Ümraniyede işçiler, işçi sınıfına yönelik saldırılara, kölelik yasalarına, insanlık dışı uygulamalara karşı güçlerini birleştirdi. OSB-İMES İşçileri Derneği kuruldu. OSİM-DERin açılışı 11 Nisan günü yapılan şölen ile gerçekleşti.
Dudullu Yiğitler Düğün Salonu işçi sınıfının taleplerini içeren pankartlarla düzenlendi. Sahnede yer alan İşçilerin birliği sermeyeyi yenecek! pankartının yanı sıra Çifte sömürüye, düşük ücrete, işsizliğe ve yoksulluğa karşı örgütlü mücadeleye!, 1 Mayıs figürlü (zincirlerini kıran işçi) OSB ve İMESte örgütlü işçiler kazanacak! pankartları ve sınıfın taleplerinin yazılı olduğu afişler asılıydı.
Program, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde şehit düşenler için yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından OSİM-DERin kuruluş amacını ve örgütlenme sürecini anlatmak üzere OSİM-DER Geçici Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Güngör söz aldı. Güngör konuşmasında, işçi sınıfının dünyada ve Türkiyede karşı karşıya kaldığı saldırılara değinerek, İMESte asalak patronların örgütlülüğü karşısında işçilerin dağınıklığına ve güçsüzlüğüne son vermek, işçilerin kendi talep ve haklarını kazanmak amacıyla derneğin kurulduğunu, 10 ayı aşkın süren bir çalışmanın meyvelerini verdiğini ve derneğin bu emeğin ürünü olduğunu anlattı. Güngör, OSİM-DER bizim birliğimizin, örgütlülüğümüz&uum;n adresi olacak. Sermayeye karşı sınıfın bir mevzisidir artık. OSB-İMES işçileri olarak özgürlük istiyoruz, eşitlik, demokrasi istiyoruz. Bunları almak için birleşmeliyiz, örgütlenmeliyiz ve mücadele etmeliyiz dedi ve konuşmasını 1 Mayısları yaratan Amerikalı işçi önderlerinden Spiesin darağacında haykırdığı sözlerle tamamladı.
Ardından Kürtçe, Zazaca ve Türkçe türküler söylemek üzere Grup Verva Roz sahneye çıktı.
Verva Rozun ezgilerinin ardından Ümraniyede bulunan ve Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlü Mert Akışkan Gücü işyeri temsilcisi Sedat Özen şenliğe katılan işçi ve emekçileri selamladı. Özen konuşmasında, emeği ve sınıfın çıkarlarını savunan her çalışmanın yanında olunması gerektiğini, tüm toplumsal kazanımların ancak işçi sınıfının siyasallaşması ile mümkün olacağını vurguladı.
Başta İMES olmak üzere çeşitli sanayi sitesi ve fabrikalardan derlenen ve işçi sınıfının ağır çalışma koşullarını yansıtan dia gösterimi şenliğe ayrı bir heyecan kattı. Dia gösteriminden sonra YÇKM bünyesinde çalışmalarını sürdüren Grup Yel, çeşitli dillerde türkü ve marşlar seslendirdi. Ardından Ümraniye PSA Şubesi halkoyunları ekibi Van yöresine ait oyunlar sergiledi. Son olarak Nurettin Güleç ve arkadaşı Murat Özdemir, halaylar eşliğinde coşkulu türkü ve marşlar söylediler.
Yapılan kapanış konuşmasında, işçi sınıfının hakları ve talepleri için uzun soluklu bir mücadeleyi yükseltmesi, somutta 1 Mayısta alanlarda buluşma çağrısıyla etkinlik bitirildi.
200 kişinin katıldığı şenliğe BDSP, Ekim Gençliği, İşçi Kültür Evleri, Gülensu Gençliği, Kıraç İşçi Derneği Girişimi, BİR-KAR, Gelecek Kültür Merkezi, İşçi Köylü-Partizan okurları, Demokratik Haklar Platformu, Kurtköy Telekom işçileri, Yeni Çamlıcadan genç işçiler mesaj gönderdiler.
BMİSe üye oldukları için çeşitli baskılara uğrayan Grammer işçileri 14 Nisan günü bir dayanışma gecesi düzenlediler. Yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı geceye çok sayıda sendika başkanı, reformist çevreler ve devrimci gruplar da destek verdi.
Grammer işçilerinin aileleri ile birlikte katıldığı gecede, DİSK Başkanı, BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Almanyadan destek için gelen bir İG Metal yöneticisi birer konuşma yaptılar. İnegölde Politeksten atılan işçilerin salona topluca giriş yapmaları ve Grammer işçileri ile Yaşasın sınıf dayanışması! sloganını haykırmaları coşkuyu arttırdı.
Tiyatro sanatçısı Orhan Aydının sunduğu gecede işçilerin geceden bir saat önce hazırladıkları tiyatro gösterisi oldukça etkiliydi. Grammer işçileri adına konuşan bir işçi, mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini, patronun ve Türk-Metal çetesinin saldırılarına karşı sonuna kadar direneceklerini tok bir şekilde ifade etti.
Yapılan konuşmalarda direnişin Bursa işçi sınıfı üzerinde (özelde fabrikanın olduğu Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde) yarattığı etki sonucu baskıların arttığı, ama buna karşı direnişin süreceği belirtildi. İşçilerin moral ve coşkusunun yüksek olduğu gecede; Atılan işçiler onurumuzdur!, Grammer Politeks işçisi omuz omuza!, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!, İnadına sendika, inadına DİSK! sloganları işçiler taarfından coşkuyla ve sık sık atıldı. Çekilen halaylarla gece bitirildi.
Bugün GATS çerçevesinde her alandan özelleştirme politikaları uygulanmaktadır. Kamu alanında Kamu Reformu Yasası, eğitim alanında YÖK Yasa Tasarısı bunların başında gelmektedir. Sermaye devleti tarafından 2005 yılına kadar bu politikaların hayata geçirilmesi planlanıyor.
Trakya Üniversitesi öğrencileri olarak bu politikaları ve YÖK-AKP arasındaki çatışmanın içyüzünü teşhir etmek, her iki tarafın da eğitimin paralı hale getirilmesi ve sermayenin hizmetine sunulması için çalıştıklarını anlatmak amacıyla bir çalışma başlattık. Çalışmamızın temel gündemlerini YÖK Yasa Tasarısı, Kamu Reformu, soruşturma ve tutuklama terörü ve GATS politikaları oluşturuyordu.
Bu gündemlere dayalı bir çalışma planlaması yaptık. İlk olarak AKP ve YÖKün politikalarını teşhir ettik. Okul içinde gösteriler yapıldı, ardından kurulan sandıklarla öğrencilerin bu konulardaki düşünce ve eğilimleri alındı. Çalışmamız 6 Nisan günü yapılan bir basın açıklamasıyla bitirildi. Basın açıklamasından sonra daha önce yapılan bir eyleme katılan 28 arkadaşımızı savunmalarını vermeye topluca uğurladık.
Bu çalışmayı Ekim Gençliği, TÜ Öğrenci Koordinasyonu, DGH örgütledi. Edirne Gençlik Derneği, Emek Gençliği, TKP, BAGEH, DÖB ve Özgür Gençlik ise destekçi olarak katıldı.