YÖK yasa tasarısına, soruşturma terörüne, emperyalist barbarlığa ve NATO zirvesine karşı...
Gençliğin 1 Mayısa kitlesel katılımını örgütleyelim!
118 yıllık devrimci bir gelenek olarak 1 Mayıs, hep geleceği temsil etti, hep özgür yarınlara duyulan inancın sergilendiği bir gün olageldi. Bu yanıyla 1 Mayıs işçi sınıfının ardında saf tutan tüm kesimlerle birlikte ve belki de en çok gençliğe aittir.
1 Mayıs ve gençliğin özel önemi
Gençlik bugün için toplumsal hareketin en diri kesimi durumunda. Türkiyedeki çeşitli dinamiklerin ayrı ayrı etkisizleştirildiği, devrimci yanlarından arındırıldığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu gerçek farklı biçimlerde olmakla beraber, sınıf hareketi, kamu emekçileri hareketi ve Kürt ulusal hareketi için geçerlidir. Belli aralıklarla eylemlilik süreçleri içerisine girmekle beraber, bu kesimler, ama daha çok bu kesimleri denetim altında tutan reformist çevreler, barikatların önünden dönmeyi bir çizgi haline getirmişlerdir, bu nedenle güçlü ve sürekliliğe sahip çıkışlar yapılamamaktadır. Gençlik ise sınırlı bir kitleyle ve ağırlıklı olarak en ileri unsurlarıyla nispeten olumlu bir görünüm içerisindedir. Bu durum gençliğin toplumsal konumu ve dinamik yapısıyla ilgili oldu&crren;u kadar, Türkiyedeki devrimci gençlik mücadelesinin saygın mirasıyla da ilgilidir. Sonuç itibariyle gençlik, içinden geçmekte olduğumuz gericilik döneminde tüm kesimleri dikkatini üzerinde toplamayı başardığı çıkış denemeleri yapabilmekte ve görece istikrarlı bir duruş sergileyebilmektedir. Bu olumlu özellikleri ile 1 Mayısta da önemli bir yer tutmaktadır.
Yukarıda sıraladığımız olumlu yanlarına rağmen gençlik mücadelesi işçi sınıfının önderliğinden bağımsız düşünülemez. Bu yüzden gençlik hareketini sınıf hareketinin bir parçası haline getirmek gerekmekte ve bu iş bugünün koşullarında zor bir görev, ağır bir sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kısaca 1 Mayısta gençliğin katılımı, beraberinde alandaki duruşu, coşkusu, disiplini, sloganları ve alana taşıdığı bilinç son derece önemlidir. Bu önemin bir diğer yanı ise, komünistlerin son yıllarda gençlik içerisinde elde ettikleri gelişim ile ilgilidir. Gençliği kazanmanın geleceği kazanmak olduğunu iyi bilen komünistler, bu alanda özel bir yüklenme içerisindedirler. Bu yüklenmenin doğal bir sonucu olarak çeşitli mevziler yaratmakta ve yeni mevziler elde etmeyi amaçlamaktadırlar. Şimdi bu birikimin ortaya konulacağı, gençliğin işçi sınıfının tarihsel kavgasında kendisine duyulan güveni hakettiğini kanıtlayacağı güne, 1 Mayısa yaklaşıyoruz. Elimizde varolan ve yaratacağımız tüm imkanları bu görevler çerçevesinde seferber etmemiz gerekiyor.
Güncel gelişmeler ve 1 Mayıs
Yukarıda kısaca değinmeye çalıştığımız özel durum ve gerekleri dışında gençlik için bu yıl 1 Mayısın yoğun ve oldukça önemli gündemleri bulunuyor. Gençliğin tüm istem ve özlemlerinin karşısına dikilen sermaye devleti ve bu alandaki özel kurumu YÖK, yine bu kurumun tahkimatına dönük olarak hazırlıkları sürdürülen YÖK yasa tasarısı, saldırının yolunu açmayı hedefleyen sindirme harekatı, 1 Mayısta gençliğin hesaplaşma zeminini teşkil eden temel gündemlerdir.
Bu gündemler bu yıl da 1 Mayısta gençlik için önemli bir yer tutacaklardır. Ancak 1 Mayısın farklı kesimlerle özellikle işçi sınıfıyla- birleşeceğimiz gün olması nedeniyle, bu başlıklar genişletilebilmeli ve farklı bir kapsamda işlenebilmelidirler. YÖKün sermaye iktidarının doğal bir parçası olması, yasa tasarısının neo-liberal saldırı dalgasının ürünlerinden biri olarak ortaya konulması, soruşturma-tutuklama terörünün, genel sindirme operasyonunun gençliği vuran kısmı olarak işlenebilmesi gerekiyor. Tüm kurum ve araçlarıyla burjuvazinin iktidarını, kölelik yasalarını, özellikle Kamu Yönetimi Reformunu hedef almayan bir çalışma ve eylem, gençliğin ihtiyaçlarına yanıt vermeyecektir. Dolayısıyla kendi taleplerimizi diğer kesimlerin talepleriyle birleştirebilmeli, işçi sınıfının devrimci iktidar mücadlesinin ve insanlığın ortak geleceği sosyalizmin bayrağının yükseltilmesinin bir parçası olabilmeliyiz. Hem yürüteceğimiz hazırlıkların, hem de alanlardaki duruşumuzun bu tutumun bir yansıması olması gerektiğini unutmamalıyız.
1 Mayısta NATO çıkarmasına karşı
Denizler alanlarda olacak!
Bu yıl 1 Mayıs, NATO Zirvesine gün saydığımız bir zamana denk geliyor. Tüm dünyada ezilen halkların ve işçi sınıfının gözü Türkiyede, bizim üzerimizde olacak. Çünkü NATO Zirvesi, tüm insanlığı hedef almakta ve atacağı adımlarla tüm dünyaya dehşet salmayı planlamaktadır. İşte NATO Zirvesine ve emperyalist efendilerin kanlı, kirli planlarına ev sahipliği yapacak topraklarda yaşamanın getirdiği sorumluluk 1 Mayısta bizim omuzlarımızda olacaktır. NATO Zirvesine karşı, işçi ve emekçilerin alacağı tutum kadar, 68in devrimci mirasının sahibi olan gençliğin duruşu da etkili olacaktır.
Dolayısıyla 1 Mayısta alanlara günümüzün Denizleri olarak çıkabilmeliyiz. 1 Mayıs materyallerimizde özel olarak öne çıkarılan Şimdi Deniz olunmalı! şiarı bunun en açık ifadesidir. NATOnun emperyalist şeflerini, devrimin genç neferlerinin, Filistinde, Nurhakta, Kızılderede, Diyarbakır Zindanlarında, darağaçlarında savaşmayı bir sanatçı hüneriyle güzelleştirenlerin, 68 devrimcilerinin öfkesini, kararlılığını, inancını ve umudunu kuşanarak karşılayacağız. 1 Mayıs bunun sergileneceği alanlardır.
Bu yüzden bu yıl 1 Mayıs gençliğindir, geleceğin sahiplerinindir!
|