27 Nisan'02
Sayı: 16 (56)


  Kızıl Bayrak'tan
  Ya barbarlık ya sosyalizm!
  Sosyal yıkıma karşı birlik, mücadele ve dayanışmayı yükseltelim!
  Sendikal ihanet barikatını yaralım!
  1 Mayıs'ta iş bırakmanın anlamı
  "İş bırakarak 1 Mayıs'ta alanlara!"
  İşçi sınıfı, Filistin direnişi ve 1 Mayıs...
  Direniş nöbeti Gazze'de
  1 Mayıs faaliyetlerinden...
  Yaygın, yoğun ve etkili bir çalışma sürdürüyoruz...
  Zor dönemin bilinçli, inançlı ve soluklu devrimcileri...
  Washington'da 100 bin kişi ABD emperyalizmini protesto etti
  Kolombiya'da son bir yıl içinde 165 sendikacı katledildi
  Le Pen'in seçim başarısı ve gerçeğin öbür yüzü
   "İşçilerin birliği halkların kardeşliği" pikniği coşkuyla gerçekleşti
   Mücadele, birlik ve dayanışma günü 1 Mayıs kutlu olsun!..
   Hatice Yürekli yoldaşın anısına...
   Yiğit komünist Hatice Yürekli'yi andık...
   Savanı en büyük mağduru çocuk
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
İşçi sınıfı, Filistin direnişi ve 1 Mayıs...

ABD emperyalizminin tam desteğini arkasına alan siyonist savaş makinası, Nisan ayı boyunca Batı Şeria’daki Filistin kentlerinin hemen hepsini işgal etti. Filistin halkını teslim almak için büyük bir katliam ve sindirme operasyonu yürütülüyor.

Bu teslim alma operasyonuna Filistin halkı görkemli bir direnişle yanıt verdi. İşgal ordusu birçok yerde, fakat özellikle de Cenin mülteci kampında Filistin halkının ölümüne direnişiyle karşılaştı. Çok ağır bir bedel ödeyen Filistin halkı teslim olmadı, özgürlüğünü ve onurunu yiğitçe savunmasını bildi.

Emperyalist kuşatma

Bugün işçi ve emekçiler, dünyanın ezilen halkları emperyalizmin çok yönlü kuşatması altındalar. İMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar aracılığıyla emperyalizme bağımlı ülkelerin hemen hepsinde sömürü ve yıkım politikaları uygulanıyor. Ücretler düşürülüyor, özelleştirmeler yaygınlaştırılıyor, haklar gaspediliyor, sendikalar işlevsizleştirilip tasfiye ediliyor.

11 Eylül’den sonra buna emperyalist savaş tehdidi ve askeri saldırılar da eklendi. Emperyalizm kendi çıkarları için dünyayı kana bulamaktan çekinmeyeceğini ilan etti ve bu doğrultuda ilk adımları atarak, Afganistan’ı yerle bir etti.

ABD emperyalizmi tüm dünyada hegemonyasını yaymak ve pekiştirmek için, halkların direnişini ne pahasına olursa olsun ezmek zorunda olduğunu düşünüyor. Bu planın Ortadoğu’da başarıya ulaşmasının yolunun bu bölgenin direniş simgesi Filistin halkının sesini boğmaktan geçtiğini hesaplıyor. Çünkü Filistin halkının sergilediği direniş, tüm bölge hatta dünya halkları için “kötü” bir örnek teşkil ediyor.

Emperyalizme karşı mücadele gelişiyor

Kuşkusuz ki işçi ve emekçiler birçok ülkede bu saldırıları sessizce sineye çekmiyorlar. Emperyalist sömürü ve yıkım politikalarının uygulandığı birçok ülkede işçi ve emekçiler buna karşı anlamlı mücadele örnekleri sergiliyorlar. Yakın dönemde bunun en somut örneklerini Güney Kore’de, Arjantin’de, İtalya’da ve daha başka bir dizi ülkede gördük.

Öte yandan emperyalist küreselleşmeye karşı uluslararası mücadelenin de son yıllarda adım adım geliştiğine tanık oluyoruz. Seattle’den başlayıp Cenova’da ve en son Barselona’da yer yer yüzbinlerin katıldığı etkin eylemlerle kendini ortaya koyan küreselleşme karşıtı hareket, çok önemli anti kapitalist/anti-emperyalist dinamikler taşıyor.

İşçi ve emekçiler sadece sosyal yıkım programlarına, İMF paketlerine ve özelleştirmelere karşı değil, emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı da belli bir duyarlılık içindeler. ABD’nin Afganistan’a saldırısı çok sayıda ülkede yoğun tepkilere neden oldu. İşçi ve emekçiler emperyalizmin politikalarını onaylamadıklarını, yüreklerinin ezilenlerle birlikte attığını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gösterdiler.

İşte siyonist işgale karşı Filistin’de son bir aydır sergilenen direniş, dünyada gelişen bu anti-emperyalist duyarlılık ve mücadelenin yeni ve çok önemli bir halkasını oluşturuyor.

Emperyalizme karşı mücadelenin yeni
halkası; Filistin halkının direnişi

“Filistin direnişi, yalnızca Filistin toprakları ve Ortadoğu açısından değil, emperyalist efendilerin tehditi ve denetimi altındaki bütün ülke halkları ve emekçi yığınlar için ‘teröre karşı mücadele’ adıyla yürütülen yıkıcı emperyalist savaşın karşı cephesini inşa etmenin imkanlarını açığa çıkarmış bulunuyor.” (SY Kızıl Bayrak, sayı: 55, orta sayfa)

Filistin halkı her türlü bedeli göze alan ölümüne bir direniş sergilenmeden emperyalizme geri adım attırılamayacağını, onun hesaplarının bozulamayacağını bir kez daha ispatlıyor. Emperyalizme karşı mücadelede tüm dünya halklarının, işçi ve emekçilerin örnek alması gereken bir mücadele tarzı ortaya koyuyor.

Fakat en az bunun kadar önemli olan bir nokta daha var. Filistin direnişi tüm dünyadaki toplumsal güçleri ayrıştırıyor. Direniş o kadar meşru ve haklı temellere dayanıyor ve siyonizmin katliam politikaları o kadar pervasız ve barbarca ki, tüm dünya, İsrail ve ABD’yi destekleyenler ve ona karşı çıkanlar olarak ikiye ayrılıyor.

Emperyalistler ve onların uşakları şu veya bu biçimde, dolaylı ya da dolaysız olarak Filistin halkının katledilmesine onay veriyorlar. İşçi ve emekçiler, ezilen halklar ise kendi ülke yönetimlerini de karşılarına alarak Filistin halkının direnişini selamlıyor, mücadelesini destekliyorlar. Kısaca söylemek gerekirse, Filistin halkının direnişi emperyalist sömürü ve barbarlığa karşı olan güçleri önemli ölçüde ayrıştırıyor.

1 Mayıs’ta “Hepimiz Filistinliyiz!”

Şimdi bu büyük direnişin kazanımlarını tüm ileri yönleriyle işçi sınıfı hareketine maletmek gerekmektedir. Emperyalizme karşı tutarlı ve sonuç alıcı bir mücadele, devrimci temellerde örgütlenmiş bir sınıf hareketinin işidir. İşçi sınıfının devrimci siyasal eylemi olmaksızın emperyalizme karşı sonuç alıcı bir mücadele örgütlemek mümkün değildir. O halde Filistin halkının sergilediği direnişin kazanımlarına da herkesten önce işçi sınıfı sahip çıkmalıdır. Direnişin kazanımlarına sahip çıkma tutumu Filistin halkının halen süren direnişine sunulacak etkin bir destekle de birleştirilmelidir.

Bu nedenle Filistin halkının uğradığı kıyımın ve sergilediği direnişin bu yıl yapılacak 1 Mayıs kutlamalarına taşınmasının özel bir anlamı vardır. Filistin direnişi dünyanın her yerindeki ve elbetteki Türkiye’deki 1 Mayıs gösterilerinde en güçlü bir şekilde sahiplenilmelidir. 1 Mayıs gösterileri, siyonist işgal ve katliam politikasının, onun arkasındaki emperyalist saldırganlığın en güçlü bir şekilde teşhir ve protesto edilmesine, bunun yanında Filistin halkının direnişiyle dayanışmanın yükseltilmesine vesile olabilmelidir.

Önümüzdeki dönemin devrimci sınıf hareketi emperyalizme karşı dişe diş bir mücadele içerisinde yaratılacaktır. İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs bunun için en verimli şekilde kullanılmalıdır!

Emperyalist savaş ve saldırganlığa, siyonist barbarlığa karşı 1 Mayıs’ta Filistin halkıyla dayanışmayı güçlendir!
Kahrolsun emperyalizm, yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!
Yaşasın 1 Mayıs!