22 Mayıs 2015
Sayı: KB 2015/20

Gözaltılar, baskılar, provokasyonlar sökmeyecek
Metal direnişinden notlar
Metal işçileri 'yeni'yi yaratacak!
MESS-polis-Türk Metal’den MİB’e operasyon
Baskı ve saldırılarınız boşuna
Metal işçisinin sesi olmaya devam edeceğiz!
MİB’le dayanışma açıklamaları
Metal fırtınası kasırgaya dönüştü
Tofaş işçileri: Gemileri yaktık!
Metal direnişi sermayenin belini büktü
‘MİB operasyonu’ eylemlerle protesto edildi
2015 Toplu Sözleşmesi’ne doğru
MİB emektir, MİB dayanışmadır, MİB zaferin adıdır!
BİR-KAR’dan Avrupalı işçilere çağrı
Bursa’da Türk Metal'in saltanatı çöktü, sıra Trakya’da!
Haklarımızı yasalarla değil, fiili-meşru mücadeleyle kazanacağız!
Şimdi daha güçlüyüz!
İşçi ve emekçilere devrim çağrısı
Seçim vaatleri ve kadınlar
Yalan vaatlere kanmayalım yüzümüzü devrime dönelim!
Gençliğe çağrımızdır: Metal işçileriyle dayanışmayı büyütelim!
Almanya G7 protestolarına hazırlanıyor
Dünyadan grev ve eylemler
Karanlığı dağıtan çekiç metal işçisinin elinde!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yalan vaatlere kanmayalım yüzümüzü devrime dönelim!

 

Yeni bir seçim oyunu daha yaklaşıyor. Sahnede türlü vaatleri ve renkli bayrakları ile düzen partileri, bir de onlarla boy ölçüşen reformist partiler yer alıyor.

Evet, hiç de yabancı değiliz bu olup bitenlere. On yıllardır işçileri, emekçileri ve gençleri kandırarak sergilenen bu oyunun kaybedeni hep işçiler, emekçiler ve gençler oldu. Tabii kazananı da sermaye! Zira kurulu düzenin sömürü çarkları dönmeye hep devam etti. Hükümet koltuğuna kim oturursa otursun sermayenin yıkım programını harfiyen uyguladı. Bir önceki hükümetin yarım bıraktığı işler bir bayrak yarışı gibi bir sonraki dönem hükümetine devredildi.

Bu çıplak gerçeği görmek için sadece Cumhuriyet dönemi seçim dönemlerine ve kurulan hükümetlerin uygulamalarına bakmak yeterli. Bugüne kadar kurulan hükümetler ister sağcı isterse sosyal demokrat, ister muhafazakar isterse dinci, hangi sıfatla iş başına gelirse gelsin hepsi de sermayeye hizmet etmiştir. Hepsi de tescilli Amerikancıdır. Bu toprakları adeta emperyalizmin savaş ve saldırı üssüne dönüştürmüşlerdir. Bölgede cereyan eden emperyalist saldırganlık sonucu dökülen her damla kandan sermaye devleti ve onun dümenine oturan hükümetler sorumludur.

Burjuva cumhuriyet kurulduğu günden beri sermaye gün be gün büyürken; işçi sınıfının yoksulluğu katmerlenmiş, kazanılmış hakları parça parça gasp edilmiş, eğitim, sağlık, ulaşım vb. alanları sermayenin talanına açılmıştır. Yıllardır oynanan seçim oyunu da işte bu tablonun devamı için önemli bir işlev görmüştür.

Düzen partilerinde yalanın bini bir para

Yine bir seçim dönemi içindeyiz ve düzen güçleri sermaye devletinin dümenine geçmek için hummalı bir yarış içerisindeler. Toplumu aldatmak için yalanlar adeta havada uçuşuyor. Emekçilerin sorunları düzen güçlerinin elinde birer sosyal demagoji malzemesi olarak kullanılıyor. Taşeron sisteminin kaldırılacağından işsizlik sorununun biteceğine, ücretlerin yükseltileceğinden iş cinayetlerinin önüne geçileceğine kadar ortaya atılan sayısız argümanla emekçilerin bilinci bulandırılmaya çalışılıyor.

Bu yalan vaatlere dayalı seçim propagandasının hedefinde gençlik de yer alıyor. Türkiye gibi genç nüfusu oldukça yüksek olan bir toplumda düzen güçlerinin bu alana yönelik yoğun bir ilgi göstermesi ise doğal.

Düzen partilerinin ve reformist çevrelerin seçim bildirgelerine bakıldığında gençliği düzene bağlamak için sıralanan yalanlar açıkça görülebilir. İşte seçimde başa yarışan ve onlardan geri kalmayan bazı partilerin seçim vaatlerinden birkaç örnek:

YÖK kalkacak. Harçlar tamamen kaldırılacak. En fazla iki kişilik odalardan oluşan yurtlar inşa edilecek. İhtiyacı olan tüm gençlere ücretsiz yurt sağlanacak. Maddi olanağı yetersiz olan tüm üniversite öğrencilerine Karşılıksız Eğitim Bursu sağlanacak. Talepte bulunan tüm üniversite öğrencilerine kamu destekli, geri ödemesi istihdam koşullarına göre ve uzun vadeli olarak yapılandırılmış Yüksek Eğitim Yaşam Destek Kredisi verilecek. Öğrencilerin askerlik hizmetlerini yaz tatillerinde üçer aylık dönemler halinde tamamlayabilmesi sağlanacak...” Daha da uzatabileceğimiz bu vaatler silsilesi CHP’nin seçim bildirgesinden.

İktidar partisi AKP’nin gençliği aldatmaya yönelik vaatleri ise şöyle: “Seçilme yaşı 18’e indirilecek. Yükseköğrenimde müracaat eden tüm öğrenciye barınma imkanı sağlanacak. Gençlerin kültür ve sanatla beslenmelerini, sanat icra etmelerini sağlayacak ‘Sanat Evleri’ kurulacak. Engelli gençlerimizin yaşamlarını kolaylaştırmak, toplumla bütünleşmelerini sağlamak amacıyla gerekli fiziksel ve sosyal altyapılar güçlendirilecek. Toplumsal alan ve hizmetleri, engelli genç bireylerin katılımına olanak verecek şekilde düzenlenecek. Genç işsizliğinin önüne geçmek için ‘ulusal genç istihdamı strateji belgesi’ hazırlanacak. Gençlerin ortaöğretimden yükseköğretime geçişte eğitim ve kariyer planlamasına yardım edecek ‘Kariyer Merkezleri’ kurulacak.”

Son olarak, bu yarışta 40 yıllık düzen partilerinden geride kalmayan, parlamentoya girmek için canhıraş çabalayan HDP’nin seçim vaatlerine bir göz atalım:

YÖK kaldırılacak. Özgür düşüncenin, akademik üretimin; insan ve doğa yararına bilimsel çalışmaların geliştirildiği, engelsiz ve cinsiyetsiz üniversiteler kurulacak. Üniversitenin tüm bileşenlerinin eşit söz ve karar hakkına sahip olduğu üniversite meclisleri; okul bütçesi, kampüs içi yaşam, ders müfredatı gibi konulara dair tüm kararların üniversite bileşenleri ile kolektif olarak alınmasını sağlayacak. Burs ve katkı payı ödemelerinin bütün öğrencilere karşılıksız verilecek ve burs miktarlarının arttırılması, ikinci öğretimdeki katkı payları ve öğrenim ücretlerinin kaldırılması için merkezi ve yerel düzeyde gerekli bütçe hazırlıkları yapılacak. Öğrenci gençlerin yaşadıkları yurtların kapasite ve niteliklerine ilişkin iyileştirmeler yapılacak. Gençlerin kendi yaşam alanlarına dair karar verme hakları temelinde yönetime katılmaları önündeki engelleri ve cinsel, dini, etnik kimlik farklılıklarına yönelik ayrımcılık içeren disiplin yönetmeliği kaldırılacak. Genç işsizliğiyle mücadele için gençlik istihdam planları hazırlanacak...”

Evet, yukarıda yer alan söylemler seçim yarışında öne çıkan bazı partilerin gençliği hedef alan vaatlerinin sadece bir bölümünü içeriyor. Buna bir de seçim aldatmacasında rol alan diğer partileri eklediğinizde toplumun ve gençliğin seçimler üzerinden nasıl bir kuşatma altında olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Gençlik yüzünü yalan vaatlere değil
devrime dönmelidir

Düzen güçlerinin seçim programlarında yer alan yalan tufanı öte yandan gençliğin yaşadığı sorunlar yumağının da bilançosunu ortaya koyuyor. Geleceksizlik, paralı eğitim, barınma ve ulaşım sorunları, işsizlik gibi sonu gelmeyen sorunları istismar eden düzen partileri oy avcılığı yapıyor.

Fakat bizler biliyoruz ki, tüm bu sorunların arka planında kapitalist sömürü düzeni yer almaktadır. Her birisi düzenin devamı için çalışan burjuva partilerin bu sorunları çözmek gibi bir niyeti yoktur. Tersine parlamentoya kapağı attıktan sonra hepsi de sermayenin yeni saldırılarına imza atacaklardır. HDP ve etrafında öbeklenen reformist sol da yine bu sorunlar üzerinden vaatler sıralamakta, tüm bu sorunların seçimler yoluyla çözüleceğini topluma öğütlemektedir. Onlar da en az burjuva partiler kadar oyunun parçasıdırlar ve aldatmacaya ortak olmaktadırlar.

İşte bu gerçekler aynasında gençliğe düşen görev yalan vaatlerin peşine koşmak değil, düzene karşı dişe diş bir mücadele içerisine girmektir. Zira temel haklar ve özgürlükler ancak böyle elde edilebilir. Tarihsel deneyimler bizlere bunu açıkça göstermektedir. Tek bir hak kırıntısı bile mücadele edilmeden elde edilmemiştir. Kim ki bu sorunların seçimler aracılığıyla çözüleceğini söylüyorsa yalan söylüyordur.

Bu nedenle gençlik, geleceği ve özgürlüğü için düzene karşı mücadele saflarında yerini almalıdır. YÖK’ün kaldırılmasından eğitimin parasız hale getirilmesine, ana dilde eğitimden barınma ve ulaşım sorununa kadar tüm taleplerimizi elde etmenin biricik yolu budur. Bu kazanımların kalıcılaşması ise ancak ve ancak sosyalist bir düzenle mümkün olacaktır.

 
§