23 Ekim 2015
Sayı: KB 2015/40

Düzenin seçim oyununda son hafta
Sokağa, eyleme, direnişe!
Hep aynı eşgal!
Kriz mücadele dinamiklerini güçlendiriyor
Seçimler, HDP ve sol hareket
Devrim mi reform mu?
İşçi sınıfı “anda yaşayan geçmiş”in tortularını sırtından atmalıdır!
Genel kurulda eleştiriye tahammülsüzlük
Birleşik Metal-İş Gebze Şubesi Genel Kurulu
Gürmak Amortisör'de direniş ve kıyım
B/S/H işçilerinden adliye önünde eylem
Ereğli OSB’de ‘infial’ yaşanıyor
Yeni dönem, devrimci sınıf hareketi ve devrimci parti
Dünyadan eylemler
Avrupa DGB 1. Genel Kurulu gerçekleştirildi
DGB Türkiye Meclisi Ankara’da toplandı
Sandıklar değil, çare SİZsiniz!
Siyasal tablo üzerine söyleşiler
Ankara Katliamı’nda yitirilenler uğurlandı
Ankara’da katledilenler anıldı
Sosyal-şovenizmin günümüzdeki adı - D. Yusuf
Hapishaneler ve devrimci mücadele
Hapishaneler’de hasta tutsaklar katlediliyor!
"Kanlı Pazar"dan Kanlı Cumartesi’ye...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Dünyadan eylemler...

 

Öğrenciler harç soygununa karşı
üniversiteleri kapadı

Güney Afrika’da üniversite öğrencileri, har(a)çlara yapılan zamları protesto etti ve okullarını işgal etmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde Johannesburg’da bulunan Witwatersrand Üniversitesi’nde başlayan işgal eylemi, Cape Town Üniversitesi’ne de sıçradı. Harçlara yapılan yüzde 10,5’lik zammı protesto eden öğrenciler, okulun tüm girişlerini barikatlarla kapattı. Eylem üzerine üniversite yönetimi dersleri iptal etmek zorunda kaldı.

"Ücretler düşmelidir" yazılı pankart açan öğrenciler, bunun yanı sıra "UCT zenginler içindir", "Kahrolsun yoksulluk" yazılı dövizler taşıdı. İşletme Bölümü öğrencisi Thebe Longwe, harçların her yıl artmasına tepki göstererek üniversitenin kapitalist yapısına karşı çıkmak için protestoya katıldığını söyledi.

Eylemlerin ilk adımının atıldığı Witwatersrand Üniversitesi’nde ise öğrenciler, sorun çözülünceye kadar üniversiteyi kapayacaklarını açıkladı. Öğrenci Birliği Eski Başkanı Mcebo Dlamini, öğrencilere hitap ettiği konuşmasında, "Tek isteğimiz, ücret artışını durdurmaktır. Zafer kesindir, şikayetlerimiz netice buluncaya kadar üniversite kapalı kalacaktır" ifadelerini kullandı.

Grahamstown kentinde bulunan Rhodes Üniversitesi’nde de benzer bir eylem yapıldı.

Yüksek Eğitim ve Öğretim Bakanı Blade Nzimande ise eylemlere ilişkin açıklama yaparak "Ülkenin karşı karşıya olduğu mali ve ekonomik zorlukları düşündüğünüzde, bakanlık olarak tüm üniversite yönetimlerine harç artışına büyük bir dikkat ve duyarlılıkla karar vermeleri çağrısında bulunuyoruz" dedi. Bakan, "Öğrencilerle masada açık ve net olarak görüşülmelidir" ifadelerini kullandı.

Protesto sırasında, 3’ü hizmetli 23 kişinin gözaltına alınması üzerine öğrenciler, Rondebosch Polis Karakolu önünde ana yolu kapattı.

"Ücretler düşmelidir" pankartı açılan eylemde atılan sloganlarla, harç zammına ve öğrencilerin gözaltına alınmasına tepki gösterildi.

Eylemi organize edenlerden öğrenci Luzuko Bashman, üniversite yönetiminden kötü muamele gördüklerini vurgulayarak, ekonomik özgürlük için mücadelelerine devam edeceklerini belirtti. Bashman, hizmetlilerin protestoya desteklerini takdirle karşıladıklarını ifade etti.

Gösterilerin ardından Yüksek Eğitim ve Öğretim Bakanı Nzimande, üniversite rektörleriyle bir araya geldi. Görüşme sonunda harçlara yapılan yüzde 10,5’lik artışın yüzde 6 olmasına karar verildi. Öğrenciler ise yüzde 6’lık harç zammını da yüksek buldu.

Katalonya’da Filistin’e destek eylemleri

Katalonya’nın başkenti Barcelona’da İsrail’in Filistin halkına yönelik artan saldırıları protesto edildi. BDS (İsrail’e Boykot, Tecrit ve Yaptırım Hareketi) tarafından düzenlenen eyleme katılan yüzlerce kişi, İspanya’nın Katalonya’daki temsilcilik binası önünde toplanarak İsrail’in saldırılarını durdurmasını istedi. İspanya’nın İsrail hükümeti ile olan tüm anlaşmalarını feshetmesi çağrısı yapan eylemciler, İsrail’e boykot çağrısını yineledi.

Katalonya’nın Girona kentinde de "Son işgal günü, ilk barış günü olacak" şiarıyla Filistin’e destek eylemi yapıldı.

New York’ta Filistin’e destek eylemi

ABD’nin New York kentinde İsrail’in artan katliamlarına karşı yürüyüş düzenlendi. Times Meydanı’nda bir araya gelen binlerce kişi, Filistin bayrakları taşıyarak "Özgür Filistin" sloganını haykırdı. Eylemde "İsrail Yahudi halkını temsil etmiyor", "İsrail işgaline Son", "Adalet yoksa barış yok" yazılı pankartlar taşındı. Çevreden de birçok kişi eylemcilere destek verdi.

Kıbrıs’ta Tayyip’e protesto

Türkiye’den Kıbrıs’a su taşıyacak projenin açılışını birlikte gerçekleştirmek için Kıbrıs’ta bulunan Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu, burada da protesto edildiler.

17 Ekim’de protesto için Lefkoşa Çağlayan Parkı’na bir araya gelen kitle, buradan TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne yürüdü. “Getirdiğin su götürdüğün canları temizleyemez" yazılı bir pankart açarak, sloganlarla yürüyen kitlenin önü elçilik önünde polis barikatıyla kesildi.

Bir süre sloganlarla polis barikatını protesto eden kitle, barikat önünde Ankara’da katledilenler için 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdi. Ardından eylemi örgütleyen kurumlar adına ortak açıklama okundu. Açıklamanın ardından Ankara’da ve Suruç’ta katledilen insanlar için havaya 100 balon bırakıldı.

Irak’ta on binler sokağa çıktı

Irak’ın başkenti Bağdat’ta binlerce kişi yolsuzluk ve kötü yönetime karşı Tahrir Meydanı’nda toplandı. Eylemciler, hükümetten talep ettikleri reformların halen hayata geçirilmediğini belirtti.

Yasir Casim adlı eylemci yaklaşık 2 aydır sundukları taleplerin bir kısmının karşılandığını ancak reformların en büyük kısmının halen uygulanmadığını belirterek şöyle konuştu:

"İstediğimiz reformlar, 2003’ten bu yana Irak’ın kaynaklarını sömürenlerin ve Iraklıları öldürenlerin yargılanmasıyla alakalı. Şu ana kadar kamu malını çalanlara yönelik adil bir yargılama yapılmadı. Basit olaylarda tutuklama emirleri verilirken şu ana kadar siyasetçilerle alakalı dava açılmış değil."

Bağdat’ın yanı sıra Babil, Divaniye, Zikar, Basra, Maysan, Vasit illerinde de binlerce kişi sokaklara çıkarak hizmetlerin iyileştirilmesi ve iş imkanlarının artırılması talebiyle eylem yaptı.

İngiltere

İngiltere’nin başkenti Londra’da Savaşı Durdur Koalisyonu ve Britanya Filistin Dayanışma Forumu gibi kurumların çağrısı ile Filistin halkıyla dayanışma eylemi yapıldı. “Binlerceyiz, milyonlarcayız, hepimiz Filistinliyiz" sloganını haykıran binlerce kişi, İngiliz hükümetinin İsrail’e baskı yapmasını talep etti.

Savaşı Durdur Koalisyonu’ndan Andrew Murray, eylemde yaptığı konuşmada “Filistin’de adalet yerini bulmadıkça barış olmayacak" dedi.

Fransa

Fransa’nın başkenti Paris’te Fransa Genç Filistinliler Hareketi ile Filistinli Öğrenci Birliği’nin çağrısıyla bir araya gelen 2 bini aşkın kişi, Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak uluslararası toplumun İsrail’in saldırılarına karşı sessiz kalmasını kınadı. Pankartlar taşıyan eylemciler, büyük bir Filistin bayrağı da taşıdı.

Tunus

Tunus’ta Halk Cephesi ile Demokratik Toplum Partisi tarafından başkent Tunus’ta Filistin halkıyla dayanışma eylemi yapıldı. Filistin bayrakları taşıyan eylemciler, "Halk Filistin’in özgürlüğünü istiyor", "Emperyalistler, Filistin’den elinizi çekin" sloganlarını haykırdı.

Eylemde söz alan Halk Cephesi Sözcüsü Hamma el-Hammami basına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Bu gösteriyi, Kudüs’ü Yahudileştirmeye ve Filistin halkını göç ettirmeye çalışan siyonistlerin vahşice saldırılarına uğrayan Filistin halkına desteğimizi ifade etmek için düzenledik. Ayrıca burada Arap ülkelerinin suskunluğunu da protesto ediyoruz." Hammam, Tunus halkına Filistin’e destek verme çağrısında bulundu.

Endonezya’da işçiler gelecekleri için
sokağa çıktı

Endonezya’da ülkedeki üç büyük sendika konfederasyonunun çağrısıyla 16 Ekim’de başkent Cakarta’da bir araya gelen işçiler, kölece ücretleri protesto ederek güvenceli iş istedi. Cakarta’nın merkezinde bulunan Bunderan Hi Meydanı'nda bir araya gelen işçiler, sloganlar eşliğinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yürüdü. Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo’yu teşhir den sloganlar atan işçilere zaman zaman polis saldırıları oldu ve arbedeler yaşandı. Polis, sarayın çevresini abluka altına aldı.

İşçiler, dış kaynak kullanımını ve düşük ücretleri protesto ederken, kendilerine sosyal güvenlik hakkı sağlanmadığı ve kadro verilmediğini belirtti. Endonezya Sendikalar Konfederasyonu Başkanı Said İkbal, gazetecilere yaptığı açıklamada, işçilerin aylardır protesto düzenlediğini, ancak hükümetin konuyla ilgili hiçbir şey yapmadığını belirtti. İşçilerin sadece haklarını istediğini vurgulayan İkbal, asgari ücret sorununun sadece işçilerin değil, diğer maaşların belirleyici unsuru olması sebebiyle tüm yoksul halkın ve tüm emekçilerin sorunu olduğuna dikkat çekerek, asgari ücret mücadelesinin işçi sınıfının gelecek mücadelesi olduğunu vurguladı.

Güney Afrika’da işçiler
yolsuzlukları protesto etti

Güney Afrika’da Johannesburg kentinde 15 Ekim’de toplanan binlerce işçi, Zuma hükümetinin yolsuzluklarını protesto etti. Güney Afrika Ulusal Metal İşçileri Sendikası’nın (NUMSA) çağrısıyla düzenlenen eylemde yer alan işçiler "Yolsuzluklar fakiri vergiye bağlar, biz zenginden vergi al diyoruz" yazılı pankart taşındı.

Eylemle ilgili yazılı açıklama yapan NUMSA Sözcüsü Castro Ngobese "Güney Afrika, işsizliğin giderek arttığı, işten atılmaların çoğaldığı, yolsuzluğun ve eşitsizliğin giderek derinleştiği bir girdabın içine girmiştir" ifadelerini kullandı.

Eylemde yer alan eski Güney Afrika İşçi Sendikaları Birliği Genel Sekreteri Zwelinzima Vavi ise şöyle konuştu:

"Şu anda Güney Afrika ekonomisi çok zayıf bir durumda. Yolsuzluklar ile ekonomi arasında direk ilişki var. Binlerce madenci işini kaybediyor. Bu ülkede her gün 13 milyon insan yatağa aç gidiyor. İşçilerin yüzde 50’ye yakını yoksulluk sınırı altında ücret kazanıyor. Artık yeter diyoruz."

Vavi, 50 bin işçinin çelik sektöründe işini kaybettiği, kriz devam ederse önümüzdeki günlerde 190 bin madencinin açıkta kalacağını belirtti.

NUMSA üyesi işçiler, maden sektöründe işten çıkarmalar devam ederse Johannesburg’u ‘yönetilemez’ duruma getireceklerini söyledi. Geçtiğimiz hafta maden işçileri de birçok kentte eylemler düzenleyerek haklarını istemişlerdi.

 

 

 

 

1. IAAC konferansı gerçekleştirildi

 

Brezilya, Kolombiya, İspanya, İran, Pakistan, Ukrayna, Almanya, Hindistan, ABD, Güney Afrika ve Türkiye’den birçok otomotiv işçisi, 1. Uluslararası Otomotiv İşçileri Konferansı’nda bir araya geldi.

1. Uluslararası Otomotiv İşçileri Konferansı, Almanya’nın Sindelfingen kentinde 14 Ekim’de delegeler toplantısıyla başladı. 19 ülkeden katılımcının yer aldığı konferansta Türkiye’den Metal İşçileri Birliği temsilcisi ve bir Renault işçisi de yer aldı.

Konferans işçi sınıfı mücadelesinde hayatını kaybedenler için saygı duruşuyla başladı. Açılış konuşmasında otomotiv işçileri arasındaki uluslararası dayanışmanın önemine dikkat çekildi. Hazırlık grubunun faaliyet raporunun okunmasının ardından delegeler kongreyi selamlayan konuşmalar yaptılar.

Bu kısımda Metal İşçileri Birliği temsilcisi ile bir Renault işçisi de konuşarak, kongreyi selamladılar. Konuşmalarda çeşitli fabrikalardaki mücadelelerin deneyimleri paylaşıldı ve uluslararası dayanışmanın önemine dikkat çekildi. Bundan sonra otomotiv işçilerinin daha güçlü bir dayanışmayı örmelerinin gereğine değinildi. Konferansın devamında kongre faaliyet raporu okunduktan sonra oylanarak kabul edildi.

İkinci gün, delegeler toplantısı çalışma ilkeleri üzerinde tartışmalara başlarken öte yandan çeşitli konu başlıkları üzerinden forumlar yapıldı.

Fabrika forumları kapsamında, GM-Opel-PSA/Renault-Daimler-Nissan/WW-Seat-Audi-Skoda-Porsche-MAN/BMW/Bosch/Ford fabrikalarını kapsayan toplam 6 ayrı forum toplandı. Çeşitli ülkelerde aynı fabrikalardan gelen temsilcilerin katıldığı forumlarda, fabrikalardaki ortak sorunlar tartışılırken birlikte yapılabilecek çalışmalarla ilgili sonuçlar çıkarıldı. Dayanışmayı kurumsallaştırmak amacıyla birer çalışma grubu oluşturuldu.

MİB temsilcisi Renault-Daimler-Nissan forumuna katılarak hem metal fırtınası hem de diğer sorunlar hakkında fikirlerini ortaya koydu. Ayrıca üç kişilik uluslararası çalışma grubuna seçildi. Forumda direnen Gürmak ve Kocaer işçileri de selamlandı. Metal fırtınayı ele alan bir forumda ise konuşmacı olarak MİB temsilcisi yer aldı. Forumda Greif ve metal fırtınası ile ilgili iki kısa film gösterildikten sonra MİB temsilcisi bir sunum yaptı. Sunumda çeşitli yönleriyle metal fırtınanın doğuşunu oluşturan koşullar, yaşanan süreç ve sonuçları anlatıldı.

Çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların soruları ile birlikte canlı tartışma ve konuşmaların yapıldığı forum beğeniyle karşılandı. Forumda MİB ile özellikle Türkiye'ye yakın çevredeki ülkelerden katılımcılar arasında ilişkilerin geliştirilmesi yönünde adımlar atılmasına karar verildi. Beraberinde de İran ve Türkiye'deki katılımcılar arasında bir ortak çalışma grubu oluşturuldu.

Konferansın üçüncü gününde tekellerle ilgili forumlara devam edildi. Delegeler toplantısına paralel olarak süren konu forumlarında da işçi sınıfı mücadelesinin deneyleri ve talepleri tartışıldı.

Delegeler toplantısı ve forumlardan sonra kent merkezinde bir yürüyüş ve miting yapıldı. Çok değişik ülkelerden gelen delege ve misafirlerin yer aldığı eylem coşkuyla tamamlandı.

BİR-KAR yürüyüşe “Metal işçileriyle dayanışmayı yükselt!” yazılı pankartla katıldı. Miting meydanında ve kongre salonunda Gürmak işçilerinin direnişiyle ilgili MİB delegesinin başlattığı bilgilendirme çalışmaları devam etti.

Uluslararası Otomotiv İşçileri Konferansı (1. İAC) 4. gününde forumlarla birlikte çalışmalarına devam etti. ‘Devrim ve reform’, ‘İşçi sağlığı ve çalışma koşulları’, ‘Grev ve grev hakkı’, ‘Göç ve çözüm sorunları’ başlıkları altında yapılan forumlarda canlı tartışmalar yaşandı.

Son gündem maddesi olan seçimlerle devam eden delegeler toplantısı, yeni bir koordinasyon grubu (İCOG) için seçim yaptı. Dokuz kişiden oluşan İCOG’a İspanya, Almanya, Türkiye, Kolombiya, Güney Afrika ve İtalya’dan temsilciler seçildi.

Konferans kapanışı ‘Yaşasın uluslararası dayanışma!’ şiarıyla yapıldı. Akşam saatlerinde ise enternasyonal kültür etkinliği yapıldı. Bu etkinliklerde dünyanın dört bir kıtasından kültürel sunumlar yapıldı. Oldukça canlı ve coşkulu geçen geceye DGB de katkı sundu.

1. IAAC (Otomotiv İşçilerinin 1. Uluslararası Konferansı) “18 Ekim Pazar günü yaptığı son oturumla çalışmalarını tamamladı. Bu oturumda kuruluş bildirgesi için de tartışmalar yapıldı. Forum sözcülerinin ve katılımcıların katkılarıyla zenginleştirilen bildirgeye son biçimi verildi.

Almanya-Bremen’deki Mercedes işçilerine yasadışı grev yaparak 2014 Kasım ayında üretimi durdukları için verilen uyarıya karşı, Kolombiya’da iş kazasıyla engelli bırakılan ve işten atılanlarla, Brezilya’da GM’nin verdiği çıkışlara karşı işçilerin direnişleriyle dayanışma, direnişe katıldıkları için işten atılarak kara listeye alınan işçilerle dayanışma ve Pakistan delegesine Alman emperyalist devletinin vize vermeyerek engellemesine karşı protesto ve engellenen delegeyle dayanışma mesajları da konferansa katılanlar tarafından kabul edilerek onaylandı.

Son gün çalışma oturumunu coşkuyla açan konferans, çalışmasını coşkuyla tamamladı. 200 gönüllü görevlinin katkılarıyla, salonun düzeni, temizliği, çocuk bakımı, mutfak çalışmalarının olduğu gibi, teknik ve tercüme sorunlarının da üstesinden gelinerek, kültürel etkinlikler de başarıyla yerine getirildi.

2019 yılında yapılacak olan yeni bir konferansın önüne koyduğu görevlerini yerine getirerek toplanması dilekleri, sonuç bildirgesinin başlığı olan ‘Bir meşaleden binlerce meşaleye’ çağrısından esinlenerek meşaleler sahneye çağrılan delegelere verildi. Hep birlikte mücadele şarkısı söylenmesiyle çalışmalarını tamamlayan konferans, coşkuyla atılan “Yaşasın uluslararası dayanışma!” sloganıyla sonlandı.

Kızıl Bayrak / Stuttgart


 
§