11 Şubat 2006 Sayı: 2006/05 (05)
  Kızıl Bayrak'tan
   Emperyalist savaş hazırlığına karşı
devrimci mücadele seferberliği!
  İran’a karşı kirli işbirliği gizlenemiyor
  Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı
emperyalist zorbaların hizmetinde
  Danıştay TÜPRAŞ ihalesinin yürütmesini
durdurdu...Yağmacılar TÜPRAŞ’tan defolsun!
Galataport yağması şimdilik durdu
  Sömürü ve yağma düzeninin profesyonel
hızsızları... Burjuva politikacılarının ‘mal varlığı’ kavgası
Kemal Unakıtan: Sermayenin emek
düşmanı arsız şarlatanı
Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı 250 işçi ve emekçinin katılımıyla
gerçekleşti
  “Sağlık haktır satılamaz!”
  İşyeri hekimi kimin hekimidir: İşçinin mi, işverenin mi?/ Yüksel Akkaya
TEKEL işçileriyle dayanışalım!
12 Şubat’ta Tersane İşçileri Kurultayı’ına!
  8 Mart ve sendikalar...
Sınıfsal özüne ve devrimci içeriğine
uygun bir 8 Mart için! (Orta sayfa)
  Devrimci 8 Mart çalışmasına polis
saldırısı...Yine saldırdılar
yine engelleyemediler!
  Sermayenin itleri saldırmaya devam
ediyor!
   Chavez savaş kundakçılarını çileden
çıkardı
   Müslüman-Hıristiyan çatışması değil
emperyalizme karşı halkların birleşik
mücadelesi!
  Suriye “muhalefeti” Washington’daki
efendilerinden destek istedi
  Almanya’da grev rüzgarı!
  AEG direnişi kararlılıkla sürüyor!
  Filistin seçimlerinin anlattıkları
  Liselilerin Sesi’nden
  Bültenlerden
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Kamu emekçileri saldırılara karşı ayakta!

Almanya'da grev rüzgarı!

Almanya'da yeni hükümetin yoğunlaştırdığı saldırı politikaları, ülkenin birçok yerinde işçi ve emekçilerin ayağa kalkmasına yolaçtı.. Bu saldırı politikalarından biri de kamu alanındaki haftalık çalışma süresinin 38,5 saatten 40 saate yükseltilmek istenmesi.

Bu uygulamanın kamu çalışanlarının sayısını düşürmek gibi bir sonuç yaratacağı herkes tarafında biliniyor. Bu nedenle Ver.di (Kamu Çalışanları Sendikası) bütün örgütlü olduğu işyerlerinde grev oylamasına gitti. Grev kararı almak çalışanların en az %75'inin onaylamasıyla mümkünken, Baden-Württemberg Eyaletinde (Stuttgart, Freiburg, Mainheim) grev kararı %94 gibi yüksek bir oranda gerçekleşti. 6 Şubat günü Baden-Württemberg Eyaletinde temizlik işleri, çocuk yuvaları, hastaneler ile iş ve işçi bulma kurumunun belli bölümlerinde greve gidildi. Eylem halktan büyük bir destek görüyor. Grevin ikinci günü gerçekleştirilen çeşitli bölgesel mitinglere onbinlerce işçi ve emekçi katıldı. Ver.di temsilcisi yaptığı konuşmada sık sık, bu grevin amacına ulaşana kadar devam edeceğini ve ülkede dalga dalga yayılacağını vurguladı

Diğer eyaletlerdeki gelişmeler de sendika temsilcisinin söylemini doğruluyor. Aşağı Saksonya Eyaleti'nde de (Hannover, Bremen) yaklaşık 30 bin sendika üyesi ve çalışan grev oylaması için sandık başına gitmeye başladılar. Oylama sonucu 10 Şubat günü açıklanacak. Burada da büyük çoğunluğun grevden yana oy vermesi bekleniyor. Hamburg'daki oylama önümüzdeki haftanın başında başlayacak. Eyalet çapında 60 bin kamu çalışanının oy vermesi bekleniyor. Kuzey Ren Westfalya eyaletinde grev kararı Cuma günü açıklanacak. Ayrıca bu eyalette örgütlü bulunan DBB (Kamu Çalışanları Birliği) eyalet çapında, özellikle Achen, Bonn, Düsseldorf, Essen, Köln ve Münster şehirlerinde üniversite hastanelerinde çalışan yaklaşık 2 bin üyesiyle birlikte 6 Şubat'tan itibaren greve destek verecek. Saarland eyaletinde ise memurlar greve destek veriyorlar.

Almanya geneline yayılan ve hergün daha da genişleyen kamu alanındaki bu grev 1992 yılından bu yana, yani yaklaşık 14 yıl sonra Almanya'da yapılan en geniş katılımlı grev olarak tanımlanıyor. 1990 yılında kamu çalışanlarının sayısı 5,3 milyon iken bugün bu sayı yaklaşık 4 milyona inmiş durumda. Yani yaklaşık 1,3 milyon kamu çalışanı 1990 yılından bu yana işini kaybetmiş bulunuyor. İşte çalışma saatinin 1,5 saat uzatılmasının gerisinde, 6 yıl boyunca gerçekleştirilen uygulamanın daha da hızlandırılması hedefi var. Bu koşullarda kamu emekçilerinin saldırıya karşısında kararlı ve birleşik bir mücadele sergilemesinin önemi yeterince açık.

Almanya Ekonomi Enstütüsü Başkanı Hagen Lensch'in yaptığı açıklamaya göre, şu anda bu grevin yarattığı günlük kayıp yaklaşık 600 bin Euro. Bu açıklama da gösteriyor ki, tek eyalette başlayan grev daha şimdiden sonuçlarını üretmeye başlamıştır. Bu nedenle zamana yayılan gevşek bir tutumla değil mücadeleci ve dinamik bir biçimde süreci örebilmek gerekiyor. Bu açıdan 11 Şubat'ta Berlin'de yapılacak olan merkezi eylem kamu emekçileri açısından büyük bir önem taşıyor.

Kızıl Bayrak/Almanya

------------------------------------------------------------------------------------------

Bielefeld Üniversitesi'nde işgal sürüyor

Alman Anayasa Mahkemesi 26 Ocak tarihinde almış olduğu kararla eğitimde har(a)ç uygulamasını eyalet yönetimlerine bıraktı. Böylece en az 500 Euro har(a)ç alma uygulamasını resmen yasalaştırdı. NRW (Kuzey RenWesfalya) eyaletinde Bielefeld Üniversitesinde de bu karar Mayıs ayından itibaren uygulanmak isteniyor. 1 Şubat günü Bielefeld Üniversitesi senatosu bu amaçla toplandı. Senatoda yeralan öğrenci temsilciliği AStA, bu gündemli bir toplantının öğrencilere açık bir şekilde yapılmasını talep etti. AStA toplantıyı bir gün öncesinden öğrencilere duyurdu. Toplantıya yaklaşık 3 bin öğrenci katıldı. Gündem konuşmasını yapan öğretim üyesi özelleştirmenin ne kadar gerekli olduğunu anlattı. Öğrencilerin ortaya koyduğu tepkiye rağmen, senatoda yapılan oylamadan 15 evet, 3 red ve 3 çekimser oy çıktı. 3 Mayıs'ta yapılacak toplantı uygulamanın kesin karara bağlanacağı toplantı olacak.

Senatonun bu tutumuna karşı öğrenciler de sessiz kalmadılar. 150 öğrenci rektörle görüşmek için rektörün odasına gitti. Rektör geri adım atmayacağını, daha iyi bir üniversite için çalıştıklarını belirtti. Öğrenciler tepkilerini ortaya koydular, uygulamanın hemen kaldırılmasını, rektörün istifasını istediler. Rektör bir süre sonra öğrencilerle görüşmeyi kesti. Bunun üzerine öğrenciler rektörlük işgaline başladılar. 1 Şubat'tan beri Bielefeld Üniversitesi'nde işgal sürüyor. Öğrenciler işgalin devam etmesi konusunda kararlılar. Daha geniş bir öğrenci desteğini örgütlemek için çalışmalar yürütülüyor. Örneğin 1 Şubat'ta yapılan senato toplantısı, rektörle yapılan konuşma ve öğrenci temsilcilerinin taleplerini dile getirdiği röportajların yeraldığı sinevizyon üniversite girişinde aralıksız gösteriliyor. Bunun dışında bilgilendirme standları, imza kampanyası, yoğun bildiri dağıtımı, basın açıklamaları vb. son birkaç gün içinde yoğunlaşan çalışmalardan birkaçı.

Başlangıçta kendiliğinden ortaya çıkan bir işgal olmasına rağmen süreç içerisinde kendini üretmek için yollar aradığı görülüyor. Öğrenciler arasında hoşnutsuzluk yaygın olsa da, 17 bin öğrenciye sahip olan Bielefeld Üniversitesi'nde başlangıçta bir duyarsızlık sözkonusuydu. Yaşanan son süreç bunun değiştiğini gösteriyor. Bielefeld Üniversitesi öğrencileri 3 Mayıs'a kadarki süreci bugünkü gibi kararlı ve kitlesel biçimde ilerletirlerse üniversite yönetimine geri adım attırabilirler. Bu ise eyaletteki diğer üniversiteler açısından yolgösterici olacaktır.

Bir-Kar/Bielefeld