23 Ocak 2009
Sayı: SİKB 2009/03

  Kızıl Bayrak'tan
  Metal işkolunda durum ve görevlerimiz
  Ergenekon sermaye devletinin gerçek yüzüdür…
İsrail’den tek taraflı ateşkes...
Krizin faturasını kapitalistlere ödetme mücadelesini kapitalizmi yıkma mücadelesiyle birleştirelim!
2008 sermayenin yoğun saldırılarına konu oldu…
TORGEM direnişi 10. gününde zaferle sonuçlandı!
  Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu ile krizin tersanelerdeki etkisi ve TORGEM direnişinin kazanımları üzerine konuştuk...
  DESA direnişinde kazanma kararlılığı ve devrimci sorumluluk!
  Sinter ve Gürsaş direnişleriyle dayanışma büyüyor…
  Yerel seçimler ve komünistler
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Kriz ve tersaneler
  Yerel işçi bültenlerinden...
  Emekçi Kadın Komisyonları’ndan çağrı…
  Hrant Dink kitlesel eylemlerle anıldı!
  İşgal, direniş, grev ve sabotaj / 2 Volkan Yaraşır
  Obama illüzyonu… M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İsrail’den tek taraflı ateşkes...

Siyonist barbarlık Filistin halkının direniş iradesini kıramadı!

İsrail savaş makinesinin Tel Aviv’deki şefleri, Gazze Şeridi’ni hedef alan vahşi saldırının 22’nci gününde tek taraflı ateşkes ilan ettiler. Ateşkes ilanı İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’nin Washington ziyareti devam ederken alındı. Barack Obama’nın başkanlık koltuğuna oturmasına üç gün kala alınan bu karar Washington-Tel Aviv suç ortaklığını bir kez daha teyit etmiştir.

Siyonist şeflerin ateşkesi tek taraflı ilan etmeleri, kan dökmeye devam etme niyetlerini ele veriyor. “Hamas’ı muhatap almıyoruz” tutumu da bu kirli niyetin dışavurumudur. Ateşkesin geçici de olsa çatışmanın sona ermesini sağlayıp sağlamayacağı belli değilken “Hamas’ı muhatap almıyoruz” havasına giren siyonist şefler, hezimetlerinin üstünü küstahlıkla örtmeye çalışıyorlar.

Washington-Tel Aviv ikilisinin ateşkes kararı, İsrail savaş makinesinin Gazze’den çekilmesini içermiyor. Göründüğü kadarıyla siyonist şeflerin kirli hedefi, Gazze’nin belli noktalarına topladıkları güçleri ile istedikleri zaman tekrar saldırıya geçebilmektir. Bazı kaynaklar ise, Obama’nın yemin töreninden önce İsrail ordusunun Gazze’den çekileceğini belirtiyor.

Siyonist rejimin ABD zoruyla elde etmek istedikleri Gazze ile sınırlı değil. ABD’den bazı taleplerde bulunan İsrail, “uluslararası toplum”a İran’ın direnişçilere silah desteğini kesmek üzere çağrıda bulunulması, istihbarat paylaşımı, kaçakçılık yapılan güzergahlarda uluslararası kara ve deniz güçlerinin konuşlandırılması, tünellerin ortaya çıkarılması için ABD ve Avrupa’dan Mısır’a teknoloji transferi ve Refah’ta ekonomik gelişmenin sağlanması için adımlar atılması gibi talepleri konusunda garanti talep ediyor.

Vahşi saldırı ile Filistin halkının direniş iradesini kıramayan İsrail savaş makinesi ABD, Türkiye, Mısır, AB, BM katkılarıyla bu kirli amacına farklı yollardan ulaşmaya çalışıyor. Nitekim katliamın suç ortaklığını yapan eli kanlı emperyalist güç odaklarının temsilcileri, ağız birliği ederek ateşkesin kalıcı olabilmesi için Gazze’ye silah girişinin engellenmesi gerektiğini vaaz ediyorlar.

Irkçı-siyonist rejimin ateşkes manevrasını değerlendiren Hamas liderleri de ateşkes ilan ettiler. Ancak İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesi için bir hafta süre tanıyan Hamas liderleri, Gazze üzerindeki ablukanın da kaldırılmasını talep ettiler. Bu taleplerin kabul edilmemesi durumunda direnişin tüm araçlarla devam edeceğini belirten Hamas liderleri, hiçbir gücün Filistin halkının direnme iradesini kıramayacağını vurguladılar.

Ateşkes için Gazze Şeridi’nin hem İsrail hem de Mısır ile olan tüm sınır geçişlerinin hemen açılmasını isteyen Hamas’ın, İsrail’in bu geçişleri açık tutacağına ilişkin Mısır ile “uluslararası toplum”un güvence vermesini de talep ediyor.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el Kassam Tuygayları adına yapılan açıklamada, direnişi askeri ve moral gücünü koruduğu, İsrail saldırısında 48 şehit verdiklerini, roket rampalarının sağlam olduğu vurgulandı. Direnişçilerin, siyonist rejimin ateşkes ilanından sonra İsrail’e 20 roket atmaları, İsrail savaş makinesinin kirli emellerine ulaşamadığının göstergesidir.

İsrail barbarlığını üç hafta izleyen “uluslararası toplum”un temsilcileri ise, ateşkes ilanının ertesi günü Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde toplandı. Hüsnü Mübarak’in ev sahipliğinde gerçekleşen devlet başkanları zirvesine Mısır’ın yanısıra Fransa, Almanya, İspanya, İngiltere, İtalya, Filistin, Ürdün, Türkiye, (AB dönem başkanlığını yapan) Çek Cumhuriyeti devlet ve hükümet başkanları ile Arap Birliği Başkanı Amr Musa, BM şefi Ban-ki Moon katıldı.

Zirve sonrası ortak basın toplantısı düzenleyen katılımcılar, siyonist barbarlığı mahkum etmeden, İsrail vahşetinden hesap sorulması gerektiğini kabul etmeden ateşkesin kalıcı olması için çalışacaklarını iddia ettiler.

İsrail savaş makinesinin saldırısı sonucu oluşan yıkımların yeniden imarı için mali, teknik, diplomatik destek sunma vaadinde bulunan katılımcıların bir kısmı, ateşkesin kalıcı olması için Gazze’ye silah kaçırılmasının önlenmesi gerektiğini öne sürdüler. Almanya, İngiltere, Çek Cumhuriyeti, İtalya gibi devletlerin temsilcileri, bir kez daha İsrail’le aynı zihniyeti taşıdıklarını ortaya koydular.

Basın toplantısında kısa konuşmalar yapan Hüsnü Mübarek, Mahmud Abbas, Kral Abdullah ise, “uluslararası toplum” temsilcilerinden yardım istediler. Yani siyonist barbarlığın hamilerinden Filistin için yardım isteme talihsizliğini yaşadılar. Arap liderlerin 2009’un Filistin sorununa kesin çözümün üretileceği bir yıl olması gerektiği yönündeki temennileri ise, tam bir aymazlıktır. Filistin direnişini desteklemeyen, İsrail vahşetine karşı tutum alamayanların 2009’u neye göre “çözüm yılı” ilan ettikleri belli değil.

İsrail savaş makinesi ateşkes ilan edip birliklerini belli noktalarda yığdığında, 22 gün süren vahşi saldırı sonucunda 410’u çocuk, 108’i kadın, 113’ü yaşlı toplam 1300 Filistin’li katledilmişti. Filistinli yetkililer enkaza çevrilen 4 bin binanın altından 100’ü aşkın cesedin çıkarılabileceğini ve toplam 20 binanın hasar gördüğünü belirttiler.

Evleri, okulları, hastaneleri, camileri, sokakları, tarım alanlarını tahrip eden İsrail savaş makinesi ardında, Gazze Şeridi’nin dört bir yanında enkaz yığınları bıraktı. Tüm bu vahşete rağmen iğrenç amaçlarına ulaşamayan İsrail rejiminin barbarlığını ise dünya görmüş oldu.

Ateşkesten, kalıcı barıştan, hele de Filistin sorununa çözüm bulunması gerektiğinden söz edenlerin, öncelikle İsrail vahşetinden hesap sorulmasını talep etmeleri beklenirdi. Oysa bu güçlerin derdi, Filistin halkının direniş iradesinin çeşitli ayak oyunlarıyla kırılmasına hizmet etmektir. Zira Ortadoğu’da direnerek bölge halklarına örnek olan Filistin halkının iradesi hem emperyalist-siyonist güçleri hem bölgedeki işbirlikçileri rahatsız etmektedir.

Gazze saldırısı sonucunda Filistin halkı bir kez daha ağır bir bedel ödemiş oldu. Ancak pervasız zorbalar karşısında sınanan Filistin halkının onurlu direniş iradesi de bir kez daha alnının akıyla çıkmıştır.

Ateşkes, İsrail saldırganlığının son bulacağı anlamına gelmiyor. Savaş makinesi her an ölüm kusan namlularını Filistin halkının üzerine çevirebilir. Barbarlığa karşı direnmenin mümkün olduğunu dünyaya gösteren yiğit Filistin halkı ise direnişin zafere kadar devam edeceğini ilan ediyor. Filistin direnişinin zafere ulaşabilmesi için ilerici-devrimci güçlerin enternasyonal dayanışmayı ihmal etmeden sürdürmeleri gerekiyor.