11 Şubat 2006 Sayı: 2006/05 (05)
  Kızıl Bayrak'tan
   Emperyalist savaş hazırlığına karşı
devrimci mücadele seferberliği!
  İran’a karşı kirli işbirliği gizlenemiyor
  Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı
emperyalist zorbaların hizmetinde
  Danıştay TÜPRAŞ ihalesinin yürütmesini
durdurdu...Yağmacılar TÜPRAŞ’tan defolsun!
Galataport yağması şimdilik durdu
  Sömürü ve yağma düzeninin profesyonel
hızsızları... Burjuva politikacılarının ‘mal varlığı’ kavgası
Kemal Unakıtan: Sermayenin emek
düşmanı arsız şarlatanı
Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı 250 işçi ve emekçinin katılımıyla
gerçekleşti
  “Sağlık haktır satılamaz!”
  İşyeri hekimi kimin hekimidir: İşçinin mi, işverenin mi?/ Yüksel Akkaya
TEKEL işçileriyle dayanışalım!
12 Şubat’ta Tersane İşçileri Kurultayı’ına!
  8 Mart ve sendikalar...
Sınıfsal özüne ve devrimci içeriğine
uygun bir 8 Mart için! (Orta sayfa)
  Devrimci 8 Mart çalışmasına polis
saldırısı...Yine saldırdılar
yine engelleyemediler!
  Sermayenin itleri saldırmaya devam
ediyor!
   Chavez savaş kundakçılarını çileden
çıkardı
   Müslüman-Hıristiyan çatışması değil
emperyalizme karşı halkların birleşik
mücadelesi!
  Suriye “muhalefeti” Washington’daki
efendilerinden destek istedi
  Almanya’da grev rüzgarı!
  AEG direnişi kararlılıkla sürüyor!
  Filistin seçimlerinin anlattıkları
  Liselilerin Sesi’nden
  Bültenlerden
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı 250 işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşti...

Kurultay işçi sınıfının tıkanan mücadele kanallarının açılmasında önemli bir adım ve aşama olacaktır!

Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı 5 Şubat günü Pendik Atatürk Kültür Merkezi'nde toplandı. Kurultay işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde şehit düşenler için yapılan saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun arkasından Kurultay Hazırlık Komitesi adına açılış konuşması yapıldı. Konuşmayı yapan Kurultay Hazırlık Komitesi sözcücü Himmet Ekinci, kurultayın 4 aylık yoğun bir çabanın üzerinden toplandığını ifade ederek bugüne kadar yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Ekinci, sınıf hareketinin içinde bulunduğu mevcut koşulları ve karşı karşıya kalınan saldırıları özetledikten sonra kurultay çalışmasını kurultay gününden ibaret görmediklerini, kurultayın ön hazırlık süreci ve sonrasıyla bir bütün olduğunu, asıl hedefin işçi sınıfının hak alma mücadelesini geliştirmek, mücadelenin önünü tıkayan engellere yol açıcı müdahalelerde bulunmak ve örgütsüzlük sorununa çözümler üretmek olduğu söyledi. Yakınmanın sırası olmadığını vurgulayan Kurultay Hazırlık Komitesi sözcüsü, bugün kurulan kürsünün bir yakınma kürsüsü olmadığını, çözüm önerilerinin ve mücadele çağrılarının tartışılacağı bir kurultay hedeflediklerini söyleyerek tüm katılımcıları söz almaya ve kürsüyü kullanmaya çağırdı. Ekinci canlı ve akıcı konuşmasını, kurultayın amacına hizmet edeceğine dair inacını dile getirerek bitirdi.

Açılış konuşmasının ardından Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu tarafından hazırlanan sinevizyon gösterimi sunuldu. İlgi ile izlenen sinevizyonun ardından divan kurultay programını okudu ve Kurultay Hazırlık Komiteleri'nin hazırladığı tebliğlerin sunumuna geçildi. “Sınıf Hareketi ve Kurultayımız” başlıklı ana tebliğ, Maltepe Hazırlık Komitesi tarafından sunuldu. Sınıf hareketinin karşı karşıya kaldığı sorunlar üzerinden belirlemelerde bulunan tebliğ ayrıca bölge işçilerinin mücadele deneyimlerini işledi. İkinci tebliğ “Taban Örgütlenmeleri” ana başlığını taşıyordu. Özelikle son 30 yıl kapsamında sınıfın örgütlülük düzeyi ve mücadale deneyimlerini işleyen tebliğde mevcut tabloya müdahalede işyeri komitelerinin oluşturulmasının, dernek ve işçi kültür evi örgütlenmelerinin yaygınlaştırılmasının ve yerel işçi platformlarının kurulmasının önemine dikkat çekildi. Yaygın saldırılara rağmen mücadeledeki geriliğin nedenlerini işleyen tebliğde sözkonusu örgütlülüklerin nasıl kurulacağı ve hangi zorlukları aşmaları gerektiği anlatıldı. Ayrıca Kurultay Hazırlık Komiteleri'nin önerilerini somutlayan tebliğ güçlü içeriği ve başarılı sunumundan kaynaklı uzun süre alkışlandı.

Üçüncü tebliğ kurultay çalışmalarına destek veren avukat Seyit Nusret Öztürk tarafından “Sınıf mücadelesi ve Hukuk Mücadelesi” başlığı altında sunuldu. Konuşmasına işçilerin kültürel ve sosyal yönden geliştirilmesinin önemine değinerek başlayan Öztürk bu çerçevede okuma ve eğitim sorunu üzerinde durdu. Daha sonra tebliğinin esas konusunu oluşturan hukuk mücadelesinin sınıf mücadelesi içindeki yerini aldı ve bunu tarihsel bir perspektifle ortaya koydu. Esas olanın fiili mücadele olduğunu vurgulayan Öztürk, yasaların da sonuçta bu mücadelenin durumuna ve seyrine göre belirlendiğini belirtti. Tebliğinin son bölümünde yakın dönemde yapılan yasal değişikliklerin mahiyetini özetleyen ve bunların sınıf cephesinden hangi hakların gasbına yolaçtığını ortaya koyan Öztürk, ilgiyle dinlenen ve işçilerle canlı bir iletişim kuran konuşmasını mücadele çağrısıyla bitirdi.

Sürenin yetersizliği ve öteki tebliğlerin uzun olmasından kaynaklı olarak “Sendikalar ve Sendikal Örgütlenme” konulu tebliğ sunulamadı.

Verilen aranın ardından başlayan ikinci bölümde katılımcı işçi konuşmaları yeraldı. İlk sözü İstanbul Büyükşehir Belediyesi işyeri temsilcilerinden Temel Öner aldı. Sınıf mücadelesinin dibe vurduğu ve sendikaların hiçbir şey yapmadığı bugünkü koşullarda bu kadar işçiyi biraraya toplamanın başarı olduğunu söyleyen Öner, bu çalışmaların büyüp gelişmesi için her türlü desteği vereceğini söyledi. Sendikal hareketin yaşadığı sorunları ve nedenlerini anlatan Öner, hükümet politikalarınıda eleştirdi.

Onu genç bir İnka işçisi izledi. İşyeri sorunlarını anlatan kısa konuşmasına mücadele çağrısıyla bitiren işçinin arkasından Sanel Eletronik'ten bir kadın işçi işyerlerinden yaşanılan sorunları anlattıktan sonra, Kurultay çalışmasının kendisine kazandırdıkları üzerinde durdu. Tüm katılımcıları bu çabayı büyütmek için neler yapabilirim diye kendine soru sormaya çağıran Sanel işçisini deneyimli bir petro-kimya işçisi izledi. Konuşmasına bir şiirle başlayan petro-kimya işçisi arkadaş, sendikal hareketin mevcut tablosunu eleştirdi. Onu takip eden bir metal işçisi ise sınıfı ve siyaset arasındaki uzaklığın bugünkü tabloda önemli bir rolü olduğunu söyleyerek, işçileri kendi partilerinin çatısı altında mücadele etmeye çağırdı.

Daha sonra Adel Kalemcilik'ten gelen bir kadın işçi, işyerinde karşı karşıya kalınan sorunları anlattıktan sonra kadın işçilerin yaşadığı çifte sömürü üzerinde durdu ve Kurultay'ın 8 Mart'ı gündeme alması gerektiğini söyledi. Konuşmasına bir fıkra ile başlayan bir başka metal işçisi ise işçilerin neden mücadele etmediklerini sade bir dille anlattıktan sonra Kurultay sonrasındaki çalışmalara destek vereceğini söyledi. Alkom fabrikasından bir metal işçisi ise yaptığı konuşmada sendikaların içinde bulunduğu durum üzerinde durdu.

Bu konuşmaları geçen hafta gerçekleşen Gaziosmanpaşa İşçi Kurultayı temsilcisinin kürsüye çıkması izledi. Canlı konuşmasına iki kurultayda kullanılan pankartın bile aynı olduğunu söyleyerek başlayan temsilci, zenginler bir giydiğini bir daha giymezken biz aynı pankartı kullanmak zorunda kalıyoruz diyerek başladı. Bugünkü kurultayı dinledikten sonra işçilerin ortak sorunları yaşadığı fikrinin perçinlendiğini söyleyen temsilci arkadaş, GOP kurultayındaki konuşmalarından çarpıcı örnekler vererek, yapılması gerekenin birleşik devrimci bir sınıf hareketinin temellerini inşa etmek olduğunu vurguladı.

Genel İş Sendikası üyesi belediye işçisi Turan Koca ise özellikle sinevizyondan etkilendiğini, tebliğ sunumlarında dillendirilen önerileri de anlamlı bulduğunu söyledikten sonra, bazı konuşmacıların sendikalarla ilgili yaptığı eleştirinin haksız olduğunu, bu türden çalışmaların en kolay sendikalı iş yerlerinde yapılabildiğini söyledi. Rıdvan Budak'a yönelik eleştirileri de yersiz bulduğunu söyleyen Koca, sendikaların önemini anlattı.

Koca'yı Alkom işyeri baştemsilcisi Yılmaz Kürekçi'nin konuşması izledi. Kürekçi konuşmasında sendikaların bu çabayı yeterince desteklemediğini, hatta toplantı yapmak için işçilere Kartal Eğitim-Sen dışında kimsenin yer vermediğini söyledi. Kendi iş yerlerinde hem Kurultay çalışmalarını yürüttüklerini, hem de örgütsüz Kurtköy Sanayi Havzası'nın örgütlenmesi için mücadele ettiklerini söyleyen Yılmaz Külekçi, platform çalışmasının önemini vurguladıktan sonra, Kurultay'ın 1 Mayıs ve 8 Mart gibi işçi sınıfı hareketine ait günlerin sınıfsal anlamına uygun olarak kutlanması için çaba göstermesi gerektiğini ifade etti.

Ardından yerel işçi platformları deneyimini anlatması için İzmir'den davet edilen Çiğli İşçi Platformu'ndan genç bir işçi Çiğli İşçi Platformu'nu ve Çiğli'de düzenlenen iki işçi kurultayını, çıkardıkları sonuçlarıyla birlikte sundu. Genç bir metal işçisi ise bunu takip eden konuşmasında işçi sınıfının en büyük sorununun birlik ve dayanışma eksikliği olduğunu vurguladıktan sonra, buna kendi işyerinden örnekler verdi.

Kurultay sonrası çalışmalara bölgesinde bulunana işçi arkadaşlarıyla birlikte destek vereceğini söyleyen genç işçiyi, 2001 yılında kurulan Anadolu Yakası İşçi Platformu Girişimi deneyimini anlatan bir konuşma izledi. Platform fikrinin hangi şartlarda nasıl doğduğunu ve neler yaptığını anlatan konuşma, girişimin tıkanma noktalarının altını çizdi. Kurultay Hazırlık Komitesi tebliğinde önerilen “Önce yerel işçi inisiyatiflerinin oluşturulması, bu inisiyatiflerin fabrikalar ve sektörler üzerinden derinleşen bir çalışmayı yaptıktan sonra bölge platformuna dönüşmesi” önerisinin doğru olduğunu söyleyen konuşmacı, geçmiş platform girişimin birçok gündeme müdahale ettiğini ama fabrikalarda derinleşmek konusunda yetersiz kaldığını belirtti.

Platform tartışmaları açısından açıklayıcı bu konuşmayı, Topkapı-Güneşli-Yenibosna-Küçükçekmece İşçi Kurultayı temsilcisi olarak kurultayımıza katılan bir metal işçisinin kürsüye çıkması izledi. Canlı ve ateşli konuşması sık sık alkışlarla kesilen metal işşisi, bölge işçilerini kendisini “Git oradaki arkadaşlara sor, bizimle birlikte mücadele etmeye hazırlar mı?” diye sormakla görevlendirdiğini söyledi. Yerel kurultayların merkezi bir kurultayla taçlandırılması gerektiğini söyleyen işçinin ardından Tersane İşçileri Kurultayı Hazırlık Komitesi adına tersane işçilerin yaşadığı sorunların ve düzenlenecek Tersane İşçileri Kurultayı'nın amacını anlatan bir konuşma yapıldı. Arkasından söz alan bir Teknopark işçisi ise çalışmaların desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Kurultay Hazırlık Komitesi adına yapılan ve 19 Şubat'ta yapılacak kurultay değerlendirme toplantısına çağrı yapan konuşma ile kurultay son buldu.

Tebliğler hariç 17 işçinin konuştuğu kurultayda, konuşmak için başvuru yapan 11 işçi ise zaman sıkışıklığı nedeniyle yazık ki konuşamadı.

Salona “Birleşik devrimci bir sınıf hareketi için ileri!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Sefalete, köleliğe sömürüye boyun eğme!”, “Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı'na güç ver!” “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kurtköy'de örgütlü işçiler kazanacak!”, “Özeleştirmeler durdurulsun, tasfiye ve yıkım saldırılarına son verilsin!” pankartları asıldı.

19 Şubat günü yapılacak toplantıyla kurultay sonuç bildirgesi açıklanacak ve alınan kararlar doğrultusunda bir eylem programı oluşturulacak.

Sınıf hareketinin belirgin zayıflıkları düşünüldüğünde sınırlı sayıda insanın emeği üzeriden gerçekleşen Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı gerek ön hazırlık sürecinin çok yönlü etkinlikleriyle, gerekse de kurultay gününün tartışmalarıyla fazlasıyla başarılı olmuştur. Gene de özellikle kurultay günü yapılan tartışmalarda, çözüm noktalarının derinlemesine işlenmesinde belirgin bir zayıflık yaşandığı da gözden kaçırılmamalıdır. Hazırlanan tebliğlerin bu açıdan somut önermelere sahip olmasına rağmen yapılan konuşmalar daha çok işyeri sorunları ve sendikal hareketin açmazları üzerinden şekillenmiş, çözüm önerilerinden çok dilek ve temennliler öne çıkmıştır. Bu konuyu kendileriyle konuştuğumuz kurultay çalışanları, ön hazırlık sürecinde böyle bir olasılığın üzerinde çok durduklarını, bu açıdan kendilerinden önce gerçekleştirilen kurultayları enine boyuna değerlendirdiklerini, tebliğleri buna göre hazırladıklarını, buna rağmen sözkonusu zayıflığın yaşandığını söylediler. Ayrıca, yetersiz ve sıkışık zamana karşılık çok sayıda konuşma başvurusunun olması nedeniyle, önden belirlenen ve tartışmaları derinleştirecek olan bazı konuşmacı arkadaşlara söz verilememiş olmasının da bunda önemli bir faktör olduğunu belirtiler.

Böyle bir katılımı beklediklerini söyleyen kurultay çalışanları güçlü ve çeşitli ön hazırlık etkinliklerinin, bazı fabrikalarda yerel gündemlerin iyi işlenmesinin ve özellikle, işçi bülteni çalışmasının bölgedeki etkisinin, katılımı güçlendiren sebepler olduğunu ifade ettiler. Pendik-Kartal-Maltepe bölgesinin İstanbul'un diğer bölgeleri ile karşılaştırıldığında mücadele birikimi daha güçlü bir alan olmasının sağladığı avantajları da vurguladılar.

Kurultay ön hazırlık sürecine ya katılmayan ya da sınırlı destek veren bazı işçilerin kurultay sonrası çalışmalara katılacaklarını söylemelerinin en büyük olumluluk olduğunu, yapılan anketlerde de birçok işçinini kurultayı olumlu bulduğunu söyleyen kurultay çalışanları, bunda güven verici ön çalışmanın önemli bir rol oynadığını ifade ettiler. Kurultay çalışanları şimdi bütün güçlerini bir bölge işçi platformunun oluşturulmasına odaklayacaklarını, bu açıdan 19 Şubat tarihli toplantının önemli olduğunu da konuşmalarına eklediler.

Kuşkusuz kurultayın amacına ne kadar ulaşıp ulaşamadığını kurultay sonrası yürütülecek çalışmalar belirleyecek. Eminiz ki Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı'nın örgütlenme sürecinde başarılamayanlar, yarım kalanlar başka çalışmalarda tamamlanacak, kurultay işçi sınıfının tıkanan mücadele kanallarının açılmasında önemli bir adım ve aşama olacaktır.

Kızıl Bayrak/Kartal

-----------------------------------------------------------------------------------------

Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı değerlendirmesi...

Aslolan kurultay çalışmasının yarattığı imkanları genel sınıf mücadelesi kanalına aktarabilmektir!

Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı 5 Şubat günü gerçekleşti. Yaklaşık 4 ayı aşkın bir süre hazırlık çalışmaları süren kurultay çalışması bizim için birçok deneyim ve dersin açığa çıktığı bir süreç oldu. Sonbahar başlarında Kurtköy Sanayi İşçileri çalışmasını yürüten sınırlı güçlerle (ki bunun sayısı 15 civarındadır) yapılan bir piknikte kurultay tartışması yapılıp bir hazırlık komitesi oluşturulmuştu. 6 farklı fabrikada çalışan komite bileşenleri kurultay çalışmasını başlatmak için önüne bir dizi hedef koydu, planlama yaptı.

Kurultay Hazırlık Komitesi ve ilk çalışmaları

Kurultay çalışmasının örgütlü birimler üzerinden şekillendirilmesi, güçlü, etkin ve tabana dayalı bir nitelik kazanabilmesi için hayati bir önem taşıyordu. Çalışmasının başarısını güvence altına alacak yöntem bu birimlerin oluşturulması ve işlevsel hale getirilmesi idi. Bu nedenle Kurultay Hazırlık Komitesi'nin düzenli toplanması ve sistemli bir çalışma yürütmesi gerekliydi. Çalışmanın başladığı ilk birbuçuk ay Kurultay Hazırlık Komitesi bileşenleri düzenli toplantılarını yapmış olsa da, sınırlı sürede bir mesafe alamamış olmaktan dolayı kimi bileşenlerde tıkanıklık ve çalışmadan uzaklaşma sorunu yaşandı. Bu sonucun ortaya çıkmasında kurultay mantığının ve işlevinin sözkonusu bileşenlerce yeterince kavranmamış olması temel bir rol oynuyordu.

Eldeki güç ve olanaklar bir kez daha gözden geçirildikten sonra, bölgede kurultayın tanıtımını yapan ve Kurultay Hazırlık Komitesi'ne desteğe çağrı yapan afişlerle, kurultayın mantığının ve hedeflerinin anlatıldığı bildiriler yaygın bir şekilde kullanıldı. Daha önce girilmeyen fabrikalar kurultay bildirilerimizle dövüldü. Daha yaygın bir işçi kitlesine seslenebilmek için yeni dağıtım alanları bulundu. İlk seslenişler ve çağrılar sonucunda Kartal merkezli bir toplantı düzenlendi. Toplantıya katılım 30-40 civarındaydı ve yürütülen çalışma düşünüldüğünde, gelenlerin sayısı oldukça sınırlıydı. İki hafta sonrası için yeni bir toplantı tarihi kararlaştırıldı.

Kurultay ilanı ve bölge komiteleri

Yaptığımız ikinci toplantıda alınan karar gereği kurultay çalışması Kartal Meydanı'nda yapılan ve burjuva basının da ilgi gösterdiği bir açıklamayla ilerici kamuoyuna duyuruldu. Basın açıklamasının yapılmasından sonraki süreç çalışmalarda gerçek bir yoğunlaşma yaşandı. O zamana kadar genelde yaygın bir sesleniş, ajitasyon-propagandayla sınırlı kalan kurultay hazırlık çalışması, yapılan müdahaleyle asıl yoğunlaşma alanlarına yüzünü dönmüş oldu. Sınırlı imkanların olduğu Kartal Bölgesi'nde bir komite oluşturuldu. Pendik ve Maltepe komitelerine işlevsellik kazandırıldı. Çalışma belli hedef ve planlamalara bağlandı. Böylece Pendik-Maltepe-Kartal bölgesinde her üç alanda da komiteler aracılığıyla faaliyet yürütmenin imkanları sağlanmış oldu.

Komiteler, nicelik zayıflığına rağmen, kendi alanlarında özgün çalışmalar yürüttüler. Pendik'te iş yasaları ve işçi hakları, Maltepe'de iş yasası ve işgüvencesi gündemli etkinlikler yapıldı. Kartal'da ise farklı fabrikalardan biraraya gelen işçilerle düzenlenen toplantılar gerçekleşti. Bu çalışmaların sonunda yapılan toplantıya 70 kişi katıldı. Bu kurultaydan önce yapılan son genel toplantı oldu. Bu aşamadan sonra çalışmanın yoğunlaştığı alan fabrikalar ve sanayi siteleri oldu. Kimi fabrikalarda ve sanayi sitelerinde hem kendi özgün sorunları, hem de kurultayın kendisinin tartışıldığı bir dizi toplantı yapıldı. Kimi işyerlerinde sistemli çalışmaya başlandı, kimi yerlerde ise potansiyel imkanlar açığa çıkarıldı. Kurultay vesilesiyle başlatılan bir örgütlenme faaliyeti bir fabrikada sonuca ulaştırıldı.

Kurultay tarihinin ertelenmesi ve son bir ay

Yılbaşından kısa bir zaman önce Kurultay Hazırlık Komitesi yaptığı toplantıda 22 Ocak tarihini kurultay günü olarak kararlaştırdı. Tutulan yerde yaşanılan sorundan kaynaklı kurultay 5 Şubat'a ertelendi. 22 Ocak'a kilitlenmiş bir çalışmanın sarkmasına ve motivasyonun dağılmasına neden olan bu erteleme, diğer yandan da propaganda-ajitasyon çalışması için bir ek zaman demekti. Önümüze çıkan iki haftalık süre oldukça etkin ve yaygın bir faaliyete konu edildi. Pendik-Kartal-Maltepe'de bildiri ve afişlerimizin ulaşmadığı hedeflediğimiz sanayi alanı, ev ve kahvehane kalmadı. Geniş bir alana seslenmiş olmamıza rağmen tekrar tekrar aynı alanlara faaliyet taşındı.

Kurultay günü

Nihayet 5 Şubat'ta Pendik Atatürk Kültür Merkezi'nde toplanan kurultayımız 250 civarında işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşti. Kurultay'da sınıf hareketinin güncel durumu ve Pendik-Kartal-Maltepe İşçi Kurultayı, sınıf mücadelesi ve örgütlenme araçları, sınıf mücadelesi ve hukuk mücadelesi arasındaki ilişki başlıklı tebliğler sunuldu. Sendikalar ve sınıf mücadelesi tebliği ise zaman darlığından kaynaklı sunulamadı.

İlk bölümü tebliğlerle tamamlanan kurultayın ikinci bölümü ise serbest kürsü biçiminde gerçekleşti. Yaklaşık 17 işçinin söz aldığı serbest kürsüde işyeri sorunları, taban örgütlülükleri ve sendikal bürokrasi ana tartışma konuları oldu. Adını yazdıran 11 kişiye ise gene zaman sıkışıklığı nedeniyle söz hakkı verilemedi.

Öncesi ve sonrasıyla kurultay çalışmasının deneyimleri

Başta ifade ettiğimiz gibi, iyi bir kurultay yapmanın temel güvencesi sistemli ve örgütlü bir ön hazırlık çalışmasını başarılmasıydı. Örgütlü hazırlığın bir halkası fabrikalar ve sanayi alanlarına dayanan örgütlülüklerin yaratılması, öbürü ise bu temele dayanan etkin, inisiyatifli bir üst komitenin oluşturulması idi. Fabrikalar ve sanayi sitelerine dayanan örgütlülükler kurmakta bazı başarılar kazansak da esasta yetersiz kalındı. Başlangıç aşamasında hem nitelik hem de nicelik olarak iyi bir Kurultay Hazırlık Komitesi kurulmuş olmasına karşın, komite çalışmasında istikrar sağlanamadı. Toplam süreçte komitelerimiz dalgalı bir grafik çizdi; başlangıçta güçlü, ortalarda zayıflamış, sonlarda ise yeniden toparlanmış bir seyir izledi. Eğer Kurultay Hazırlık Komitesi'nin politik olarak geliştirilmesine yönelik çabalar baştan daha sistemli ele alınabilseydi, hem nitelik hem de nicelik açısından daha güçlü bir kurultay tablosu çıkarmak işten bile değildi.

Kurultay ön çalışması esas olarak kurultayın kendisinin propaganda edildiği bir dönem olmayacaktı. Bu, bize göre kurultayı darlaştırmanın en kestirme yolu olurdu. Kurultay çalışmasının somut gündemlere dayanan bir mücadele çağrısı olması ve kendi gücünü bu gündemlere yapılan müdahalelerde bulması başarılı bir kurultay çalışmasının temel güvencesiydi. Bunun için bütün alanlarımızda gündelik gündemlere dayanan çalışma başlıkları belirlendi. Bazı alanlarda özgün çalışmalar başarıyla sergilendi ve belli bir sistematik kazandı.

Kurultay Hazırlık Komitesi'nin başından beri yaşadığı sorun alanı ise nicelik yetersizliği oldu. Çalışma yürütülen alanların geniş, yaygın ve dağınık bir yapıya sahip olduğunu düşündüğümüzde, sayısal anlamda yetersizlik sorunu daha iyi anlaşılır. Bu yetersizliğe rağmen ortaya konulan çaba, özveri ve emek ise takdire değerdir. Olumsuz hava koşulları, Ramazan, Kurban Bayramı, yılbaşı tatili ve kardan kaynaklı işyerlerinin kapanması gibi sorunların çalışmayı kesintiye uğratmasına rağmen, küçümsenmeyecek bir çalışma örneği sergilenmiştir. Bölgede 12 emekçi semtine, 40'ı aşkın fabrikaya, (ki sabah dağıtımları düşünüldüğünde bu sayı yüzü bulmaktadır) iki kez 16 bini aşkın bildiriyle seslenilmiştir. Toplam sayısı 6 bin olan 6 farklı afiş kullanılmış, üç sayı üzerinden toplam 6 bin bülten ve ayrıca kurultay gününe çağrı amaçlı 1500 adet davetiye (elden) dağıtılmıştır.

Materyallerin yaygın kullanımı etkin bir kitle çalışmasıyla birleştirilebilmiştir. Dağıtımlar sırasında ajitasyon, bire bir diyaloglar, çalışmamızı daha da güçlendiren yöntemler olmuştur. Uzun zamandır her üç alanda da (Pendik-Kartal-Maltepe) bu denli kapsamlı ve sistemli bir çalışma kimse tarafından yürütülmemiştir. Her bildiri dağıtımında ya da kitle çalışmasında kurultaydan haberi olanlarla ve “biz de geleceğiz” diyenlerle sıkça karşılaştık. Çalışmamızın başından bu yana kurultay propagandasına sıkışmamaya özel bir önem gösterdik. Zira önemli olan kurultayın propagandası değil, sınıfın tabanında bir mücadele isteği ve eğiliminin açığa çıkarılabilmesiydi. Bu nedenle düşük ücreti, uzun çalışma saatlerini, sendikasız, sigortasız ve iş güvencesiz çalışmayı ve bunlara karşı mücadele yöntemlerini işlemeye çalıştık. Bu yönüyle kazanılmış bir başarı ve alınmış bir mesafe vardır kurultayımız payına. Ama gündelik sorunlara karşı sınıfı eyleme çekme noktasında ciddi yetersizlikler sözkonusudur. Sınıf hareketinin mevcut koşulları bu yetersizliğin temel nedeni de olsa, biz çubuğu kendimize ve kendi yetersizliklerimize büküyoruz, bükmeliyiz.

Nispeten iyi bir katılımın gerçekleşmesinin üç temel nedeni vardır. Bunlardan biri bazı fabrikalarda sözkonusu fabrikanın gündeminin iyi işlenmesi ve bu gündemlerin kurultayla başarılı bir biçimde birleştirilebilmesidir. Örneğin aynı alanda bulunan üç fabrikadan toplam 50 kişi kurultaya taşınmıştır. Bu durum kurultay çalışmamızın en olumlu örneğidir. Diğeri yürütülen propaganda-ajitasyon faaliyetinin kapsamı, gücüdür. Yüzyüze gerçekleşen yaygın ve çeşitli materyal dağıtımı ve bölgenin her alanına ulaştırılan çağrılar... Üçüncü neden ise, bölgede yıllardır yürütülen çalışmanın sağladığı politik etkidir. Propagandanın etkisi ile gelen işçilere bakıldığında, bunların yıllardır kesintisiz propaganda faaliyeti yürütülen fabrikalardan geldiği görünmektedir.

Son birkaç haftada yoğunlaşan yaygın çalışma beraberinde bazı sorunları da getirdi. İyi bir ön hazırlık yapılmış olmasına karşın, kurultay günü belli zayıflıklar yaşadık. Yaşanılan sorun kendini kurultayın politik hazırlığı çerçevesinde önden planlananın gerisine düşülmesi olarak gösterdi. Bu sorunun asıl nedeni ise kurultayın politik yönünü güçlendirecek bir dizi insanın haftalardır pratik açıdan oldukça yoğun bir çalışmanın içinde olmalarıydı. 15'i aşkın Kurultay Hazırlık Komitesi toplantısı, onu katbekat aşan özgün alan toplantıları gözönüne alındığında, kurultayın politik muhtevasının çok daha güçlü olması beklenirdi. Özellikle Kurultay Hazırlık Komiteleri'nden planlanan bazı konuşmaların zaman yetersizliği yüzünden yapılamaması bu sonuçta etkili oldu.

Çalışmamızı güçlendiren, kavranmasını ve hedeflerinin bilinmesini kolaylaştıran başka bir araç da “Anadolu Yakası İşçi Bülteni” olmuştur. Her ay düzenli çıkarılan bültenin yaygın dağıtımı gerçekleştirilmiş, bültenimizin işlevi ve niteliği kimi işyeri temsilcileri tarafından kurultay günü övgüye konu edilebilmiştir.

Sonuç yerine

4 ayı aşan kurultay çalışması, paha biçilmez bir deneyim kazandırmış, yanısıra oldukça önemli olanakların açığa çıkmasını sağlamıştır. Asolan kurultay çalışmasının yarattığı imkanları genel sınıf mücadelesi kanalına aktarabilmektir. Önümüzdeki dönem bu temel halkaya yüklenmek birincil hedefimiz durumundadır.

Pendik-Kartal-Maltepe Kurultay Hazırlık Komiteleri