23 Mart 2012
Sayı: SYKB 2012/12

 Kızıl Bayrak'tan
Newroz’un isyan ateşiyle
devrimci baharı kazanmaya!
Newroz provokatörü
“polis” çıktı!
İstanbul’da Newroz’a
devlet terörü
İstanbul’da Newroz coşkusu
Newroz coşkuyla kutlandı
Kürt halkı Newroz alanlarını doldurdu
Sivas katliamı davasında
zamanaşımına öfke
Elta işçileri hakları için direniyor
Bosch işçisi kazandı,
buz kırıldı yol açıldı!
Bosch işçileri yuvaya döndü
MEPA direnişi
patronlara korku salacak!
Tarihsel çağ ve yeni tarihsel dönem
H. Fırat
Suriye’ye emperyalist saldırı için
zemin düzleniyor!
NATO’nun Libya saldırısı
birinci yılında
Dünyada grev ve
eylemlerden
8 Mart eylemlerinin
ardından
4+4+4’e karşı grev uyarısı
Ekim Gençliği’nin
çalışmalarından
16 Mart’ın yıldönümünde
katliamlar lanetlendi
16 Mart eylemleri üzerine
HEY Tekstil penceresinden
kadın sorununa bir bakış
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bosch işçisi kazandı,
buz kırıldı yol açıldı!

Bosch işçisinin Türk Metal’den istifa ederek Birleşik Metal’in yolunu tutmasının siyasal yankıları sınırlı da olsa, sınıf mücadelesi bakımından son derece kritik bir adım oldu. Bu türden adımlar büyük bir savaşa girmeden sessiz-sedasız elde edilen stratejik mevzilere benzer. Düşman önemli bir mevziden yoksun kalırken, işçi sınıfı güç dengelerini değiştirebilecek önemde bir mevzi kazanmış demektir. Eğer bu mevzi düşmana karşı etkin bir biçimde kullanılabilirse sınıf mücadelesinde yeni bir durumun doğuşunun da yolu açılır. Böylelikle gerçekleştiği anda siyasal bakımdan pek az etki yaratabilen bir gelişme giderek olabilecek tüm sonuçlarına ulaşır. O an geldiğinde bu gelişmenin tarihsel önemi ve değeri herkesçe anlaşılır.

Fakat metal işkolu ve özelde Bosch söz konusu olduğunda ise bu adımın ne derece önemli olduğu ve yol açabileceği sonuçlar her iki düşman sınıf kampından da yeterince biliniyor. İşte bunun için bu çıkışın gerçekleştiği Bursa’da Bosch işçisinin yaptığı kulaktan kulağa yayılarak gerçek bir heyecan dalgasına yol açabiliyor. Tarihsel ve siyasal bir bilince sahip olmayan, ancak Türk Metal’in ve onunla sembolleşen düzenin ne olduğunu bilen işçiler ve emekçiler, Bosch işçisini sahipleniyor ve onun attığı adımla sezgisel düzeyde de olsa artık bir şeylerin değişebileceği yönünde düşüncesi olgunlaşıyor. Binlerce ağız bu milyonluk metropol kentte Bosch işçisinin yaptığını duyuruyor ve umutları büyütüyor. Ama sadece bu kadar da değil. Başka bazı kentlerden de benzer yönde arayışların yaşandığı bilgisi geliyor. Daha şimdiden birçok fabrikadan benzer yönde adımlar atmaya yönelen, ancak nasıl yapılacağını bilmeyen işçilerin sesi duyuluyor. Öyle ki DİSK ve Birleşik Metal’e çeşitli il ve fabrikalardan işçiler bir biçimde ulaşmaya çalışıyorlar. O nedenledir ki Bosch’tan yediği şamara yanıt veremeyen Türk Metal çetesi aynı zamanda başka fabrikalardaki arayışların önünü kesmeye çalışıyor.

Hiç kuşku yok ki sermaye cephesi de Bosch işçisinin attığı adımın anlamı ve yaratabileceği sonuçları konusunda berrak bir bilince sahip. Çünkü tekelci burjuvazinin çelik çekirdeğini oluşturan Koç gibi unsurları başta olmak üzere, metal işçisinin işçi sınıfı içerisinde tuttuğu yeri iyi biliyor. Acı tarihsel deneyimleri de, Türk Metal gibi bir çeteyi özel olarak bugüne kadar koruyup kollamaları da bunun zaten açık kanıtları. Tekelci burjuvazi metal işçisine ve DİSK’e o denli düşmandır ki, Vehbi Koç’un fabrikalarından herhangi birine DİSK’i sokmamaya yeminli olduğu ve bunu bir vasiyet haline getirdiği de söylenmektedir. İşte bunun için medya tekeli basit bir sendika değiştirme eylemi gibi bu eylemi görmezden gelse de tekelci burjuvazinin duyduğu korkunun derinliğinden eminiz. Bu korku nedeniyledir ki kıvılcımın sıçrama ihtimalinin olduğu tüm büyük fabrikalarda işçiler üzerindeki baskı ve yıldırma politikası anında yürürlüğe sokulmuştur.

Ancak burada Bosch’un örgütlenme sürecinin her aşamasında haklı olarak gündeme gelen şu soru sorulmaktadır: Sınıflar mücadelesinde bu denli stratejik önemde bir çıkışın üstesinden gelmek üzere sermaye ve Türk Metal çetesi bu çıkışı neden daha baştan bastırmak yoluna gitmemişlerdir? Dahası bu konuda en son ‘98 yılındaki büyük metal fırtınası karşısında görüldüğü gibi kanlı bir pratikleri varken…

Doğrusu bu kirli cephe elinden gelse bunu yapardı buna eminiz. Ancak yapamamışlardır. Bosch’un uluslararası bir tekel olması, Almanya’daki fabrikalarında örgütlü IG Metal’in Birleşik Metal lehine taraf olması, Türk Metal çetesinin uluslararası sendikal federasyonlara katılmak için kendisini maskeleme çabası, burjuvazi arasındaki rekabet gibi nedenler bu soruyu açıklamak için sıralanabilecek nedenlerdir. Fakat asıl belirleyici nedenler, Bosch işçisinin nispeten eğitimli ve özgüveni yüksek bir işçi grubu olması. Yanısıra Türk Metal çetesine karşı yoğun öfkesi, bu öfkenin Birleşik Metal’in de çabalarıyla birlikte örgütlü biçimler alması gibi doğrudan Bosch işçisinin kendi öz dinamiklerinde aranmalıdır. Dışsal etkenler ve burjuva cephedeki zayıflıklar ancak bu dinamiğin yanında ikincil roller üstlenmiştir.

Türk Metal çetesinin de çok sert biçimler almasa dahi baskı uygulamadığı söylenemez. Ancak tüm bunlar daha en başta ters tepmiş ve Bosch işçisinin Türk Metal’den kopuşunu hızlandırmaktan başka bir sonuç yaratmamıştır. Örneğin ideolojik nedenlerle Türk Metal’de kalmak üzere gerici bir tutum alan milliyetçi işçiler dahi bu baskılar karşısında saf değiştirerek sürece dahil olmuşlardır. Yoğun öfke, güçlü bir özgüvenle birleştiğinde ve en sonunda da örgütlenmeye doğru evrildiğinde olağan anlarda işçileri korkutup yıldırabilecek tutumlar (fabrikaların çevresinde konvoylarla dolaşmalar, servis araçlarını engelleme, taşlama gibi…) her defasında mücadelenin daha da güçlenmesinden başka bir sonuç yaratmamıştır.

Belirtmek gerekir ki Bosch işçisinin direncini kırabilecek en etkili silah işsizlik sopasıydı. İşte ikinci türden dinamikler en anlamlı rolü burada oynadılar. Uluslararası sendikal federasyonların da zorlamasıyla Bosch yönetiminin “işçinin istediği sendikayı seçmekte özgür olduğu, bundan dolayı herhangi bir işten atmanın sözkonusu olmayacağı” biçiminde altına imza attığı belge, Bosch işçisinin örgütlenme sürecinde en önemli eşiklerden birinin atlanmasına katkı sağladı. Bundan sonra süreç güçlü bir itilim kazanırken, en ilerde duran öncü işçilerin altındaki özellikle kritik konumlarda bulunan kararsız işçilerin de sürece aktif biçimde katılmasına yol açtı. Bundan sonra da karşı hamleler tümden etkisizleşirken su yatağını buldu.

Bu noktada süreç içerisinde örgütlü iradenin özelde de sendikanın rolüne, işlevine ve sınırlarına değinmek istiyoruz. Bu bakımdan durumu anlamak için Birleşik Metal Şube Başkanı Ayhan Ekinci’nin gazetemize verdiği beyanatta yaptığı vurgular dikkat çekici. Ekinci, “biz mi işçilere gittik, işçiler mi bize geldi anlayamadık, ancak sonuçta bu işi birlikte sonuçlandırdık” derken gerçek durumu da özetlemektedir. Evet, sendikanın ve işçilerin süreç içerisindeki rollerinin nerede başlayıp bittiğini söylemek mümkün değildir. Ancak şunu söyleyelim ki, sendika yönetimi bu süreçte Bosch’u örgütlemek üzere kesin bir kararlılık göstermiş, sendikanın kaynaklarını seferber etmiş, hiçbir imkanını kullanmaktan çekinmemiştir. Sendika yöneticileri ve uzmanları yaklaşık bir yıllık süreç boyunca emek vermişlerdir. Ama belirtelim ki Bosch işçisinin güçlü örgütlenme isteği ve bu isteğin ifadesi olan öncü işçilerin inisiyatifi olmasaydı bu süreçte tek bir adım atmak mümkün olmazdı. Sendikanın burada oynadığı en önemli rol süreç içerisinde ortaya çıkan öncü işçilerin örgütlü bir biçimde hareket etmesine olanak sağlaması, bunu kolaylaştırması ve yön vermesidir. Ancak bu bir kez yapıldığında da bu davaya baş koyan öncü işçilerin inisiyatifinde Bosch adım adım örgütlenmiştir. (Ek bir not olarak belirtelim ki, sendika ve öncü işçilerin dışında, sınıf devrimcileri gibi başka öznelerin de anlamlı katkıları olmuştur.)

Öncü işçilerin süreçteki oynadıkları rol en açık biçimde istifa sürecinde görülmüştür. Öyle ki fabrikalardan işçilerin baskı ve engellemelere rağmen çıkarılmasında tümüyle bu öncüler rol oynamıştır. Bu yüzü sosyalizme dönük birkaçı dışında genel olarak politik olarak geri, doğal öncü kimliği gelişkin işçiler örgütlü bir şekilde hareket ederek binlerce işçiyi istifa yoluna sokmuşlardır. İlk kritik anda çetenin engellemeleri karşısında istifa-üyelik işlemlerinin yapıldığı merkez yerine servislerin yolunu tutan Bosch işçileri, bu işçilerin kararlı çabalarıyla geri getirilmişlerdir. Böylelikle de korku duvarlarında ilk gedikler açılmış, daha sonra dalga dalga gelen işçilerle yerle bir edilmiş ve zafere ulaşılmıştır.

Bu aşamadan sonra Bosch’ta yeni ve zorlu bir sürece girilmiş oldu. Çünkü Bosch işçilerinin attığı adımın tüm sonuçlarına ulaşması, Türk Metal çetesinin tümden yıkılması ve bu adımın giderek işçi sınıfının bilinç ve örgütlenme düzeyinde bir sıçramanın dayanağı haline gelmesi için bir dizi görev demektir bu. Bunlardan birincisi Bosch işçilerinin beklentilerine yanıt verecek bir toplu sözleşme imzalamak, böylelikle önceki grup TİS sürecinde yarım kalan adımı tamamlayarak MESS-Türk Metal düzenini yıkmaktır. Özcesi işçi sınıfının gözü Bosch işçisinde ve Birleşik Metal’in üzerinde olacaktır.

Bunun için de Bosch işçilerinin öncülerinden başlayarak ileri bir sınıf bilinciyle eğitilmesi, örgütlenme kapasitesinin yükseltilmesi ve eylem yeteneğinin geliştirilmesi gerekmektedir. Sendika yönetimi bu çerçevede bir çalışmayı gecikmeden yapmak niyetinde ve azminde olduğunu beyan etmektedir. Bosch işçisinin beklentisi, isteği ve iradesi bu yöndedir. Şu durumda güçlü bir özgüvene ve başarmış olmanın moral gücüne sahip olan Bosch işçileri, bu beklentilerinin arkasında duracak ve gerektiğinde hesap sorma bilinciyle davranabilecektir.

Mevcut durumda sınıf mücadelesinde özel bir yeri olan MESS Grup TİS sürecinin ilk aşamada metal işçileri tarafından kazanıldığına şüphe yoktur. Bundan sonra hedef Bosch’un da birikimlerine yaslanarak metal işçilerini ayağa kaldırmak ve MESS’in 12 Eylül’de kurduğu düzeni yıkmak, deli gömleğini parça parça etmektir.

Buz kırılmış, yol açılmıştır...

 

 

 

 

MİB Bosch işçisinin sesini yayıyor

Metal İşçileri Birliği, Bosch işçilerinin Birleşik Metal’e geçişinin ardından bu büyük adımı diğer işçi bölüklerine anlatmak ve onları da aynı yola çıkmaya çağırmak amacıyla çalışmalara başladı.

Bursa’da çağrı

Bu amaçla Bursa’da Renault, Coşkunöz ve Mako gibi fabrikaların da bulunduğu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki camide Cuma namazı sonrasında bildiri ve bülten dağıtımı gerçekleştirildi. Metal işçilerini Bosch işçilerinin yolundan giderek Türk Metal çetesini yıkmaya çağıran konuşmalarla birlikte yapılan dağıtıma ilgi yoğundu. Dağıtım sırasında bazı işçiler bildirilerden fazla sayıda alarak fabrikalarına götürdüler.

Aynı gün dağıtımlar akşama doğru servis güzergahlarında devam etti. Böylelikle birçok fabrikada çalışan işçilere ulaşıldı. Dağıtım sırasında işçiler süreçle ilgili çeşitli sorular sorarken, aynı zamanda Bosch sürecini yakından izledikleri görüldü. Bazı işçiler kendilerinin de geçmek istediklerini belirtirken bazıları da süreci izlediklerini ve uygun an geldiğinde adım atacaklarını ifade ettiler. Metal İşçileri Birliği çalışmalarını sürdürerek Bosch işçilerinin yarattıkları rüzgarın diğer sınıf bölüklerine ulaşması için elinden geleni yapacak.

Menemen’de metal işçilerine çağrı

MİB’in “Bosch işçilerinin yolundan ileri, Türk Metal çetesini yıkalım!” başlıklı bildirileri Menemen’de demir-çelik işçilerine dağıtıldı.

Türk Metal çetesinin örgütlü olduğu Bakırçay havzasındaki demir-çelik işçileri Bosch işçilerinin yolundan yürümeye çağrıldı. Bu sabah saat 07.00-07.40 arası Menemen’de demir-çelik işçilerinin servislere toplu olarak bindikleri 3 ayrı noktada aynı anda dağıtım gerçekleştirildi. Dağıtımlar Menemen Üst Geçit, Son Direk ve Asarlık duraklarında yapıldı. Menemen üst geçitte gece vardiyasının dönüşüne de yapılan dağıtımlarda yaklaşık 500 adet bildiri işçilere ulaştırıldı.

İşçilerin bildiriye ilgili oldukları görüldü. Bildirinin başlığındaki “Türk Metal” kelimelerini gördükleri için Türk Metal’e tepkilerinden dolayı bildiri almak istemeyen bazı işçilerin, Bosch süreci anlatıldıktan sonra bildiriyi aldıkları görüldü.

MİB’den Bosch ozalitleri

Diğer yandan, Metal İşçileri Birliği adına hazırlanan ozalitlerde “BOSCH İşçilerinin Yolundan İleri, Türk Metal Çetesini Yıkalım” şiarı yer alırken ozalitlerde işçilerin Türk Metal Sendikası’ndan istifa ederek Birleşik Metal-İş’e geçtiği ifadeleri de yer aldı.

Ozalitler Bayraklı, Çiğli, Asarlık, Son Direk ve Menemen üst geçitte Türk Metal üyesi işçilerin servislere bindikleri duraklara ve durak önlerindeki bilboardlara yapıldı.

Çorlu’da yoğun ilgi

Bosch işçisinin yükselttiği mücadele bayrağını Trakya bölgesinde metal işçileri başta olmak üzere tüm sınıfın bölüklerine duyurmaya dönük bir çalışma başladı. “Bursa Bosch işçileri Türk Metal çetesinden kurtuldu! Sıra Trakya metal işçilerinde...” başlıklı BDSP imzalı bildiri ve duvar gazeteleri işçi servislerinin geçtiği yerlere yapıldı. Oldukça yoğun bir ilgiyle karşılanan faaliyet sırasında Türk Metal çetesinin azılı temsilcileriyle tartışmalar yaşansa da işçilerin ilgisi anlamlıydı.

Kızıl Bayrak / Bursa – İzmir- Trakya