10 Kasım '01
Sayı: 34


  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıf ve kitle hareketinin gerçek ihtiyacı
  Taban inisiyatiflerini örgütleyelim!
  Sınıf hareketinde çıkış arayışları
  Ankara Yürüyüş'nde üçüncü gün, Anadolu Yakası... Coşkulu e kitlesel karşılamalar...
  Sermaye devleti ÖO direnişini kırmak için kapsamlı bir saldırı hazırlığında!
  4 Kasım İzmir mitinginden gözlemler...
  Burası Armutlu, Afganistan değil!
  TAYAD'lı ailelerin açıklaması:
  Emperyalist savaş ve Türkiye...
  Filistin'de vahşi katliam devam ediyor
  Amerikancı medya: Halkların beynine çevrilmiş namlu
  ÖO Direnişi ve devrimcilerin ataleti
  6 Kasım'ın gösterdikleri
  DTÖ toplantısına karşı dünya çapında protesto hazırlıkları
   Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

4 Kasım İzmit mitinginden gözlemler...

Kitlesel ve coşkulu miting


Kocaeli Sendikalar Birliği tarafından düzenlenen “Yoksulluğa, yolsuzluğa, savaşa, işsizliğe hayır!” mitingine yaklaşık 10-15 bin civarında bir kitle katıldı. Havanın yağmurlu ve soğuk olmasına rağmen bazı kortejlerin coşkuyu sürekli yüksekte tutması ve sürekli slogan atması oldukça anlamlıydı.

Miting boyunca emperyalist savaşa, hükümete ve işsizliğe karşı atılan sloganlar genelde ortaklaşılan sloganlar oldular. “Kahrolsun emperyalist savaş!”, “Savaşa hayır!”, “Hükümet istifa!”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi!”,

“Kahrolsun İMF, bağımsız Türkiye!”,”Ekmek yoksa barış da yok!”, “Yılgınlık yok direniş var!”, “Genel grev, genel direniş!” sık sık atılan sloganlar arasında sayılabilir. Yanısıra reformist parti kortejlerini oluşturan gençlerin YÖK’ü ve savaşı protesto eden sloganları ile sosyalizme dair attıkları sloganlar mitingte ayrı bir hava estirdi.

Mitingte gençliğin katılımı ve coşkusu had safhadaydı. Özellikle sendika kortejlerinin genç işçilerden oluşması bunda önemli bir etkendi. (İşyeri pankartı arkasında yürüyen işçilerin yaş ortalaması 18-20 arası idi.) Yürüyüş boyunca Kocaeli halkının da alkışlı desteği ve kortejlere katılımı gözlendi.

Kocaeli Sendikalar Birliği’nin pankartı arkasında Birleşik Metal-İş, Petrol-İş, Türk-Metal, Selüloz-İş, Lastik-İş yerlerini almışlardı. DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü fabrikaların işçilerini mitinge taşıyan Birleşik Metal-İş en kitlesel kortejlerden birisiydi. Özellikle Birleşik Metal-İş örgütlendikleri için işten atılan ve direnişe geçen Göktaş işçileri kararlılık ve coşkularını miting alanına taşıdılar. “Direnişteki Göktaş işçileri” pankartı ile yürüdüler ve sık sık sloganlar atarak direnişin sıcaklığını ve sınıf dayanışmasının önemini miting alanına yansıttılar. Göktaş işçilerinin hemen ardından Sarkuysan işçileri, Makina Takım işçileri, Yücel Boru işçileri, Akkardansa işçileri, Tekfen işçileri, Kroman işçileri fabrika pankartları ile yerlerini almışlardı.

Lastik-İş Sakarya ve Kocaeli şubeleri de işsizliği ve hükümeti protesto eden pankartlarla mitinge katılmışlardı. İşten atılan lastik işçileri sık sık işçi kıyımına son sloganını atıyorlardı.

Petrol-İş, Yarımca ve Kocaeli/Gebze şubesi olarak açtığı pankartlarla ve yerde sürüklediği işçi maketi ile dikkati çekiyordu. Genel-İş’in hemen arkasında İzaydaş işçileri de pankartları ile yerlerini almışlardı. Belediye-İş ise en kalabalık kortejlerden birini oluşturuyordu.

Harb-İş, göze çarpan oldukça büyük pankartı, kitleselliği ve farklı farklı illerden taşıdığı tabanı ile dikkat çekiyordu.

Hak-İş’e bağlı Özçelik-İş ve Hizmet-İş sendikaları da mitingde yerlerini almışlardı. Özçelik-İş’in pankartı altında yürüyen Debant işçileri ve Hizmet-İş pankartı altında yürüyen Gebze Belediyesi işçileri dikkat çekiyordu.

Köy hizmetlerinde çalışan işçiler ise taşeronlaştırmayı, tarımda yıkımı ve hükümeti protesto eden dövizler ile ve Yol-İş pankartı altında yürüdüler.

Kamu emekçileri ise KESK Kocaeli Şubeler Platformu pankartı ardında yerlerini almışlardı. KESK’in katılımı zayıftı. Eğitim-Sen, SES ve Tüm Bel-Sen kortejlerinden emperyalist savaşa ve İMF’ye karşı ortak sloganlar yükseliyordu. Eğitim-Sen’in nispeten kalabalık olduğu kortejde SES’in katılımı zayıftı.

Zayıf bir katılım gerçekleştiren reformist partiler, savaş karşıtı ve sosyalizm eksenli sloganlar atan genç güçleriyle dikkat çektiler.

Halkevleri, TTB Kocaeli Şubesi, TMMOB, Depremzedeler Derneği, CHP ve Türk Kamu-Sen’e bağlı bazı sendikalar ile sivil toplum kuruluşları da mitinge pankartları ile katılmışlardı. Miting, Kocaeli Sendikalar Birliği Başkanı’nın, Pirelli’den bir işçinin ve bazı sendika başkanlarının İMF’yi, hükümeti, işsizliği ve savaşı protesto eden konuşmaları ile sona erdi.




İzmit mitinginden notlar...


* Eyleme katılımın ağırlığını işçi sendikaları oluşturuyordu.

* Birleşik Metal-İş, Petrol-İş, Lastik-İş, Belediye-İş en kitlesel kortejlerdi. Birleşik Metal-İş’e bağlı işyerleri pankartları ile eyleme katılmışlardı. Bu kortejler canlılıkları ve görsel zenginlikleri ile dikkat çekiyordu.

* En çok atılan sloganlar “Hükümet istifa!”, “İMF defol, bu memleket bizim!”, “Genel grev genel direniş!” oldu.

* Eylemde taşınan görsel materyallerde ağırlıklı olarak İMF ve hükümet karşıtı şiarlar ile yolsuzluğu, iş güvencesini, örgütlülüğü işleyen şiarlar yeralıyordu.

* Birleşik Metal-İş’in taşıdığı dövizlerde “Patronlar savaşa, işsizler fabrikalara!”, “Parasız eğitim, parasız sağlık!”, “İşsizliğe hayır!”, “Savaşa hayır!”, “İş güvencesi istiyoruz!”, “Esnek çalışma değil haftalık 40 saat çalışma!” yazılıydı.

* Petrol-İş kortejindeki işçiler, üzerinde sendikalarının adı yazılı tek renk şapkaları ve alana girdikten sonra oturup kalkarak attıkları sloganlarla canlı bir görüntü sergilediler. 1000’e yakın bir kitle ile yürüdüler. Görsel olarak da hazırlıklı gelmişlerdi. Dövizlerinde “Fırsat eşitliği olmadan demokrasi olmaz”, “Savaşa hayır”, “Nüfusun %15’i milli gelirin %85’ini paylaşıyorsa demokrasi olmaz” vb. şiarlar öne çıkmıştı.

* Belediye-İş’in önlüklerinde “İş güvencesi ve hak grevini söke söke alırız!”, dövizlerinde “İkramiyelerimiz, kıdem tazminatlarımız gaspedilemez”, “İşçi kıyımına son” şiarları yazılıydı. Belediye-İş Kocaeli 2 No’lu Şube, “Zafer direnen emekçinin olacak!” yazılı pankartıyla eyleme katılmıştı.

* Selüloz-İş eyleme fosforlu yeşil zemin üzerine siyah harflerle yazılı önlükler hazırlamıştı. Belli bir düzen içinde yürüyen işçilerin önlüklerinde, “Savaşa hayır!”, “Yolsuzluk ve yoksulluğa hayır!”, “İMF’ye hayır!”, “Özelleştirmeye hayır!”, “İşsizliğe hayır!” şiarları yazılıydı.

* Lastik-İş “Sadaka değil toplusözleşme!”, “Nemalar ödensin!”, “İşten atılmalar durdurulsun!” yazılı dövizleriyle eyleme katıldı. Kocaeli ve Gebze şubeleri pankartı arkasında 500 kişi yürüdü. Yürüyüş sırasında, “Ankara Ankara duy sesimizi, bu gelen işçinin ayak sesleri!”, “İşçi memur el ele genel greve!” sloganlarını sıklıkla attılar.

* Genel-İş “Savaşa hayır!” pankartı arkasında yürüdü. “Hortumcuya, vurguncuya, soyguncuya hayır!” yazılı önlükler giymişlerdi. “Emperyalist savaşa hayır!”, “İş güvencesi istiyoruz!”, “İMF defol!”, “Barış hemen şimdi!” yazılı dövizler taşıdılar.

* Yol-İş kortejinde “Asfaltı biz yapınca 1 milyar, ihaleli olunca 2.5 milyar!” “70 bin kişi sokağa mı dökülmek isteniyor?” yazılı dövizler taşındı. Önlüklerinde “Sosyal devlete sahip çık!”, şapkalarında ise “İMF için değil halk için bütçe!” yazılıydı.

* Hak-İş, Öz Çelik-İş ve Hizmet-İş pankartları arkasında yaklaşık 300 kişi yürüdü. Görsel olarak da hazırlıklı gelmişlerdi. Yürüyüş boyunca “Hükümet istifa!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, “İMF defol bu memleket bizim!”, “Haklıyız, güçlüyüz kazanacağız!” sloganlarını attılar.

* Emekli-Sen 100’e yakın bir kitle ile yürüdü.

* KESK Kocaeli Şubeler Platformu pankartı arkasında 300 kişilik bir kitle ile oldukça cansız ve coşkusuz bir şekilde yürüdü. KESK yazılı flama ve bayrakların dışında görsel materyal taşınmadı. Yürüyüş sırasında kortej görevlilerinin zorlamalarıyla “Savaşa hayır, yaşasın halkların kardeşliği!”, “Parasız eğitim, parasız sağlık!” sloganları atıldı.

* Biriken öfke ve tepkiye rağmen, işçiler kürsüden yapılan konuşmalara ilgi göstermediler. Kürsü tarafından attırılan sloganlara katılım oldukça sınırlı kaldı. Kortejlerden yükseltilen sloganlara katılım ise çok daha fazlaydı.

* Komünistler olarak katılım açısından anlamlı bir nicelik sağladık. Ancak materyallerimizi ve pankartlarımızı alana sokamamamız müdahale açısından olumsuz bir etken oldu. Alanda Birleşik Metal-İş’le sloganlarımızı ortaklaştırdık.




İzmit mitinginde işçilerle konuştuk...

“Genel grev şart!”


- Miting hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Petrol-İş Kocaeli Şubesi üyesi bir işçi: Yapılması gereken bir mitingti, geç bile kalındı bana göre. Tepkimizi hükümete ve bizi yönetenlere en iyi şekilde, demokratik bir eylem biçimiyle göstermek istiyoruz.

Petrol-İş üyesi işçi: Bizim demokratik hakkımız. Ülkenin durumu malum. Ekonomik krizden her kesim etkilendi. Burada tüm işçi ve emekçilerin hakkını gözetmeye çalışıyoruz.

Lastik-İş üyesi işçi: Görünen köy klavuz istemez, her şey ortada. Bizler emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Hükümete sesimizi duyurmak istiyoruz.

Lastik-İş üyesi ikinci işçi: Taleplerimizi gündeme getirmek için tabii ki meydanlara ineceğiz. Gördüğünüz gibi işçiler “Susma, sustukça sıra sana gelecek!” diyorlar. Sustuğumuz sürece, işçi kıyımları, açlık, yoksulluk bu ülkede kol gezecek. Bundan sonra böyle eylemlerde hep bir araya geleceğiz.

Lastik-İş üyesi üçüncü işçi: Bu eylemlerle fazla bir şeyin değişeceğine inanmıyorum

İşten atılan bir Pirelli işçisi: Ükenin durumu hakkında konuşacak fazla birşey yok, herşeyi yaşıyoruz. Son noktasına geldi, kopma noktasına... Bunu yine emekçi halk koparacak, koparmak zorunda. Çünkü bütün yük bizim üzerimizde. Artık toplumsal patlama yapılması şart. Bir yerlerin bir ikaz almaları lazım. İMF’nin desteğiyle, yardımıyla, gönderdiği memurla bu işlerin yürümeyeceğini herkes biliyor. Bunları birleşik ve daha yüksek sesle bağırmakta fayda var. Biz de bunları yapıyoruz.

Lastik-İş üyesi dördüncü işçi: Toplum olarak suskunluğa itilmişiz ‘80 sonrasında. Bu susukunluğun bir şekilde bozulması lazım. Bıçak kemikte memikte değil, gırtlağı deldi geçiyor. Bütün toplum olarak duyarlı olup tepkimizi en sert şekilde dile getirmemiz lazım. Bizim hakkımızda karar veren insanlar orada rahatlar. Bizi temsil ediyor denilen insanlar aslında bizi temsil etmiyor. Türkiye’de %10’luk bir kesimi temsil ediyorlar. Bu insanlar Türkiye’nin %90’ını temsil etmiyorlarsa onların orada ne işleri var.

Dışa bağımlılık, susturulma politikaları vb. bir yere kadardır. Bu toplum bir yerden sonra direnişe, ayaklanışa geçecek. Bu da bunun adımları olur inşallah.

Makina Takım işçisi: Biz bunun devamlılığını ve Türkiye çapında genişlemesini, hükümete tavır alınmasını istiyoruz.

Makina Takım sendika temsilcisi: İşçiler olarak çoğu zaman bir araya geliyoruz, taleplerimizi dile getiriyoruz. Ama artık hükümetin de bize kulak vermesi lazım. Vermiyor. Biz yine mücadelemize devam etmek zorundayız.

Direnişteki Göktaş işyeri temsilcisi: Toplumumuz duyarsız. Buranın daha kalabalık olması ve inlemesi gerekirdi.

- Bu eylemin ardından Ankara’da merkezi bir eylem yapılacak. Bu eylemlerden beklentileriniz nelerdir?

Petrol-İş Kocaeli Şubesi üyesi bir işçi: Temennimiz bu ülkede herşeyin işçi sınıfından yana olması. Ama malesef hükümet en üst kademedekilerin istediğini yapıyor ve alt tabaka ölmüş durumda. Bu sesimiz bunlara çağrı olur diye düşünüyorum.

Petrol-İş üyesi işçi: Türkiye’de artık insanlar tepkilerini göstermek mecburiyetinde. Her şeye susuyoruz, yıllardır sustuk, hala da susan kesimlerimiz var. İlla Türk halkının isyan etmesini beklemek mi gerekiyor. Biz isteriz ki bütün yurtta mitingler olsun, bir şeyler yapmaya çalışalım ülkemiz için. Ülkemiz için yapılmış herşey bizim için de yapılmıştır. Zannediyorum ki herhalde bu kez duyarlı olunacaktır. Çoğumuz sokağa döküldükten sonra hala bir şey olmuyorsa, artık başka yollara bakacağız.

Lastik-İş üyesi işçi: Bu sefer biraz daha kalabalık ve kararlı bir örgütlenme var. Bu sefer haklarımızı daha iyi savunacağımıza inanıyorum.

Lastik-İş üyesi ikinci işçi: Eylemlerin sürekli olması lazım, insanların tepkilerini sürekli göstermesi lazım. Tabii ki öncelikle Türkiye’nin her yerinde bunu uygulamamız lazım.

Lastik-İş üyesi üçüncü işçi: Bir genel grev şart ve bu Türkiye’nin yeniden gidişatına, yeniden yapılandırılmasına en büyük etken olacaktır.

İşten atılan bir Pirelli işçisi: Biraz önce söylediklerimi birleşik ve daha yüksek sesle bağırmakta fayda var. Biz de bunları yapacağız.

Lastik-İş üyesi dördüncü işçi: 9 Kasım’daki Ankara yürüyüşü herhalde birazcık kulaklarını çekecektir onların. Bu yürüyüşlerin sonunda ise, artık bir genel grevle biz varız, biz bu topluma sahip çıkıyoruz, biz bu ülkeye sahip çıkıyoruz denilmesi lazım.

Makina Takım işçisi: Daha geniş çaplı birlik ve beraberliği ortaya koyup hükümete taleplerin kabul ettirilmesi lazım.

Makina Takım sendika temsilcisi: Tek çözüm, bu işin sonunda genel grev gibi görünüyor.

- Türk devleti savaşa asker gönderiyor, hatta bunun borçların silinmesi karşılığında yapıldığı söyleniyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Petrol-İş Kocaeli Şubesi üyesi bir işçi: Bizim ülkemizin savaşa katılmasına anlam veremiyoruz. Savaş açlık ve sefalet demektir ve bu anlamıyla bizler savaşa sonuna kadar karşıyız. Para karşılığı can veriyoruz. Bizi yönetenler belli, bunu söylemeye gerek yok. Bizi yöneten bu hükümet değil Amerika, onların her istediklerini de evet deme zorunluluğu hissediyorlar.

Petrol-İş üyesi işçi: Ben böyle bir şey yaptıklarını zannetmiyorum. Ama böyle bir şey varsa çok yazık, para için insan satışı...

Lastik-İş üyesi işçi: Türkiye’nin başka bir ülke için asker göndermesini kesinlikle onaylamıyorum.

Lastik-İş ikinci işçi: İnsanları bu şekilde satıyorlar. Türkiye genelinde buna karşı tepkimizi göstermeliyiz.

Lastik-İş üyesi üçüncü işçi: Bu memleket asker gönderip ekonomik olarak düzlüğe çıkacaksa hep beraber gitmeye hazırız, ama orada mazlum bir halk var. Orada terör estiriyorlar. Bu terör suçuna da çanak tutuyoruz. Amerika bu terör suçlarından hiçbir zaman sorumlu olmadı ve olmayacak. Bizim gibi geri zekalı yönetimli ülkeleri de yarın terör suçlusu ilan edecekler.

İşten atılan bir Pirelli işçisi: Bu eylem buna yönelik de bir tepki. Körfez Savaşı’nda biz bu senaryoyu yaşadık. Ülke ne hale geldi gördük. Bugün Amerika’nın ekonomik çıkarları için yapılıyor ve biz de buna alet oluyoruz. Toplumu da rahatsız ettiği için bu kalabalık var.

Lastik-İş üyesi dördüncü işçi: Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye’nin doğal madenleri bizi daha iyi konumlara getirebilir. Bunlar neden işlenmiyor? Bir kere siz kendinizi dışa bağımlı kılarsanız, o da perde arkasından seni yönetirse, onlar ne derse yaparsın. Turgut Özal’la başlayan bu siyasi anlayış bizi bugünlere getirdi. Afganistan’a asker göndermek; denize düştün, yılanın da Amerika. Ne diyorlar? Cephe arkasında eğitim yapacağız, askerleri eğiteceğiz. Bu hikaye tabii ki. Amerika’nın çıkarları doğrultusunda hareket ediyoruz. 6 milyar dolar borcumuzu silecekler, 20 milyar dolar verecekler, daha bir çok şey var... Türkiye’yi hiç olmaması gereken bir platforma doğru sürüklüyorlar.

Makina Takım işçisi: Savaşa her zaman karşıyız. Bunlar hükümetlerin aldığı kararlardır, halkın veya tabanın isteği doğrultusunda değildir hiçbir zaman.

Makina Takım sendika temsilcisi: Karşıyız, kesinlikle desetek vermiyoruz onlara. Bu savaş bizim savaşımız değil zaten.

Göktaş işyeri temsilcisi: Olan bizim halkımıza oluyor. Yine onlar karşı çıkıyor. Bunların hepsi bence bir oyun. Türkiye’nin borcunu sileceklerine de inanmıyorum.