ABD emperyalizmini protesto etti Amerikan emperyalizminin saldırgan ve şiddete dayalı politikası 20 Nisanda kendi topraklarında protesto edildi. Washingtonda gerçekleşen yürüyüşe 100 bin kişi katıldı. Eylül ayında geniş bir birlik oluşturularak Bushun gerici saldırgan politikasına karşı bir yürüyüş kararı alınmış, ama 11 Eylül saldırısından dolayı iptal edilmişti. Ancak böyle bir yürüyüş 11 Eylülden sonra daha yakıcı bir hale geldi. Emperyalist şef Bush ve şürekası Afganistana karşı savaş başlatarak, başta Irak olmak üzere birçok ülkeye tehditler savurarak dışarda saldırgan bir politika izlerken, içerde de sosyal haklara ve özgürlüklere yönelik azgın bir saldırı başlattı. Silahlanmaya ayırdığı bütçeyi muazzam boyutlarda artırdı. Bu saldırganlık üniversitelerde yapılan eylemlerle protesto edilmeye başlanmış, giderek ülke çapında bir birliğin oluşumuna yolaçmıştı. Birlik 20 Nisanda Washingtona yürüyüş çağrısı yaptı. Yürüyüşte Pentagon ve üniversitelerin işbirliğine son verilmesi, askeri olmayan eğitim giderlerinin artırılması ve gizlice tutuklanan Arapların serbest bırakılması talep edildi. Hedefli bir biçimde beyaz olmayan ve alt sınıflardan gelen gençlerin askere alınması, ekonomik ve askeri güce dayalı Amerikan dış politikası protesto edildi. Eylemciler, siyonist İsrailin ABDnin tam desteğiyle yürüttüğü işgal politikasını da protesto ettiler.
New Yorktan Washingtona yürüyüşü örgütleyen Uluslararası Eylem Merkezinden John Catalinotto ile röportaj... Emperyalistler tüm dünyada JW: Hafta sonunda 100 binin üzerinde insan Washingtona yürüyüşe katıldı. Bush rejimine karşı gerçekleşen bu kitlesel protesto gösterisine kimler katıldıı - Ülke çapında gerçekleşen merkezi yürüyüşe ABDdeki tüm sol ve savaş karşıtı örgütler çağrı yaptı. Cumartesi günkü yürüyüş tüm ilerici güçlerin Busha, onun 11 Eylülden beri anti-terör savaşı olarak satmaya çalıştığı saldırgan savaşına karşı gerçekleşen kolektif bir protestoydu. İşyerlerinin yokedilmesi, sağlık ve sosyal alanlardaki kısıtlamalar, ırkçılığa karşı savaş; yani klasik iç politika konularına yönelik. Benim görüşüme göre yürüyüşteki en önemli nokta, Filistin ve Arapların olağanüstü katılımıydı. Protestocuların yarısını onlar oluşturuyordu. (...) Yürüyüş Amerikan tarihinde, Filistinin özgürlüğü için gerçekleşen, somut olarak Bush-Şaronun katliamlarına yönelik en büyük dayanşma eylemiydi. Protestomuz aynı şekilde Amerikanın Iraka karşı hedeflediği yeni saldırı savaşına karşı da yöneltilmişti. Amerikada şimdiye değin böylesine bir dayanışma yürüyüşü çok zordu. Hatta savaş karşıtı hareket içinde bile insanları taraf tutmaya yöneltmek zordu. Sayının bu kadar yüksek olmasında Arap asıllı veya müslüman Arapların payı büyük. Tabii ki Arap ülkelerinde yüzbinlerce, milyonlarca insan sokağa çıktı. Ama biz bu süreçte Arap göçmenlerinin tüm dünyada seslerini yükselttiklerine şahit oluyoruz. Filistin sorunu Amerikada yapılacak tüm savaş karşıtı eylemlerin de ana konularından birisi olacak. (...) JW: ABDde de solcu gruplar arasında İsrail eleştirisi üzerine Almanyadaki radikal solcular arasında olduğu gibi tartışmalar var mıı - Amerikadaki durum Almanya ile kıyaslanamaz. Tabii ki bu ülkede Holocaustdan kalanlara karşı büyük bir sempati var. Bunun yanında aktif ve güçlü bir Yahudi cemaati var ve bu İsrailin siyonist ideolojisinden etkileniyor. Bunun savaş karşıtı gruplara kadar etkisi var. Ama Alman anti-ulusal solcuların formüle ettiği gibi, ikinci dünya savaşının sorumluğu ve suçluluk duygusu ile İsrail hükümetinin her yaptığını savunma durumu yok. Amerikan solu Filistin halkı ile dayanışma içindedir ve kendi hükümetinin emperyalist politikasını reddediyor. Bizim asıl düşmanımız Washingtonda oturuyor. Onlar tüm dünyadaki özgürlüklerin de düşmanı. Ama Filistin ile dayanışma hareketi içinde çok sayıda Yahudi de aktif olarak çalışıyor. Anti-semitizme karşı savaşta birleşiyoruz. Burada hiçbir tolerans göstermiyoruz. JW: Amerikada önümüzdeki süreçte savaş karşıtı eylemler planlandı mıı - Savaş ve ırkçılığı durdurmak için şimdi hareket et grubu Haziranın ilk haftasında uluslararası bir konferans örgütlüyor. Bunun dışında Bushun savaş politikasına karşı somut planlanan bir şey yok. Iraka tehdit sürüyor. Ortadoğuda savaşın yayılacağı ihtimali halen mevcut. Bunlar eylemlerimizin ana ekseni olacak. Junge Welt/24 Nisan 2002
Savaşı kaynağında durdurun! Mumia Abu-Jamal ABD başkanı George W. Bush sınırsız savaştan söz ettiği zaman kimileri bunu sadece politik lafazanlık olarak ya da akşam haberlerinde manşet yapılması için yapılan beyan olarak algıladılar. Ben başından beri farklı fikirdeydim. George W. kendi sınıfının -zengin petrol baronlarının- ajanıdır ve amacı, kapitalist sömürüyü ve dünya çapında dizginsiz ticareti garantiye almak için, savaşı dünyanın değişik bölgelerine yayabilmek için baskı yapmaktır. Bu savaş, sonuçta hükmeden zengin ve kudretli tabakanın çıkarına olarak, yakın doğunun birçok ülkesini içine alacaktır. Bu savaşın demokrasi uğruna olduğu aldatmacasına kanmayın. ABD bu bölgelere tepeden tırnağa kadar silahlanmış olarak demokrasileri değil fakat Kralları, Prensleri, dini gericilikleri ve Sultanları korumak için girmektedir. Her şeyden önce muazzam petrol rezervleri üzerindeki denetimini güvence altına almayı amaçlamaktadır. Ve ABD, Georgia eyaletinde teröristler için dünyanın en büyük eğitim akademisi olan School of Americas (SOA) varken, birçok kanlı Askeri diktatör zamanında bizzat burada eğitim görmüşken, nasıl olup da terörizme karşı savaştan inandırıcı bir şekilde söz edebilirı Gerçi ABD bu arada okulun ismini değiştirdi; ama bu okul hala da, demokrasi ve halk hareketlerinin düşmanı olan ve yalnızca Washingtondaki efendilerine karşı sorumluluk duyan yabancı askeri önderleri eğitme işlevi görmektedir. SOA mezunları acımasız paralı askerler olduklarını gösterdiler. İşkence ve korkunç sorgu yöntemleri uzmanlarıdırlar. Tecavüzcü ve katliamcıdırlar. Kendi halklarından başka kime karşı savaş yürütürler kiı Latin-Amerikada milyonlarca insan bu okula la escuel de golpes, yani askeri darbeler okulu der. Hiçbir katliam yoktur ki bu akademide mzun olanların izine götürmesin: Kolombiyadaki Vraba katliamı, El Salvadordaki El-Mozote katliamı (4 rahibeye tecavüz ve katledilmeleri ve bir Yesuit papazın katledilmesi), Perudaki Cantuta katliamı ve daha yüzlercesi. ABD Terörizme karşı savaşını gürültülü bir şekilde ilan ettiğinde, güneyde küçümseyici şekilde somurtan milyonlarca Güney Amerikalı vardır, çünkü bunlar kuzeyde devlet erörizmden sorumlu başka bir Amerika tanırlar. Size 11 Eylül 2001i bahşedenler, size CIA tarafından gönderildiler. Bunlar, Sovyet Birliği askerlerine yer yüzünde cehennemi yaşatmak için seçilmiş bu kişilerin hepsi, CIAnin terörizm okulundan mezun oldular. Onlar Afganistanın eski komünist rejimine karşı savaşmak için Pakistan, Suudi Arabistan ve başka bazı gizli servisler tarafından toparlanan, para ödenen eğitilen ve silahlandırılmış Cihat savaşçılarıydı. Ve sonuçta bunlar kendilerini büyütüp eğitenlere yöneldiler ve böylece neyi uyandırdıklarını onlara gösterdiler. Ve ABD yine gerçek nedenleri üzerinde fazla düşünmediği bir savaşın içerisine girmiştir. Bu ne Kabilde ne de Asyanın tropik alanlarında başlatılmış bir savaştır. Bu savaşın başlangıcı, zengin ve kudretli adamların, Sovyetler Birliğini komşu bir ülkeye girmesini sağlayacak olan ve bu adamların deyimiyle Afganistan Tuzağı dedikleri tuzağa düşürmek için planların yapıldığı, Washingtondaki klimalı bürolardadır. Ve şimdi Malcolm X dediği gibi, Şiddet yaratıcılarına geri döndü. Savaşı durdurmak mı istiyorsunuzı O halde savaş nereden geliyorsa orada durdurun: Washingtonda... (20-21 Nisan 2002 tarihli Junge Weltte yayınlanan |
|||||