10 Ocak'04
Sayı: 2004 (15)


  Kızıl Bayrak'tan
  Kerkük olayları ve Türk gericiliğinin provokatif oyunları
  Yeni özelleştirme hamlesi ve mücadele sorumluluğu
  İhanetin hesabını vereceksiniz!
  Sermaye hükümeti emeklileri de sefalete mahkum etti!
  BDSP'li tekstil işçilerinden açıklama... Haramidere'nin haramileri sömürü ve zorbalıkta sınır tanımıyor!
  Eğitim-Sen Genel Başkanı sermaye sözcüleri ile aynı dili konuşmamalı...
  Türkiye demokratikleşiyor!
  Kamu emekçileri hedef tahtasında
  Birleşik Metal Genel Kurulu üzerine...
  Soruşturma terörüne son!
  BES'te kongreler süreci ve birleşik mücadele platformu
  Yeni bir yılın başına dünya ve Ortadoğu...
  Ordu-hükümet gerilimi...
  İşgal karşıtı direniş, kirli manevraları boşa düşürecektir
  Iraklı direnişçiler "tek cephe" içinde birleşmeye hazırlanıyor!
  Suriye'ye ABD ve İsrail'in taleplerini yerine getirmesi tavsiye ediliyor!
  BMİS Genel Kurulu'nda FTM-CGS temsilcisi Jean-Francois Care ile konuştuk...
  Küba devrimi 45 yaşında
  El Salvador'da başkanlık seçimi ve FMLN
  Amerikancı besleme "gazeteci"!..
  Yerel seçimler yaklaşırken...
  Bültenlerden...
  2003 üzerine gözlemler: Soldaki ve sağdaki ideologlar ve peygamberler
  Hep aynı hikaye
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
El Salvador’da başkanlık seçimi ve FMLN

E. Eren

12 yıl aralıksız süren bir iç savaş sonunda kurtuluş hareketi “Farabundo Marti” (FMLN), 15 Aralık ‘92 günü, yapılan anlaşmaya uygun olarak silahlı mücadeleyi bıraktığını duyurdu. BM gözetiminde iktidardaki oligarşi partisi ARENA, ordu ve FMLN, 16 Ocak ‘92’de 95 sayfalık barış antlaşmasına imza atarak savaşa resmen son vermişlerdi.

El Salvador’da silahlı mücadeleye bir pat durumundayken son verildi. Bu dengeli güç ilişkisi kendisini barış görüşmeleri sürecinde ve antlaşmanın hayata geçirilmesinde gösterdi. Görüşmeler öncesinde FMLN, toplumun zorla dönüştürülmesi ve alternatif bir toplum kurulması hedefinden vazgeçtiğini belirtiyor ve demokratik “oyunun kuralları”na uymayı onaylıyordu. Ancak bu “demokratik oyunun kuralları” birlikte belirlenecekti. FMLN, ABD ve yerli burjuvaziye karşı alternatif bir sosyalizm modelinin korunamayacağını, ekonomik politikada pragmatist hedefli bir mücadeleye yöneleceklerini açıklıyordu.

FMLN’nin emekçi sınıfların lehine uygulayabileceği net bir politik programı yoktu. Ülkenin demokratikleştirilmesi, ekonomik potansiyelin kullanılması ve yoksulluğa karşı savaş gibi genel söylemlerin ötesine geçemiyordu. Bu durum El Salvador’daki bütün sol güçler için geçerliydi. FMLN ‘94 yılından itibaren yerel ve genel seçimlere farklı ittifaklarla katılarak, özellikle belediyeler düzeyinde önemli bir etkinlik sağladı. Fakat egemen toplumsal sistemde bir değişim yaşanmadan sol alternatif politikların yaşam alanı bulmasının hiç kolay olmadığı görüldü. FMLN temisilcileri halkı yatıştırmak için ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları anlatmaya giriştiler.

‘94 yılından itibaren FMLN’yi oluşturan beş örgütten ikisi, Devrimci Halk Ordusu (ERD) ve Ulusal Direniş (RN), kendilerini sosyal-demokrat olarak adlandırarak, diğer sosyal-demokrat gruplarla birlikte Demokratik Parti’yi (PD) kurdular.

FMLN barış süreci sonrasında sol bir kimliğe sahip olduğunu vurgulamaktan kaçındı. Mümkün olduğunca orta kesim liberallerini, hıristiyan demokratları bir arada tutmaya çabaladı. Özellikle ekonomik ve politik alternatifler sunmaktan, bu doğrultuda emekçileri harekete geçirmekten uzak durdu. Neo-liberalizme karşı eleştirilerinde kapitalist sistem çerçevesinde kalmaya çalıştı. Seçimlerde popülist söylemlerle oy toplamaya yöneldi. Sosyalizm terimi yerine belediye yönetimi, işçi ve köylülerin birliği yerine bütün ulusal güçlerin ortak çabası vb. söylemler öne çıkarıldı.

Burada özellikle Latin Amerika’da sıkça rastlanan bir olguyla karşı karşıyayız. Küçük-burjuva üst kesimler burjuva-demokratik kimliklerini dahi çok çabuk terkedebilmektedir. Bu olgunun altını çizmek, günümüzün bazı burjuva sol hareketlerinin gerçek kimliklerinin anlaşılması açısından önemlidir.
‘60-‘70’li yılların küçük-burjuva hareketleri sınırlı perspektiflerine rağmen sosyal içerikli dönüşüm taleplerinde samimiydiler. Radikal reform talepleri bir devrimci tutumla ilintiliydi. Günümüzün küçük-burjuva liberal sol akımları ise, biçimsel demokrasi, burjuva parlamentarizmi çerçevesi içinde yer bulmakla yetinmektedirler. Eski gerilla mücadelesinin üst kadroları devlet bürokrasisinde yükselmeye, seçimlerde etkinlik sağlayarak yükselmelerinin önündeki engelleri aşmaya çalışmaktadırlar.

FMLN’nin ideolojik-siyasal kimlik dönüşümü gözetildiğinde, tarihsel deneyimler açısından önemli sonuçlar ortaya çıkmıştır. Devrimci-demokratik kimlik, sistemin sınırlarını aşmak niyeti taşısa da, sınıflar mücadelesine bilimsel sosyalizmin teori ve pratiği ışığında yaklaşmadığından, belli koşullarda kurulu düzene adapte olabilmiştir. Marksizmin bilimsel devrim teorisi küçük-burjuva demokratik düşünce üzerindeki etkili olsa da, sosyalizme bağlılık duygusal düzeyi aşamamıştır. Sosyalist dünya görüşü eklektiktir, sınıfsal içeriğinden soyutlanmıştır.

FMLN sorunları yumuşatma, egemen burjuvaziye hoş görünme politikasını izlemektedir. Orta burjuvazinin demagojik propagandasına sınır çizmek bir yana aralarındaki ortak yanları öne çıkarmaktadır. Anti-ABD’cilik ulusal pazarın korunmasına indirgenmektedir.

Daha önceki seçimlerde diğer toplumsal kesimleri korkutmamak için FMLN kendi adaylarıyla seçime gitmekten kaçınmış, “modern” burjuva adayları desteklemiştir. FMLN ilk kez bu başkanlık seçimine eski gerilla komutanlarından 70 yaşındaki Safik Handal ile gitmektedir. Karizmatik kişiliği ile tanınan Handal’ın popülist bir propagandayla yetineceği açıktır. Zira bu düzenin sınırlarına hapsolarak başka türlü davranmak olanaklı değildir.



“Adaletli bir devlet için mücadele ediyoruz!”

1975’den bu yana kurtuluş hareketi içinde yer alan Politik Komisyon üyesi Santiago Flores ile yapılan aşağıdaki röportaj, FMLN’nin evrimi konusunda somut bir fikir veriyor. Röportaj, Ocak 2004 tarihli “Latin Amerika” dergisinde yayımlanmıştır.

S: Sayın Flores, bugünkü FMLN ile 1992 barış antlaşması öncesi FMLN -gerilla hareketinden bir partiye dönüşme- arasında hangi farklılıklar ve ortak noktalar vardır?

F: FMLN o dönemde bir savaş stratejisine sahip askeri politik bir örgüttü. Bugün ise gelecek başkanlık seçimini kazanmaya çalışan politik-sosyal bir partiyiz. Değişmiş olan artık politik olan, askeri olmayan yöntemdir. Biz silahlı mücadeleye son verdik ve ülkenin varolan sorunlarına; okuma-yazma bilmeyenlerin oranının yüksek olması, büyük işsizlik oranı ve sosyal marjinalleşmeye karşı mücadele ediyoruz. Biz dönüşümü yaşayan politik bir projeyiz. FMLN sosyal bir hareketten bir askeri örgüte dönüştü ve şimdi ise politik-sosyal bir harekete. O sürekli bir dönüşüm süreci içinde oldu. Eski hareketle ortak yanımız başkaldırıcı, direnişçi yanımızdır. Şimdi neo-liberal politikaya karşı adaletli bir devlet için mücadele ediyoruz.

S: FMLN Mart 2004 başkanlık seçimini kazanmak için hangi stratejiyi izliyor?

F: Biz kendimiz için şu kararı aldık. Tüm medyayı kontrol eden sağ kesim sabahtan akşama kadar bunu kullanıyorsa, biz de buna karşı insanlarımızı, üyelerimizi ve yapılarımızı harekete geçirmek durumundayız. Hergün ev ziyaretleri yapıyor ve programımız şudur diyoruz. Biz kırsal kesime ekonomik destek verilmesi, ürünlerini pazarlamaları için somut önlemler alacağız. Sosyal alanda eğitim ve sağlığın bütün halk tarafından kullanılması için çalışacağız. Doğayı koruyan bir hükümet politikası izleyeceğiz.

S: Tanınmış bir kişilik aracılığıyla seçime gitmek belki iyi bir şeydir. Diğer şey ise politikanın yapılacağı konulardır. Başka hangi konuları FMLN önemsiyor?

F: Bazı kişiler bize eleştirel olarak soruyor. Siz daha fazla işyeri, daha iyi bir eğitim ve sağlık yaratacak mısınız? Ve bunu parası olan bir üst kesim olmadan? Biz yoksulların az, zenginlerini daha fazla ödediği bir vergi reformundan yanayız. Devletin gelirini artırmak için rüşvete karşı mücadele edeceğiz...

S: Kırsal kesime destek, vergi reformu ve sosyal politika dışında FMLN hangi amaçlar için mücadele ediyor?

F: Başka bir konu ise gelir sorunudur. Biz çalışanların hakları için mücadele edeceğiz, örgütlenme, yasal iş anlaşmaları ve adaletli bir ücret.

S: Ücretleri artıracak mısınız?

F: Evet, ailelerin insanca bir geçim sağlamaları için. Ekonomik politikalarımızın başka bir yönü de savaştan dolayı yurtdışında yaşayan 2 milyona yakın Salvadorluya ilişkindir. Ülkeye yatırım yapmaları ve tüketime katılımları önemli bir ekonomik gelişme potansiyelidir. Bu noktada milliyetçiyiz. Devlet iç üretimi teşvik etmek için birçok olumlu karar almak durumda. Bu tarım ve kamu hizmetlerini desteklemeyle olmaz. Şimdiki hükümet tersini yapıyor. Serbest ticaret antlaşması temelinde yollar, köprüler yapıyor. Ama bu yollar kime yarıyor? Sadece dünya pazarına mal taşımak için. Bu ülkenin ekonomik gelişmesini sağlamaz, küçük ve orta ölçekli işletmeler için iyi koşullar yaratmaz.

S: Globelleşme ulusal devletçi bir politika yapma alanını sınırladı. Seçimi kazandığında FMLN nasıl davranacak?

F: Önce şunu belirtmek isterim. Hükümetin izlediği Latin ve Orta Amerika’yı kapsayan serbest pazar antlaşmasını kabul etmiyoruz. Bunu açıkça söyledik. Serbest pazar antlaşması ekonomik olmaktan öte ABD’nin ülkemize yönelik hegemonik stratejisinin bir parçası. Ayrıca bizim tarım üreticilerimiz ABD ile rekabet etme gücüne sahip değildir. Bunun için ilk etapta iç ekonominin güçlenmesine yöneleceğiz...