10 Nisan 2009
Sayı: SİKB 2009/14

  Kızıl Bayrak'tan
  Barack Obama’nın Türkiye ziyareti…
  ABD ve işbirlikçilerine karşı bölge halklarının yanındayız!..
Kapitalist emperyalizmin vurucu
Adana’da NATO karşıtı protesto…
Obama protestolarla karşılandı...
  Efendi Obama’ya uşaklara yaraşır bir karşılama!
  Türk sermaye devletinin NATO şovu...
  1 Mayıs’ta mücadele alanlarına!
  1 Mayıs Taksim tartışmaları üzerine...
  Devrimci seçim çalışmamızın sonuçları
  Adana: Tempolu bir devrimci seçim çalışması...
  Kürt halkının kaderi işçi sınıfı ve emekçileri nihai kurtuluşa götüren yolla kesişmektedir!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Kurtiş işçilerinden açıklama:
  İnsanca yaşayabileceğimiz onurlu bir gelecek için mücadeleye, 1 Mayıs’a!
  Tokat Eğitim-Sen Şubesi’nin soruşturma terörüne maruz kalan sosyalist kamu emekçisi ile konuştuk…
  Gençlikten...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden...

Taksim yürüyüşünde dayanışma...

ATV-Sabah’ta sendika hakkı için 13 Şubat’ta greve çıkan basın emekçileri, her Cumartesi gerçekleştirdikleri Taksim yürüyüşlerini 4 Nisan günü de sürdürdüler.

Taksim Tramvay Durağı’nda biraraya gelen basın emekçileri, destek veren kurum ve kişilerle birlikte Galatasaray Lisesi önüne yürüdüler. Yürüyüşe MEHA Giyim ve Sinter Metal’den işçiler de destek verdiler. “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganı yürüyüş boyunca sıkça atıldı. İstiklal Caddesi’nden geçen insanlar da alkışlarla eyleme destek verdiler. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Grev sürüyor, dayanışma büyüyor!”, “Yaşasın Meha direnişimiz!”, “Yaşasın Sinter direnişimiz!”, “Emeğin onuru sendikalı olmaktır!”, “ATV’de, Sabah’ta sendika kazanacak!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!” sloganlarının coşkuyla atıldığı yürüyüş boyunca grev gazetesinin 7. sayısının dağıtımı yapıldı.

Galatatasaray Lisesi önüne yapılan açıklamanın ardından Meha Giyim direnişçileri adına bir konuşma yapıldı. Meha Giyim işçileri eyleme, “ATV-Sabah işçisi yalnız değildir!” ve “Direne direne kazanacağız!” dövizleriyle destek verdiler.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Plaza Eylem Platformu’ndan 1 Mayıs çağrısı

Her Çarşamba ATV-Sabah Plaza önünde gerçekleşen “Plaza Eylemleri” sürüyor. 8 Nisan günü Beşiktaş Balmumcu’daki ATV-Sabah binası önünde Plaza Eylem Platformu adına yapılan açıklamada “Krize karşı 1 Mayıs’ta alanlara!” çağrısı yapıldı.

Bizler kendi haklarımıza sahip çıkmak için örgütlenmediğimiz sürece, memleketin durumu günden güne daha kötüye gidecek. Patronlar TÜSİAD’larıyla, IMF’leriyle, NATO’larıyla, Obama’larıyla memleketimizin kaynaklarını emperyalist ülkelere ve şirketlere peşkeş çekmeye devam edecek. Bizler, kardeşlerimiz ve çocuklarımız daha fazla işsiz kalacak. Ve sonra ucuz kiralık asker olarak ABD’nin, AB’nin çıkarları için Afganistan’a, Irak’a, Afrika’ya ölüme gönderilecek” sözlerine yer verilen açıklamanın sonunda, patronların sorumlusu olduğu ekonomik krizin faturasını onlara ödetmek için, 1 Mayıs’a birlikte katılım çağrısı yapıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Bursa’da sağlık işçilerinden eylem

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan hastabakıcı, temizlikçi, bilgi işlem çalışanı taşeron sağlık işçileri, 8 Nisan günü, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi taşeron yemekhanesinde “Nitelikli ve sağlıklı yemek hakkımız için yemek yemiyoruz!” eylemi gerçekleştirdiler.

Dev Sağlık-İş üyesi işçiler adına yapılan açıklamada şunlar söylendi:

Aynı işyerinde eşdeğer işlerde çalışmamıza rağmen, farklı yemekhanelerde sağlıksız, niteliksiz, soğuk ortamda, tarihi geçmiş ürünlerden yapılmış yiyecekler yemek zorunda kalıyoruz. Şikayetler sonucu yeni bir firmayla anlaşılmış 4 ay aradan sonra eski firmayla anlaşarak uygunsuz ve sağlıksız uygulamalara geri dönülmüştür. Biz taşeron işçileri olarak, yaptığımız eşit işe karşılık eşit çalışma koşulları talep ediyoruz ve sağlıklı ortamda nitelikli yemek istiyoruz. Taşeron işçisi sağlık çalışanıdır ve her sağlık çalışanı aynı koşullarda çalışma hakkına sahiptir.”

Yaklaşık 100 kişinin katıldığı eylemde, “Sağlıklı yemek istiyoruz!”, “Taşeron sağlığa zararlıdır!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / Bursa


Meha işçileri patronu camide yakaladı

Meha işçileri hak alma mücadelelerini farklı eylemlerle sürdürüyorlar. 3 Nisan günü Meha patronu Habib Kuruahmet’in oturduğu mahalleye giden Meha işçileri burada bildiri dağıtımı gerçekleştirdiler.

117 işçinin emeğini nasıl çaldığını anlatan 500 adet bildiri Kuruahmet’in evinin çevresinde oturan esnafa, kapı komşularına dağıtıldı. Ardından Cuma namazı çıkışı Kuruahmet’in evinin yakınındaki cami önüne gidilerek namazdan çıkanlara dağıtım yapıldı. Konuşmalar eşliğinde yapılan dağıtımda Habib Kuruahmet’in emek hırsızı olduğu vurgulandı.

Cami çıkışı Meha işçilerini fark eden Kuruahmet, cami dışına çıkmaya cesaret edemedi. Hemen telefonuna sarılarak bir yerleri aramaya başlayan Kuruahmet, işçilerin kendisini teşhir etmesi üzerine caminin üst katına çıktı.

Yapılan teşhir konuşmalarının ardından Meha işçileri toplu olarak cami önünden ayrıldılar.

Kızıl Bayrak  / GOP


Asil Çelik’te eylem

Asil Çelik işçileri grevlerinin 67. günü olan 8 Nisan’da fabrika önünde eylemdeydiler. Sabah fabrika önünde toplanan işçiler adına açıklama yapan Birleşik Metal-İş Bursa Şube Sekreteri Erol Bektaş, Asil Çelik patronunun, 2828 sayılı Grev ve Lokavt kararlarına rağmen yatırımları arttırarak taşeron işçi çalıştırdığını vurguladı.

“Bu kavgalı bir mücadele olacak, kavgaya hazır mıyız arkadaşlar” sözlerine Asil Çelik işçileri hep bir ağızdan “Varız” cevabı verdi. “Jandarma da gelse, ne olursa olsun buna karşı duracağız. Dışarıdan gelen işçileri içeri almayacağız. Grevimizin başarısı için bunu yapmak zorundayız” diyen Bektaş’ın konuşmasının ardından işçiler fabrika önünde bekleyişlerini sürdürdüler.

Eyleme katılan BMİS Genel Sekreteri de işçilere birlik-beraberlik çağrısı yaparak, artık fiili-meşru bir mücadele vereceklerini, kazanana kadar eylemlere devam edeceklerini söyledi. Bundan sonra eylemleri büyüteceklerini, işçilerle birlikte değerlendirdikten sonra muhtemelen bir Ankara yürüyüşünün olabileceğini ifade etti.  Yaklaşık 300 Asil Çelik işçisi gün boyu fabrika önünde bekleyişlerini sürdürdüler. Belirgin zaaflarına karşın grev kararlılıkla devam ediyor.

Kızıl Bayrak / Bursa


Grammer’de işten atma saldırısı!

Kriz sürecini sendikal örgütlülüğe dönük saldırılar için fırsat bilen metal patronlarının Bursa’daki son hedefi Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Türk Metal çetesinin elinden alarak örgütlendiği Grammer fabrikası olmuştu. Patron-Türk Metal ve sendika temsilcileri eliyle Birleşik Metal-İş’ten Türk Metal’e geçen fabrikada Birleşik Metal’in yeniden örgütlenme çalışmaları sürerken, BMİS temsilcisi dahil yaklaşık 50 BMİS üyesi işçi işten atıldı. Kriz gerekçesiyle yaşanan işten atmaların toplam sayısının 100’ü aşkın olduğu belirtiliyor. İşten atma saldırısından Türk Metal üyeleri de nasibini aldı.

Kriz bahanesiyle işten atma saldırısı yaşayan Grammer işçileri 7 Nisan günü fabrika önündeydiler. 100’ü aşkın işçinin atıldığı Grammer’de 20 günlük aradan sonra tekrar üretime başlandı. Sabah 07.30’da fabrika önüne gelen işçiler ve BMİS şube yöneticileri, atılan işçilerin çoğunluğunu BMİS üyesi işçilerin oluşturduğunu, patronun hem krizin faturasını işçilere ödettiğini hem de Birleşik Metal-İş’in Grammer’den tasfiye edilerek Türk Metal’in fabrikayı ele geçirmesinin hedeflendiğini belirttiler.

Gün boyu fabrika önünde bekleyen işçiler, Cuma günü Almanya’dan gelecek olan Grammer Genel Müdürü, Bursa Grammer Patronu, İG Metal temsilcileri ve BMİS yöneticilerinin yapacakları görüşmenin sonucuna göre durumu değerlendireceklerini ifade ettiler. İçeride az sayıda BMİS üyesi işçinin kaldığı bildirildi.

Kızıl Bayrak / Bursa


Sarı otobüs şoförlerinin direnişi 310. gününde!

TÜMTİS’e üye oldukları için işten atılan sarı otobüs şoförlerinin her pazartesi devam eden eylemleri iki haftadır yapılmıyor. Geçen hafta seçimlerin hemen ardına gelmesi nedeniyle yapılamayan eylem bu hafta da Büyükşehir ile yapılacak görüşme nedeniyle iptal edildi.

29 Mart seçimlerinde AKP’den Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Altepe ile görüşen sendika yetkilileri yaptıkları açıklamada, Recep Altepe’nin yeni seçilmesi nedeniyle konuyu tam olarak bilmediğini, konuyla ilgili bilgi edindikten sonra görüşmek istediğini belirttiler. Görüşmelerden bir sonuç çıkmaması durumunda eylemlerin devam edeceği bildirildi.

Kızıl Bayrak / Bursa


Toros Tarım’da grev başladı

Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikası Mersin ve Adana şubelerinin örgütlü olduğu Toros Tarım işletmelerinde 7 Nisan günü grev uygulaması başladı.

Mersin ve Ceyhan gübre fabrikalarında çalışan Petrol-İş üyeleri, 15 Aralık 2008 tarihinde başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar.

Petrol-İş Adana Şubesi’nin örgütlü olduğu Ceyhan gübre fabrikasında 122, Mersin şubesinin örgütlü olduğu Mersin gübre fabrikasında ise 138 sendika üyesi işçi greve çıktı.

Krizi bahane ederek ücret ve sosyal haklarda iki yıl için hiçbir artış yapmama dayatmasında bulunan Toros Tarım patronu, kapsam dışı çalışan sayısını artırarak sendikal örgütlenmeyi tasfiye etmeye çalışıyor.

Mersin’deki Toros Tarım işletmesi önünde açıklama yapan Petrol-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Adil Aleybeyoğlu, grevi amaç olarak görmediklerini ancak ekonomik krizin faturasının kendilerine çıkartılmasını da kabul etmeyeceklerini belirtti. Greve çıkılmasının asıl sorumlusunun Toros patronu olduğunu vurguladı.

Petrol-İş Adana Şube Başkanı Ahmet Kabaca da Ceyhan’daki işletme önünde greve ilişkin açıklamada bulundu.


Halil Tekstil’de hak gaspı

Ümraniye’de Ihlamurkuyu Mahallesi’nde kurulu bulunan Halil Tekstil işyerinde çalışan işçilerin iki gün boyunca sürdürdükleri işyerini terketmeme eylemi 7 Nisan akşamı sona erdi.

İki gündür fabrikalarını terk etmeyen işçiler 7 Nisan akşam saatlerinde yapılan pazarlıklar sonucunda makinelerin fabrikadan çıkarılmasına izin verdiler.

Son 9 aydır ücretlerini gecikmeli olarak alan, son aylarda ise mesailerini ve maaşlarını alamayan işçilerin hiçbir hakkını vermeden ortadan kaybolan patronun davranışına karşı işyerlerini terk etmeyen işçiler, kararlı duruşlarını makineleri taşımak için fabrikaya gelen icra memuru ve polislere gösterdiler. “İyi niyetli” rolünü oynamaya çalışan polisler, işçilerin haklı mücadelesinin yanına gelen devrimcileri de safdışı bırakmak için ellerinden geleni yaptılar.

Makineleri almaya gelen haciz avukatları ile anlaşma yapan işçiler, tutanaklara işçi alacaklarının da geçirilmesi sözünü alınca eylemlerine son verdiler.

Kızıl Bayrak / Ümraniye


Türk-İş üyeleri: “Mücadeleye devam!”

Türk-İş’e bağlı sendikalardan TGS, TÜMTİS, Tez Koop-İş 1 ve 2 No’lu, Yol-İş 3 No’lu, Petrol-İş ve Harb-İş 1 No’lu Ankara şubeleri tarafından Kamu Toplu İş Sözleşmeleri’yle ilgili olarak 2 Nisan günü Sakarya Meydanı’nda kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Açıklamaya işçilerin Türk-İş bürokratlarına duyduğu öfke damgasını vurdu. Eylemi örgütleyen sendikalar adına konuşma yapan Türk-İş sözcüsü, toplusözleşme döneminde Türk-İş’in takındığı uzlaşmacı ve pasif tutumu eleştirdi. SSGSS sürecinde yaşananları hatırlatarak, “Binlerce işçi yasaya karşı sokaklara dökülürken Türk-İş kitlenin taleplerini hiçe saymıştır” dedi.

Konuşma işçiler tarafından “İşçiler burada Türk-İş nerede!”, “Kahrolsun işçi düşmanları!” sloganlarıyla yanıtlandı. Konuşmanın devamında, “Sözleşmeler tıkandı. Biz Türk-İş’in içindeki mücadeleci sendikalar olarak, taleplerimizi elde edinceye kadar mücadele edeceğiz” denildi.

Basın açıklaması taleplerin okunmasıyla son buldu. Eylemde “Genel grev genel direniş!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları coşkuyla atıldı. Ayrıca grevde olan ATV-Sabah çalışanlarına da “Turkuvaz işçisi yalnız değildir!”  sloganları ve alkışlarla destek gönderildi.

Eyleme pek çok demokratik kurum ve sendika temsilcisi katılarak destek verdi.

 Kızıl Bayrak / Ankara


AKAN-SEL patronundan provokasyon girişimi

Patron tarafından, Mersin Limanı’nda direnişte olan Akan-Sel Nakliyat işçilerine yönelik provokasyon girişiminde bulunuldu. 1 Nisan günü Liman A Kapısı önündeki direniş yerine gelen ve Akan-Sel ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir şahıs, liman işçilerini tehdit ederek “Akan-Sel ile uğraşan beni karşısında bulur” dedi, dahası TÜMTİS üyelerine silah çekti. Direniş yerine gelen Akan-Sel Nakliyat patronu ve bir grup Akan-Sel personeli de provokasyona devam etti.

Savcılığa suç duyurusunda bulunan TÜMTİS,  3 Nisan günü Mersin Limanı A Kapısı önünde bir basın açıklaması yaparak olayı protesto etti. Basın açıklamasına “Mersin Emek ve Demokrasi Platformu” bileşeni sendikalar, liman işçilerinin eş ve çocukları da katılarak destek verdiler.

İçerde çalışan işçilerin de Liman A Kapısına gelerek katıldıkları basın açıklamasında ilk konuşmayı TÜMTİS Genel Sekreteri Gürel Yılmaz yaptı, “provokasyonlarla mücadelemizi bölmeye engellemeye çalışıyor, başarılı olamayacaklar” dedi.

 “Mersin Emek ve Demokrasi Platformu” adına yapılan konuşmada, işçilerin mücadelesini provokasyonlarla boğmaya çalışanların karşılarında Mersin halkını göreceği söylendi.

Eylemde “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İş-ekmek yoksa barış da yok!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “Limana sendika girecek başka yolu yok!” sloganları atıldı.


Edirne Giyim’de grev!

Edirne’de kurulu bulunan ve Türk-İş’e bağlı Teksif Sendikası’nda örgütlü olan Edirne Giyim Sanayi’inde 2 Nisan günü grev başladı.

İki yıl önce Birlik Konfeksiyon isimli taşeron bir şirket kuran Edirne Giyim patronu, aradan geçen sürede fabrikada çalışan 500 işçiden 200’ünü taşeron şirkete aktararak, sendikal örgütlenme karşıtı saldırılarını arttırdı. Devam eden TİS süreciyle birlikte sendika üyesi işçileri TEKSİF’ten istifaya zorlayan Edirne Giyim Sanayi patronu, TİS görüşmelerinde %4 ücret zammının yanısıra taşeron şirkette çalışan işçilerin TİS kapsamına alınmasına talep eden TEKSİF’e olumsuz yanıt verdi.

16 Mart 2009 günü Edirne 3. Noteri önünde ve fabrikanın kapısında basın açıklamaları yapan Edirne Giyim Sanayi işçileri, 2 Nisan 2009 sabahı ise grevi başlattılar. TEKSİF yöneticileri, Edirne Giyim Sanayi işçileri ve destek için fabrika önüne gelen kurumların temsilcileri kısa bir yürüyüşün ardından “Bu işyerinde grev vardır” pankartını fabrikaya astılar.

Sosyalist Parti, TKP, KESK, Ekim Gençliği, Genç Sen’in destek verdiği basın açıklamasının ardından grev nöbeti tutulmaya başlandı.

Kızıl Bayrak / Edirne


Sağlıkçılar şiddete karşı yürüdü

Son dönemde hekimlere yönelik şiddet olayları hız kazandı. İstanbul Tabip Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası Şişli Şubesi, 2 Nisan günü, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan şiddet olayına ilişkin eylem yaptı. Bir doktorun hasta yakınları tarafından kafasına sanldalye vurularak yaralanması, acil servis önünden hastane ana kapısına kadar gerçekleştirilen yürüyüşle protesto edildi.

“Sağlıkçı dövülür müdür Mehmet bakar!”, “Hedef olmak istemiyoruz!”, “Sağlık haktır satılamaz!” sloganları ile yürüyen sağlık emekçileri burada ortak basın açıklaması gerçekleştirdiler. “Şiddete ve baskıya hayır! Güvenli ortamlarda güvenceli çalışmak istiyoruz!” pankartının açıldığı eylemde, saldırının 2009 başından bugüne kadar İstanbul Tabip Odası’na bildirilen 7. şiddet olayı olduğu bilgisi verildi. Açıklama şu sözlerle son buldu:

Hasta ile hekimi karşı karşıya getiren, halkın sağlık hizmetine ulaşmasını engelleyen, ihtiyacın değil, paran kadar sağlık anlayışını egemen kılan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın hemen durdurulmasını, ‘Herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir sağlık’ anlayışının sağlık ortamına egemen kılınmasını buradan bir kez daha talep ediyoruz.”

Eyleme, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, Dev-Sağlık İş, SES İstanbul Şubeleri ile hasta ve hasta yakınları da destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Hilton işçisi köle değildir!”

Hilton Otelleri’nde örgütlü DİSK’e bağlı OLEYİS ile yaklaşık 5 aydır süren toplusözleşme görüşmelerinde yaşanan uyuşmazlık nedeniyle Hilton’da grev kararı asıldı.

Ankara Hilton Oteli’nde gerçekleştirilen grev kararı asma eyleminde, kazanılmış haklardan ödün verilmeyeceği söylendi. OLEYİS üyelerine seslenen OLEYİS Genel Başkanı, ekonomik krizi gerekçe göstererek kazanılmış haklara saldıran Hilton Oteli yönetiminin görüşmelerde tıkanmaya neden olduğunu belirtti.

Otel önünde toplanarak “Hilton işçisi köle değildir!” sloganını atan otel çalışanları, patronun kapsamdışı personel sayısının azaltılmasını istemediğini ifade ettiler. TİS görüşmeleri 280 otel çalışanını kapsarken, sayıları 77 olan kapsam dışı çalışanın 19’a inmesini istediklerini belirttiler.

Önerilen zammın Hilton işçisinin ücretinin bir kısmını patrona bağışlaması talebiyle eş anlamlı olduğunu söyleyen OLEYİS Genel Başkanı, Hilton yönetiminin dayatmacı tutumundan vazgeçmesini istedi.


BİTDER kuruluş toplantısı yapıldı

IBM ve Plaza eylemleriyle gündeme gelen beyaz yakalılardaki örgütlenme arayışının bir parçası olarak, internet üzerinden 500 kişinin imzasıyla desteklediği Bilgi ve İletişim Emekçileri Derneği (BİTDER) kuruluş toplantısı 5 Nisan tarihinde Şişli’deki DİSK Genel Merkez binasında gerçekleştirildi.

Yaklaşık iki saat süren toplantıya ağırlıklı olarak bilişim sektöründen olmak üzere, birçok meslekten katılım oldu. Toplantı katılımcıların kendini tanıtmasıyla başladı. Ardından derneğin kuruluş amacı ve kuruluş sürecine dair kısa bir bilgilendirme yapıldı.

Yaklaşık dört aydır ağırlıklı olarak sanal ortamdan yürütülen dernek kuruluş tartışmaları sonucunda kaba hatlarıyla şekillenen tüzüğün, “üye olma hakkı ve yönetim kurulunda yer alma hakkı” ile ilintili bazı maddelerine dair ek tartışmalar yapıldı. Tartışmaların ardından tüzük oylamaya sunuldu, kabul edilerek imzaya açıldı.

Toplumcu Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları olarak katıldığımız kuruluş toplantısında “Beyaz yakalılarda örgütlenme arayışı” başlıklı bildirileri dağıttık.

Toplumcu Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları

 

SGK çalışanlarından uyarı!

Büro Emekçileri Sendikası (BES) İstanbul Şubeleri, Türk-Büro Sen İstanbul 3 No’lu Şube ve Tez-Koop İş 2 No’lu Şube, 6 Nisan günü SGK İstanbul İl Müdürlüğü önünde gerçekleştirdiği ortak basın açıklaması ile taleplerini duyurdu, SGK emekçilerini mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.

SGK çalışanları” pankartının taşındığı eylemde basın açıklamasını BES 2 No’lu Şube Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Taşkıran gerçekleştirdi. Fındıklı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin Sirkeci’de bulunan BAĞ-KUR arşiv binasına taşınmasının planlandığını belirterek, adı geçen binanın çalışma koşullarına uygun olmadığına, taşınma ve hizmet sunumları sırasında personel ile toplumun ulaşım ve nakil işlerinde sıkıntılar yaşanacağına da dikkat çeken Taşkıran, binanın fiziki koşullarına da değinerek özürlü hak sahiplerinin hizmet alamayacağını belirtti. Çalışanlar açısından taşınma ve nakil işlerinin SGK İstanbul İl Müdürlüğü’nün keyfi uygulamalarına bırakıldığını belirterek, taşınma sırasında Fındıklı SGM personelinin üç hatta dört farklı birimde görevlendirilmesinin düşünüldüğünü söyledi. Bu plansızlık ve keyfi uygulamaların Üsküdar Doğancılar Sağlık SGM ile Kadıköy SGM için de geçerli olduğunu söyleyen Taşkıran, taleplerini şöyle sıraladı:

* Keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir,

* Başta Fındıklı Sağlık SGM olmak üzere Sosyal Güvenlik Merkezleri bir bütün olarak sürekli hizmet verebilecek uygun yerlere taşınmalıdır,

* Kendi isteği olmadan hiçbir çalışanımız başka birim ya da müdürlükte görevlendirilmemelidir,

* Yeniden yapılandırma uygulamaları deneme yanılma yöntemiyle değil, çağın koşullarına uygun, insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde, teknoloji kullanılarak bilimsel ve planlı bir şekilde yapılmalıdır,

* Yapılandırma sürecinde çalışanların temsilcileri olan sendikaların ve ilgili sivil toplum örgütlerinin de fikir ve düşünceleri değerlendirilmelidir

Taşkıran, bu taleplerinin dikkate alınmaması durumunda, sivil toplum kuruluşlarını da içine katan eylemlik sürecine başlayacaklarını duyurdu.

Yaklaşık 60 kişinin katıldığı eylemde, “Sosyal güvenlik haktır satılamaz!”, “Sağlık haktır satılmaz!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Kapitalizmin krizine karşı toplantı ve eylem...

Kapitalizmin krizine karşı örgütlenmeye, sokağa, eyleme, direnişe!”

İzmir BDSP, krize karşı işçi ve emekçileri örgütlenmeye, mücadeleye, eyleme ve direnişe çağırmaya devam ediyor.

Seçimlerin ardından düzen partilerini, kapitalizmi ve onun krizini teşhir etmeye, işçi ve emekçilerin krize karşı tepkilerini açığa çıkaracak zeminler örgütlemeye çalışan Çiğli BDSP, 5 Nisan günü bir toplantı gerçekleştirdi. Yaklaşmakta olan 1 Mayıs’ın da temel gündemlerden birisi olduğu toplantıda seçimlerden önce de krize karşı mücadelenin örgütlenmeye çalışıldığı ifade edildi. BDSP’nin seçim sürecinde politik platformunun düzene karşı devrimi, kapitalizme karşı sosyalizmi, kapitalizmin krizine karşı örgütlü mücadeleyi anlatmak olduğu dile getirildi. Krizin sonuçlarına değinilerek, saldırıların her geçen gün daha da ağırlaştığı, işsizliğin arttığı vurgulandı. 1 Mayıs’ta alanlarda olmanın önemine değinildi.

Bu doğrultuda hem emekçi semtlerine hem de organizeye yönelik çalışmaların sürdürülmesi gerektiği ifade edildi. Başta seçim bürosunun bulunduğu Güzeltepe’de olmak üzere emekçi semtlerinde krize karşı mücadelenin taleplerini öne çıkarmak, emekçilerin tepkisini eylemli bir kanala akıtmak için değişik araç, yol ve yöntemlerin bir arada kullanılması gerektiği söylendi. Bu araçlardan biri olarak krizin işleneceği bir emekçi halk şenliği yapılması kararı alındı. Bir semte yönelik bir şenlik komitesi oluşturuldu.

Krizin sonuçlarının doğrudan yansıdığı Çiğli Organize Sanayi’ye seslenmek, krize karşı tepkileri açığa çıkarabilmek için özel sayılar, bildiriler, bültenler, işçi toplantıları vb. araçlarla sürece müdahale edilmesi gerektiği dile getirildi. Organizeye sistematik olarak seslenecek bir ekip oluşturulması kararı aldı. Bu ekip çalışmalarını 1 Mayıs komitesi adı altında sürdürecek.

Toplantının ardından sürece dair canlı tartışmalar yapıldı. Ardından Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun “Seçim aldatmacı bitti, kapitalizmin krizi sürüyor! Kapitalizmin krizine karşı örgütlenmeye, sokağa, eyleme, direnişe!” başlıklı basın açıklamasına topluca gidildi.

Çiğli Belediyesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, aynı şiarlı pankart açıldı. Açıklamada, bir seçim aldatmacasının daha bittiği ancak krizin devam ettiği ifade edildi. Sağlığın paralı ve pahalı hale getirilmesinden, iş güvencesiz çalışmadan, düşük ücret dayatmasından, paralı eğitimden, esnek çalışmadan, taşeronlaştırmadan söz edildi.

Kapitalistlerin krizi yönetme başarısının arkasında örgütlü olmaları gerçeği olduğu dile getirildi. Sömürülen milyonların ise örgütsüz ve dağınık olduğu için köleliğe mahkum edildiği ifade edildi. Meha Tekstil’de, Sinter’de, Gürsaş’ta, Tezcan Galvaniz’de direnen işçilerin izlenmesi gereken yolu gösterdiği ifade edildi.

Açıklama şu sözlerle son buldu: “İşçi ve emekçilerin kan bedeli mücadelelerle kazandığı 1 Mayıs yaklaşırken Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu olarak seçim sürecinde ve öncesinde olduğu gibi bugün de işçi ve emekçileri, kadınları, gençleri, Kürt halkını kapitalist düzenden hesap sormaya, kapitalizmin krizine karşı fabrikasında, mahallesinde, işyerinde, okulunda örgütlenmeye, krize karşı taban örgütlülükleri oluşturmaya ve mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”

Taleplerin okunmasıyla sona eren eylemde, “Krizin faturası kapitalistlere!”, “Krize karşı sokağa, eyleme, direnişe!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Krize karşı genel grev, genel direniş!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!, “Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir


Kot taşlama için gecikmiş genelge!

Kotları beyazlatırken hayatları kararan kot taşlama işçilerinin ölümcül silikozis hastalığının pençesinde birer birer ölüme yollanmasına, şimdiye kadar 40 işçinin ölümüne yol açan insanlık dışı çalışma koşullarına karşı gözünü kapayan Sağlık Bakanlığı nihayet bir adım attı.

Sağlık Bakanlığı, yayımladığı genelgeyle, ölümle sonuçlanan bir akciğer hastalığı olan silikozise yol açtığı gerekçesiyle her türlü kot giysi ve kumaşlara uygulanan püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılmasını yasakladı.

Kot taşlama, kot kumlama, kotu kumla yıkama veya rodeoculuk” olarak da adlandırılan işlemin, “beyazlamış, eskitilmiş görünüm vermek için giysilerin yüzeyine kuru hava kompresörleri ile kum (silis veya kuvars tozu) püskürtme işlemi” olduğu ifade edilen bakanlık açıklamasında, ne amaçla yapılırsa yapılsın püskürtme işlemi sırasında yüksek hızla çarptırılan kumun serbest silika içeriğinde artış olduğu ve solunan havada daha uzun süre kaldığının bilindiği ifade edildi. Pek çok Avrupa ülkesinde ve Amerika Birleşik Devletleri’nde kot taşlamanın yasaklandığı belirtildi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in “kot taşlama atölyelerinde çalışan işçilerin durumu”na ilişkin verdiği ibretlik cevaplar hala hafızalardayken, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı genelge, kot taşlama işinde çalıştığı için silikozis hastalığının pençesinde ölümü bekleyen işçilerin yürüttüğü mücadelenin bir sonucu olarak gelişti.

Çeşitli kurumlar tarafından dile getirilen sorunlar özellikle son dönemde duyarlı kamuoyunun da gündemine girerek büyük bir tepkiye konu oldu. Kot taşlama işçilerinin çeşitli merkezlerde gerçekleştirdikleri eylemler de büyük kot tekellerinin kar hırsı sonucu yol açtığı işçi ölümlerine dikkat çektilmesini sağladı.

Ancak bir gerçek var ki, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı genelge kapitalizmin söndürdüğü hayatları geri getirmeyeceği gibi, silikozis hastalığının pençesinde ölümü bekleyen diğer işçilerin ölümünü de engelleyemeyecek.


Kriz ve 1 Mayıs faaliyetlerinden...

Buca’da 1 Mayıs hazırlıkları!

Buca’da yürütülen devrimci seçim çalışmasının ardından 1 Mayıs çalışmalarına yoğunlaştık. 5 Nisan günü Çamlıkule’de bir toplantı gerçekleştirdik.

20 Mart günü seçim bürosunda mahalle emekçileri ile bir toplantı yapmış ve seçimlerim çözüm olmadığını, 30 Mart sabahı yaşamamızda hiçbir şeyin değişmeyeceğini, işsizliğin, yoksulluğun, işten atmaların hızlanarak devam edeceğini belirterek, tüm bu saldırılara karşı bir araya gelerek, birlik ve komiteler oluşturarak örgütlenmek gerektiğini vurgulamıştık.

5 Nisan günü yaptığımız toplantıda ise, Çamlıkule işçi ve emekçileri ile mahallede güçlü bir 1 Mayıs etkinliği yapmak ve 1 Mayıs alanına da kendi taleplerimiz ile, krizin faturasını ödememek için etkin bir katılım sağlamak için çalışmaların başlatılması kararlaştırıldı. Bu amaçla 25 Nisan günü mahallede 1 Mayıs şenliği yapılması planlandı. Yapılacak etkinliğin güçlü geçmesini, mahalledeki işçi ve emekçilerin katılımını sağlamak için mahalleden emekçilerin de yer aldığı bir etkinlik komitesi seçildi.

Yapılan somut planlamalarla birlikte 1 Mayıs ve etkinlik çalışmalarını bölgede seçim sürecinde yakalanan güç ve olanaklarla başlatmış olduk.

Buca BDSP


Kocaeli’de bildiri dağıtımı...

Krizin faturasını ağır ödeyen kentlerin başında gelen Kocaeli’de, kapitalizmin seçim oyununu teşhir eden ve kapitalist krize karşı mücadeleye çağıran bildirilerimizi işçi ve emekçilere ulaştırdık.

Seçim aldatmacası bitti kapitalizmin krizi sürüyor!” şiarlı BDSP bildirilerini Derince Öğretmenler Mahallesi’nde dağıttık. Yaklaşık iki saat süren bildiri dağıtımı sırasında kahvelerdeki emekçilerle düzenin seçim oyununu ve kapitalizmin krizini teşhir eden sohbetler gerçekleştirdik. Ayrıca, kapitalizmin krizini ve işçilere krizin yansımalarını teşhir eden,  “İşten atmalar yasaklansın!”, “Ücretsiz izinler yasaklansın!”, “Tek yol devrim, kurtuluş sosyalizm!” şiarlı BDSP imzalı yazılamalar yaptık.

1 Mayıs ve krize karşı faaliyetlerimiz Kocaeli’nin emekçi semtlerinde devam edecek...

Kocaeli’den sınıf devrimcileri