3 Nisan 2009
Sayı: SİKB 2009/13

  Kızıl Bayrak'tan
  Yerel seçimler ve siyasal sonuçlar
  Yanıtımızı 1 Mayıs alanlarında vermeliyiz!
Seçim aldatmacası bitti, kapitalizmin krizi sürüyor…
Kayseri: Yoğun ve etkin bir devrimci seçim çalışması!..
Bursa: Devrimci seçim çalışmamızın kazanımlarıyla şimdi daha da güçlüyüz!..
  Manisa: Tempolu bir seçim çalışması...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Tescilli faşist katil Muhsin Yazıcıoğlu “kahraman” ilan edildi!
  Saldırganlık ve savaş aygıtı 60. yılında...
  BDSP’nin seçim faaliyetlerinden…
  Genç komünistlerin seçim faaliyetlerinden…
  Kızıldere şehitlerini anma eylem ve etkinliklerinden...
  Almanya’da kriz karşıtı gösteriler…
  G-20 Zirvesi Londra’da toplanıyor...
  Barack Obama’nın yeni Afganistan planı...
  Arjantin’de onbinler askeri faşist cuntadan hesap soruyor...
  Ekim Gençliği'nden...
  Seçim sonuçları hakkında birkaç söz
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’da kriz karşıtı gösteriler…

Krizinizin bedelini ödemiyoruz!”

Kapitalizmin kabesi ABD’de baş gösteren kriz, kapitalizmin sayılı metropollerinden biri olan Almanya’yı da çoktan etkisine almış bulunuyor. Fakat Almanya’da deyim uygunsa, şimdiye kadar neredeyse yaprak kımıldamış değil. Komşu Fransa’da yer yerinden oynarken Almanya oldukça sakin. Alman burjuvazisi şimdiye kadar, henüz sahip olduğu bazı mali avantajlar, güçlü sendika bürokrasisi ve Alman solunda tarihten gelen köklü oportünizm sayesinde gelişebilecek kitle tepkilerini bloke etmeyi başardı.

Fakat bütün dezavantajlara rağmen, kendini işçi ve emekçilerin yaşamında gün geçtikçe daha fazla hissettiren krize karşı büyüyen kitle tepkisi daha fazla dizginlenemiyor. Nihayet sessizlik 28 Mart günü Almanya’nın iki büyük kenti olan Berlin ve Frankfurt’ta yapılan kitlesel eylemlerle bozuldu.

Eylemler geniş katılımlı bir platform tarafından organize edildi. Bu platformda başı Sol Parti (Die Linke) ve ATTAC gibi liberal-reformist yapılar çekse de, MLPD, DKP, yerel sendika şubeleri, anti-faşist otonom gruplar, devrimci- demokrat göçmen örgütleri, savaş karşıtı platformlar ve çevre örgütleri gibi çok değişik çevrelerin de önemli katkıları oldu. Alman Sendikalar Konfederasyonu (DGB) eylem organizasyonunda direk yer almadı. Sendikaların katılımı yerel düzeyde ve sembolik bir destekten ibaret kaldı. Eylemlere işçi katılımı ise, devrimci-ilerici öncü işçilerin özel çabaları sayesinde gerçekleşti.

Krizinizin bedelini ödemiyoruz!” sloganıyla düzenlenen eylemlere Berlin’de 35 bin, Frankfurt’ta ise 25 kişi katıldı. Çok değişik renkten çevrenin krize karşı böylesi isabetli bir slogan altında birleşebilmesi oldukça anlamlıydı.


Frankfurt’ta kriz yürüyüşü

Frankfurt’taki eylem saat 12.00’de iki ayrı noktadan başladı. Uzak şehirlerden insanların da gelmesiyle birlikte, saat 13.00’ten itibaren yürünmeye başlandı. Yağmura rağmen oldukça coşkulu geçen eyleme işçi ağırlıklı bir katılım oldu. Sendikaların hiçbir özel çabası olmamasına rağmen, Bochum ve Rüsselsheim’dan Opel işçileri, Stuttgart’tan Mercedes Benz işçileri, Köln’den Ford işçileri eyleme kendi çabalarıyla katıldılar. İşten atılan Alman paket firması (DPD) işçileri kitlesel katılımlarıyla dikkat çektiler.

Frankfurt’taki eylem, işçisi, emekçisi ve devrimcisiyle sol güçlerin damgasını vurduğu bir eylem oldu. Taşınan pankartlarda ve dövizlerde, dağıtılan bildirilerde, atılan sloganlarda ve taşınan sembollerde anti-kapitalist vurgular öne çıktı. Dağıtılan yazılı materyallerde krize karşı bir bilinç açıklığının olduğu gözlendi. Bu da, Almanya’da her şeye rağmen gelişmeye açık ciddi bir sol potansiyelin olduğunu göstermektedir.

Taşınan çok sayıda pankart, döviz ve bayraklarla rengarenk bir görüntüye sahip olan yürüyüş kolu, hiç susmayan sloganlar, düdük ve trampet sesleri eşliğinde, uzun bir güzergahı kat ettikten sonra merkezdeki Römerhof alanında toplandı.

Almanya’nın finans merkezi olan Frankfurt’ta, dışarıdan takviyelerle binlerce polis konuşlandırıldı. Aldıkları abartılı önlemlerle bir kez daha sermayenin güvenliği için var olduklarını gösterdiler.

Miting alanında, hükümet ortağı SPD’nin eski maliye bakanı, yeni Sol Parti başkanı Oskar Lafontaine, kendilerini  “sol sendikacılar” olarak tanımlayan sendikacılar, işçi temsilcileri ve organizasyondaki çeşitli çevreler adına konuşmalar yapıldı. Lafontaine’nin konuşması kitle tarafından ıslıklanarak protesto edildi. Konuşma boyunca devam eden protestolardan dolayı bazı göstericilerle Sol Parti taraftarları arasında yer yer tartışmalar yaşandı. Lafontaine biraz da bu protestolardan dolayı konuşmasını kısa tutmak zorunda kaldı.

Mitingdeki bütün konuşmalarda sermayenin krizin bedelini, işsizlik, işyeri kapatma, kısa çalışma, düşük ücret, işten atma yasasının esnetilmesi, özelleştirme ve taşeronlaştırma, militarizm ve siyasal baskılarla emekçilere ödetmek istediği, buna karşı ise emekçilerin ancak örgütlenerek ve  mücadele ederek karşı durabileceği belirtildi.

Mitingin en anlamlı konuşması ise, yaklaşık 40 bin kişinin çalıştığı, Mercedes Benz işyeri işçi temsilciliği başkanı Tom Adler tarafından yapıldı. Mücadeleci, coşku dolu bir konuşma yapan Adler, sadece işçi sınıfının değil, yanısıra tüm ezilenlerin ve işsizlerin sorunlarına da değinerek, eski saldırı paketi olan Agenda 2010’nun geride kaldığına, seçimden sonra sıranın, daha ağır bir paket olan 2020’de olduğuna değindi. Önümüzdeki 1 Mayıs ve 4 Nisan’da Strasburg’ta yapılacak NATO karşıtı gösteriye kitlesel katılım çağrısı yapan temsilci sözlerini, “Milyonlar, milyonerlerden daha güçlüdür!” diyerek noktaladı.

Konuşmalar arasında müzik dinletisinin de yapıldığı miting saat 17.00’ye doğru sona erdi.

Eyleme Bir-Kar olarak, “Krizin faturası kapitalistlere!’’ ve “Emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı mücadeleye!” yazılı iki pankart, kriz konulu dövizlerimiz ve Marks, Engels ve Lenin’in büyük boy resimleriyle katıldık. Eylem boyunca, bir süre önce çıkarmış olduğumuz, “Kriz kapitalizmin krizidir, faturasını kapitalistlere ödettirelim!” başlıklı dört sayfalık bültenimizi yaygınca dağıttık.

Yürüyüşte ayrıca Almanca açılımlı büyük boy bir TKİP pankartı da taşındı. Kortejimiz görselliğiyle oldukça dikkat çekti. Die Linke ve ATTAC gibi reformist parti ve örgütler eyleme en kitlesel katılımı sağlarken, MLPD ve DKP gibi devrimci partiler de belli bir kitlesellikle katıldılar. Eyleme Türkiyeli devrimci gruplardan MKP, DDİF, AGİF, ATİK ve Yaşanacak Dünya da pankart, bayrak ve dövizleriyle katıldılar.


Berlin’de kriz karşıtı yürüyüş!

Yürüyüş Rotes Rathaus binası önünde yapılan bir mitingle başladı. Yapılan konuşmalarda militarizme değil, sağlığa, eğitime, sosyal alana bütçe talepleri öne sürüldü. Yapılan ön mitingden sonra yürüyüş başladı. Uzunca bir güzergahın ardından ilk toplanma alanına tekrar gelindi.

Burada yürüyüş düzenleme komitesinden çeşitli parti ve sendikalara mensup kişilerce konuşmalar yapıldı. Bu konuşmacılardan biri olan Sol Parti /“Die Linke” başkanı Gregor Gysi konuşmasında, bankaları kurtarmak için milyarlarca para yatırmayı göze alan, bunun faturasını işçi ve emekçiye yükleyen zihniyeti eleştirdi. 

Yürüyüşün sonuna doğru polis provakasyonu sonucu otonom çevrelerle polis arasında çatışma çıktı, 20 kişi gözaltına alındı.

Toplumun değişik kesimlerinin katıldığı yürüyüş coşkulu geçti. Yürüyüşe Türkiye’li örgütlerden TKİP, BİR-KAR, ATİK, DİDF katıldı. Mitinge, önde amblemli parti pankartımız olmak üzere, Almanca “Kapitalizmin saldırılarına karşı birleşik mücadeleye! / BİR-KAR” pankartı ile katıldık. Yoğun bildiri ve bülten dağıtımı yaptık. Yürüyüşte ayrıca “Bütün ülkelerin proleterleri birleşin! /TKİP” imzalı pankart taşındı.

Almanya’da krize karşı yapılan bu ilk kitlesel mitingler, işçi ve emekçilerde krize karşı ciddi bir öfkenin biriktiğini, güçlü bir mücadele isteğinin olduğunu açığa çıkartmıştır. Bu potansiyeli şimdilik liberal-reformist sol, demagojik de olsa izlediği politikalarla arkasına almak istiyor. Bu ciddi bir tehlikedir. Almanya’daki devrimci güçlere bu anlamda ciddi görevler düşmektedir. Zaman kaybedilmeden harekete geçilmelidir. Ciddi bir ideolojik ve politik müdahaleyle, şimdi reformistlerin kanalına akan güçlerin devrimcilerin bayrağı altında toplanmaması için hiçbir sebep yoktur.

BİR-KAR / Almanya


Avrupa’da krize karşı onbinler alanlara çıktı!

Sanayileşmiş ve sanayileşmekte olan ülkelerin temsilcilerinin 2 Nisan’da Londra’da biraraya gelecekleri G20 zirvesi protestolarla başladı.

Zirve öncesinde başta İngiltere’nin başkenti Londra’da ve Almanya’da Berlin ve Frankfurt olmak üzere Avusturya, Hollanda,  İtalya ve İsviçre’de de gösteriler düzenlendi.

İngiltere

Put People First!” (“Önce insan!”) sloganı altında toplanan binlerce kişi Londra merkezinde bir yürüyüş düzenledi. Gösteride hükümetin ekonomi politikaları da protesto edildi. Yürüyüşte “Irak ve Afganistan’daki işgal son bulmalı!”, “Bomba değil iş yaratılsın!”, “İsrail’e silah satışına son Filistin’e özgürlük!”, “Nükleer bombalar imha edilsin!“ sloganları atıldı. Yoksulluk, işsizlik ve iklim değişikliğine dikkat çekildi.

Gösteride ayrıca “Bankalardan nefret ediyoruz!”, “İnsanlar kârdan önce gelir!”, “Irak ve Afganistan’dan çıkın!” pankartları ve dövizleri de taşındı. Ekonomik krizin sorumlusunun kapitalist düzen olduğu vurgulandı.

Gösterilere sendikalar, barış aktivistleri ve çevre örgütleri (150’den fazla kurum) çağrı yaptı.

Avusturya

Viyana’da “Sizin krizinizi biz ödemeyeceğiz” yürüyüşü gerçekleşti. 15 bin kişinin katıldığı yürüyüşe devrimci, ilerici kurumlar, sendikalar, çeşitli siyasi partiler ortak çağrı yapmıştı. Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu üyelerinin taşıdığı “sosyal devlet” yazılı tabut ilgi çekti. Yapılan konuşmalarda, “Sizin krizinizi biz ödemeyeceğiz” vurgusu sıkça yapıldı.

Hollanda’da Amsterdam’da yapılan protestoya 5 binin üzerinde emekçi katılarak ekonomik krize karşı sesini duyurmaya çalıştı. Eylem sloganlar eşliğinde akşam saatlerine kadar devam etti.

Fransa’nın başkenti Paris’te borsa binası önündeki meydanda toplanan yaklaşık 200 kişi vergi cennetlerini protesto etti. Göstericiler borsanın önünde kendi yaptıkları Euroları ortalığa saçtılar.

 İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan gösteriye de 200 kişi katıldı.