıldıramaz!

Linç girişimi 29 Aralık günü Adalar Migros önünde gerçekleştirilen basın açıklamasıyla kınandı. Bu linç kültürünün bizzat devlet eliyle örgütlendiği belirtildi. Bu saldırılar karşısında sessiz kalınmayarak mücadelenin sonuna kadar sürdürüleceği belirtilerek basın açıklaması sonlandırıldı. Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması istendi.

BDSP, DPG, DGH, Eskişehir Gençlik Derneği, Halkevleri, SDP, ÖDP, EMEP, TKP ve EHP’nin örgütlediği basın açıklamasına İHD, Mücadele Birliği ve ESP’de destek verdi. Basın açıklamasına yaklaşık 100 kişi katıldı.


“Linç girişimi planlı”

31 Aralık günü İHD tarafından linç girişimine ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Basın açıklamasına linç girişimine uğrayan ve ardından dövülerek gözaltına alınan 10 kişi de katıldı. Basın toplantısında, bu saldırının tekil bir saldırı olmadığı, birçok ilde tezgahlanan linç kültürünün bir ürünü olduğu belirtildi.

Kızıl Bayrak/Eskişehir