17 Temmuz 2009
Sayı: SİKB 2009/27

  Kızıl Bayrak'tan
  Düzenin açmazlarını daha da büyütmenin yolu emekçilerin mücadele alanına çıkmasından geçiyor!
  Kürt halkına yönelik çok yönlü saldırılar tüm hızıyla sürüyor...
  Doğu Türkistan’da yaşananlar ve
ortalığa saçılan gerçekler!
Sivil ya da askeri, yargı sermayenin yargısıdır!.
Tutuklu BDSP’liler serbest bırakıldı!
Entes direniş güncesi..
  Esenyurt Tekstil İşçileri Kurultayı Sonuç Bildirgesi...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Tez-Koop-İş Genel Eğitim Danışmanı araştırmacı-yazar Volkan Yaraşır ile kriz, sınıf hareketi, mücadele ve örgütlenmenin sorunları üzerine konuştuk...
  Kitap tanıtımı...
Parti Değerlendirmeleri 3-4
  İşte kriz gerçeği: Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul!
  Kürt kadınları cinsel saldırılarla teslim alınmaya çalışılıyor!
  ÖSS’de çekilen sıfırlar eğitim sisteminin içine battığı girdaplardır!
  Gençlik eylemlerinden...
  G-8 zirvesi İtalya’nın L’Aquila kentinde gerçekleştirildi...
  G8 zirvesinde küresel ısınmaya karşı mücadelede sahte uzlaşma…
  Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çatışma…
  Filistin topraklarını parçalayıp gaspetmenin yeni adı...
  Dünyadan işçi ve emekçi eylemlerinden...
  14 Temmuz, devrimci çizgi direnişçiliğinin bayrağıdır!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ÖSS’de çekilen sıfırlar eğitim sisteminin içine battığı girdaplardır!

Gelecek ÖSS’de değil ellerimizdedir!

12 Temmuz günü yüz binlerin gözü kulağı ÖSS sonuçlarındaydı. 2009 ÖSS sonuçları daha önceki senelere göre “sıfır çeken”lerin arttığı, “başarısız” bir tablonun ortaya çıktığı bir sınav olarak değerlendirildi. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan tarafından açıklanan ÖSS sonuçları eğitim sisteminin tablosunu bir kez daha yansıtmış oldu.

14 Haziran tarihinde gerçekleşen ÖSS’ye katılmak için bu sene 1 milyon 350 bin 124 aday başvurdu. Bu adaylardan 25 bin 927’si sınava giremedi, 196 kişinin sınavı da geçersiz sayıldı. ÖSS’ye katılan öğrencilerin 30 bini, YDS’ye girenlerden 2 bin 208’i sıfır çekti. ÖSS birincileri Fen Lisesi ve Özel Okul mezunları arasından çıktı. Derece çıkartan iller İstanbul, İzmir, Kayseri, Aydın’ken ÖSS sıralamasında geride kalan iller yine Kürdistan illerinden... Ardahan, Şırnak ve Hakkari sıralamanın sonundaki iller oldu.

Eğitim sisteminin sıfırları...

Bu seneki sınavda sıfır puan alan öğrencilerin sayısı artmış durumda. Artan sıfırlar öğrencilerin tembelliğine bağlanarak açıklanamaz. Bu sıfırlar eğitim sisteminin niteliksizliğinin, eşitsizliğinin, antibilimselliğinin halkalarıdır. 2008 ÖSS’sinde 28 ilden toplam 41 lise sıfır çekmişti. 2009 başında bu okulların müdürleri incelemeye alındı. Yaşanan sorunun nedeni okulların müdürleriymiş gibi müdürler soruşturuldu, sürüldü, işten el çektirildi ancak sorun çözülmedi. Sistemin aksayan, eksik yanları gün gibi ortadayken çözüme dönük bir çaba sarfedilmiyor.

Geçen sene adayların çoğunun düşük puan alması nedeniyle taban puanı 180’den 165’e indirilmişti. Bu sene de ÖSS sonuçları %99 civarlarında belli olduğunda alınan bilgilere göre, genel başarının düşük olması üzerine sorunu giderici bir teknik belirlendiği ifade edildi. Bununla birlikte üniversite kontenjanlarını da arttırarak öğrenci yerleştirme noktasında sayıyı yüksek tutma eğiliminde olduklarını belirttiler. Geçen sene arttırılan bölüm kontenjanları bu sene bir kez daha arttırıldı. Sadece devlet üniversitelerinin tıp fakültesi kontenjanı %16, hukuk fakültesininki %33 arttırıldı. Diğer bölümlere alınacak öğrenci sayısında da belli oranlarda artış var. Üniversitede eğitime dair tek bir adım atılmadan bölümlere alınan öğrencilerin sayısı arttırıldı. Bu, öğrencilere okuma şansı tanıma gerekçesiyle yapılmış masum bir plan değildir. Burada asıl hedeflenen ticarethaneye dönüşen üniversitelerin daha fazla müşteriye sahip olması ve kârını büyütmesidir.

İnsanın en temel haklarından biri olan eğitim, metaya dönüşmüş durumda. Kapitalizm para eden her şeyi satıyor. İnsanın temel hakları gaspedilip, sonra satışa sunulunca, ancak paran kadar sahip olabiliyorsun. İşin bu noktaya gelmesiyle işçi ve emekçi çocukları için bundan sonrası mahrumiyet. Özellikle Kürdistan’da eğitim olanaklarının azlığı, alınan eğitimin kalitesizliği bilinen bir gerçek.

Eğitimdeki fırsat eşitsizliğiyle yaratılan koca uçurum gittikçe büyüyor. Eğitime ayrılan bütçe her sene daha da azaltılıyor. Ama diğer yandan devlet okullarına pay “ayıramayan” devlet, özel okulları teşvik ediyor ve bu yönlü maddi destekte bulunuyor. Devlet okulları belirsizliğe terkediliyor, çözülemeyen bir sorun yumağı olarak tanımlanıyor. Sonuçta kapitalist sistem, eğitimi de kendi ihtiyaçları doğrultusunda şekillendiriyor. Sermayenin kâr kapılarından göz bebekleri özel okullar ise pıtrak gibi çoğalıyor.

Hele dersaneler sermaye için önemli bir rant kapısı haline geldi. ÖSS ile birlikte liseler dersanelerin gölgesinde kaldı. Lise eğitimine, dersaneler ve özel dersler eklendi. Lisedeki eğitim işlevsizleştirildi ve ÖSS tekniğine uygun program sunan dersanelerle bu boşluk dolduruldu. Ve eğitim alma özgürlüğü bu sistemdeki her şey gibi para merkezli belirlenir oldu.

ÖSS’nin tükettiği yaşamlar...

İlkokul sıralarından itibaren yarışa sokulan öğrenciler için ÖSS duvarları kalınlaşmış bir barikat. “Geleceği garantiye almak” için ÖSS hayati bir meseleye dönüşüyor. Tüm yaşam bu sınava endeksleniyor. Yeme içme saatleri, uyku düzeni, kısacası her şey daha fazla soru çözmeyi sağlayacak şekilde, bu sınava göre ayarlanıyor. İnsani, sosyal, kültürel tüm ihtiyaçlar ÖSS sonrasına erteleniyor. ÖSS’ye hazırlanırken ortaya çıkan psikoloji nice gencin intihar etmesine neden oluyor. Bu psikoloji sadece ÖSS’ye hazırlanma süreciyle sınırlı kalmıyor, ÖSS hayatı ötelemenin son durağı olmuyor. Maalesef rekabet dünyasında yer edinebilmek için sürekli bir şeyleri ötelemeniz size dayatılıyor. ÖSS sonuçlarının açıklanması, tercih sonuçlarının açıklanması, üniversiteye gelindiğinde karşı karşıya kalınan eğitim, mezuniyet sonrası bekleyen işsizlik… hepsi ayrı bir travma yaratıyor.

Gelecek iyi bir meslek ve bunun getireceği yaşam standartı olarak belirleniyor. Tüm bu hayaller de ÖSS’ye bağlanıyor. ÖSS’nin beklenilen gibi olmaması da kararmış bir gelecek gibi görünüyor. Kararan bir gelecek yerine kara toprak tercih ediliyor. ÖSS’nin olduğu gün sınavı kötü geçince sınava girdiği okulun üçüncü katından kendini atan Pelin D., sınav sonucu açıklanınca istediği puanı alamadığı için kafasına kurşun sıkan K.A., ÖSS’nin aldığı yaşamlara son örnekler.

ÖSS üzerine yürütülen tartışmalar sonucunda sözde çözümler öne sürülüyor. Önümüzdeki seneyle birlikte bir kez daha ÖSS’nin formatı değişecek. Geçmişte olduğu gibi iki aşamalı sınav olacak. Bu değişikliğin nedeni “hayat üç saatlik sınavla belirlenir mi” tartışmalarının neticesinde çözüm olarak atılmış bir adım olarak gerekçelendiriliyor. Eğitimde yaşanan çok yönlü sorunlar çözülmedikçe sınavın saatinin, biçiminin değişmesi ise bir şey ifade etmiyor. 

Özgürlüğü seçmek senin elinde...

ÖSS sonuçları YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ı çok düşündürmüş görünüyor. Ama YÖK başkanı topu nereye atacağını kestirememiş olsa gerek, soruyor: “Sınav mı zordu yoksa eğitimin kalitesi mi düştü?”.

ÖSS de, eğitim sistemi de bu sene bir kez daha sıfır almış, sınıfta kalmıştır. Çünkü yaşamını sınav ekseninde kurmuş kişiler yetiştirmiştir. Çünkü sıra arkadaşını en büyük rakibi sayan bireyler oluşturmuştur. Çünkü ezbere bir dünya tanımıyla yaşamlar dayatmıştır. Çünkü sınava kendini hazır hissetmeyince, sınavı kötü geçince, sonucu istediği gibi olmayınca yaşamın sonu geldiğini düşünen ve yaşamlarını kendi elleriyle sona erdiren cellatlar yaratmıştır.

Oysa yaşam sadece ÖSS’den ibaret değildir. Test sorularının şıklarından geleceğin resmi çizilmeye çalışılıyor. Oysa eşit ve özgür bir gelecek, öğrencilerin birbirini rakip olarak görmediği, ÖSS ile öğrencilerin elenmediği, herkesin eşit, parasız ve kendi anadilinde eğitim görebildiği, bilimsel bir eğitimden geçtiği bir eğitim sisteminin yapılandırıldığı bir toplumla mümkündür.

 

 

 

ÖSS bir can daha aldı

Öğrenci Seçme Sınavı, öğrencilerin yaşamını tüketmeye devam ediyor. 14 Temmuz günü Adana’da ÖSS’de istediği puanı alamayan 20 yaşındaki K.A. isimli bir genç intihar ederek yaşamına son verdi.

Cumhuriyet Mahallesi’nde yaşayan K.A. üçüncü defa girdiği ÖSS’nin sonucunu öğrenince bunalıma girdi. Sabah saatlerinde babasının silahıyla kafasına kurşun sıkarak intihar etti. Komşular silah sesini duyup polise haber verdi fakat eve girildiğinde ağır yaralı bulunan genç, Ceyhan Devlet Hastanesi’ne yetiştirilmeye çalışılırken hayatını kaybetti.

Tüm yaşamını ÖSS’ye endeksleyen gençler, sınavistedikleri gibi sonuçlanmayınca intiharı tercih ediyor. Bunun çarpıcı bir diğer örneği, ÖSS’nin gerçekleştiği gün sınavı kötü geçen Pelin D’nin sınava girdiği okulun üçüncü katından atlayarak intihar girişiminde bulunmasıdır.

ÖSS’nin yarattığı psikoloji gerek sınava hazırlanırken gerekse sonuçlar belli olduğunda travmaya dönüşebiliyor. Yarış atına dönüştürülen gençler, girdikleri maratonda kazanıp kazanamamayı bir varlık yokluk sorunu olarak algılıyorlar.