19 Şubat 2016
Sayı: KB 2016/07

Savaş kundakçılarına geçit verme!
Suriye politikasının iflası ve maceracı çıkış arayışları
Türkiye ve Suudi Arabistan...
AKP’den polise rüşvet, emekçiye sefalet!
Patronlardan AKP’ye “asli görev” hatırlatması!
Metal fabrikalarında ek zam talepleri yükseliyor
İşçi sınıfı eskiyi yıkarken "yeni"yi elleriyle inşa ediyor!
Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!
“Sorunsuz” sendikacılık
DİSK 15. Genel Kurulu
Sınıf çalışmasının sorunları
19. yüzyıl Britanyası ve Kibritçi Kızlar Grevi
Emeğin özgürlüğü için Kadın İşçi Kurultayı’na yürüyoruz!
8 Mart’ta alanlara
Mücadelede biz de VARIZ!
Asalak bir burjuvanın ardından...
Meslek liseleri devrim meselesidir!
Katliamlar sürüyor
Sesimizi boğmaya gücünüz yetmez..
Bu doyumsuz dünyada soluğu hiç tükenmeyenlere
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Katliamlar sürüyor

 

11 Şubat günü Hakkari’nin Yüksekova (Gewer) ilçesinde sermaye devletinin havan topu ve ağır silahlarla gerçekleştirdiği saldırlar sonucu bir genç hayatını kaybetti. Saldırıların şiddetlendiği ilçede halk direnişe geçti. 
Mahallelerin havan toplarıyla bombardımana tutulduğu Yüksekova’daki Esentepe, Esenyurt ve Güngör mahallelerine saldırıda bulunuldu. Mahallelerdeki barikat ve ara sokaklar zırhlı araçların ağır silahlarıyla taranırken, Efeler Taburu’ndan da Esentepe ve Esenyurt mahallelerine havan topu atışı yapılmaya devam edildi.
İlçenin Orman, Eski Kışla, Dize, Mezarlık, Güngör, Zagroz, Esentepe ve Esenyurt mahallelerine gece boyu aralıklarla yapılan havan atışları birçok eve isabet etti. Evlerde şans eseri can kaybı yaşanmazken, çok sayıda evde büyük çapta maddi hasar meydana geldi.
Yine Güngör Mahallesi’ne de saldırılarını sürdüren devlet güçleri, ağır silahlarla taradıkları mahalleye girmeye çalışırken, YPS ve YPS-Jin güçleri de karşılık vererek direnişe geçti.

15 Şubat günü Şırnak’ın İdil ilçesinde Ford Ranger’ların yanı sıra 20’yi aşkın kobra tipi zırhlı araç, 3’erli gruplar halinde İlçe Jandarma Karakolu’na giriş yapmıştı.

Şırnak’ın İdil İlçesi’nde 16 Şubat saat 23.00 itibarıyla “sokağa çıkma yasağı” ilan edildi. Sabah saatlerinde ise ilçedeki Alanya Caddesi üzerinde zırhlı aracın geçişi sırasında patlama meydana geldi, patlamanın ardından kısa süre çatışmalar yaşandığı kaydedildi.

Devletin saldırılarına korucuları da katmaya çalıştığı belirtilirken İdil’de 16 Şubat günü 12 korucunun istifa ettiği bildirildi. Bunun üzerine Şırnak Valiliği çevre illerdeki korucuları Kürt halkına karşı kullanmaya çalışırken, Mardin’in Midyat İlçesine bağlı Heskan (Kaşıkçı) Köyü’nden korucuların İdil’e sevk edildiği öğrenildi.

 

 

 

 

Sermaye devleti öldürdükten sonra bile vahşetini sürdürüyor

 

Cizre’de bodrumlarda katledilenlerin sayısı şu an 145. Çevre il ve ilçelerdeki hastane morglarına gönderilen cenaze sayısı böyle. Cenazeler tanınmayacak halde. Pek çok cenazenin vücut bütünlüğü yok deniyor. Bir ananın, babanın kendi çocuklarını bile tanıyıp, teşhis etmesi oldukça güç. Bu durumda aileler cenazelerin tümüne bakmak için il il dolaşmak zorunda kalıyor. Çünkü cenazeler çevre il ve ilçe hastanelerine dağıtılmış durumda. Bu vahşetin üzerine bir de son adli tıp genelgesine dayanarak 3 gün içinde teşhis edilmeyen cenazelerin kimsesizler mezarlığına gömüleceği söyleniyor.

Nereden bakarsak bakalım vahşi bir saldırı görüyoruz. 145 cenaze var. Ama yakınlarından haber alamayan aile daha çok. Bu insanlar, belki tüm ölü bedenleri görmek zorunda kalacak. Ki bunu da il il gezerek yapacak. Ölü bedenler yakılmış ya da işkenceden tanınmayacak hale getirilmiş durumda. Tam teşhis yapabilmek için DNA kontrolüne ihtiyaç duyulabilir. Prosedür olarak “DNA kontrolü yapmayız” demiyorlar, ama kontrol yapılmadan cenazeyi gömdükleri de yaşanan örnekler arasında.

Sermaye devletinin bu denli genişletilmiş vahşeti Kürt halkını teslim almak için. Ama bunu başaramadılar, başaramayacaklar.

M. Kurşun

 

 

 

 

Cumartesi Anneleri: Bodrumda yakmakla bitiremezsiniz!

 

Cumartesi Anneleri, 568. eylemlerini 13 Şubat'ta Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdi.

15 Şubat '94’ten sonra kendisinden haber alınamayan ve 2 Mart '94’te Kimsesizler Mezarlığı’na gizlice defnedildiği ortaya çıkan Rıdvan Karakoç’un kaybedilmesinin sorumlularının yargılanması istendi.

Eylemde ilk konuşmayı Hanım Tosun yaptı. Kayıpların bulunması için 20 yıldır mücadeleyi sürdürdüklerini hatırlatan Tosun, “Dün asit kuyularında bugünse vahşet bodrumlarında Kürt halkını katlediyorlar” dedi. İradelerinden ve kimliklerinden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Tosun, “Bizi bodrumda yakmakla bitiremezsiniz” dedi.

HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan da gözaltında kayıpları hatırlattığı konuşmasında “Dün kimsesizler mezarlığına gömüyorlardı. Bugün cayır cayır bodrumlarda yakıyorlar. Kürt halkına yönelik asimilasyon politikası bugün derinleşerek devam ediyor. Bu ahlaksızca uygulanan bir vahşettir. Bir halk cayır cayır yakılarak yok edilmek isteniyor” ifadelerini kullandı.

Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç da eylemde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Ben artık Rıdvan’ın acısına üzülemiyorum. Ben acımı unuttum. Çünkü Türkiye’nin her yeri acı olmuş. Kürdistan’da vahşet bodrumlarında insanlar yakılmış.”

Eylem, Rıdvan Karakoç’un kimsesizler mezarlığına gömüldüğünün ortaya çıkmasının ardından yaşanan hukuk sürecinin anlatıldığı basın açıklamasının okunmasının ardından sona erdi.

 

 

 

 

 

Bostancı Sokak’taki 26 kişi infaz edilmiş

 

Şırnak’ın Cizre ilçesinde birinci vahşet bodrumu olarak bilinen Bostancı Sokak’taki binada 19 gün boyunca yardım bekleyen 15’i yaralı 26 kişinin infaz edildiği ortaya çıktı. Mahalledeki diğer binalardan çıkarılan 13 cenaze ile birlikte Cizre Belediyesi’ne ait ambulanslarla taşınan toplam 39 cenaze hastaneye kaldırıldı.

Cudi ve Sur mahallelerinde gerçekleştirilen katliamlarda 3 bodrumda infaz edilen ve cenazesi hastaneye kaldırılanların sayısı 110’a çıkmış oldu. Çoğunluğu yaralı 138 kişinin bulunduğu bodrumda hala haber alınmayanların sayısı ise 28 olarak biliniyor.

 
§