29 Eylül '01
Sayı: 28


  Kızıl Bayrak'tan
 Emperyalis savaş, ABD ve Türkiye

  Temel demokratik hak ve özgürlükler hedef tahtasında

  Emperyalist savaşın faturasını ödemeyi reddedelim!

  Dünya jandarmalığını pekiştirme hesapları

  Emperyalist savaş ve Türkiye
  İMF yeni saldırılar peşinde
  Tekel işçisine kapsamlı saldırı
  Aymasan dayanışma gecesinden notlar...

  Amerikancı iktidar ülkeyi emperyalizmin savaş arabasına koşuyor

  Yılgınlık teslimiyete direniş zafere götürür!..
  ON'lar devrime adadıkları yürekleriyle yolumuzu aydınlatıyorlar!
  Ölüm Orucu Direnişi 345. gününde sürüyor...
  "Yaşamı, onuru, umudu ve geleceği savunuyoruz"

  Ekim Gençliği'nden

  Emperyalist savaşa hayır!
  Mücadele Postasi

 Tüm yazılar

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Aymasan gecesinden notlar...

İşçi inisiyatifinin başarısı

Sermaye sınıfının her dönem için vazgeçemeyeceği bir saldırı olan sendikasızlaştırma saldırısını yaşayan Aymasan işçileri buna karşı ilk günden beri başlattıkları direnişi aynı kararlılıkla sürdürüyorlar. Seslerini ve taleplerini sınıf kardeşlerine ve dostalarına duyurabilmek için ilk günden itibaren yoğun bir emek harcıyorlar. Bunun için her olanağı değerlendiriyorlar. Miting, basın açıklaması, gece, konser, piknik vb. kitlesel ortamlarda Aymasan işçileri seslerini duyurdular. Bunun dışında Topselvi'de ve Kartal'da mahallelere bildiriler dağıtıp taleplerini duyurdular emekçilere. Başından beri devrimcilerin katkılarıyla devam eden direniş anlamlı düzeyde manevi ve maddi destek görmüştür.

Bu direnişin 116. güne geldiği bir evrede, Aymasan işçileri bir dayanışma gecesi düzenlediler. Oldukça coşkulu bir politik havada geçen geceye katılım da iyiyidi. Düğün salonu tamamen dolmuştu, bazı kimseler geceyi ayakta izlemek durumunda kaldılar. Anadolu yakasında son iki yıldır bu içerikte bir işçi dayanışma gecesi gerçekleşmemişti.

Gecenin programı oldukça yüklüydü. Hatta zaman yetmemiş, sahneye çıkması gerekenlerden bir ikisi çıkamamıştı. Sloganlar hiç susmuyordu. Birbirini tamamlayan üç gündem vardı. Aymasan işçilerinin direnişi, Ölüm Orucu Direnişi (F tipi saldırısı) ve ABD emperyalizmi şahsında anti-emperyalist tepkiler. Sahneye çıkan sanatçılar çoğunlukla kısa bir konuşma yaparak, Aymasan direnişine ve Ölüm Orucu direnişine vurgu yaptılar. Söylenen şarkılar sık sık sloganlarla kesiliyordu. İşçi katılmının yoğun olduğu, okunan mesajlardan da belli oluyordu. Ayrıca benzer saldırıyla karşı karşıya kalan Cengiz Tekstil işçileri, Aktif Dağıtım işçileri, Ersin Nakış işçileri ve Reha Tekstil işçileri geceye belli bir düzeyde katılmışlardı. Direnişin olduğu gibi gecenin de hazırlığını üstlenen Aymasan Tertip Komitesi, böylece sendikanın herhangi bir sınırlamasını da aşmış oldu. Zaten direnişin kendisi de başından beri sendikayı aşmış, sendikaya da inisiyatifi işçilere bırakmaktan başka bir iş kalmamıştı.

Bu arada girişte dört gözaltı olayı oldu. Polis oluşan bu havayı tahammül etmediği için, ortamı provoke etti. İzledikleri yöntem fazlasıyla komikti. Hem küfür ediyorlar, hem de karşıdakileri küfür ve hakertten gözaltına alıyorlardı. Kısa bir süre geçmeden gözaltına alınanlar serbest bırakılmak zorunda kalındı.

Geceden sonra konuştuğumuz hemen herkesin gece hakkındaki fikri olumluydu. Bunda Aymasan işçilerinin çaba ve emekleri belirleyici bir rol oynadı. Onlar mensup oldukları sınıfa uygun şekilde hareket ettiler, emekleri elbette sonuçsuz kalamazdı. Bugün işçi hareketinin nabzı Aymasanlar'da atıyor. Biz sınıf devrimcilerine düşen görev, Aymasanları sınıfın gündemine daha çok sokmak ve daha etkili bir sahiplenmeyi sağlamaktır. Aymasan direnişinin başarıya ulaşması için her zamankinden çok maddi ve manevi destek sunmak günün önemli görevlerinden biridir.

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

SY Kızıl Bayrak/Kartal

 


 

Aymasan işçileriyle dayanışma gecesine katıldık...

Yaşasın sınıf dayanışması!

Bizler Kurtköy İşçi Kültür Evi olarak dostlarımızla beraber 22 Eylül'de düzenlenen Aymasan işçilerinin dayanışma gecesine 20 kişilik bir grup olarak katıldık. Geceye ailelerin de katılmış olması oldukça anlamlıydı. Gecenin anlamına ve gündeme ilişkin olarak yeterince duyarlı davranamamak önemli bir eksikliğimiz oldu. Yine de ortamın coşkusu herkesi olumlu yönde etkilemişti. İşçi Kültürevi olarak Aymasan direnişine başından itibaren özel bir ilgi gösterdik. Buna rağmen yapabileceklerimizin de henüz hepsini yapmış değiliz. Önümüzdeki süreçte bir toplu ziyaret düşünüyoruz.

Aymasan işçilerinin bu onurlu direnişini sahiplenen ve yanlarında olduğumuzu anlatan, bütün bir sınıf adına direndiklerini belirten bir mesaj gönderdik. Gece boyunca halaylara, türkülere coşkuyla katıldık. İşçi Kültürevi olarak sık sık "Yaşasın sınıf dayanışması", "Yaşasın Aymasan direnişimiz", "Aymasan işçisi yalnız değildir", "İşçilerin birliği sermayeyi yenecek", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" gibi sloganlarla, hem Aymasan direnişine sahip çıktığımızı, hem de işçilerin birlikte mücadele etmesi gerektiğini anlatmaya çalıştık. Ayrıca gündemde olan Ölüm Oruçları'yla ilgili sloganlara da katıldık. Dönüşte arabada türkü ve marşlarımızı söyledik. Gecenin yarattığı olumlu hava kendini bu anlamıyla arabada da gösteriyordu. Bizim için oldukça anlamlı ve motive edici bir gece oldu.

Yaşasın Aymasan direnişimiz!
Yaşasın sınıf dayanışması!

Kurtköy İşçi Kültür Evi

 


 

Süleyman Çelebi'nin hızlı Adana turu...

DİSK bürokratları sınıfın nabzını ölçüyor

TİSK'in çağrısıyla biraraya gelen işçi ve işveren sendikaları, işçi ve emekçilerin almış olduğu yoksulluk ücretini fazla görmüş olmalılar ki, çalışanlardan bir de fon adı altında sermayeye kaynak aktarmak için anlaştılar. Buna karşı çıkan DİSK, bu amaçla hazırlanan sonuç bildirgesine imza atmadı. Hemen ardından işçilerin tepkisini ölçmek ve gelişen tepkiyi yatıştırmak amacıyla metropol illerde işyeri ziyaretleri gerçekleştirdi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi 18 Eylül'de Adana'ya geldi ve iki günlük bir programla DİSK'e bağlı işyerlerini ziyaret etti. Aynı gün Çukobirlik'te bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Burada yaptığı konuşmada ABD'ye yapılan saldırıları kınayan Çelebi, savaşa karşı barış mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğini, DİSK'in de üyesi olduğu ICFTU'nun 9 Kasım'ı tüm dünyada küreselleşmenin olumsuz sonuçlarına karşı eylem günü ilan ettiğini söyledi. Ayrıca DİSK olarak metropollerden başlayarak 9 Kasım'da Ankara'da tamamlanacak bir yürüyüşü başlatacaklarını açıkladı.

Süleyman Çelebi aynı gün, şube yöneticileri ve temsilcilerle de bir toplantı gerçekleştirdi. Akşam ise yerel bir Tv programına çıktı. 19 Eylül günü Bossa-1 ve Bossa-2 yemekhanesinde işçilerle görüştü. Aynı gün Seyhan Kültür Merkezi'nde yapılacak geniş üye toplantısını iptal ederek, Seyhan Belediyesi temizlik işçilerini ziyaret etti. 20 Eylül'de Bossa-5 ve Teksa'yı ziyaret etti. Bossa-4'teki işyeri ziyaretiyle Adana'daki programını tamamladı.

Süleyman Çelebi'nin bu hızlı Adana gezisinin ardından görüştüğümüz bazı işçi ve sendikacıların görüşleri özetle şöyleydi: "Çelebi sermayenin saldırılarının nasıl olduğunu anlattı. Bunları bizler de yaşıyoruz, bunları anlatmak için mi geldi? Bugüne kadar bu saldırılar karşısında sendika olarak siz ne yaptınız? Sermaye işini yapıyor, bu saldırıları elbette yapacaktır, bu onun işidir, ya siz sendika olarak buna nasıl karşı koydunuz?" İşçiler bu tutarsızlıklara işaret etmek yoluyla tepkilerini ve DİSK yöneticilerinin samimiyetsizliğini dile getirmiş oldular.

SY Kızıl Bayrak/Adana