5 Aralık 2014
Sayı: KB 2014/48

Yatağan işçisi kavgayı büyütüyor
Yatağan kazanırsa işçi sınıfı kazanır!
Yatağan’dan izlenimler
Yatağan’da barikattan bir adım ileriye!
“Yatağan’daki mücadeleyi toplumsallaştırırsak başarı elde edilir”
2015 bütçesi açıklandı!
13 Aralık Ankara mitingi üzerine
Orta oyuncuları masada!
Greif’te taşeronluk nasıl kaldırıldı?
Yol-iş’in hava boşaltma eylemi ve görevler!
Ne servet ne değer; meşgale olsun diye sömürüyormuş(!)
İşten atıldılar, tazminatları iç edildi, ‘fırça’ yediler
İşçi katliamları sürüyor
DGB 1. Genel Kurulu başarıyla toplandı
‘Gençlik birliğe, devrime!’
‘Gençliğin devrimci birliği yolunda önemli bir adım’
Katliamların hesabını vereceksiniz!
CHP’nin Kürt sorununu çözme vaadi ve gerçekler!
İçerde, dışarda hücreleri parçalayalım!
Yeni ‘saldırı yasası’ meclisten geçti
Kobanê’de direniş çetelere kök söktürüyor
Kölelik ve sömürü koşullarına karşı işçi ve emekçi eylemleri
ABD’de öfke tekellere yöneldi
25 Kasım’ın gösterdikleri ve emekçi kadın çalışmamız
Kadınlar güvencesizliğe itiliyor
Çürüyen tükenir, tükenen çürür - D. Umut
Devrimci Gençlik Birliği'nin ilke ve işleyişi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

25 Kasım’ın gösterdikleri ve emekçi kadın çalışmamız

 

25 Kasım, on yıllardır ülkemizde ve dünyada kadın üzerindeki baskı ve eşitsizliğin bir parçası olan şiddete karşı mücadele günü olarak örgütleniyor. Çok farklı boyutlar taşıyan kadına yönelik şiddet, özünde sınıflara dayalı sistemin ve bu sistemin kadın üzerindeki baskı ve eşitsizliğin doğal bir sonucudur.

25 Kasım gününün ilk çıkışında dahi, siyasal mücadele içindeki kadınların karşı karşıya kaldıkları devlet şiddetine karşı tepki, öfke ve mücadele çağrısı vardır. Ancak bir dizi başka gündemde olduğu gibi, özellikle feministlerin ve reformistlerin özel çabaları ve kadın sorununa düzen sınırları içerisinde bakışın bir sonucu olarak, erkeğin kadın üzerindeki şiddetine indirgenmiş ve kadın-erkek karşıtlığına dönüştürülmüştür.

25 Kasım eylemleri, geçtiğimiz yıllarda kadının cinsel ezilmişliği ekseninde, kadının cinsel kimliğine dönük saldırılar ve kadın cinayetlerine tepkinin öne çıktığı eylemler biçiminde gerçekleşmekteydi. Bu yıl 25 Kasım’ı emperyalist savaş ve saldırganlığın arttığı, sosyal yıkım saldırılarının peş peşe yaşandığı, dinci-gerici AKP hükümetinin kadın bedeni üzerinden saldırganlaştığı, kadın emeğinin azgınca sömürüldüğü, Ortadoğu’da gerici çetelerin halklara ve özellikle kadınlara yönelik akılalmaz saldırılar gerçekleştirdiği ve aynı zamanda AKP iktidarının bu gerici çeteleri destekleyerek bu suça ortak olduğu bir süreçte karşıladık.

25 Kasım bu yıl reformist, feminist, ilerici ve devrimci güçler tarafından ülke genelinde yaygın eylemlere konu edildi. Kürdistan’da gerçekleşen eylemleri saymazsak, katılımın görece daha zayıf olduğu, gündeminin ise kadının cinsel kimliğine dönük saldırıların yanı sıra Kobanê gündemiyle bağlı olarak devletin uyguladığı şiddetin, bu şiddet karşısında gerek ülkemizde gerekse de Kobanê’de kadınların sergilediği direniş olduğu görülmektedir. Bu sonucun yaşanmasında ise, Kobanê’de gerçekleşen direnişin ve özellikle kadınların direnişte tuttuğu yerin tüm toplumsal muhalefet içinde belirgin bir saygı ve sempati oluşturması yatmaktadır.

Emekçi Kadın Komisyonları ise bu yıl da 8 Mart süreçlerinde olduğu gibi, 25 Kasım’da da ideolojik ayrımlar üzerinden hareket etti. Kadına yönelik erkeğin uyguladığı şiddetin gerisinde kapitalist sistemin ayrılmaz bir parçası olan ataerkil zihniyet ve kültürün yattığını, sorunun mevcut toplumsal düzenden kaynaklandığını ifade ettiler. Aynı zamanda güncel planda sömürü düzeninin kadın işçiler üzerindeki çifte baskı ve ezilmişliğini işlemekle birlikte, devlet şiddetini ve buna karşı ülkemizde ve Kobanê’de kadınların direnişini öne çıkardılar. Bu politik eksende bir dizi kentte ve bölgede başta emekçi kadınlar olmak üzere kitlelere dönük etkili ve yaygın bir çalışma ortaya koydular. Bildirilerden imza kampanyalarına, ev toplantılarından eğitim seminerlerine, forumlardan kitle etkinliklerine etkin bir faaliyet örgütlediler, bunların üzerinden kadınların inisiyatifinin öne çıktığı kitle eylemleri gerçekleştirdiler.

Tüm bu süreç, Devrimci Kadın Kurultayı’nın ardından parça parça da olsa belli bir süreklilik eğilimi gösteren Emekçi Kadın Komisyonları’nın toparlanmasına, yeni alanlarda komisyonların kurulmasına, aynı zamanda emekçi kadınların bu komisyonların etrafında birleşmesine hizmet etti. Vurgulanması gereken en önemli nokta ise, emekçi kadınların bu süreçte özneleşmesi ve süreç içinde etkin bir rol oynamalarının sağlanmasıdır. Emekçi kadınlar işyerlerinde, evlerinde, sokaklarında faaliyetin bir parçası haline geldiler. Komisyon bileşenlerinin kolektif iradesi ile yapılan bu çalışmalar komisyon bileşenlerinin aktif olarak katılımı ile örüldü. Aynı zamanda kadın çalışmasının eksenini oluşturan kadın işçilere belirgin bir yönelim de gerçekleştirildi. Fabrikalarda, işyerlerinde, çalışma yaşamında kadınların yaşadıkları sorunlar ile cinsel kimliği üzerinden yaşadığı sorunlar bütünleştirilerek çalışmaya konu edildi.

Kuşkusuz ki, emekçi kadın çalışmasının bir ayağını emekçi kadınların bilinçlendirilmesi, siyasal sınıf mücadelesine kazanılması oluşturuyorken, bir diğer ayağını da erkek işçiyi kadın sorunu konusunda aydınlatmak, bilinçlendirmek ve değiştirme çabası oluşturmaktadır. 25 Kasım süreci, gündemi itibariyle de bu açıdan bir dizi alanda anlamlı tartışma ve müdahalelere konu olmuştur. Yürütülen çalışmalar, bu açıdan devrimci sınıf çalışmasının çeperindeki güçlere yönelik önümüzdeki süreçte sistematik bir çalışma yürütmenin ihtiyacını açığa çıkarmıştır.

Emekçi kadın çalışmasını kimi takvimsel günler sınırında ele almayan, gündelik sınıf çalışmasının ayrılmaz bir parçası olarak değerlendiren Emekçi Kadın Komisyonları, 25 Kasım sürecinde mevzilerini güçlendirmiş, işçi sınıfının bir parçası olan kadın işçilere dönük çalışmada yeni imkanlar yaratmıştır.

Bu temelde Komisyonlar, 25 Kasım’ın ardından geleceğe daha güçlü yüklenme hedefiyle planlamalarını ortaya koymuş bulunuyor. Öncelikli olarak farklı il ve bölgelerde çalışmalarını yürüten Emekçi Kadın Komisyonu çalışanlarının bir araya geleceği, emekçi kadın çalışmasının esaslarının ele alınacağı, zorlanma alanlarının masaya yatırılacağı, çalışmanın ihtiyaçlarının tartışılacağı ve önümüzdeki dönem politikalarının belirleneceği çalıştay gerçekleştirilecek.

21 Aralık’ta düzenlenecek olan çalıştay, emekçi kadın çalışmasının kökleşmesine hizmet etmekle birlikte önümüzdeki bahar sürecini güçlü bir şekilde kucaklamak için politik hazırlığın bugünden yapılmasını da sağlayacaktır.

“Güne yüklenerek, geleceğe yürüyoruz” diyen Emekçi Kadın Komisyonları, 25 Kasım sürecinin ardından, önümüzdeki dönem içerisinde daha çok kadın işçiyi siyasal sınıf mücadelesi saflarına katmak ve aynı zamanda siyasal mücadelede kadınların daha fazla ön saflarda yer almasını sağlamak için, adımlarını hızlandıracaktır.

Emekçi Kadın Komisyonları


 
§