Almanya’da Kürt halkına karşı kirli savaşa karşı eylemler
Türk sermaye devletinin Kürt halkının karşı yürüttüğü kirli savaş ve saldırganlık Almanya’nın birçok kentinde gerçekleştirilen eylem ve gösterilerle protesto edildi.
Türk sermaye devletinin Kürt halkının kazanımlarına yönelik saldırıları aralıksız devam ediyor. Son zamanlarda Kürt gerillalarına yönelik kimyasal silah dahil her türlü kirli savaş suçlarına başvurmaktan geri durmayan Türk sermaye devleti, bununla yetinmeyip daha kapsamlı saldırılar için fırsat kollamaya devam ediyor. Bunun için en son Taksim’de sivillere yönelik katliam tezgahlamaktan çekinmeyen dinci-faşist iktidarının bu olayın hemen ardından Rojava’yı bir kez daha bombalaması da bunu gösteriyor.
Rojava’ya yönelik saldırılar Frankfurt’ta lanetlendi!
Saldırılardan dolayı Kürt hareketi tarafından yapılan acil eylem çağrısı üzerine, 20 Kasım Pazar günü Frankfurt’ta da bir protesto gerçekleştirildi. Eyleme, Kürdistanlı, Türkiyeli ve yerli kimi sol gruplardan oluşan yaklaşık 300 kişi katıldı.
Saat: 13.00’da Frankfurt merkezi garında başlayan eylem, burdan kent merkezine doğru bir yürüyüşle devam etti. Yürüyüşte Türk sermaye devletinin saldırılarını mahkum eden, Rojava ve gerillanın direnişini selamlayan sloganlar sıklıkla atıldı. Özellikle gençlerin coşkulu ve öfkeli oldukları gözlendi. BİR-KAR da eyleme bayraklarıyla katılarak destek verdi.
Yapılan konuşmalarda, bugünkü saldırıların, Türk devletinin Kürt halkına yönelik 100 yıllık imha ve inkar politikasının bir devamı olduğu, AKP-MHP iktidarının ise, bu sömürgeci-faşist politikanın en son ve en pervasız temsilcilerinden biri olduğu ifade edildi. Türkiye’deki faşist iktidarın Kürt halkına yönelik kirli savaşı tekrar tırmandırarak, ömrünü uzatmaya çalıştığı belirtildi. Ayrıca bu saldırıların başta ABD, Rusya ve diğer NATO güçlerinin onayı olmadan gerçekletirilemeyeceği dile getirilerek, emperyalist güçlerin de bu imha saldırılarında suç ortağı oldukları ifade edildi.
Yürüyüşün ardından, bitiş yerinde yapılan kısa mitingde çeşitli kurumlar adına konuşmalar yapıldı. Bu türden eylemlerin önümüzdeki dönemde artarak devam edeceği ilan edilerek eylem bitirildi.
Stuttgart‘da hava saldırısına karşı eylem!
Türk sermaye devletinin Kuzey ve Doğu Kürdistan ile Güney Kürdistan’a yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısı Stuttgart‘ta yapılan eylemle protesto edildi. Saat: 14.00‘de kent merkezinde başlayan eylem yürüyüş ve mitingle devam etti. Eylemde yapılan açıklamada, Kürt hareketine karşı kimyasal silah kullanan Türk sermaye devletinin Kürt sorununu çözmek yerine savaşı tercih ettiği vurgulanarak İstiklal Caddesi‘nde gerçekleştirilen bombalı saldırıyı bahane ederek Suriye ve Güney Kürdistan‘a yönelik bir hava saldırısı gerçekleştirildiği ifade edildi.
Eylemde, Türk sermaye devletinin saldırganlığı lanetlenerek Kürt halkının haklı talepleriyle dayanışmanın önemine vurgu yapıldı.
„Kürt özgürlük hareketiyle dayanışmayı büyütelim!‘‘ pankartı altında yapılan eylem, kent merkezini boydan boya kesen yürüyüşle tamamlandı. Alman devrimciler eylemde, Alman emperyalizmini ve silah teklelerini suçlayan pankartlar taşıdılar.
Eyleme Kürdistan, Türkiye ve Alman devrimci ve ilerici güçleri katıldı.
Kürdistan’a yönelik saldırılar Düsseldorf’da protesto edildi
Sermaye devletinin bu saldırıları Avrupa’nın onlarca kentinde Kürt kurumları tarafından çağrısı yapılan eylemlerle protesto ediliyor. Bu eylemlerden biri de bugün NRW eyaletinin başkenti olan Düsseldorf kentinde yapıldı.
Saat: 13.00’de DGB (Alman Sendikalar Birliği) binası önünde başlayan eyleme Kürdistanlı emekçilerin yanısıra Türkiyeli devrimci örgütler de katılarak saldırıları protesto etti. Kürt halkına yönelik bu barbarca saldırılar karşısında eyleme bayrakları ile katılan BİR-KAR halkların kardeşliğinin bir gereği olarak Kürt halkıyla her alanda eylemli dayanışmasını gösterme devam edecektir.
Kızıl Bayrak / Almanya
Fransa’da etkili grev, zayıf yürüyüş
Fransa’da bir genel grev yürüyüşü daha geride kaldı. Dün Fransa genelinde işçiler sokağa çıktı. Ancak yeni sezon başından beri 3. yürüyüş ve genel grev katılım bilgileri işçilerin tabandaki tepkisine dair önemli emareler taşıyordu. Kapitalistlerin ve sermaye hükümetinin savaşı mazeret göstererek enflasyon karşısında eriyen ücretleri kabul ettirme politikasına karşı lokal grevlerle başlayan tepki sendikal bürokrasiyi genel grev kararları almak zorunda bırakmıştı. Ancak sendika ağaları basıncı hissetse de örgütsüz olmasından yararlanarak parçalı, iki haftada bir gibi bir periyotla etkisi zayıf bir yol seçtiler. Bu da grevlerle yürüyüşe katılımlar arasında kendini gösteriyordu.
Paris’te grev katılımı nedeniyle metrolar, banliyö trenleri ve otobüs hatlarında çok büyük aksamalar oldu. Sendika üyelerinin yoğunluklarına göre hatlar arasındaki aksama oranları değişse de etkili bir katılım olduğu, greve çıkan işçi sayısının arttığı bariz bir şekilde anlaşılıyordu. Fabrika grevlerinde de özellikle rafineri grevlerindeki etki sonrası hükümetin zorla çalıştırma yasasını devreye sokması bir olumsuz etki yaratmıştı. Fakat 10 Kasım genel grevinde birlikte tek eylem günü kararlaştırılması grevleri yeniden görünür yaptı. TER tren hatlarından 10 trenden 9’unda greve çıkıldı. Bu da şehirlerarası ulaşımda hızlı tren hatları dışında etkisini gösterdi. Nice kentinin 3 tramvay hattı da durdu. Touluse kentinde de toplu ulaşımda grev etkisi hissedilen kentlerdendi.
Fakat aynı yoğun katılım yürüyüşlerde kendini göstermedi. En kalabalık katılım Paris’te yaşansa da tüm Fransa’da 100 bini aşıldığı ifade edildi ama bu sayı bir önceki kitlesel eylem günü olan 27 Ekim yürüyüşünün 3’te 1’i demek oluyor. Eylemlere katılımda CGT Sendikası’nın sermaye hükümeti ile emeklilik yasası başta olmak üzere sorunları “diyalog” ile çözmek için masaya dönmesine tepki de vardı. İşçiler genel grev kararı alınmış, masadan greve katılan işçilere hapis cezası tehdidi ile zorla çalıştırma dayatılmışken masaya dönen bürokratlara tepkililerdi. Bu tepki de yürüyüşe karşı pasif bir boykotla kendini göstermiş oldu.
|