23 Mart 2012
Sayı: SYKB 2012/12

 Kızıl Bayrak'tan
Newroz’un isyan ateşiyle
devrimci baharı kazanmaya!
Newroz provokatörü
“polis” çıktı!
İstanbul’da Newroz’a
devlet terörü
İstanbul’da Newroz coşkusu
Newroz coşkuyla kutlandı
Kürt halkı Newroz alanlarını doldurdu
Sivas katliamı davasında
zamanaşımına öfke
Elta işçileri hakları için direniyor
Bosch işçisi kazandı,
buz kırıldı yol açıldı!
Bosch işçileri yuvaya döndü
MEPA direnişi
patronlara korku salacak!
Tarihsel çağ ve yeni tarihsel dönem
H. Fırat
Suriye’ye emperyalist saldırı için
zemin düzleniyor!
NATO’nun Libya saldırısı
birinci yılında
Dünyada grev ve
eylemlerden
8 Mart eylemlerinin
ardından
4+4+4’e karşı grev uyarısı
Ekim Gençliği’nin
çalışmalarından
16 Mart’ın yıldönümünde
katliamlar lanetlendi
16 Mart eylemleri üzerine
HEY Tekstil penceresinden
kadın sorununa bir bakış
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bosch işçileri yuvaya döndü

Bosch’taki Türk Metal saltanatına büyük bir darbe vuran Bosch işçilerinin Birleşik Metal-İş’e üyelikleri tamamlandı. Metal işçilerine yürünmesi gereken yolu gösteren işçiler, Türk Metal üyesi diğer işçilere de istifa çağrısında bulunuyorlar.

Semih: 10-15 yıllık abilerimizin aldığı zamlar ortada. Ben bu fabrikada 2 yıldır çalışıyorum. Ben evliyim, evladım var. Ben on sene sonra şu an aldığım parayı alacaksam bu işin bir anlamı yok. Umarız hayırlı olur. Süreç sonlandı gibi. Mutluyuz, verdiğimiz kararın sonuna kadar arkasındayız.

İlker: Daha önce deplasmandaydık, şimdi ev sahibiyiz. Yuvaya döndük. Biraz geç oldu ama olsun. 98’de Tofaş’daydım. Neden sendika değiştirdik çünkü sürekli bizden gitmeye başladı. Bize gelen hiçbir şey olmamaya başladı. Bu, en azından Türk-Metal’e ultimaton olur. Biz ayrıldık, DİSK’e geçtik ama diğer sendikada kalan arkadaşlar bu durumun sefasını bir müddet süreceklerdir. Bir basınç oluşacaktır. Eğer yapmazlarsa zaten, bu arkadaşları da ellerinde tutamazlarsa herkes evine döner, kucaklaşırız.

Mustafa: Bunu işçinin özgürlüğü olarak düşünüyorum. Demokratik bir adım atıldı burada. Bundan sonra işçi karar verecek. İşçi ve işveren arasındaki sözleşme olsun, işçinin hakları olsun her şey daha demokratik olacak diye düşünüyorum. Bosch’ta bu sürece gelindiği için mutluyum. Umarım diğer işçi arkadaşlar da bu süreçlere gelirler, bunları başarırlar.

Sendika değiştirmemizin sebebi taleplerimize karşılık bulamamamız. Bazı şeylerin gizli, örtülü, bize bilgi verilmeden yapılması. Türk Metal’in işçi sendikası değil de işveren sendikası olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden böyle bir adım attık.

Hüseyin: Gayet güzel ve olumlu bir durum oldu bizim açımızdan. En güzeli de kavgasız, gürültüsüz, patırtısız, herkesin gönül rızasıyla aydınlık bir geleceğe ilk adımı attık. Kesinlikle haklarımız için daha fazla direnç göstereceğiz. Bundan eminim. DİSK’i, geçmiş dönemlerde yaşanan olayları, grevleri biliyoruz. Çabalayan bir sendika, biz de onun üyesi olduğumuz için gurur duyuyoruz. Uzun zamandan beri biliyorduk. Türk Metal üyesi işçilerin hepsini buraya davet ediyoruz. Burası kardeş sendika. Hepsi bizler için tek yürek olmuşlar. Bizler için bu soğukta bu zorlu koşullarda çaba gösterdiler. Zaten arayan arkadaşlar da var. Hepsini bilgilendiriyoruz. Onlara da kazasız belasız geçiş temenni ediyoruz.

Erdoğan Özdemir (Ejot Tezmak/ İstanbul 2 No’lu Şube): Bizim için çok ciddi bir olay. Yıllardır bizim bu bölgede var olma savaşımız vardı. Bu ciddi olarak da bize ivme kazandırdı. Bu şu demek, gelecekte diğer işyerlerine sıçrama ve Bursa kendine has bir bölge olduğu için bunun diğer işyerlerini tetikleyeceğini düşünüyoruz. Bunun için tabi ki yerimizde oturup beklemeyeceğiz. Bununla ilgili çalışmalarımızı tamamlayacağız. Birebir işletmeleri hedef alarak, uzun vadeli programlar yaparak tıpkı Bosch’taki gibi çalışmalarımızı başarıya ulaştırmalıyız.

Diğer metal işçilerine de artık yuvanıza geri dönün diyorum. Kendinizi ifade etmek istiyorsanız sizin yeriniz DİSK. İyi bir toplu sözleşmenin yolu yan yana olmaktan geçer.

Kemikleşmiş bir yapıyı kırdık”

İsimlerini vermek istemeyen bir grup Bosch işçisi de Türk Metal’den istifa edip Birleşik Metal-İş’e üye olmalarını gazetemize değerlendirdi.

- Haklarıma özgürce kavuşmak için sendikalı olmak istedim. DİSK’in de buna en uygun sendika olduğunu düşünüyorum. Benim bulunduğum sendika zaten işveren sendikası, bunu herkes biliyor. Sözleşme zamanı aldığımız zamlar zaten ortada. 12 yıldır burada çalışıyorum, 2 ay önce girenlerle neredeyse aynı maaşı alıyorum.

Süreç neredeyse bitti. Çok mutluyum. Bu coşkuyu fabrikadaki arkadaşlarla beraber yaşıyoruz. Sürekli telefonlaşıyoruz, sürekli haberleşiyoruz. Gelen yalan haberlere de inanmıyoruz.

- Ben bu sürecin ilk kurucularındanım diyebilirim. 1 Mayıs’ta ben bu işin içine girdim. Son iki ayda çok emek verdik. Yeri geldi evimize çok geç saatlerde gittik. Yeri geldi fabrikalarda baskılara maruz kaldık. Fabrikalarda farklı gruplar var. Onlar üzerinden baskılar oldu. Şevket Yılmaz ile arası iyi olanlar tarafından da baskılara maruz kaldık. Yeri geldi biz de onları tehdit ettik ama pabuç bırakmadık. Ama hiçbir zaman yılmadık. Daha çok inancımız ön plandaydı. Şu an çok büyük bir şevk hissediyorum. Emeğimin karşılığını aldığımı görüyorum.

Ben bu fabrikada 95 yılından beri varım. Ben stajımı da burada yaptım. Ben başka iş bilmem. Okulum bitti. Buraya girdim. Burada evlendim. Burada askere gittim. Çoğu şeyi burada gördüm. Ama şunu da gördüm, burada bizi şu ana kadar kimse savunmadı. Sendikacı kavramı benim bildiğim çok farklı birşey, bu fabrikada yaşadıklarımız çok farklı birşey. Biz şikayetimizi, olumsuz bir şeyi sendikacıya söylemeye korkuyorduk. Ama şu an o baskıları kaldıracağız. Bunların hepsini yıkacağız.

TİS süreci nedir, nasıl işliyor. Bu konuda çok bilgi sahibi değilim sendikadan kaynaklı. Bizi bu konuda çok bilgilendirmiyorlardı. Biz de kendimizi bu sendikaya geçtiğimiz süreçten beri geliştirmeye çalışıyoruz.

Ben dün burada bir söz söyledim ve o söz çok beğenildi. Örgütlenme uzmanı Alpaslan’la beraber çok zor bir tempoda çalıştık. Onunla burada karşılaştığımızda çok duygulu anlar yaşadık. Gözlerimiz doldu, ağladık. O zaman şunu söyledim: “Gözler her zaman biber gazı ile yaşarmaz. Mutluluktan da yaşarıyor.”

- Kemikleşmiş bir yapıyı kırdık. Çöktüler. Kendileri de bunun farkında. Ağlayacaklar… Sonunda onlar da bu sendikaya gelecek. Onların savunucuları, onların yandaşları hepsi bu sendikaya gelmek zorunda kalacak. Türk Metal üyesi diğer işçilere artık bu adamlardan kurtulmaları çağrısı yapıyorum. Bu insanlardan mafyadan kurtulup işçiyi gerçekten temsil edecek sendikaya gelsinler.

- Bu büyük bir başarı. Yapabileceğimiz her şeyi başardık. Böyle kemik bir kadroyu, kemik bir düzeni yıktık. Ama hep birbirlerimizle yardımlaştık. Hep beraber olduk. İçeride örgütlenme çok iyi. Hepimiz bir kişiydik. Bizim üniversiteli stajyer arkadaşımız vardı. Mustafa Şen atıldı dedi. O atılmış olabilir, izne çıkarılmış olabilir. O çıkarıldıysa bir Mustafa Şen gider onlarca Mustafa Şen gelir. Biz hepimiz Mustafa Şen’iz. Bu süreç bu şekilde yürüdü. Böyle de devam edecek. Diğer firmalar da gelecek. Hiç merak etmesinler hepsi doğru yolu bulacak.

Kızıl Bayrak / Bursa



Türk Metal’i korku sardı

Kuruluşundan itibaren, çatısı altındaki metal işçilerine ve işçi sınıfına sayısız ihanette bulunan Türk Metal çetesinin etekleri tutuştu.

Bursa’da kurulu Bosch’un üç fabrikasında toplam 6 bin Türk Metal üyesinin Birleşik Metal-İş’e geçmesinin ardından Türk Metal çetesinin söylemleri “sertleşti”. Yaklaşan 2012-2014 Metal Grup TİS süreci öncesinde, metal işçilerinin tepkisini dizginlemeye çalışan işbirlikçi çete harekete geçti.

İhanet şebekesinin şefi ve Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, Bursa’daki geçişlerin ardından Ulusal İstihdam Stratejisi’ni ve hak gasplarını hatırladı.

Türk Metal Gebze Dilovası Şubesi 3. Olağan Genel Kurulu’nun açış konuşmasında metal işçilerine seslenen Genel Başkan Pevrul Kavlak; “hükümet tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin işçiler için bir Ulusal İstihdam trajedisi olduğunu” söyleyerek, bu dayatmalardan vazgeçilmesini istedi. Sermayedarlara ve hükümete seslendiği konuşmasında Kavlak, “huzurumuzu bozmayın” çağrısında bulundu.

Kavlak, Bosch işçilerinin Türk Metal’e vurduğu darbeye değinmezken hükümeti de sözde eleştirdi.