İçindekiler:

27 Kasım 2022
Sayı: KB 2022/33

Birleşik, militan, kitlesel direniş!
İstiklal saldırısı, savaş ve düzen muhalefeti
Rejimden pis kokular yayılıyor
Saray rejiminin savaş histerisine uyarılar
Türk sermaye devletinin kanlı oyunu
BDSP: Şovenizme ve kirli savaşa hayır!
Yüzyılın yalanlarının amacı
Boş vaatlere kanmak sefaleti kabul etmektir!
Suç ortağı sendika bürokrasisi
TOMİS: Şiddet varsa direniş de var!
Nersoy Tekstil'de direniş
Seçimler ve sol ittifaklar
İklim Konferansı'nın ardından...
Taliban'ın kadınlara yasakları
Almanya'da kirli savaşa karşı eylemler
Dünya Kupası ve batının iki yüzlülüğü
Almanya'da devrimci yıl dönümü etkinliği
"Tüm sorunları grevde olduğu gibi çözebiliriz"
Kadınlar yasaklara rağmen sokaklardaydı
Mesleki eğitimde güncel gelişmeler
MEB- Köfteci Yusuf işbirliği...
Güvenli barınma haktır!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

MEB-Köfteci Yusuf işbirliği...

Çocuk işçi sömürüsüne karşı mücadeleye!

 

Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve yandaş şirketler arasında protokoller imzalanmaya devam ediyor. Son olarak iktidara yandaşlığı ile bilinen Köfteci Yusuf ile Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında bir protokol imzaladı.

Geçtiğimiz günlerde de MEB, market zinciri A101 ile protokol imzalamış ancak gelen tepkiler sonucu MEB, geri atmak zorunda kalmıştı.

Bu kez ise Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile zincir restoran olan Köfteci Yusuf arasında imzalanan mesleki eğitim işbirliği protokolünde ilk olarak “Nitelikli insan gücü yetiştirilmesi” vurgusu yer alıyor. Bu kapsamda “4 gün işletmede 1 gün de okulda olacak ve mesleklerini öğrenecekler” diyerek 600’e yakın öğrencinin eğitim alacağı ifade ediliyor.

Protokol kapsamında öğrenciler normal bir işçiden farksız çalıştırılacak. Öğrencilere ücret olarak yalnızca asgari ücretin %30 gibi komik bir ücret reva görülecek. Öğrencilerin sigorta primleri ise devlet tarafından ödeneceği için sermayedarlar emeğin ücretini vermeyecekleri gibi kamu kaynaklarından aktarılan paralarla kasalarını daha fazla dolduracak.

Son dönemde meslek liselilerin nitelikli ucuz işgücü olarak kullanıldığına dair çok fazla uygulama gündeme geldi. Pandemi döneminde okullar kapalıyken bile atölyelerde üretime devam edip maske ve dezenfektan üretimi gerçekleştirilmişti. Daha yakın bir zamanda ekmek fabrikalarında ve okullara yapılacak kütüphanelerin malzemelerinin (masa, dolap, sandalye vb.) yapımında öğrenciler çalıştırılmıştı. Bu uygulamalar çocuk işçiliğin ne derece yaygınlaştırıldığının da bir göstergesidir.

“Eğitim” adı altında kapitalist şirketlerle yapılan bu protokoller öğrencileri ucuza çalıştırarak çocuk işçi sömürüsünün yaygınlaştırılmasının bir adımıdır. İmzalanan bu protokolle mesleki eğitim merkezleri sermayenin ucuz işgücü cennetine dönüştürülecek. Böylece giderek derinleşen ekonomik krizin etkisindeki kapitalist şirketlerin yükleri hafifletilecek.

Sermaye devletinin öğrencilere “daha iyi gelecek” diye sunduğu şey aslında daha fazla ucuz işgücü ve daha fazla kölelikten ibarettir. Bizler bu köleliğe mahkum olmamalıyız. Emeğimize ve geleceğimize sahip çıkmalıyız. Bu saldırıları püskürtmek için her zamankinden daha fazla örgütlü mücadeleyi yükseltmeliyiz!

Küçükçekmece’den bir meslek lisesi mezunu

 

 

“Mesleki eğitim” adı altında çocuk işçilik

 

Sermaye devleti meslek liselileri ucuz işgücü olarak asalak kapitalistlerin hizmetine sunuyor. MEB ile kapitalist şirketler arası imzalanan protokoller buna bir örnektir. Bu protokoller kapsamında meslek liseliler ucuz işgücü olarak sermayedarların hizmetine sunulmaktadır.

MEB Bakanı Mahmut Özer’in Antakya’da 2022-2023 eğitim öğretim yılı değerlendirme toplantısında yaptığı konuşma, meslek liselilerin ucuz işgücü ve çocuk işçi olarak kullanıldığını ispatlamaktadır.

Mahmut Özer, toplantıda yaptığı konuşmada, “2022 yılında meslek liselerinin üretim kapasitesinin artırıldığını, 2021’i 1 milyar 162 milyon liralık gelirle kapattıklarını, 2022’de gelirin 1,5 milyar lira olduğunu” ifade etti. Ayrıca “Öğrenci eğitim alırken artık cebine para girmeye başladığını vurgu yaparak, 2022’deki çırak ve kalfa sayısı hedefimiz 1 milyondu, 14 Kasım itibariyle 1 milyon 15 bin ile hedefimizi aşmış olduk” ifadelerini kullandı.

Adı “eğitim”le geçen bir bakanlığın bakanı olan Mahmut Özer, eğitimin nasıl daha nitelikli hale getirileceğinden öte çocuk işçiliği nasıl yaygınlaştırdıklarını ifade etmektedir. Yaptığı konuşmalarda sık sık buna vurgu yapmakta ve sermayedarlara çırak ve kalfa yetiştirebilmeyi bir övünç kaynağı saymaktadır.

“Meslek liseleri memleket meselesi” diyenlerin, eğitimi ve meslek liseli öğrencileri getirdiği son durum açıkça ortadadır. Milyonlarca meslek liseli bugün “eğitim” adı altında ucuz işgücü olarak çalıştırılmakta ve böylece çocuk işçiliği yaygınlaştırmaktadır.

Meslek liselileri ucuz işgücü, meslek liselerini ise döner sermayenin olduğu ticarethaneye çevirenlerden bir olan Mahmut Özer, döner sermayeden öğrencilerin cebine para girdiğini övünçle anlatmaktadır. Geçtiğimiz yıl öğrencilerin döner sermayeden aldığı payın 50 milyon olduğunu, bu yıl ise bu miktarın 100 milyona ulaştığını vurgulayan bakan, “bu yıl şu ana kadar 8 bin 300 ürünün tescilini aldıklarını, öğrencilerin ticarileşen ürünlerin patentlerini de satmaya başladığını, meslek liselerinin ihracat yapar hale geldiğini” “gururla” açıklamaktadır.

Mahmut Özer’in yaptığı açıklamalarının mahiyeti ve kapsamı bellidir. “Mesleki eğitim” adı altında meslek liseliler ucuz işgücü olarak çalıştırılması ve “eğitim” adı altında çocuk işçiliğin toplum nezdinde meşrulaştırılmasıdır.

Meslek liselilerin sömürülmediği, “eğitim” adı altında çocuk işçiliğin meşrulaştırılmadığı bir dünya için sömürü düzeninin temsilcilerinden hesap soralım. Ücretli kölelik düzenini yıkmak için örgütlü mücadeleyi yükseltelim.