Çeşitli kentlerde Pazartesi eylemi...
Türkiyeli emekçilerin katılımı için
daha çok çaba!
Wuppertal
Wuppertalde bu hafta dördüncüsü yapılan eyleme 400 kişi katıldı. Eylem organizasyonunda MLPD, PDS, Attac ve DKP vb. parti ve örgütler bulunuyor. Bu haftaki eyleme katılım geçen haftaya oranla biraz düşük oldu. Eylem her zamanki gibi şehrin merkezindeki bir alanda toplanılması ile başladı. Konuşmaların ardından serbest kürsü oluşturuldu. Çeşitli mesleklerden emekçiler söz alarak sosyal yıkıma ve hükümete karşı öfke ve tepkilerini ortaya koydular. Sosyal hakları gaspeden, zengin ile fakir arasındaki uçurumu derinleştiren, işsizliği ve yoksulluğu artıran, düşük ücretle çalışmayı dayatan ve iş güvencesinden yoksun bırakan yasaların geri çekilmesi talebi, bütün konuşmacıların vurguladığı ortak noktalar oldu. Ayrıca her konuşmacı, bu yasaları püskürtmek için sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi. Eylemde İngilizce bir metin de okundu ve eğer istenirse Fransızca, Türkçe ve başka dillerden de konuşmaların yapılabileceği belirtildi.
Yapılan konuşmaların ardından yürüyüşe geçildi. Yol boyunca zaman zaman durularak ajitatif konuşmalar yapıldı. Yürüyüşten sonra eylem bir dahaki hafta buluşmak üzere bitirildi.
Yapılan konuşmalarda, taşınan dövizlerde ve dağıtılan bildirilerde gözlemlenen en temel eksiklik, eleştirilerin hep de hükümetle sınırlı kalmasıydı. Şu anda eylemlerin en ileri talebi hükümetin istifa etmesidir. Sosyal yıkım saldırılarının asıl kaynağı olan kapitalizme ve tekellerin sınıf iktidarına karşı eleştiriler çok sınırlı. Bu durum bir yönüyle Alman solunun durumu hakkında da bir fikir vermektedir. En radikal olanlar bile kitleleri ürkütmemek, eylemin birliğini bozmamak adına bu en geri çizgiye razı oluyorlar. Fakat taban inisiyatifi ile gelişen bu eylemler gittikçe radikalleşme eğilimi taşıyor. Bu sosyal hareketlilik ileride kendi içinde daha cesur devrimci önderlikler çıkaracaktır.
Eylemde göze çarpan bir diğer eksiklik ise yabancı işçi-emekçi ve gençlerin katılımındaki sınırlılık oldu. Yabancılar, sosyal saldırıların ilk hedefi olmalarına rağmen, her yerde olduğu gibi buradaki eyleme de yok denecek kadar az katılmaktalar. Özellikle Türkiyelilerin bu konuda gösterdiği duyarsızlığı aşmak ve onları eylemlere katmak gerekiyor. Bu görev BİR-KAR olmak üzere bütün ilerici, devrimci kurum ve kuruluşlara düşmektedir. İşçilerin katılımındaki sayısal azlık ise daha çok sendikaların eylemlere duyarsız kalmasından kaynaklanmaktadır.
Frankfurt
Bu hafta bin kişiyi aşkın bir katılımın gerçekleştiği eylem saat 18.00de Hauptwachede başladı. Yürüyüş çarşı merkezindeki Deutsche Bankın ana binasında son buldu. Değişik gruplar, işsizler inisiyatifi, Attac ve birkaç Türkiyeli grubun katıldığı eylem geçen haftaya nazaran daha kalabalıktı. Serbest kürsü hem Haupwachede hem de yürüyüşün bittiği Deutsche Bankta kuruldu. Konuşmacılar arasında, işçiler, işsizler, öğretmenler vardı. Hemen hepsi Hartz IV saldırısının sadece işsizlere değil, şu an çalışan işçilere de yönelik olduğunu örneklerle anlattılar.
BİR-KAR çalışanları olarak daha hazırlıklı ve geçen haftadan daha güçlü katıldık. Bir saat öncesinden eylem alanına geldik. Bütün saldırı paketleri geri alınsın! başlıklı bildirimiz sözlü propaganda eşliğinde dağıttık. Sosyal saldırılara karşı geçmişte de kullandığımız afişlerimizi, çarpıcı fotoğrafların ve Kapitalizm sömürü ve savaş demektir!, Emperyalist savaşa ve sosyal saldırılara karşı ayağa kalkalım! şiarlarının yer aldığı dövizlerimizi yürüyüş boyunca taşıdık.
Gelecek Pazartesi daha güçlü bir katılım sağlamak çağrısıyla eylemimizi bitirdik.
Bielefeld
Bielefeldde Pazartesi eylemleri devam ediyor. Son eyleme 200ün üzerinde emekçi katıldı. Konuşmalarda Hartz IV ve sosyal reform paketlerinin kapsamları açıklandı. Serbest kürsüde konuşmacılar bu reform paketleriyle beraber gelecekte yapılacak kısıtlamalar üzerine düşüncelerini açıkladılar. PDSden bir bayan Hartz üzerine konuşup bu sözde reformların kapsamı hakkında bilgi verdi ve bunların kaldırılmasını istedi. Biz de gösteri sırasında BİR-KAR gençliğinin açıklamasını mikrofondan okuduk. Saldırıların gençlik cephesinden kapsamını belirterek herkesi bu gösterilere katılmaya çağırdık. Konuşmamız kitle tarafından alkışlarla karşılandı. Eyleme katılanlar açıklamanın içeriğinin güzel olduğunu, bu tür açıklamalarla gençlere çağrı yapılmasının çok doğru olduğunu belirttiler.
Önümüzdeki hafta yapılacak Pazartesi eylemi için yeni öneriler geldi. Yakında yapılacak olan eyalet seçimleri sebebiyle Bielefeldde bulunan parti temsilcilikleri önünde gösteri düzenlenecek. Bu arada işçi ve emekçilere bu seçimlere katılmaları gerektiği, fakat geçersiz oy kullanmaları konusunda açıklama yapıldı.
Kölnde Pazartesi eylemi...
Saldırılara karşı mücadele
Hartz 4 sözüm ona ekonomik krizi ortadan kaldırmak için 1 Ocak 05ten itibaren uygulamaya konulacak bir saldırının adı. Ve bu saldırılara kitlelerin gösterdiği tepkiler hükmedenleri şimdiden tedirgin ediyor.
Toplumun yarısından çoğunun Hartz 4 ile birlikte sefalete mahkum edilmesi, günde 10 euro ile yaşamaya zorlanması, bütün sosyal hakların ortadan kaldırılması Pazartesi eylemlerine kitle katılımını artırıyor. Gelecek haftalarda Pazartesi gösterilerinin merkezileştirilmesi ve genel grev yapılması düşünülüyor.
Bu hafta Almanya genelinde 150 bin gösterici saldırılara geçit vermemek için yine alanlardaydı. Pazartesi gösterileri devam ederken Kölnlü emekçiler de 1500 kişilik bir kitleyle Dom Meydanında toplandı. Çoğunluğunu yerli emekçilerin oluşturduğu gösteriye Türkiyelilerin katılımı da giderek artıyor. Bunda Türkiyeli ilerici-devrimci grupların giderek daha örgütlü bir biçimde bu gösterilere katılması ve Türkiyeli emekçilere dönük çağrı yapılmasının önemli rolü var.
Bu haftaki Pazartesi gösterisi her zamanki gibi alanda yapılan konuşmaların ardından başladı. İşsizler oluşumunun sözcüsü bugüne kadar yapılan Pazartesi gösterileri hakkında bilgi verdi. Basının Pazartesi gösterileri hakkında doğru bilgiler vermediğini, katılımcıların sayısını ve bölgelere göre dağılışını kasıtlı olarak çarpıttığını belirtti. Yapılan konuşmaların hepsinde Hartz 4ün insanlık onuruna bir saldırı olduğu vurgulandı. Sözalan konuşmacılardan biri, Pazartesi gösterilerinin katıldığı ilk eylem olduğunu, bundan sonra sürekli katılacağını, çünkü yapılan saldırılar karşısında tepkisiz kalmanın onurlu bir yaşama yakışmadığını söyledi.
Yürüyüş boyunca atılan sloganlar ve taşınan pankartlarda Hartz 4ün bir yoksulluk yasası olduğu, sendikalara ve yöneticilere olan tepki ve öfke dile getirildi.
Yürüyüş belediye binasının önüne kadar devam etti. Burada belediye başkanının sekreteri kendisine yöneltilen sorulara cevap verirken, Hartz 4ün gösterilerle değil sevinçle karşılanması gerektiğini anlattı. Belediyenin sözcüsü, hizmetinde olduğu sınıfın programını anlatmayı göstericilerin yuhalamasından dolayı bitiremedi, göstericilerin öfkesiyle karşı karşıya kaldı. Kendisine yöneltilen 1 euroluk düşük ücretli iş ve toplumun sosyal yardımla geçinen kesiminin ev ve kira yardımıyla ilgili sorulara verdiği cevaplar ise, insanlık onurunun burjuvazi için hiçbir değer taşımadığını bir kez daha kanıtladı.
Belediye sözcüsünün konuşmasının ardından Bertolt Brechtten şarkılar okundu. Böylece belediye temsilcisine de en iyi yanıt verilmiş oldu. Böylesi bir eylemde Bertolt Brecht gibi devrimci bir şair ve kavga adamının anılması, onun dizeleriyle kölece yaşamak istemeyenlerin mücadeleye çağrılması çok anlamlıydı. Bertolt Brechtin silahlanmak zorundayız, yoksa yukardakiler başka dilden anlamıyorlar dizeleri bu haftaki eylemin en önemli mesajıydı.
|