Madaya: Emperyalizmin kanlı yüzü
Emperyalist savaşların kanlı bilançosu sadece cephelerde vurulup yaşamını yitirenlerden ibaret değildir. Bunun yanı sıra, savaşların cereyan ettiği coğrafyalarda yüzbinlerce insan açlıktan, susuzluktan ve hastalıklardan da yaşamını yitirmektedir. Suriye’nin Madaya bölgesinde yaşananlar bunun en son örneğidir.
Batılı emperyalist merkezler geçtiğimiz günlerde söz konusu bu bölgede çoğu çocuk binlerce insanın açlıktan öldüğünü duyurdu. Onları her daim emperyalizmin hizmetinde olan Birleşmiş Milletler izledi. BM sadece olayı duyurmakla kalmadı. Yiyecek ve ilaç taşıyan bir konvoyu sözkonusu bolgeye yolladı.
Burjuvazinin kirli medyası, bu olayın sorumlusunun Hafız Esad rejimi olduğunu ileri sürdü. Ardından da rejim karşıtı bir kampanya başlatıldı. Batılı emperyalist güçler yoğunlaştırılmış bir kara propaganda eşliğinde bölgede yaşanan ölümleri istismar etmek için hızla kolları sıvadı.
Suriye’de yaşanan iç savaşın sorumlularından birinin Hafiz Esad rejimi olduğu bir gerçektir. Ancak bir başka gerçek daha vardır ki, Suriye’yi ve tüm bir Ortadoğu’yu savaş ve iç savaş coğrafyasına çeviren ABD ve diğer batılı emperyalistlerdir. Ortadoğu’nun adeta bir kan gölü haline gelmesinin, daha şimdiden binlerce insanın yaşamını yitirmesinin en büyük ve en öncelikli sorumlusu da emperyalist güçlerdir. Ha keza Suriye’nin Madaya bölgesinde açlıktan, susuzluktan ve hastalıklardan yaşamını yitirenlerin de...
Emperyalist savaşlar ve işgaller serisi yetmezmiş gibi, bölge halkları bir de El Kaide, El Nusra ve IŞİD adlı ölüm makinesinin kanlı saldırıları ile karşı karşıyadır. IŞİD başta olmak üzere bu çağdışı gerici çetelerin tümü de, ABD ve diğer emperyalistlerin yanı sıra onların bölgedeki işbirlikçisi devletlerin eseridir. Bu çetelerin Irak’ta ve Suriye’de çocuk, kadın demeden binlerce insanı acımasızca katlettiği ve katletmeye devam ettiği bilinmektedir.
IŞİD adlı cinayet örgütünün Şengal işgali sırasında birkaç gün içinde binlerce Ezidi Kürdünü katletmesi, binlercesini dağa sürmesi ve orada açlık, susuzluk ve hastalıklardan kırılmaya mahkum etmesi bunun somut ve bilinen örneğidir. Bu yaşananlar tüm emperyalistlerin gözlerinin önünde cereyan etmektedir. Bu aynı şey Kobanê’de de tekrarlandı.
Açlık, susuzluk ve hastalıklardan kırılmak da dahil, halkların yaşadığı acılar ve yıkımlar, bunlara bizzat yol açan emperyalistlerin hiç mi hiç umurunda değildir. Emperyalist merkezlerin ve kirli medyalarının bu konularda yaptıkları açıklamalar tümüyle bir ikiyüzlülükten ibarettir. Bunun kendisi Suriye’nin Madaya bölgesinde yaşananlar için de geçerlidir. Demek oluyor ki, halkların yaşadığı acıların ve yıkımların sorumlusu olan emperyalistler, bu acılara ve yıkımlara çözüm gücü olamaz.
Arjantin’de kıyım protestosuna polis saldırdı
Arjantin’de kamuda emekçi kıyımı yaşanırken 2016 yılı itibarıyla 10 bin emekçinin işine son verildiği kaydedildi. Bu saldırıyı 2015 yılı sonunda yaptıkları eylemle protesto eden kamu emekçilerinin eylemleri de sürüyor.
Son olarak Buenos Aires eyaletinin başkenti La Plata’da 8 Ocak Cuma günü toplanan kamu emekçileri işten atma saldırılarını protesto etti. La Plata Valisi Julio Garro’nun 31 Aralık’ta sözleşmesi biten emekçilerle yeni sözleşme yapmayacağı kararıyla 4500 emekçinin işinin sonlandığı belirtilirken, bu durumu protesto etmek için yüzden fazla emekçinin eyleme katıldığı kaydedildi.
Kamudaki saldırılarının arkasında duran devletin emekçilerin üzerine saldığı kolluk güçleri de tazyikli su ve plastik mermilerle azgınca saldırdı. Polisin plastik mermilerle emekçilere ateş açtığı ve birçok kişiyi yaraladığı duyuruldu.
Devletin “kemer sıkma önlemleri” devam ederken daha çok kişinin işten atılması bekleniyor.
Libya’da patlama: 60 ölü
Libya’nın Zliten kentinde 7 Ocak sabahı büyük bir patlama yaşandı. Patlamanın ardından ölü sayısına ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken, El Cezire, ölü sayısının 60’tan fazla olduğunu duyurdu.
Saldırının polis eğitim kampına yapıldığı öne sürülürken, saldırı anında okula gitmekte olan çocukların da ölenler arasında yer aldığı bildirildi.
Saldırının IŞİD’le bağlantılı bir çete tarafından yapılmış olabileceği düşünülüyor.
Türkiye-İsrail-Mısır üçgeninde rekabet
Türk sermaye devletinin bölgedeki politikalarının çöküşü sonrası İsrail’le ilişkilerini düzeltme yolunda adımlar atması, Mısır tarafından kaygıyla karşılandı. Bölgedeki nüfuzunun zayıflayacağı endişesine kapılan Mısır devleti, siyonist devletin temsilcileriyle konuya dair görüşmeler gerçekleştirdi.
İsrail’in Kahire Büyükelçisi Haim Koren’in Mısır Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı; Tel Aviv’deki Mısır Büyükelçiliği Maslahatgüzarı’nın da İsrail Dışişleri Bakanlığı’na gittiği kaydedildi.
İki ülke temsilcilerinin “Türkiye-İsrail görüşmeleri” üzerinde durduğu belirtilirken Mısır temsilcilerinin görüşmelerin ne durumda olduğunu sorduğu açıklandı.
Türk sermaye devleti, işbirliği yürüttüğü odaklar üzerinden Filistin halkının mücadelesini maniple etmeye çalışırken, Suriye, Irak ve İran ile ilişkilerinde bölgeye nüfuz etme çabaları sekteye uğradığı için İsrail’le ilişkilerindeki kısmi pürüzleri gidermeyi hedefliyor. |