29 Eylül '01
Sayı: 28


  Kızıl Bayrak'tan
 Emperyalis savaş, ABD ve Türkiye

  Temel demokratik hak ve özgürlükler hedef tahtasında

  Emperyalist savaşın faturasını ödemeyi reddedelim!

  Dünya jandarmalığını pekiştirme hesapları

  Emperyalist savaş ve Türkiye
  İMF yeni saldırılar peşinde
  Tekel işçisine kapsamlı saldırı
  Aymasan dayanışma gecesinden notlar...

  Amerikancı iktidar ülkeyi emperyalizmin savaş arabasına koşuyor

  Yılgınlık teslimiyete direniş zafere götürür!..
  ON'lar devrime adadıkları yürekleriyle yolumuzu aydınlatıyorlar!
  Ölüm Orucu Direnişi 345. gününde sürüyor...
  "Yaşamı, onuru, umudu ve geleceği savunuyoruz"

  Ekim Gençliği'nden

  Emperyalist savaşa hayır!
  Mücadele Postasi

 Tüm yazılar

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Ulucanlar şehitleri Ümit Altıntaş'ın mezarı başında anıldı!

ON'lar devrime adadıkları yürekleriyle
yolumuzu aydınlatıyorlar!

Ulucanlar katliamının 2. yıldönümünde şehit düşen tutsaklar, Ümit Altıntaş'ın İstanbul Karacaahmet'teki mezarı başında anıldı. 23 Eylül Pazar günü saat 13:00'te Tutuklu ve Hükümlü Yakınları'nın düzenlediği anmaya 100 kişi katıldı.

Karacaahmet Camii önünde toplanmaya başlayan kitlenin yanına gelen polisler burada beklenmemesi konusunda defalarca uyarıda bulundular. Ancak bu dayatmaya karşı çıkılarak herkes gelene kadar burada bekleneceği söylendi. Bunun üzerine polis ayrılmak zorunda kaldı.

Daha sonra kitlenin bir araya gelmesiyle, Ulucanlar'da şehit düşen devrimci tutsakların resimlerinin en önde taşındığı düzenli bir kortej oluşturularak yürüyüşe geçildi. Ümit Altıntaş'ın mezarına 150 metre kala "Ulucanlar'dan 2001'e Katliamlar Sürüyor! Unutmadık, Unutturmayacağız/ TUYAB" imzalı pankart açıldı.

Yürüyüş boyunca alkışlarla "Devrimci irade teslim alınamaz!", "Anaların öfkesi katilleri boğacak!", "Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!", "Ulucanlar ruhuyla hücreleri parçala!", "İçerde-dışarda hücreleri parçala!", "Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!" sloganları atıldı. Ulucanlar'da şehit düşen tutsakların isimleri bir bir okunarak "Devrim şehitleri ölümsüzdür!" sloganı gür bir şekilde atıldı.

Yürüyüşün ardından mezarın başına gelindi ve getirilen çiçekler mezara bırakıldı. Anma devrim ve sosyalizm şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşundan sonra Ulucanlar'a dair bir açıklama yapıldı.

Ulucanlar'da şehit düşenler adına yazılmış 'Zafere on yıldız' adlı şiirle bir başka direniş şiiri okundu. Şiirlerin ardından sözü Ümit Altıntaş'ın eşi Melek Altıntaş aldı. Konuşmasında Ulucanlar katliamının ve yaşanan diğer katliamların vahşetine karşı devrimci tutsakların devrimin değerlerine asla leke sürdürmeden koruduklarını ve daha da yücelterek direnişi bizlere miras bıraktıklarını vurguladı. Bu mirastan alınan güçle şu an hücrelerde ölümüne süren direnişin mutlaka zafere ulaştırılacağını da belirtti. Ve dünyada yaşanan tüm acıların son bulması, hesap sorulması için On'ların bize açtığı yoldan gidilmesi gerektiğini söyledi.

Konuşmanın ardından "Yaşasın devrim ve sosyalizm!", "Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!" sloganları haykırıldı. Sözü yine Ulucanlar katliamında şehit düşen Zafer Kırbıyık'ın ablası alarak, On'ların her türlü saldırıya rağmen yaşatılacaklarını ve bugün bize düşenin hücreleri parçalayarak devrimci tutsaklara sahip çıkmak olduğunu söyledi.

Konuşmaların ardından "Bize Ölüm Yok" ve "Çav Bella" hep birlikte söylendi. Yine gür şekilde atılan sloganlarla anma sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 


 

Tarihin onur sayfalarında yerlerinizi aldınız...

Bugün 26 Eylül;

Merhaba; Kızıl alınlarıyla, kor yürekleriyle zafer meşalesini tutuşturanlara,
Merhaba; Bedrettin, Çakırcalı, Seyit Rıza'nın torunları,
Merhaba; Pir Sultan'dan beri susturulamayan kahramanlık türküleri,
Merhaba; Kuyularda Yusuf, Kerbela'da Hüseyin, halk sevdasına mecnun olanlar
Merhaba; Uzak dağ başlarında, konaklayan boran kuşları,
Merhaba; Engin deryaların bereketli balıkları,
Merhaba; Çıplak ayak-bedenlerini düşmana siper ederek, mermilere bombalara kanlı isyan halayını tutuşturanlar.
Merhaba; Habip, Ümit, Ahmet, Abuzer, Mahir, Zafer, İsmet, Halil, Aziz, İsmet

Bugün 26 Eylül, Ulucanlar'da yaktığınız isyan ateşinin ikinci yılı bugün. Onlar can almaya gelmişlerdi. Emir büyük yerdendi. Bu işin ucunda yüklü bir mükafat alacaklardı. Ama olmadı. Tükendiler vurdukça, kokrtular kıydıkça, ölümü çaresiz bırakıp yaktığınız isyan ateşi, önce Burdur'u, ordan Bergama'yı, ardından tüm Türkiye'yi tutuşturdu. Artık her yer, birer Habip, Ümit, İsmet olarak Ulucanlar'dı...

Bugün alnımıza taktığımız kızıl bantlarla ve sizden devraldığımız meşalemizle adım adım yaklaştığımız zafere yürüyoruz. Halklarımızın umutlarını, özlemlerini, gelecek hayallerini sırtımızda taşıyor, zirvelere koşuyoruz. Dağ yürekli boranlara dağlar engel olmaz ki...

Zirvelere yaklaştıkça adeta sarhoş olur insan. Bir türkü söylemek ister, zaten hiç susmamıştır türküler. Ama bu sefer başkadır. Bu sefer tüm işçi sınıfı ve halklara söylenecek türkümüz.

Tünelin ucundaki ışığa ulaşmak için meşale olup yarınlarımızın anısına, söyleyeceğiz zafer türkümüzü. O gün Ulucanlar'la başlattığımız ve yarım kalan zafer türkümüzü, o gün Ulucanlarla başlattığınız ve yarım kalan zafer halayımızı hep birlikte çekeceğiz.

Sizi katledenler tarihin kara sayfalarına karıştı. Sizler ise tarihin ak sayfalarında çoktan yerlerinizi aldınız...

Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!
Onlarla yaşıyor, onlarla savaşıyoruz!

Alaatin Karadağ
18/24 Kırıklar/Buca/İzmir

 


 

Adana:

Ulucanlar'ın yıldönümünde eylem

26 Eylül, devletin hücre saldırısını yaşama geçirebilmek ve devrimci iradeyi teslim alabilmek için Ulucanlar'da gerçekleştirdiği, aralarında partili yoldaşlarımızın da bulunduğu 10 devrimci tutsağın katledilmesinin yıldönümü. Bu çerçevede; Ulucanlar'da ON'ların yaktıkları direniş ateşinin bir yıla yakın bir zamandır devam eden Ölüm Orucu Direnişi'nde de yaşatıldığını vurgulamak, ÖO Direnişi'ni gündemleştirmek amacıyla, Adana İHD önünde bir basın açıklaması yapıldı. "Ulucanlar ve cezaevi katliamlarının sorumluları yargılansın" yazılı bir pankart açıldı. Şehitlerin fotoğrafları taşındı. Eylemde; "Katil devlet hesap verecek!", "Anaların öfkesi katilleri boğacak!", "Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!", "Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!", "Devrim şehitleri ölümsüzdür!" sloganları atıldı. Devletin hücre saldırısını yaşama geçirebilmek için son iki yıl içerisinde gerçekleştirdiği Ulucanlar ve 19 Aralık katliamlarının teşhiri yapıldı, sorumlularının yargılanması istendi. Hücrelerde sürdürülen ÖO Direnişi'ne dikkat çekilerek, tecritin kaldırılması, ölümlerin durdurulması talepleri öne sürüldü. Açıklamanın ardından Ulucanlar'da şehit düşen Zafer Kırbıyık mezarı başında anıldı.

 


 

Ulucanlar katliamı, katliam mekanının kapısında protesto edildi!

Ulucanlar şehitleri selamlandı.

Ulucanlar katliamının ikinci yılında, katliamın gerçekleştirildiği cezaevinin önünde bir eylem gerçekleştirildi. Eylem TAYAD ve TUYAB tarafından birlikte organize edildi. Eylem öncesinde eyleme çağrı amaçlı hazırlanan afiş ve bildiriler yaygınca dağıtıldı, asıldı.

Ankara'da 19 Aralık katliamı sonrasında tam anlamıyla terör estiren Ankara polisi bu kez de cezaevi önüne yığınak yapmıştı. Eylem saatinin gelmesiyle beraber katılımcı kitle ellerinde güllerle cezaevinin önüne topluca yürüyerek geldi. Burada katliamı lanetleyen dövizler ve Ulucanlar şehitlerinin fotoğrafları taşındı.

Eylemde Ümit yoldaşın eşi Melek Altıntaş bir konuşma yaptı. Konuşmasında; Ulucanlar'da devlet tarafından bir katliam gerçekleştirildiğini, bu katliamın faillerine göstermelik bir dava açılırken, katliamdan sağ kurtulanların yüzlerce yıl hapis istemiyle yargılandığını, sorumluların cezalandırılması için sonuna kadar mücadele edeceklerini ve sorumluları affetmeyeceklerini söyledi. Bu konuşmadan sonra Ulucanlar katliamını yaşayan ve bir gözünü kaybeden Cenker Aslan'ın annesi Fatma Aslan da bir konuşma yaptı. Fatma Aslan da katliamcıları lanetlediğini belirtti.

Konuşmalardan sonra cezaevinin kapısının önüne şehitlere ve direnişe saygıyı ifade eden güller bırakıldı. Daha sonra sloganlarla eylem sonlandırıldı. Atılan sloganlar; "Yaşasın Ulucanlar Direnişimiz!", "Devrim şehitleri ölümsüzdür!" oldu.

Eyleme yaklaşık 50 kadar kişi katılmıştı. Katılımcıların hemen hemen hepsinin genç güçlerden oluşması, ailelerin katılımının oldukça sınırlı olması rahatsız ediciydi. Katılımın azlığı Ankara koşullarında bir ölçüde anlaşılır bir durum, zira uzun süredir ilk zindan eylemi yapılıyor. Katılımcılar da bu nedenle polis terörünü göze alarak gelen en kararlı kişilerden oluşuyordu. Bunun yanısıra bu katılım gösteriyor ki, devrimci siyasal çalışma daha ileriden ve daha cüretli bir biçimde örgütlenmek zorundadır.

SYKB/Ankara

 


 

Alibeyköy direniş evinde
Ulucanlar anması

Farklı cezaevlerinden tahliye olduktan sonra Ölüm Orucu Direnişi'ni Alibeyköy direniş evinde sürdüren tutsaklar 26 Eylül günü Ulucanlar anması düzenledi. Etkinliğe 300 kişi katıldı.

Etkinlik, direnişçilerden Aydın Hambayat'ın yaptığı bir konuşmayla başladı. Ve ardından tüm direnişçiler birer konuşma yaparak şiirler okudular.

Konuşmalarında, Ulucanlar ve diğer katliamlarda katledilen tutsakların davaları uğruna ölümü tereddütsüzce kucakladıklarına ve yaşanan direnişin tarihsel bir önemi olduğuna değindiler. Direnişin gücünü, onlara bu mirası bırakan şehitlerden aldığını vurguladılar. Şair Hüseyin İlbeyci ve Ruhan Mavruk şiirleriyle etkinliğe destek sundular.

Şiirlerin ardından direnişçiler hazırladıkları türkülerle kararlılıklarını ve inançlarını bir kez daha gösterdiler. Küçük bir kız çocuğunun okuduğu şiirin ardından şehit Enver Aydın'ın annesi ve direnişçilerden Tekin Yıldız bir türkü okudu. Çok sayıda kişinin katıldığı anma, Grup Munzur'un söylediği türkülerle sona erdi.

SYKızıl Bayrak/İstanbul

 


 

Ulucanlar Katliamının yıldönümünde
polis terörü

Ulucanlar katliamının 2. yıldönümünde Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği'nin Sultanahmet Meydanı'nda yapmak istediği basın açıklaması polisin saldırısı sonucu gerçekleşemedi. Saat 13:00'de yapılacak açıklama öncesi Beyazıt Meydanı'ndan itibaren geniş bir çember oluşturarak yoğun önlem alan polis etrafta tam bir terör estirdi. Basın açıklamasına katılmak isteyen herkes adeta eylemci avına çıkmış polisler tarafından zorla gözaltına alınarak Eminönü'nde bulunan farklı karakollara götürüldü. Kitle bu terör sonucu eylem alanında toplanamadığı için basın açıklaması yapılamadı. Gözaltına alınanlar keyfi şekilde karakolda tutularak, ertesi gün akşamı savcılığa çıkarıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Aradan geçen iki yıl içinde çok sayıda katliama imza atan devlet, Ulucanlar katliamına duyulan kinin, öfkenin hatırlatılmasından duyduğu korkuyla eylemin gerçekleşmesine izin vermedi. Ancak her 26 Eylül, onun tüm korku ve terörüne rağmen asla unutulmayacak ve unutturulmayacaktır.

S.Y Kızıl Bayrak/ İstanbul

 


 

İzmir'den kısa kısa...

Buca, Diyarbakır ve Ulucanlar katliamının yıldönümünde eylemler...

21 Eylül 1995 Buca, 24 Eylül 1996 Diyarbakır, 26 Eylül 1999 Ulucanlar Cezaevi katliamlarının yıldönümlerinde, İHD İzmir Şubesi önünde 10'ar dakikalık oturma eylemleri yapıldı. İHD Şube Başkanı Günseli Kaya'nın cezaevleri katliamlarına ilişkin yaptığı konuşmayla başlayan eyleme yaklaşık 60 kişi katıldı. Katılımcıların "Unutmadık, unutturmayacağız" kokartı taktığı bu eylemin dışında, 22 Eylül Cumartesi günü Konak Sümerbank önünde yine aynı gündemle ilgili basın açıklaması yapıldı. Bu eyleme de yaklaşık 60 kişi katıldı. Saygı duruşuyla başlayan ve basın metnini İHD yönetim kurulu üyesi Mihriban Dilşen'i okuduğu eylemde, "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!", "Yeni ölümler istemiyoruz!", "Anaların öfkesi katilleri boğacak!", "Zindanlar boşalsın tutsaklara özgürlük!", "Tecriti kaldırın ölümleri durdurun!", "Susma sustukça sıra sana gelecek!" sloganları atıldı.

Ayrıca İHD şube binasında cezaevleri katliamlarının fotoğraflarından oluşan bir sergi açıldı.

BARO'da forum

İzmir Hücre Karşıtı Platform'un almış olduğu karar uyarınca, 26 Eylül günü İzmir Barosu'nda organizasyonunu Çağdaş Hukukçular Derneği'nin üstlenmiş olduğu "12 Eylül sonrası cezaevleri" konulu bir forum yapıldı. Akşam 19:00'da başlayan panele konuşmacı olarak ÇHD Başkanı Av. Mustafa Ufacık, İzmir Barosu'ndan Baro yönetim kurulu üyesi Av. İsmail Hanoğlu, İstanbul ÇHD'den Av. Ayhan Erkan ve Ölüm Orucu'nun 243. gününde altı aylığına tahliye olan Ertuğrul Kaya katıldı. Saygı duruşuyla başlayan panel yaklaşık 150 dinleyici katıldı.

İHD'de basın açıklaması

İHD İzmir Şubesi tarafından 27 Eylül Perşembe günü saat 12:30'da ABD emperyalizmi tarafından geliştirilmek istenen savaşa karşı bir basın açıklaması yapıldı. Basın metnini İHD Şube Başkanı Günseli Kaya okudu.