17 Temmuz 2009
Sayı: SİKB 2009/27

  Kızıl Bayrak'tan
  Düzenin açmazlarını daha da büyütmenin yolu emekçilerin mücadele alanına çıkmasından geçiyor!
  Kürt halkına yönelik çok yönlü saldırılar tüm hızıyla sürüyor...
  Doğu Türkistan’da yaşananlar ve
ortalığa saçılan gerçekler!
Sivil ya da askeri, yargı sermayenin yargısıdır!.
Tutuklu BDSP’liler serbest bırakıldı!
Entes direniş güncesi..
  Esenyurt Tekstil İşçileri Kurultayı Sonuç Bildirgesi...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Tez-Koop-İş Genel Eğitim Danışmanı araştırmacı-yazar Volkan Yaraşır ile kriz, sınıf hareketi, mücadele ve örgütlenmenin sorunları üzerine konuştuk...
  Kitap tanıtımı...
Parti Değerlendirmeleri 3-4
  İşte kriz gerçeği: Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul!
  Kürt kadınları cinsel saldırılarla teslim alınmaya çalışılıyor!
  ÖSS’de çekilen sıfırlar eğitim sisteminin içine battığı girdaplardır!
  Gençlik eylemlerinden...
  G-8 zirvesi İtalya’nın L’Aquila kentinde gerçekleştirildi...
  G8 zirvesinde küresel ısınmaya karşı mücadelede sahte uzlaşma…
  Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çatışma…
  Filistin topraklarını parçalayıp gaspetmenin yeni adı...
  Dünyadan işçi ve emekçi eylemlerinden...
  14 Temmuz, devrimci çizgi direnişçiliğinin bayrağıdır!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Dünyadan işçi ve emekçi eylemlerinden...

Belçika’da Bridgestone grevi devam ediyor…

Belçika’da Frameries’te kurulu bulunan Bridgestone lastik fabrikasında başlayan grev 16 Temmuz’da 5. haftasını tamamladı.

Grev, merkezi Japonya’da bulunan Bridgestone’un işçilerle görüşmeyi reddetmesi üzerine gündeme gelmişti. Frameries’te bulunan ve 140 işçinin çalıştığı fabrikayı kapatma planının, işçiler ve fabrikada örgütlü bulunan Centrale Générale-FGTB ile görüşülmemesi üzerine sendika, grevin başladığı 11 Haziran tarihinden önce bütün yasal yolları denedi.

Grev, Bridgestone’un fabrikanın bir bölümünde çalışan 8 işçinin işine hiçbir gerekçe göstermeden son vermesiyle başladı. Bu bölümdeki işçilerin birçoğu 20 yıldır bu fabrikada çalışmaktaydı. İşten çıkarılan işçilerden biri ise uzun yıllardır sendikada görev yapıyor ve İşçi Konseyi’nin de sekreterliğini yürütüyordu.

Sendikanın verdiği bilgiye göre Bridgestone-Frameries yönetimi emek düşmanlığına grev süresince de devam ediyor. Sendika yetkilileri, şirketin çözüm için adım atmadığını ve telefonlara çıkmadığını söylüyorlar.


Cezayir’de 7200 çelik işçisi grevde!

Cezayir’in uluslararası bir çelik firmasının alt kuruluşu ArcelorMittal Annaba’da ve El Hadjar’da çalışan 7,200 işçi 6 Temmuz Pazartesi günü süresiz greve çıktı.

8 üyesi bulunan Görüşme Komitesi’nden 4 kişi ise Pazartesi günü 14.00’ten itibaren açlık grevine başladı.

İşçilerin 11 maddelik bir talep listesi bulunuyor. Bunlar arasında maaşların arttırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, emeklilik maaşlarının yeniden değerlendirilmesi yer alıyor.

ArcelorMittal Annaba yönetimi ise küresel ekonomik krizi ve buna bağlı olarak Cezayir’de çelik ürünlerinin satışının düşmesini gerekçe göstererek işçilerin maaşlarını arttırmayı kabul etmiyor.

El Hadjar fabrikası Cezayir’in doğusunda bulunan Annaba şehrinde yer alıyor. Daha önce Cezayir devletine ait olan fabrikanın hisselerinin %70’i 2001 yılında Hindistan’daki Ispat şirketi tarafından satın alınmış ve özelleştirilmişti.


Unilever işçilerinin direnişi kazanımla sonuçlandı!

Pakistan’ın Rahim Yar Khan şehrinde geçtiğimiz sene sendikaya üye oldukları için işten atılan ve fabrika önünde direnişe geçen Unilever işçilerinin direnişi kazanımla sonuçlandı.

Uluslararası Gıda İşçileri Federasyonu (IUF) ve Unilever arasında yapılan anlaşmaya göre sendika destekli Eylem Komitesi üyesi tüm işçiler kadrolu olarak işe geri alınacak. Ayrıca, sendikalı ve sendikasız işçiler arasında herhangi bir ayrım yapılmayacak.

Anlaşmaya göre Unilever, fabrikada 120 işçi için yeni kadro açacak ve Eylem Komitesi’ndeki tüm işçiler bu pozisyonlarda işe başlayacak. Sendikalı olarak işe başlayacak olan işçilerin örgütlü olduğu sendikanın uygulamalarına ise fabrika yönetimi karışmayacak. Henüz yeterli iş eğitimi almamış olan birkaç Eylem Komitesi üyesine ise Unilever tarafından 2 yıllık bir mesleki eğitim verilecek, bunun yanı sıra maaşları ve sağlık sigortaları da ödenecek. Bu mesleki eğitim süreci boyunca kadrolu pozisyonlar açık tutulacak.

Unilever, işçileri sendikaya üye oldukları için değil iş kurallarına uymadıkları için işten attığını iddia etse de, daha önce işten atılan ve yeni açılan pozisyonlarda çalışmayacak olan geçici işçilere bu döneme kadar olan tüm alacakları ödenecek. Kadrolu olarak işe başlayacak olanlara ise daha az bir ödeme yapılacak. Anlaşmanın uygulanıp uygulanmadığı ise IUF ve Unilever tarafından takip edilecek.

Rahim Yar Khan anlaşması, Unilever’in kadrolu işçileri işten atarak işçilerin sendika üyeliklerini ve toplu sözleşme haklarını ellerinden alma stratejisi karşısında önemli bir kazanımdır.

Geçici işçiliğe ve taşeronlaştırmaya karşı mücadele Pakistan’ın Kahanewal şehrinde bulunan Unilever’e bağlı Lipton fanrikasında da devam ediyor. Lipton fabrikasında 500 işçiden yalnızca 22’si kadroluyken diğerleri sözleşmeli olarak çalışmaktadır. Rahim Yar Khan’da olduğu gibi burada da Eylem Komitesi kadrolu çalışma, sendika üyeliği ve toplu sözleşme hakları için mücadelelerini sürdürmektedir. Unilever yönetimi ise “İş yoksa para da yok” sistemini hayata geçirerek işçilerin direnişini kırmaya çalışmakta, onları daha fazla yoksulluğa ve borca sürüklemektedir.

 

 


HGF’de direniş sürüyor

Almanya’nın Frankfurt kentinin Sosenheim bölgesinde bulunan, HGF adlı temizlik firması işçilerinin, 23 Haziran 2009 tarihinde, 17 işçinin işten atılması üzerine, başlatmış olduğu direniş kararlılıkla sürdürüyor.

HGF, büro çalışanlarıyla birlikte toplam 50 civarında kişinin çalıştığı orta büyüklükte ve başında Türkiyeli bir patronun bulunduğu, 15-20 yıllık, tanınan ve önemli bazı firmaların temizlik işlerini yürüten bir firmadır.

Firma, 23 Haziran’da yaşanan hak gasplarına itiraz eden bir işçiyi işten attı.

İşçilerin aylıkları dört aydan beri sürekli geç ödeniyor, kış aylarından beri biriken fazla mesai hakları gaspedilmek isteniyordu. İzin parası, yılbaşı ve hastalık durumlarında alınması gereken ödemeler işçilere verilmiyordu. Bu hak gasplarına karşı patronun sunduğu temizlik işlerinin yapıldığı yerlerden geri ödeme olmaması gerekçesinin ise yalan olduğu da direniş sürecinde ortaya çıktı.

Arkadaşlarının işten atılması üzerine aynı akşam çoğu Türkiyeli olan 17 işçi bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda, atılan HGF işçisi işe geri alınıncaya kadar iş bırakma kararı alındı ve iki temsilci ile patronla görüşme alınması kararlaştırıldı.

Patronun görüşme taleplerine olumsuz yanıt vermesi üzerine işçiler eylemlilikler örmeye başladı. Şirketin iş aldığı çeşitli işyerleri ve konutların önünde basın açıklamaları ve bildiri dağıtımları yapıldı, patronun pervasız tutumu teşhir edildi. Bu faaliyetler sırasında HGF işçileri bu işyerlerindeki çeşitli temsilcilere, çalışanlara ve buralarda oturan emekçilere sorunlarını ve taleplerini iletme fırsatı yakaladı ve imza kampanyası için destek aldı.

Bu yoğun faaliyetlerden oldukça rahatsız olan patron, dolaylı yolardan görüşmek istediğini bildirdi. Fakat patronun, temsilci ile yaptığı görüşmede işçilerin hiç bir talebini kabul etmedi.

Bunun üzerine HGF işçileri 6 Temmuz günü çadır kurarak direnişe devam etme kararı aldı. Çadırda günlük olarak değerlendirme ve planlamalar yapılıyor. Bildiri dağıtımı ve imza kampanyası yürütülüyor. Direniş çadırına çevreden oldukça yoğun bir ilgi ve destek var. Duyarlı ilerici kurum, kuruluş ve kişiler çadırı ziyaret edip desteklerini sunuyor. Çadıra yemek getiren emekçiler var.

İşçiler, işten atılan işçiler geri alınıncaya ve tüm alacaklar ödeninceye kadar direnişin devam edeceğini belirtiyor.


 

 

HGF işçisi yalnız değildir!

HGF işçileri son derece zor koşullarda çalıştırılmaktadır. İzin hakları ve hastalık parasının gaspı başta olmak üzere, her türlü sosyal haktan yoksundurlar. Bu işyerine özgü durumun bir ifadesi olarak, sendikasız, yani örgütsüzdürler. İşveren bu durumdan da yararlanarak, işçilere her türden kuralsızlığı dayatmakta, örneğin kış aylarında işçileri 12-13 saat çalıştırmaktadır. Tüm bunlara baskılar ve işten atmalar eklenmektedir. 15 temizlik işçisinin işten atılması da bunun yeni bir örneğini oluşturmaktadır.

Direnen temizlik işçileri, üç aylık maaşlarının ödenmesini ve mesai paralarını istedikleri ve birlik halinde hareket ettikleri için işten atılmışlardır. HGF işvereninin saldırısı tümüyle keyfi, haksız ve acımasız bir saldırıdır.

Buna karşın çalışma ve yaşam koşullarının düzeltilmesini, ödenmeyen ücretlerinin ödenmesini istemek ve kuralsızlığın egemen olduğu işyerinde dayanışma içinde olmak işçilerin en doğal ve en meşru hakkıdır. Ve dolayısıyla, temizlik işçilerinin direnişi tümüyle haklı, meşru ve onurlu bir direniştir.

Öte yandan, HGF işçilerinin bu direnişi son derece dağınık ve örgütsüz olan bu işkolunda bir ilktir. Bu bakımdan da sanıldığından da önemli ve yol gösterici bir direniştir. Ve dahası temizlik işçileri, kriz bahanesiyle her gün isşizler ordusuna katılan diğer tüm sınıf kardeşleri için de direnmektedirler. Tüm bu nedenlerle onlar her türden desteği haketmektedirler.

Tüm uluslardan işçi ve emekçiler;

HGF işçisi yalnız değildir. Daha şimdiden ilerici ve devrimci güçlerin, ilerici sendikacıların, temizlik yaptıkları semtlerin emekçilerinin ve diğer işyerlerinde çalışan işçilerin artan desteğini almaktadırlar. Bu destek daha da artacak, dayanışma ağı genişleyecektir. Tam da bu nedenle HGF patronunun çabaları boşunadır. Onun direnen işçileri bölme amaçlı kirli girişimleri de sonuçsuz kalacaktır. Bir kez daha direniş, bir kez daha direnen işçiler kazanacaktır.

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR) olarak, temizlik işçilerinin haklı ve onurlu direnişlerini desteklediğimizi, direnişi kendi direnişimiz olarak gördüğümüzü ve direnişin kazanması için her türden çabayı ortaya koyacağımızı ilan ediyor, Frankfurt ve Hessen eyaletindeki fabrika ve işyerlerindeki tüm işçileri, emekçileri, ilerici ve devrimci güçleri direnişi desteklemeye, dayanışma ağını genişletmeye çağırıyoruz.

HGF işçisi yalnız değildir!

Yaşasın sınıf dayanışması!

Direne direne kazanacağız!

BIR-KAR