Meclis sermayenin ve emperyalistlerin kararlarını canla başla hayata geçirmek için 1 Ekim günü açıldı. Önünde ise iki temel gündem vardı. Birisi bizi, gençliğin kanını, ABD’ye pazarlayan ve Irak’taki emperyalist işgalin bir parçası yapmaya çalışan tezkere, diğeri ise üniversitelere dönük neoliberal saldırıların son noktası olarak tanımlanan ve üniversitelerimizi birer işletmeye çevirecek olan YÖK Yasa Tasarısı. Tezkerenin çıkmasıyla ilk saldırı gerçekleşmiş bulunuyor. İkincisi ise her an gerçekleşebilir.

Sermaye temsilcileri meclisin açıldığı gün bu gündemleri tartışmaya hazırlanırken, üniversitelerin asıl temsilcileri biz üniversite öğrencileri ise Beyazıt Meydanın’dan haykırdık:

“Sermayenin tezkeresine ve YÖK Yasa Tasarısı’na HAYIR!”

“Emperyalist işgale Hayır! Irak’ta direniş kazanacak!” ve “Sermayenin teskeresine ve YÖK yasa tasarısına hayır!” şiarlı ve “Üniversite Öğrencileri” imzalı iki pankart açarak eylem boyunca; “Emperyalist işgale hayır!”, “Irak’ta işgale ortak olmayacağız!”, “YÖK, tezkere, işgal bu abluka dağıtılacak!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Meclisi basarız tezkereyi yakarız!”, “Savaşa değil eğitime bütçe!” ve “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!” sloganları attık.

YÖK ve AKP arasında haftalardır süren tartışmalara rağmen; “Tartışma yasanın hangi tarafın iktidarı altında gerçekleştirileceğinin tartışmasıdır. Bu çatışma arasında üniversiteliler 40 yıllık gericiyle 40 yıllık faşist arasında tercih yapmaya zorlanmaktadır” diyerek bu sahte kutuplaşmanın tarafı olmadığımızı ve tarafların ortaklaştığı noktanın “Üniversitelerin uluslararası sermayenin talepleri doğrultusunda yeniden şekillendirilmesi” olduğunu vurguladık.

Eylemde ayrıca şunları dile getirdik: “Ordu–sermaye–AKP ittifakı Irak’ın yeniden inşasından pay kapabilmek ve yıllardır bölgede dili, kimliği ve kültürel hakları için mücadele eden Kürt halkını imha edebilmek için asker göndermeye çalışmaktadır. Her gün birçok ABD askerinin öldürüldüğü Bağdat, Felluce, Tikrit bölgesine 10 bin asker göndermekte kararlı olan egemenler meşruluk sağlayabilmek için yalan söylemektedirler.”

Ve sözümüzü şöyle bağladık:“Tüm bu saldırılara, sermaye düzeninin dayatmalarına, emperyalist işgale, YÖK Yasası’na karşı emekçi sınıfların yanında özgürlükten, eşitlikten ve paylaşımdan yana bir dünyanın mücadelesini vermeye devam edeceğiz!”

Basın açıklamasından sonra hep birlikte Beyazıt Marşı’nı söyleyerek eylemi bitirdik.

Ekim Gençliği, Öğrenci Koordinasyonu ve Öğrenci Konseyi olarak örgütlediğimiz eyleme Öğrenci Otonomları da destek verdi.

Eylem öncesi alınan toplantılarda Yurtsever Gençlik “AB uyum yasaları uygulansın!” ve “Demokratik cumhuriyet için barış!” şiarlarını önerdi. Bu şiarların kabul edilmemesinin ardından ise eylemden çekildiğini açıkladı. Bunun üzerine ise bu kez reformist gruplar ve Devrimci Öğrenci Birlikleri eylemin bileşenlerinin daralmasını gerekçe göstererek çekildi.

Eylem son gün yaşanan tüm bu olumsuz denebilecek gelişmelere rağmen oldukça anlamlıydı. Tezkerenin hızla meclisten geçirildiği şu günlerde bu eylemin önemi daha da ortaya çıkıyor. Zira bu eylem, üniversiteler cephesinden bir başlangıç adımı olmuş ve tezkere çıkışından sonrada eylemler artarak devam etmiştir.