9 Ocak 2009 Sayı: SİKB 2009/01

  Kızıl Bayrak'tan
  Siyonist vahşet, dinci ikiyüzlülük ve
devrimci sorumluluk
  Hiçbir güç direnen halklara diz çöktüremez!
Siyonist cellatlar bir kez daha işbaşında!..
Kriz karşıtı eylem ve etkinlikler…
2008 yılı eylem ve direnişlerle geçti!
İşçi ve emekçi hareketinden…
  Emperyalist-siyonist vahşete karşı öfke beş kıtaya yayıldı…
  İnkarcı rejimin Kürtçe televizyon manevrası
  Ünsa’da yeniden işgal
ve gözaltı!
  BDSP ve OSİM-DER’den direniş ziyaretleri!
  Sinter Metal direnişinin başarısı için!..
  2. Ümraniye İşçi Kurultayı Hazırlık Komitesi sözcüsü ile konuştuk...
  Faşist devlet 2008’de cinayetlerine
ara vermedi!
  Gençlik hareketinden…
  Ekim Gençliği’nin “Geçit Yok!” kampanyası sona erdi…
  Siyonist saldırganlık dünyanın dört bir yanında lanetlendi!
  Gazze’de işgal ve vahşet… - M. Can Yüce
  Gazze’ye varamamış
bir babanın kızına
vasiyeti - Yüksel Akkaya
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gaziosmanpaşa’da polis terörü

3 Ocak günü “Krizin faturasını ödememek için mücadele barikatlarını kuralım, genel direnişi yükseltelim” şiarlı BDSP bildirilerini GOP’lu işçi ve emekçilere ulaştıran BDSP çalışanları, önce sivil ardından da resmi polislerin tacizleriyle karşılaştılar.

Bağlarbaşı Caddesi üzerinde emekçilere “krizin faturasını ödememe” çağrısı yapan BDSP’lilerin dağıtımını fotoğraflayan gazetemiz Kızıl Bayrak’ın muhabirine sivil polisler tarafından tacizde bulunuldu. “Sen kimsin, niye çekiyorsun” diyerek muhabirimizin haber takip etmesi engellenmek istendi.

BDSP’liler sivil polislerin bu tutumuna karşı çıktılar. Muhabirimizin fotoğraf makinesini vermemesi üzerine “silahını göstererek” baskı altına almaya çalışan polislerle yaşanan gerginlik bir süre daha devam etti. Takviye ekip isteyen sivil polisler bildiri dağıtımını sürdüren BDSP’lileri ve muhabirimizi takip ettiler.

Dağıtım bitiminde iki BDSP’li polisler tarafından GBT kontrolünden geçirilerek gözaltına alınmak istenince, diğer BDSP’liler de olay yerine geldiler. Bu sırada çevreden de gelen destekle kalabalık artmış ve bunun üzerine polis geri adım atmak zorunda kalmıştır. 

Gerginlik boyunca polisin tavrı çevredeki emekçilere sesli olarak teşhir edildi. Polis tacizi boşa düşürüldü.

Kızıl Bayrak / İstanbul



Göppingen’de kriz semineri

Dünyayı sarsan kapitalist krize karşı BİR-KAR olarak başlattığımız kampanya çerçevesinde Göppingen Alevi Kültür Merkezi’nde 28 Aralık’ta “Kriz ve siyasal sonuçları” üzerine bir seminer gerçekleştirdik.

Seminerin birinci bölümünde Almanya ve Türkiye’de yaşanabilecek gelişmeler üzerinde canlı bir sunum yapıldı. Kriz karşısında başta devrimciler olmak üzere, krizde yıkım görecek Kürt, Türk, Alevi, yerli ve yabancı uluslardan işçilerin sonuç alıcı bir mücadele çizgisinde birleşmelerinin hayati önemine vurgu yapıldı.

İkinci bölümde, konu üzerine bildirilen görüşler ve gelen sorularla beraber toparlayıcı bir konuşma daha gerçekleştirildi. Türkiye’nin toplam devrimci birikimine dikkat çekilerek, geleceği kazanmanın bu birikimi devrimci bir tarzda ele alarak mümkün olduğu belirtildi. Bu devrimci tarz, işçi sınıfı devrimciliği olarak tanımlandı. Kürtlerin, Alevilerin, işçi ve emekçi kitlelerin taleplerine kulak asmayan sermaye iktidarının ancak bu şekilde geriletebileceği söylendi.

Yaklaşık 4 saat süren seminer ilgiyle dinlendi. İlk olarak bu kentte gerçekleştirdiğimiz seminer, katılımcı kitlede belli bir iz bıraktı. Seminere yaklaşık 80 kişi katıldı.

BİR-KAR / Göppingen

Ankara’da Erdal Eren anması

Erdal Eren’in faşist sermaye düzeni tarafından katledilişinin 28. yıldönümünde Liselilerin Sesi 25 Aralık günü Mamak İşçi Kültür Evi’nde bir anma etkinliği gerçekleştirdi. 

Etkinlik Erdal Eren şahsında devrim ve sosyalizm şehitleri için yapılan saygı duruşu ile başladı. Ardından “İdam sehpasında bir çocuk” isimli şiir okundu.

Etkinlik Erdal Eren’i anmanın ne anlama geldiği ve onu mücadelede yaşatmanın önemine dair gerçekleştirilen konuşma ile sürdü. Erdal Eren’in işlediği ya da işlemediği bir suçtan ötürü değil dünyayı değiştirme özleminden dolayı idam edildiği vurgulandı.

Konuşmanın ardından Erdal Eren’in düzenin mahkemelerini yargılayan savunması, ailesine yazdığı son mektup ve “Zulmün çocuklarıydı onlar” şiiri okundu. “Büyü” şarkısı hep bir ağızdan söylendi.

Etkinlik liselilerin güncel sorunlarının tartışıldığı bir toplantı ile son buldu. Hemen herkesin kısa da olsa konuştuğu tartışma, hem yaşamını devrim ve sosyalizm mücadelesine adamış Erdal Yoldaş’ın anlaşılmasına, hem de liselilerin sorunlarından bahsetmesine vesile oldu. Okullardaki birçok sorun ile bunları yaratan düzen ve ideolojisi üzerine tartışma yapıldı. Etkinliğin büyük bir kısmının tartışmalarla geçmesi anlamlı ve verimli oldu.

Liselilerin Sesi / Ankara