23 Mart 2012
Sayı: SYKB 2012/12

 Kızıl Bayrak'tan
Newroz’un isyan ateşiyle
devrimci baharı kazanmaya!
Newroz provokatörü
“polis” çıktı!
İstanbul’da Newroz’a
devlet terörü
İstanbul’da Newroz coşkusu
Newroz coşkuyla kutlandı
Kürt halkı Newroz alanlarını doldurdu
Sivas katliamı davasında
zamanaşımına öfke
Elta işçileri hakları için direniyor
Bosch işçisi kazandı,
buz kırıldı yol açıldı!
Bosch işçileri yuvaya döndü
MEPA direnişi
patronlara korku salacak!
Tarihsel çağ ve yeni tarihsel dönem
H. Fırat
Suriye’ye emperyalist saldırı için
zemin düzleniyor!
NATO’nun Libya saldırısı
birinci yılında
Dünyada grev ve
eylemlerden
8 Mart eylemlerinin
ardından
4+4+4’e karşı grev uyarısı
Ekim Gençliği’nin
çalışmalarından
16 Mart’ın yıldönümünde
katliamlar lanetlendi
16 Mart eylemleri üzerine
HEY Tekstil penceresinden
kadın sorununa bir bakış
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

16 Mart eylemleri üzerine...

Beyazıt Katliamı’nın 34., Halepçe Katliamı’nın 24. yıldönümüne denk gelen 2012 16 Martı’nda birçok kentte devrimci ve ilerici gençlik güçleri çeşitli eylemlerle katliamları lanetledi.

16 Mart’ta katliamcı devletten hesap sorma kararlılığının alanlara çıkılarak haykırılması gençlik hareketi açısından her yıl önemli bir gündem olurken, bugün için bu ihtiyaç daha yakıcı bir hale gelmiş bulunuyordu.

Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğratılması ve Roboski’de 34 Kürt köylüsünün katledilmesi gibi çarpıcı gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, gençlik güçlerinin devletin katliamcı geleneğine yönelik öfkesinin yoğunlaşması ve eylemlerin daha güçlü bir temelde gerçekleştirilmesinin zeminini hazırlıyordu.

16 Mart’ın öğrenci gençliğin güncel gündemleriyle bağlantılı bir şekilde ele alınması ise, bu dönem dikkat edilmesi gereken yönlerden birini oluşturuyordu. Bu açıdan, geçmişte devrimci ve ilerici öğrencileri üniversitelerde katleden sermaye düzeni, bugün de soruşturma, ceza, tutuklama gibi baskı mekanizmalarıyla gençliği kontrol altında tutmaya çalışması öne çıkmaktaydı.

Yukarıda çizilen çerçevede politik içeriği saptanacak olan 16 Mart eylemlerinin birleşik bir temelde örgütlenmesi ve güçlü bir ön çalışmaya dayanması ilerici, devrimci ve yurtsever öğrencilerin önünde başlıca görev olarak duruyordu. Ancak 2012 16 Martı’nda böyle bir ön sürecin örgütlenemediği açıktır.

16 Mart eylemleri birçok alanda ön çalışmadan yoksun ve büyük ölçüde eylem gününe sıkıştırılarak örgütlendi.

Ankara ve Eskişehir’deki 16 Mart eylemleri son yıllarda gerçekleşen en birleşik 16 Mart eylemleri oldu. Ancak bunlar da son birkaç güne sıkışan birliktelikler oldu ve ön çalışmadan yoksun bir şekilde gerçekleşti. Bu sınırda dahi olsa eylemlerin birleşik bir şekilde örgütlenmesi, herşeye rağmen yerellerde eylemlere coşkulu bir havanın hakim olmasını sağladı.

İstanbul’da ise 16 Mart tartışmaları daha uzun bir sürece yayıldı. Bunun sonucunda “son anda yan yana gelme” durumu en aza indi ancak 16 Mart eylemlerinin parçalı olarak örgütlenmesinin önüne geçilemedi.

Ekim Gençliği’nin tüm gençlik örgütlerine yaptığı çağrı ile başlayan tartışma sürecinin sonunda, “politik ayrışma” adı altında kendisini dayatan güçlerin süreçten çekilmesi ile birlikte Ekim Gençliği, DAF, Dev-Genç (Devrimci Hareket), DGH, DÖB, Gençler Meydana İnisiyatifi, Gençlik Cephesi, Kaldıraç, Sosyalist Dayanışma Gençliği ve Tüm-İGD tarafından bir birliktelik oluşturuldu. Bu birlikteliğin içerik ve eylem kurgusu açısından olumlu bir duruş sergilediği söylenebilir. Ancak üniversitelerde ön sürecin hedeflenen kuvvette örgütlenememesi bu birlikteliğin temel zaafiyet noktasını oluşturdu.

Genç-Sen-HDK Gençliği ve Öğrenci Kolektifleri-Gençlik Muhalefeti-TKP’li Öğrenciler de ayrı birer birliktelik oluşturdu. Gençlik Federasyonu ise tek başına eylem yapma kararı aldı.

Eylem öncesi toplantılarda Gençlik Federasyonu’nun 16 Mart’ı sadece Beyazıt katliamı üzerinden örgütleme yönündeki dayatması ve ardından süreçten çekilmesi, gündemi kavrayış bakımından açık bir dar görüşlülük içinde olduğunu gösterdi.

Bununla birlikte, Genç-Sen ve HDK Gençliği’nin örgütlediği eylemle Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti ve TKP’li Öğrenciler’in örgütlediği eylem ayrı ayrı basın açıklamaları okunacak şekilde ve son anda eylem alanında birleştirildi. Bu birleşmede, sözkonusu reformist gençlik gruplarının AKP karşıtlığına indirgenmiş politik platformlarının “birleştirici” bir eksen oluduğu görülmektedir.

Yukarıda özetlenen tablo tüm anlamlı eylemlere rağmen, 16 Mart sürecinin gençlik hareketinin ihtiyaçlarına yanıt verecek bir düzeyde örgütlenemediğini göstermektedir. Bunda hareketin mevcut parçalı tablosunun ve siyasal gençlik güçlerinin birleşik mücadele hattı oluşturmadaki eksikliklerinin payı büyüktür.

Bu tabloda gençlik hareketine hakim reformist etkinin kırılamaması ve harekete devrimci bir eksende yeterli müdahalenin yapılamaması önemli bir zayıflık olarak karşımızda durmaktadır. Zira 2012 16 Martı bu genel tablonun ön süreçlere ve eylemlere bir yansıması olarak gerçekleşti.

16 Mart sürecinin eksikliklerinden dersler çıkararak birleşik, kitlesel ve militan bir gençlik hareketi yaratmak için önümüzdeki döneme çok yönlü olarak yüklenmek sorumluluğu devrimci gençlik güçlerinin omuzlarında yakıcı bir görev olarak durmaktadır.

B. Bahar

 

 

 

 

ODTÜ'de Newroz kutlaması

ODTÜ'de ortak bir Newroz kutlaması için bir araya gelen devrimci, ilerici ve yurtsever öğrenciler 21 Mart akşamı Newroz ateşini yaktı.

DGH, DYG, Emek Gençliği, Genç-Sen, Öğrenci Kolektifleri, SDH, SGD, SYK ve TKP tarafından örgütlenen eylem saat 17.45'te yemekhane önünde başladı.

"Kawalar'ın ateşi AKP'yi yıkacak! Newroz piroz be!” yazılı ortak pankartın arkasında kortej oluşturan ögrenciler öncelikle ODTÜ Yurtlar bölgesini dolaşarak Newroz kortejine katılınması cağrısı yaptılar.

Ardından “Başkaldırıyoruz!” eyleminin yapıldığı, Eskişehir yolu üzerindeki ODTÜ A1 kapısına yüründü. Yürüyüş sırasında "Biji Newroz, Kürdistan faşizme mezar olacak!”, “Kürdistan Goristan, Ji Bo Faşistan!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!" sloganlari atıldı. A1'e gelindiğinde kitlenin sayısı yaklaşık olarak 350 civarıydı. Newroz kutlaması ateş etrafından söylenen türküler eşliğinde yaklaşık 1 saat boyunca halaylar çekilerek sürdü.

Ekim Gençliği / ODTÜ