İçindekiler:

31 Ocak 2022
Sayı: KB 2022/05

Yatağını arayan toplumsal öfke
Demokrasi mücadelesi ve işçi sınıfı
IŞİD baskını ve yayılmacı hevesler
Enerjide "kademeli satış"!
Zam yağmuru ve AKP yalanları
6. Yargı Paketi'yle nafaka hedefte
Metal TİS süreci üzerine
Farplas'ta kıyıma karşı işgal
İnisiyatif tekstil işçilerine!
Sinbo yönetiminden kumpas
Marksizm ve sosyal-şovenizm / 3 - H. Fırat
Sınır tanımayan bir dava insanı
Kazakistan'da Çin-Rusya işbirliği
"LL Konferansı"nın ardından
Yemen'de çatışmalar şiddetleniyor
DGB MYK ocak ayı toplantısı
Eğitim Sen'in eğitimde yarıyıl raporu
Gelecek ve özgürlük buluşmaları
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

6. Yargı Paketi’yle nafakanın kaldırılması hedefleniyor…

Eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütelim!

 

Nafakanın kaldırılması uzun dönemdir AKP iktidarının gündemindeydi. 2016 yılında oluşturulan Boşanmaların Araştırılması Komisyonu’nda, nafakanın kaldırılması önerilmişti. “Nafaka mağduru erkekler”in yaptığı eylemler ve gerici cenahın yaptığı açıklamalar üzerine değişiklik öneriler yeniden gündeme gelmiş, “kadınların ömür boyu nafaka aldığı”, “erkekleri mağdur ettiği”, “adaletsizliğe yol açtığı” vb. argümanlarla kamuoyu oluşturulmaya çalışılmış ve yasa değişikliği meşrulaştırılmaya çalışılmıştı. En son 2020 yılında Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, nafakanın evli kalınan süreye göre düzenlenmesine dönük hazırlıkların yapıldığı ifade edilmişti.

Şimdi iktidarın masasında olan 6. Yargı Paketi, yansıdığı kadarıyla, nafaka kanunundaki değişiklikleri içeriyor. Pakette, “devlet destekli nafaka modeli”nin getirilmesi, buna göre kadınların evli kalınan süreye göre nafaka alması, bu süre dolunca ihtiyaca göre “sosyal yardım” bağlanması konuşuluyor. Ayrıca kadınlara ödenecek maddi ve manevi tazminat davaları için ayrı dava açmaları, aile arabulduğunun getirilmesi de pakette yer alıyor.  

Nafaka meselesi AKP için neden önemli?

Nafaka, Medeni Kanun’un 175-176. maddelerinde yer alıyor. Bunlar arasında yer alan yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksul düşecek tarafa, diğer tarafın mali gücü oranında desteği olarak tanımlanıyor. Yasa erkeklerin kadınlara ödeyeceği nafaka olarak düzenlenmiş değil. Tartışmanın kadınlara ödenmesi gereken nafaka üzerinden yürümesinin sebebi, boşanmada yoksul düşecek tarafın kadınlar olmasından kaynaklanıyor. Yasaya göre, bazı şartlar doğduğunda (nafaka hakkını kazanan kişinin çalışması, evlenmesi vs) nafaka otomatik olarak kalkıyor ya da düzenleme yapılabiliyor. “Bir gün evli kaldı, ömür boyu nafaka aldı” şeklindeki açıklamalar ya da kimi ünlülerin ödediği yüksek nafakalar, meseleyi manüple etmekten başka bir anlam taşımıyor. Zira iktidar yandaşlarının kopardığı kuru gürültüye rağmen, ödenen nafaka miktarı çok düşük.

Kadın Dayanışma Vakfı’nın yaptığı araştırmaya göre, 2021 yılında kadınlara ödenmesi için belirlenen nafaka ortalaması 370 TL.  Üstelik yasa, nafaka ödenmediği koşullarda herhangi bir yaptırımı da içermiyor.

AKP iktidarı uzun dönemdir nafakanın kaldırılmasını ısrarlı savunuyor. Zira, boşanmaları önleyerek, kadınların haklarını değil “aileyi” korumayı hedefliyor. Aileyle birlikte kurulu düzenin sürmesi isteniyor.

Ayrıca, gün geçtikçe tükenen AKP iktidarı, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi sürecinde olduğu gibi, gerici çevrelerin, tarikatların oy desteğini sağlamayı hedefliyor. Nafakanın kaldırılması, bu çevrelerin isteklerinin yerine getirilmesi anlamına geliyor.

Kırk satır mı, kırk katır mı?

Kadınlar, bin bir sorun yaşadıkları evliliklerde boşanma kararlarını zaten çok zor veriyorlar. Yaşayacakları ekonomik zorlukların yanı sıra, ataerkil düzenin çok yönlü baskılarını üzerlerinde hissediyorlar. Boşanmanın ardından kadınlara bir nebze de olsa katkı sağlamak anlamına gelen nafaka hakkı, aynı zamanda kadının ayrıldığı eşiyle bağımlılık ilişkisinin sürmesi anlamına geliyor. AKP iktidarı, son derece güdük olan bu hakka dahi tahammül edemiyor. “Ailenin korunması” adı altında baskı ve şiddet yüklü evliliklerin sürmesi adına nafakayı kaldırmayı amaçlıyor.

6. Yargı Paketi ile gündeme getirilen “devlet destekli fon”a gelince... Yapılacak ekonomik desteğin “sosyal yardım” olarak tanımlanması, kadınlara “sadaka bağlanması” anlamına geliyor. Ayrıca bugüne kadar oluşturulan fonların akıbeti biliniyor. İlk fırsatta yağmalanarak içi boşaltılacak, emekçilerin bu sadaka yardımları almasına dahi bin bir engel getirilecektir.

***

Nafaka hakkı, kadınların tam hak eşitliği ve temel hakları için mücadelesinden bağımsız ele alınamaz. AKP iktidarının kadınların hak ve özgürlüklerine dönük kapsamlı saldırılarına karşı mücadelenin, başta, “iş ve gelir güvencesi”, “insanca yaşanacak ücret” vb. olmak üzere “toplumsal yaşamın tüm alanlarında kadın-erkek eşitliği” istemiyle birlikte yükseltilmesi gerekmektedir.

 

 

 

 

 

“Gülistan Doku’ya ne oldu?”

 

Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısı ile Kadıköy Süreyya Operası önünde buluşan kadınlar bir kez daha “7/24 izlenen bir kentte Gülistan Doku’ya ne oldu?” diye sordu.

Basın açıklamasını okuyan Sinem Tuğcu faillerin devlet tarafından korunduğuna dikkat çekerek “‘İntihar etti’ denilerek olayın üstü kapatılmaya çalışılırken, 753 gündür vazgeçmeden Gülistan Doku için haykıran Bedriye Doku’nun sesine ses katıyoruz, ‘Yeter artık!’ diye haykırıyoruz. Çünkü ‘İntihar’ denilerek örtbas edilmek istenenin erkek şiddeti olduğunu biliyoruz. Bunu Şule Çet’ten, Elif Sinan’dan, Duygu Delen’den, Gamze Açar’dan, Feyza Nur Saydan’dan hatta Rabia Naz’dan biliyoruz” dedi.

Şüpheli biçimde yaşamını yitiren kadınların isimlerini sıralayan Tuğcu “İntihar edecek kadınlar nedense hep bir erkeğin yanında ya da en son bir erkekle beraberken artık yaşamak istemediklerine karar veriyor. Bu tesadüf olabilir mi?” diye sordu.

Şüpheli ölümlerin tesadüf olmadığı, kadın düşmanlığından kaynaklandığı ifade edilen açıklamada, faillerin cezalandırılmadığı, son dönemde faillere verilen cezalar sıralanarak hatırlatıldı. Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:

“753 gündür bulunmayan Gülistan Doku nerede diye soruyoruz ve Gülistan’a ne olduğu aydınlatılana kadar, tüm sorumlular hesap verene kadar sormaya devam edeceğiz!

Katledilen kadınların ismini haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz! Katillerin ‘intihar’ iddiasının arkasına sığınmasına izin vermeyeceğiz!

Bir tek şüpheli kadın ölümü bile kalmayana dek mücadelemiz sürecek!

Tüm kadınları ve LGBTİ+’ları, erkekten yana olan bu düzeni birlikte değiştirmeye çağırıyoruz.”