4 Ocak 2008 Sayı: SİKB 2008/01

  Kızıl Bayrak'tan
   İşbirlikçi burjuvazi yeni yıla içe ve dışa dönük saldırılarla başladı!..
  Kürt halkı kudurgan bir şovenizmin kıskacında bir yılı daha geride bıraktı...
2007 sermayenin yoğun saldırıları ile geçti!
2008 mücadele yılı olacak!
“Herkese sağlık güvenli gelecek” için
genel grev–genel direnişi tabanda örelim!
Sınıf hareketinde birleşik mücadelenin
artan önemi ve büyüyen olanaklar
  SSGSS saldırısına karşı eylemler...
  Cevizli Tekel işçilerinden özelleştirme saldırısına tok yanıt!
  Asgari ücret belirlendi...
  Nereye gidiyoruz?
Yüksel Akkaya
  Kurultay sonrasında mücadelenin ve örgütlenmenin yeni bir dönemine doğru... !
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Emekçi Kadın Komisyonları 10 Şubat’a hazırlanıyor... .
  Gençlik hareketinden...
  Dünya’dan...
  Doğanın yıkımının nedeni kapitalizmin kâr hırsıdır!..
  4 Ocak ‘96 / Ümraniye: Devrimci tutsaklar saldırıyı tok bir direniş şiarı ile karşıladılar...
  Bir rahibin bedeninde şan–şöhret aramak...
  Yeni bir yıla girerken...
M. Can Yüce
  Yeni yıla emeğin hakkıyla
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden...

Güven Elektrik’te yeniden kıyım!

Son iki hafta içerisinde 3 işçinin daha atılmasının yanısıra çalışan işçilere dönük baskıların artırıldığı fabrikada, 27 Aralık sabah saatlerinde bir işçi daha işten çıkartıldı. Gerekçe olarak bir önceki akşam paydos saatinde servislere binilirken yapılan eylem sırasında bahçe kapısını açması gösterildi.

26 Aralık akşamı gerçekleşen eylemde işçiler paydos saatinden sonra sloganlarla servislere binmiş ve toplu olarak da bahçe kapısını açmışlardı. İşçilerin örgütlü duruşları karşısında ne yapacağını şaşıran Recep Kaba, işten çıkarmalar için türlü bahaneler uydurmakta sınır tanımıyor. Hatta fabrikanın çevresini dikenli tellerle donatan, kameralar yerleştiren Recep Kaba, 27 Aralık günü 12.30 eylemi sırasında da pervasızca odasının penceresinden kamerayla çekim yaptı. İşçiler de her gün attıkları sloganların yanısıra eylem boyunca “Hırsız müdür istemiyoruz!”, “Yeşilçam’a kameraman aranıyor!”, “Atılmaktan korkmuyoruz. Hepimizi at!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”, “Yönetim istifa!” sloganlarını attılar. Recep Kaba eylem sırasında sık sık yuhalandı. Kapıya sivil korumalarını göndererek, eylemi dizginleyebileceğini sanan Recep Kaba, işçiler tarafından istifaya çağrıldı. Yaklaşık 40 kişinin katıldığı dışarıda gerçekleştirilen eyleme, BMİS Çorlu Şubesi de destek verdi.

Güven Elektrik’te sertleşen süreçte, sınıf kininin ve öfkesinin bilendiği eylemde, mücadele kararlılığı işçilerin gözlerinden ve yumruklarından okunuyordu. İşten atılan işçi de diğer işçi arkadaşlarının yanında yerini alarak, fabrika önündeki mücadelesini 27 Aralık itibariyle başlattı.

Küçükçekmece İşçi Platformu


Güven Elektrik’le dayanışmaya!

Yaklaşık bir yıl önce 460 işçinin Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenmesinden bu yana işçiler patronun çok yönlü saldırısına maruz kaldılar. Güven Elektrik patronu sendikayı tanımıyor, “İşyerine sendika sokmam” diyor.

Güven Elektrik patronu işkolu itirazında bulunarak sendikanın yetkisine itiraz etti. Bunun üzerine mahkeme elektrikli ev aletleri üretimi yapan işyerini plastik işkoluna dönüştürdü. İşçi düşmanı patron şimdi ise işçilere baskı yapıyor, tehditler yağdırıyor, “sendikadan istifa edeceksiniz, yoksa hepinizi kapı dışarı edeceğim” diyor.

Geçtiğimiz hafta tehditler eşliğinde toplam 8 işçinin işine son verildi. Atılan işçiler fabrika önünde yağmur, soğuk demeden gün boyu direnişi sürdürüyorlar. İçerdeki işçiler ise her gün 12.30-15.30 saatleri arasında yürüyüşe geçerek sınıf kardeşleriyle dayanışma içerisinde oluyorlar. İşyerine sendika girene kadar işçilerin eylemi sürecek.

Güven elektrik işçileri çeşitli taleplerle direnişlerini sürdürüyorlar.

Güven Elektrik işçilerinin talepleri şunlar:

* İşten atılan arkadaşlarımız işe geri alınsın! İş güvencesi istiyoruz!

* Asgari ücret karşılığında kölece çalışıyoruz. Artık köle olmayacağız. İnsanca yaşayacağımız hakkımız olan ücret ile sosyal haklar istiyoruz!

* Sendikalı olmak hakkımız. İşveren sendikayı tanısın. Sendikayla TİS (toplu iş sözleşmesi) masasına otursun!

* İşverenin keyfi baskı vb. uygulamaları son bulsun. Sağlıklı çalışma koşulları sağlansın!

İşçiler, emekçiler! Güven Elektrik işçileri onurları için, insanca yaşam için kölece çalışma koşullarına karşı direniyor. Güven Elektrik işçisiyle dayanışma içerisinde olalım. Ziyaretler gerçekleştirelim. Yemekhanede, servislerde, işyerinde dayanışma için girişimlerde bulunalım. Çünkü atılan işçiler fabrika önünde hepimiz için direniyor.

Yaşasın sınıf dayanışması!

Yer: Çınar Yolu Mega Trans tır garajı karşısı/Sefaköy

Küçükçekmece İşçi Platformu


BDSP’den Güven Elektrik’e ziyaret

BDSP, 27 Aralık günü gerçekleştirdiği ziyarette Güven Elektrik’in hemen yanında bulunan ve geçtiğimiz aylar içerisinde örgütlenme mücadelesini ilerleten Oktaş Oluklu Mukavva Fabrikası önünden Güven Elektrik Fabrikası’nın girişine kadar yürüdü. Bu esnada “Güven Elektrik işçilerinin mücadelesinin yanındayız! Yaşasın sınıf dayanışması!/BDSP” pankartını açıldı. Gür bir şekilde atılan sloganlarla Güven Elektrik işçileri selamlandı.

BDSP’lileri fabrika önünde işten atılan ve vardiya değiştirecek işçiler karşıladılar.

BDSP’liler yürüyüş boyunca “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Güven Elektrik işçisi direnişin simgesi!”, “Yaşasın işçilerin birliği, hakların kardeşliği!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Güven Elektrik işçisi yalnız değildir!” dövizlerini taşıdılar.

Fabrika önünde BDSP adına yapılan konuşmada en küçük bir hak alma mücadelesinin işçi sınıfı mücadelesi için tuttuğu yere değinildi ve Güven Elektrik işçilerinin sürdürdüğü kararlı mücadelenin sonuna kadar yanında olacakları belirtildi.

Yapılan konuşmanın ardından saat 15.30’da işten çıkan vardiyanın işçileri BDSP’lileri “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganıyla karşıladılar, alkışlarla selamlayarak servislerine bindiler.

Kızıl Bayrak/İstanbul


OSİM-DER referanduma çağırıyor!

İşçi sınıfına ve emekçilere karşı başlatılan sosyal yıkım saldırılarının bugün en önemlilerinden birini SSGSS Yasa Tasarısı oluşturuyor. Tasarının kapsamı ortaya çıktıkça işçi ve emekçilerin haklı tepkisi daha da yoğunlaşıyor, emek örgütleri de yasa karşıtı muhalefeti güçlendirmek için çeşitli adımlar atıyorlar.

OSB-İMES İşçileri Derneği de bir yandan İstanbul’da oluşturulan “Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu”nun bir parçası olurken, bir yandan da faaliyet yürüttüğü Ümraniye sanayi havzasında SSGSS karşıtı çalışmasını sürdürüyor.

Aralık ayında gerçekleştirdiği genel üye toplantısında SSGSS’nin işçi sınıfı açısından önemini tartışan OSİM-DER’liler, bu toplantıda yasa tasarısına karşı etkin bir çalışma örgütleyerek yasaya karşı bir referandum gerçekleştirme kararı aldı. Referandum hazırlıklarını sürdüren OSİM-DER’liler, çalışma boyunca sanayi bölgesinde, işçi ve emekçilerin yoğun olarak bulunduğu merkez ve semtlerde aydınlatma faaliyeti yürütüyorlar. Bu çalışmanın ardından yasa ile ilgili referandum gerçekleştirilecek.

“Sağlıkta yıkıma, mezarda emekliliğe geçit yok!” şiarı ile çalışmalarını sürdüren OSİM-DER’liler, çalışmada bildiriler, afişler, duvar gazeteleri gibi birçok araç ile işçi ve emekçilere seslenecekler. Kampanya şiarının yer aldığı afişlerle çalışmayı başlatan OSİM-DER üyesi işçiler, 1 Ocak günü Ümraniye-Çamlık hattı ile Dudullu OSB’yi afişlerle donattılar. Dudullu OSB’de özel güvenliklerin ve polisin taciz ve saldırısı ile karşılaştılar. OSB güvenliği önce çalışmayı engellemeye çalıştı, ardından polis çağırarak saldırgan tutumunu sürdürdü. Polisin gelmesi ile cesaretlenen özel güvenlikçilerin yapılan afişlerin sökülmesini dayatması da OSİM-DER’lilerin kararlı duruşu ile boşa çıkarıldı.

5 Ocak günü asgari ücret ve SSGSS gündemli bir panel gerçekleştirecek olan OSİM-DER’liler, önümüzdeki günlerde hem kendi çalışmalarını hem de “Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu”nun çalışmalarını kesintisiz bir şekilde sürdürecekler.

Kızıl Bayrak/Ümraniye


OLEYİS üyesi işçilerin grevi 4. gününde...

DİSK’e bağlı Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası (OLEYİS) üyesi işçiler Kocaeli’nde yeni yıla grevle merhaba dediler.

31 Aralık 2007 tarihinde Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsü’nde yapılan eylemle greve başlayan işçiler, grevde dördüncü günü geride bıraktılar.

2007 yılının Şubat ayında OLEYİS’te örgütlenen 82 işçiden 75’nin işine son verildi. Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü ile yapılan görüşmeler ise sonuçsuz kaldı. 13 Aralık 2007 tarihinde alınan grev kararının ardından 31 Aralık’ta Kocaeli Üniversitesi’ne ait toplam 90 işçinin çalıştığı Derbent Uygulama Oteli, İktisat Fakültesi Kantini, Öğrenci Evi Kantini, Öğretim Üyeleri Restoranı, Tıp Fakültesi Hastanesi Kantini ve Tıp Fakültesi Öğrenci Kantini’ne grev pankartı asıldı. OLEYİS üyelerinin grevi sürüyor.

Kızıl Bayrak/İstanbul


DİMES işçileri kazandı!

18 DİMES işçisi, Tek Gıda İş Sendikası’na üye oldukları için Tokat’tan CHP milletvekili olan patron Orhan Diren tarafından işten çıkartılmışlardı. Bunun üzerine işten çıkartılan DİMES işçileri direnişe geçtiler. İşçilerin 38 gün boyunca sürdürdükleri direniş 27 Aralık’ta yapılan görüşmelerde CHP’li Orhan Diren’in geri adım atması ve işçileri sendikalı olarak işe geri alacağını söylemesi üzerine sonlandırıldı. DİMES işçileri önümüzdeki günlerde işlerine geri dönecekler.

 

Adana’da ulaşım zamları protestosu...

“Ulaşım zamları geri çekilsin!”

Adana Büyükşehir Belediyesi yeni yılın yaklaşmasıyla beraber ulaşıma yapılan zamları açıkladı ve uygulamaya başladı. Dolmuşlar ve belediye otobüslerine yapılan zam rakamları birçok kişi ve kurum tarafından tepkiyle karşılandı. Geçmişte 75 Ykr olan öğrenci ücreti 1 YTL’ye, 90 Ykr olan tam ücret ise 1.2 YTL’ye çıkartıldı. Belkartlar ise geçmişte halk otobüslerinde kullanılan Kentkart’larla değiştirildi ve belediye otobüslerinde yolculukların bu kartla yapılması koşulu konuldu. Kentkar tarifesi öğrenciler için 50 Ykr’den 60 Ykr’ye çıkarken, tam 75 Ykr oldu. Ayrıca geçmişte varolan memur ve emekli indirimi kaldırıldı.

30 Aralık günü zamları protesto etmek ve geri çekilmesini talep etmek için, KESK, DİSK Bölge, TTB, İHD, Alevi Bektaşi Birlikleri, ÇHKM, EMEP, DTP, ÖDP tarafından Belediye Tiyatrosu önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Yaklaşık 100 kişinin katıldığı eylemde yapılan açıklamada, son dönemde kamu emekçilerine verilen ücrete değinildi ve elektriğe, suya yapılan zamlar teşhir edildi. Basın açıklaması, sloganlar eşliğinde yapılan beş dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.

Kızıl Bayrak/Adana

 

Diri diri yaktılar!

Bütün emekçi kadınlar omuz omuza mücadeleye!

29 Aralık 2005’te Bursa’da bir fabrikada çıkan yangın sonucunda 5 işçi kadın diri diri yanarak can verdi. Gece mesaisine kalan kadınların ölüm sebebi basit bir iş kazasıymış gibi lanse edilmek istense de gerçekler apaçık ortaya çıkmıştı. İşçi kadınlar patronun kar hırsının kurbanı olmuştu. Çünkü kadınların emeği üzerinden zenginliğine zenginlik katan Özay Tekstil patronu, fabrikanın kapısını kadınların üzerine kilitlemişti.

Bursa’da gerçekleşen, biri hamile 5 kadının diri diri yandığı bu cinayetin üzerinden 2 yıl geçti. Hakkında göstermelik bir dava açılan Özay Tekstil patronu mahkeme tarafından adeta ödüllendirildi. Patrona 10 yıl hapis cezası verildi, ancak bu ceza paraya çevrildi. Mahkeme 5 işçi kadının ölümünün bedelini tayin etmek için toplanmıştı sanki. Patronlar için hiçbir değeri olmayan 5 işçiye düzenin mahkemesi tarafından da oldukça düşük bir değer biçildi.

Bursa’da diri diri yakılan sınıf kardeşlerimizin ölümünün 2. yılında onları bir kez daha saygıyla anıyoruz. Biz emekçi kadınların payına bu düzende hep diri diri yakılmak, katledilmek düşmüştür. 2005’teki katliamdan yüzyılı aşkın bir süre önce Amerika’da da kadın işçi kardeşlerimiz benzer bir katliamla yüzyüze kalmış, ama onlar ayaklanıp direnerek bütün dünya emekçi kadınlarının onuru olabilmişlerdir.

Bugün bizler de, 5 sınıf kardeşimizin ölümünün yıldönümü dolayısıyla bir kez daha ilan ediyoruz ki, onları yaşatacağız! Biz emekçi kadınlar, mücadelemizi büyüterek, başka kadınların fabrikalarda diri diri yanmalarının önüne geçerek, 5 işçi kardeşimizin kanını yerde bırakmayacağız! Çünkü onlar bu ülkenin patronlarının sömürü politikalarının kurbanı oldular. Çünkü bizler de, henüz yanmasak da, hayatta kalsak da aynı sömürü politikalarının kurbanıyız!

Öyleyse bütün emekçi kadınlar omuz omuza mücadeleye! Benzer katliamlar yaşanmasın diye tüm kadınlar mücadelede bir adım ileriye!

Emekçi Kadın Komisyonları

 

Emekçi kadınlara sesleniyorum...

Gelin Emekçi Kadın Kurultayı’nda ellerimizi birleştirelim!

Bir kadın işçi olarak yazma ihtiyacı duydum. Biz kadınlar evde, işyerinde, sokakta haksızlık, hakaret ve tacize maruz kalıyoruz. Kendimden örnek vermek istiyorum. Kadınların evde harcadığı emek görülmüyor. İşçi ya da emekçi kadınlar işten eve geldiklerinde hemen yemek yapmak ve bulaşık yıkamak zorunda kalıyorlar. Fakat her şey paylaşılmalı. Ben sofrayı kuruyorsam, o da toplamalı. Hem kadın hem de erkek çalışıyorsa birbirlerine daha çok yardımcı olmalı.

Televizyonları izlediğimizde hep aynı sorunları karşılaştığımızı görüyorum. Parasızlık, işsizlik, gelecek güvencesinden yoksunluk. Bu sorunlar evlerde tartışmalara yolaçıyor. Zaten ücretler, imkanlar daha iyi olsa bu sorunlar da yaşanmaz. Kavga da, anlaşmazlık da bu sistemin bizlere dayattığı sorunların sonucunda yaşanmaktadır. Asgari ücretle çalışan bir işçi bunalıma giriyor. En ağır koşullarda çalışmasına rağmen düşük ücret alıyor. İşte bu sonuç her kavganın sebebi, ailenin bunalımıdır.

Bir başka sorun da şu. Biz kadınlar haklarımızı ne kadar biliyoruz? Birçok kadın çalışıyor. Üstüne üstlük eve geldikten sonra evin işleri ile boğuşuyor, evde eziliyor. Birçok kadın da çalışmak istiyor. Eşleri tarafından engelleniyor. “Hayır sen eksik eteksin, otur oturduğun yerde! Senin işin ev işi, çocuk yapmak” diyorlar. Birçok kadın da küçük çocukları olduğu için çalışamıyor. Her bölgede ya da her fabrikada kreş olmadığı için kadınlar eve bağlı kalıyor.

Biz emekçi kadınlar haklarımızı öğrenmeli, örgütlenip haklarımıza sahip çıkmalıyız. İşçi Kültür Evleri Emekçi Kadın Komisyonları’ndan, işçi derneklerinden yardım almalıyız. Emekçi kadınlar bu toplumda eziliyor, ikinci cins olarak görülüyor.

Ben diyorum ki, biz emekçi kadınlar haklarımızı bilmiyoruz. Hepimiz yaşadığımız sorunları çözmek için örgütlenip mücadele etmiyoruz. Fabrikalarda, atölyelerde baskı altına alınıp eziliyoruz, kreş hakkımız tanınmıyor, sigorta hakkımız gaspediliyor. İşten ilk olarak bizler çıkarılıyoruz.

Ben 10 Şubat günü İstanbul’da gerçekleştirilecek Emekçi Kadın Kurultayı’na tüm işçi kadınların, emekçi kadınların katılmasını istiyorum. Kurultayı kendi sorunlarımızı tartışmanın ve bu sorunları çözmenin yol, yöntem ve araçlarının yaratıldığı bir zeminine çevirmeyiz.

Sefaköy’den bir tekstil işçisi