İçindekiler:

27 Kasım 2022
Sayı: KB 2022/33

Birleşik, militan, kitlesel direniş!
İstiklal saldırısı, savaş ve düzen muhalefeti
Rejimden pis kokular yayılıyor
Saray rejiminin savaş histerisine uyarılar
Türk sermaye devletinin kanlı oyunu
BDSP: Şovenizme ve kirli savaşa hayır!
Yüzyılın yalanlarının amacı
Boş vaatlere kanmak sefaleti kabul etmektir!
Suç ortağı sendika bürokrasisi
TOMİS: Şiddet varsa direniş de var!
Nersoy Tekstil'de direniş
Seçimler ve sol ittifaklar
İklim Konferansı'nın ardından...
Taliban'ın kadınlara yasakları
Almanya'da kirli savaşa karşı eylemler
Dünya Kupası ve batının iki yüzlülüğü
Almanya'da devrimci yıl dönümü etkinliği
"Tüm sorunları grevde olduğu gibi çözebiliriz"
Kadınlar yasaklara rağmen sokaklardaydı
Mesleki eğitimde güncel gelişmeler
MEB- Köfteci Yusuf işbirliği...
Güvenli barınma haktır!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Tüm sorunları grevde olduğu gibi çözebiliriz”

 

İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları olarak, TPI’den bir süre önce işten çıkarılan Nezihe İs’le yaşadıkları ve TPI’de yaşananlar üzerine konuştuk...

TPI’de özelinde senin yaşadıkların üzerinden başlayalım, nasıl bir süreçti?

İki aylık elemanken baskılar ve verdikleri işin ağırlığından dolayı üretimde rahatsızlandım. Üç gün yoğun bakımda kaldım. Kalp spazmı geçirmişim, stres ve baskıdan dolayı. Anjiyo oldum, damarlar temiz çıktı. Kendi gönderdikleri anlaşmalı hastanede çalışabilir raporu verildi.

Bu dönem fabrikada işçilerin greve gittikleri dönemdi. Sonra raporum bitti geri döndüm. Hemen üstüne annem vefat etti. 1,5 hafta izin verdiler. İzin bitip de döndüğümde bölüm değişikliği yapıldı ve daha zor bir bölüme verdiler. Burada da bir buçuk ay çalıştım. Kadroya girmeme 4 gün kala iş akdimi feshettiler.

Rahatsızlandığım dönemde yoğun bakım kapısında kardeşime ağlayan amir “Çok çalışkandı, biz onu çok seviyoruz, işini yapıyor” şeklinde cümleler kurmuş. Ama işten atıldığım zaman bana diyorlar ki ikinci ayda yapılan değerlendirmede bana onay verilmemiş. Bundan dolayı da beşinci aydaki onayda amirlere onaylama fırsatı kalmamış. Tabii aslında ne döndüğü meçhul, bunlar duyum.

Sözde sendika ile masaya oturup geri alacağız demişlerdi. Aradan 2 ay geçtikten sonra geri çağırdılar. Tüm evraklarımı, sağlık raporlarını sıfırdan hazırlattılar. Teslim aldıktan 15 gün sonra, insan kaynakları sağlık sorunundan ve ilaç kullanmamdan dolayı alamayacaklarını söyledi ve telefonu kapattı. Dosyam zaten ellerindeydi, bu söyledikleri bir bahane. Anlaşmalı oldukları hastaneden yeni sağlık raporlarını iki gün önce aldım. Bu raporlarda da normal ve çalışabilir ibareleri var. Kısacası bu beş para etmez yer beni salak yerine koyarak 2 ay bekletti. Beni kandırdılar. İnsan kaynaklarına kaç defa sordum” olumsuz bir durum var mı” diye. Olumsuz bir durum olmadığı yönlü her seferinde yanıtladılar. Haber beklememi, Alper beyin imzası için beklendiğini söylediler.

İşçilerini mağdur eden, ortada bırakan, mobbing uygulayan, kendi işlerine geldikleri davranan bir yönetim var fabrikada. Benim duygularımla oynandı. 2,5 ay beni oyaladılar. Maddi ve manevi zarar verdiler. Gelen iş haberlerini de kaçırdım. Geri alacakları garanti diye gelen iş çağrılarını yanıtsız bıraktım. Bu süreçte destekle geçinmeye çalıştım. Sağlık raporlarını borçla çıkardım. Beni çok mağdur ettiler.

Sendikanın da sürece müdahil olmadığını ifade ettin, nedir sendikanın tutumu?

Şu anki benim sürecimde de sözde sendika başkanı devredeydi. Kendisi nerede peki? Ne yapıyor? Kendisine ulaşamıyorum. Sonuca bakılırsa danışıklı dövüş olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte sendika nerede? Bana sağlıkla ile ilgili gerekçeler sunulurken, sağlıkla ilgili tüm raporlarım normalken sendika ne yaptı?

TPI’de yaşanan genel sorunlar nelerdir?

Baskılar, sağlık sorunları, tanıdıkları elemanları kayırma. Yeni gelen elemanların eski elemanlarca ezilmesi. Her işi yeni gelenlere yaptırmaya çalışıyorlar ve bu da çok ağır ve yorucu oluyor.

TPI’deki eylem sürecini nasıl değerlendiriyorsun?

Benim fiilen içinde olamadığım günlerdi. Raporlu olduğum dönemde yaşandı eylemler. İşçilerin direnişi ile kazanıldı. Sendikanın bir faydası ya da önderliği olmadı. Ne oldu ise işçilerin başarısıdır.

TPI işçilerine söylemek istediklerin var mı?

Tüm sorunları grevde olduğu gibi çözebiliriz. Birlik ve beraberlikle... Hiçbir arkadaşlarını tek bırakmasınlar. Yarın onların da başına gelir ki görüyoruz zaten acımasızca kitabına uydurup kapının önüne koyuyorlar.

TPI’de kadın işçilerin yaşadığı işyeri şiddeti olarak neler tanımlayabiliriz?

Erkeklerle fiziksel olarak aynı işlerin yaptırılması, aynı yükte işten aynı performansın beklenilmesi. Ben TPI kompozitin bir kadına göre olduğunu düşünmüyorum. Bir de kadın işçiler, erkek mesai arkadaşlarından da baskı görüyor, “biz yapıyorsak siz de yapacaksınız” diyorlar.

25 Kasım ile neler söylemek istersin?

Kadınlar her daim güçlüdür. Bunu her seferinde her sektörde kanıtlamışlardır. Birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmelerini, kendilerini ezdirmemelerini dilerim.

 

İEKK’den 25 Kasım çağrıları

 

İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) 25 Kasım eylemlerine hazırlık kapsamında dört bir yanda bildiri dağıtımları, afiş çalışmaları, toplantılar, söyleşiler ve eylem gerçekleştirdi.

İstanbul’da 20 Kasım günü “Şiddet-sömürü, baskı düzenine karşı emeğin kurtuluşu mücadelesini büyütelim!” şiarıyla eylem gerçekleştirildi. Kadıköy Eminönü İskelesi’nde yapılan eylemde İEKK imzalı dövizler ile İEKK ve BDSP flamaları taşındı.

Yapılan konuşmalarda bugünün aynı zamanda 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olduğu hatırlatılarak mücadele çağrısı yapıldı. İEKK adına basın açıklamasının okunmasının ardından söz İranlı kadınlar adına Mikaeil Alizadeh’e bırakıldı. Ancak Alizadeh’in konuşması polis tarafından engellenmek istendi. Polisin keyfi engelleme tutumu “İran’da düşene dövüşene bin selam”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla protesto edildi. Alizadeh adına konuşmasını İEKK temsilcisi “Tıpkı İran’da olduğu gibi burada da İran’daki mücadele engellenmek isteniyor. İran’daki halkların sesleri olmaya devam edeceğiz” diyerek gerçekleştirdi. Eylem sloganlarla sona erdi.

İzmir’de “Gericiliğe, baskıya, şiddete karşı kadınlar ne yapmalı?” başlığıyla bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşi İEKK adına yapılan sunumla başladı. Sunum 25 Kasım’ın tarihçesi ve kadının özgürleşme mücadelesindeki yeri anlatılarak başladı. Ardından, kadınların bugünkü kapitalist düzendeki mevcut konumu ve toplumsal yaşamdaki yerine değinildi. Kreş kampanyası önümüzdeki dönem kampanya konusu olarak işlenebileceği tartışıldı, haftalık toplantıların düzenli yapılması önerildi. Ayrıca devam eden eğitim çalışmalarının daha düzenli hale getirilmesi karar altına alındı.

Söyleşi 25 Kasım günü yapılacak eylem çağrısı, Mahsa Amini’nin ardından yapılan eylemlerden esinlenen mücadele çağrısının yer aldığı şarkının videosunun ve İEKK’nin hazırlamış olduğu çağrı sinevizyonun izlenmesinin ardından sonlandırıldı.

Ankara’da etkinlik düzenlendi. Etkinlik 25 Kasım’ın tarihçesi ve son dönemde kadınların içerisinden geçtiği eylemli süreç özetlenerek başladı. Etkinlikte İEKK’nin sinevizyon gösterimi, SML Etiket işçisinin gönderdiği görüntülü mesaj ve İranlı bir sosyoloğun sunumu gerçekleştirildi. Ardından İEKK adına yapılan sunum yapıldı ve soru-cevap-katkı bölümüyle etkinlik sonlandırıldı.

***

Öte yandan Sarıgazi, Esenyurt, Küçükçekmece ve Gebze’de 25 Kasım gündemli toplantılar gerçekleştirildi.

Afiş ve bildiri dağıtımları

İzmir, İstanbul, Ankara ve Bursa’da yaygın afişleme çalışması yapıldı. Sarıgazi ve Samandıra’da ev toplantıları ve ziyaretlerin yanı sıra afişleme Dudullu OSB’deki fabrikalara bildiri dağıtımı gerçekleştirildi. Kartal, Esenyalı, Tuzla ve Gebze’de afiş çalışmasıyla emekçilere 25 Kasım gündemi taşınarak, eylem çağrısı yükseltildi.

Bağcılar’da bulunan tekstil fabrikalarında çalışan işçilere ve Yenibosna’daki KOM fabrikasına çağrı bildirileri ile seslenildi, ayrıca Sefaköy Merkez, fabrikalar bölgesi, Boru Sanayi ve servis geçiş güzergahlarında afiş çalışması yapıldı. Esenyurt Köyiçi, Doğanaraslı Bulvarı, Depo, Tabela Balıkyolu Köprüsü ve Esencan Hastanesi civarına İEKK afişleri asıldı. Tabela ve Depo durağında İEKK’nin 25 Kasım vesilesi ile 20 Kasım’da Kadıköy Beşiktaş İskelesi önünde gerçekleştireceği eylemin çağrı bildirileri dağıtıldı. Afişler Mecidiyeköy, Beşiktaş Barbaros Bulvarı, Beşiktaş Çarşı, Abbasağa Parkı, Kadıköy Söğütlüçeşme, Kadıköy Altıyol, Bahariye ve Kadıköy çarşıda yaygın bir şekilde kullanıldı.

***

İstanbul’da DGB, Çorlu’da DEV TEKSTİL de afişleri ile 25 Kasım’a çağrı yaptı.