19 Eylül 2008 Sayı: SİKB 2008/38

  Kızıl Bayrak'tan
   Soluğu kesilen kapitalizm
   İşbirlikçi sermaye devletinin iyimser vaazları sahtedir!
Mehmetçik medyayı toplayan ordu sefere mi hazırlanıyor?
Kürt halkına ve diline özgürlük!

Kadıköy Belediyesi’nde grev!

İşçi ve emekçi hareketinden…
  Direnişteki UNO işçileriyle konuştuk...
  12 Eylül protestolarından…
  12 Eylül askeri faşist darbesi ülke çapında protesto edildi...
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu’nun
6. Toplantısı’nda buluşalım!
  Bir deney üzerine gözlemler…
  Pakistan: Emperyalist savaşın yeni cephesi!
  Bolivya ile Venezüella’da ABD destekli darbe hazırlıkları…
  Dünyadan…
  Yeni dönem mücadele gündemleri ve komünist gençliğin görevleri...
  Anti-faşist mücadelenin sorunları ve faşizme karşı mücadele
  Sol liberalizm: İllüzyon tüccarları ve kolera günleri / 3
Volkan Yaraşır
  Küçük-burjuva dükkancı zihniyet festivallerde de iş başında!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden…

Habaş Tuzla gibi...

Habaş Demir-Çelik’te kangal demir altında kalarak yaşamını yitiren işçi arkadaşımızın kanı kurumadan bir işçi arkadaşımız daha ağır bir şekilde yaralandı. 8 Eylül günü çelikhanede teknik ressam olarak çalışan Hasan Hüseyin Ulusu adlı arkadaşımız, tavan vincinin yük kaldırma kancasının kafasına çarpması sonucu ağır yaralandı.

Benzer bir yaralanmalı kaza da Eylül ayının ilk haftasında Sözeri Demir-Çelik fabrikasında meydana geldi. Bir arkadaşımız, demir kesimi yaptığı sırada şalamanın patlayarak alev alması sonucu vücudunun bir bölümü yanarak yaralandı.    

Tuzla tersanelerinde olduğu gibi demir-çelik fabrikalarında da kalıcı önlemler alınmadığı sürece iş cinayetlerinin ve sakatlanmaların sonu gelmeyecektir.

Sözde iş kazalarında can vermek ve sakat kalmak istemiyorsak; havzada en büyük sorun olan duyarsızlığı, umutsuzluğu ve güvensizliği kırıp daha fazla geç kalmadan, canlarımızı kaybetmeden kalıcı önlemlerin alınması, güvensiz çalışma ve iş ortamlarının sonlandırılması için hep birlikte sesimizi yükseltmeliyiz.

 İzmir Bakırçay Havzası’ndan sınıf bilinçli demir-çelik işçileri


UNO işçileri eylemdeydi…

Uno işçileri Tek Gıda İş’te örgütlenme çalışması yürütmelerine karşın patronun kendilerini Öz Gıda İş Sendikası’na üye yapmaya çalışmasına direniyorlar. Yaklaşık 550 kişinin çalıştığı fabrikada işçilerin büyük bir bölümü baskılar sonucu Öz Gıda İş’e geçerken, onurlu mücadelelerinin arkasında durarak kendi istedikleri sendikada örgütlenmeye çalışan işçilerin üzerindeki baskılar ise her geçen gün artıyor.

Bu baskıların bir parçası olarak geçtiğimiz hafta içinde 11 işçi performans düşüklüğü vb. gerekçelerle işten atılmıştı. Fabrika önünde direnişlerini sürdüren işçiler, 12 Eylül günü de aileleri ve desteğe gelen kurumlarla birlikte eylemdeydiler. ÇAYKUR’da mücadele ettiğini iddia ederek ortada gözükmeyen Tek Gıda İş Sendikası yöneticileri eyleme dahi katılmadılar.

Eylemde önce16-24 vardiyasında işbaşı yapmak üzere gelen işçiler karşılandı. Gelen her servis alkışlarla karşılanırken, fabrika içindeki sendika değiştirme baskısına direnen işçiler de servislerden çıkarak direnişteki arkadaşlarının yanına geldiler. Sayıları sınırlı olsa da içerideki işçilerin dışarıdaki mücadeleye sundukları bu destek önemliydi.

Kendilerine desteğe gelen işçileri fabrikaya uğurlayan direnişçi işçiler, saat 16.00’da da bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Eylem alanına gelen polis ekiplerinin tehditleri de işçilerin kararlı tutumu ile boşa düşürüldü.

Basın açıklamasında baskılar anlatılarak “mücadeleye devam edeceğiz!” denildi. “Yaşasın UNO direnişimiz!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganlarının atıldığı eyleme OSİM-DER’li işçiler, EMEP ve Mücadele Birliği katılarak destek verdi. Eyleme yaklaşık 50 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Ümraniye


KOÜ grevi sona erdi!

Kocaeli Üniversitesi’ne bağlı kantin ve yemekhanelerde örgütlü olan DİSK’e bağlı Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası (OLEYİS), 31 Aralık 2007 tarihinde başlattığı grevini sonlandırdı. Grev gözcüsü işçilerin sayısının oldukça azaldığı grev, 254 günlük bekleyişin ardından, işçilerin hem sendikadan hem de işlerinden istifa etmesiyle son buldu.

İşçiler, üniversite yönetiminin grev süreci boyunca jandarmayla kurduğu açık işbirliği ile birçok baskı ve engellemeye maruz kaldılar. Üniversite yönetimi, sendikadan istifa etmedikleri taktirde tazminatlarını alamayacakları tehtidi savurdu.

OLEYİS’in genel merkeziyle de “greve sahip çıkma” konusunda uyum sağlayamayan işçiler, kıdem ihbar tazminatlarının yanısıra grevde geçirdikleri sürenin ücretini de alacaklar.

 

Ereğli’de de ücret gaspı...

Ereğli’de taşeron firmada çalışan 16 tersane işçisi 5 aydır alamadıkları maaşları için tersane önünde oturma eylemi başlattılar.

Ereğli’de UMO Gemi Tersanesi bünyesinde faaliyet gösteren Aydoğan Gemi İnşa adlı taşeron firmada çalışan işçiler, 11 Eylül günü sabah saatlerinde tersane önünde taşeron firma sahibi ile görüştüler. Tersane içine sokulmayan işçiler taşeron firma sahibinin “paranızı Cuma (12 Eylül) günü vereceğim” sözüne inanmadıklarını söyleyerek paralarının bir an önce ödenmesini talep ettiler.

Görüşmenin olumsuz sonuçlanması üzerine işçiler tersane giriş çıkışını kapatarak oturma eylemine başladılar. Yaklaşık 2 saat süren eylemin ardından tersane önüne gelen İlçe Jandarma ekiplerinin işçileri kaldırmak istemesi işçiler tarafından tepkiyle karşılandı.

Taşeron firma sahibi jandarmaların yanında paraların 12 Eylül günü verileceğine dair söz verdi ve jandarma tarafından bu alacaklar kağıda geçirildi.


İşgalci Bahçeşehir!

Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi, Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş’ta bulunan kampüsünün önünde 11 Eylül günü bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş sahilinde bulunan kampüsünün hemen yanında yer alan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nin önüne kaçak binalar yapıldığını söyleyen Eğitim-Sen üyeleri, Bahçeşehir Üniversitesi’ni işgal projelerinden vazgeçmeye çağırdı.

Eğitim-Sen 6 No’lu Şube Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İşyeri Temsilciliği adına yapılan açıklamada, tüm itirazlara rağmen Bahçeşehir Üniversitesi’nin kaçak binalar yapmaya devam ettiği ifade edildi.

“Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi” pankartının açıldığı eylemde “Sayın Başbakan Hilton oradaysa, Bahçeşehir burada!”, “Bahçeşehir’in işgaline dur diyecek yok mu?”, “Halkın da boğaz havası solumaya hakkı var!”, “Mimar Sinan Üniversitesi Bahçeşehir’in bahçesi değildir” dövizleri taşındı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


BMİS’ten siyah-beyaz notlar…

12 Eylül’de el konulan DİSK arşivinin DİSK’e iade edilmesi ve bu arşivin TÜSTAV’a devredilmesi başta belli umutlar yaratsa da, ne yazık ki bu da işçi sınıfının ortak mirasının topluma açılmasını sağlayamamış, belge ve görseller bir başka arşive kaldırılarak yine gözlerden uzak kalmıştır.

DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası bu tabloyu bir nebze de olsa değiştirme amacıyla, “Geçmişin belgelerini tozlu raflarda saklamak yerine” topluma sunmayı tercih etti. BMİS’in internet sitesinde yayınlanmaya başlanan 42 foto galerisinde 300’e yakın fotoğraf bulunuyor. Fotoğrafların arasında ‘70’li ve ‘80’li yıllarda gerçekleşen TİS görüşmeleri, delege seçimleri, grev ve direnişler gibi pek çok gelişmeye dair karelere raslamak mümkün. Sungurlar’dan Kavel’e, Anadolu döküm’den Akkardan’a, Aselsan’a kadar pek çok fabrikadan fotoğrafların yanı sıra iş güvencesi panelleri, yemek boykotları, protesto yürüyüşleri ve dönemin kitlesel mitingleri de yer alıyor.

 

Çiğli Organize’de bildiri dağıtımı...

Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’nde “Kazanmak için TİS komitelerinde örgütlenip mücadeleyi yükseltelim!” başlıklı bildirileri Birleşik Metal-İş ve Türk Metal sendikalarının örgütlü olan fabrikalardaki işçilere ulaştırdık.

Fabrikaların 2 vardiyasına da dağıttığımız bildiriler işçiler tarafından ilgiyle karşılandı. Türk Metal Sendikası’nda örgütlü olan bir fabrikadaki sendika baştemsilcisi dağıtıma engel olmaya çalışsa da, bildirileri işçilere ulaştırdık.

Çiğli BDSP

 

Kartal’da metal işçileri buluşması!..

Metal işkolunda başlayan grup TİS’leri, sendikalar ve patron örgütü MESS arasında gerçekleştirilen görüşmelerle sürüyor. Metal işkolunun ekonomide tuttuğu yer ve metal TİS’lerinin diğer sektörlere örnek olması, bu sürecin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Dolayısıyla, metal işçilerinin kaderinin Türk Metal gibi ihanetçi sendikaların eline bırakılmaması büyük bir önem taşıyor.

Sınıf devrimcileri TİS sürecinin başından beri, metal işçilerini TİS sürecine etkin katılmaya ve TİS komiteleri oluşturarak mücadele yürütmeye çağırıyorlar. Bu çalışmalar kapsamında bildiri ve afişlerin yanı sıra çeşitli işçi toplantıları ve söyleşiler düzenleniyor. Bu etkinliklerden biri de Kartal’da gerçekleştirilecek.

Kartal-Pendik bölgesinde faaliyet yürüten sınıf devrimcileri 21 Eylül Pazar günü “Metal işçileri geleceğini tartışıyor!” başlıklı bir panel düzenleyecekler. Kartal İşçi Kültür Evi’nde gerçekleştirilecek olan panele Birleşik Metal-İş Sendikası TİS Uzmanı İrfan Kaygusuz’un yanı sıra BDSP’li Metal İşçileri temsilcisi ve Türk Metal Sendikası üyesi bir işçi katılacak.

Panelde TİS sürecinde verilmesi gereken mücadele ve metal işçilerinin örgütlenme sorunları masaya yatırılacak. TİS sürecine nasıl hazırlanılması gerektiği, sürece daha etkin müdahil olabilmek için oluşturulması gereken örgütlenmeler, yani TİS komiteleri panelin temel gündemleri arasında yeralıyor.

Panelin bir diğer gündemini ise sözleşme kapsamında yaşanan tartışmalar oluşturacak. İşçilerin ve patronların talepleri ele alınarak sözleşmenin temel gündemi olan esneklik dayatmasının sermaye açısından anlamı sorgulanacak.

Yine örgütlenme sorunları kapsamında Türk Metal çetesinin rolü ve bunun aşılması için gerekli mücadele hattı ele alınacak.

 

2. Ümraniye İşçi Kurultayı hazırlıkları başladı…

Ümraniye sanayi havzasında çalışan öncü işçiler, OSB-İMES İşçileri Derneği 3. Olağan Genel Kurulu’nda aldıkları karar doğrultusunda 2. Ümraniye İşçi Kurultayı için hazırlıklara başladılar.

13 Eylül günü OSB-İMES İşçileri Derneği’nde gerçekleştirilen toplantıda bir araya gelen 25 işçi, kurultayın hangi ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıktığını, neyi hedeflemesi ve nasıl bir çalışma yöntemi izlenmesi gerektiğini tartıştı.

Tüm ülkede olduğu gibi Ümraniye havzasında da sınıfın genel örgütsüzlük tablosundan yola çıkılarak 2. Ümraniye İşçi Kurultayı’nın örgütlenmenin önündeki engelleri ve çıkış yollarını tartışan bir kürsü olması gerekliliği vurgulandı.

Aynı zamanda böyle bir kurultayın bölgedeki öncü işçilerin bir araya gelebilmeleri ve ortak bir mücadele etrafında kenetlenebilmeleri için önemli bir araç olduğu, bu çerçevede yoğun bir çaba sarf edilmesi gerekliliği tartışıldı. OSİM-DER’li işçiler oluşturacakları heyetlerle birlikte bölgedeki öncü işçileri, işçi ve emek örgütlerini tek tek ziyaret ederek çalışmaya aktif olarak katılmalarını ve destek vermelerini isteyecekler.

Toplantıda ayrıca sınıfın bugünkü hareketsiz tablosunun değiştirilebilmesi için fabrikalara dayalı taban örgütlülüklerinin oluşturulması, kurultay sürecinin de bu temel amaca hizmet eden bir şekilde işletilmesi gerektiği vurgulandı.

Ön sürece dair yapılan ilk tartışmalarda bölgenin tablosunu daha net ortaya koyacak bir anket çalışması ve bölge işçilerinin yakıcı olarak hissettiği sorunlara dair yürütülecek çalışmalar ilk gelen önerilerdi. Bir diğer öneri ise, tüm işçilerin katılımına açık şekilde bir Kurultay Hazırlık Komitesi’nin oluşturulması ve çalışmanın bu komite aracılığıyla yürütülmesi oldu.

10’un üzerinde işçinin söz alarak düşüncelerini ifade ettiği toplantıda, yürütülecek ön hazırlık çalışmasının ardından 5 Ekim’de gerçekleştirilecek bir toplantı ile bu konuların Ümraniyeli öncü işçilerle birlikte tartışmaya açılmasına karar verildi. Buradan çıkan kararlar doğrultusunda 2. Ümraniye İşçi Kurultayı çalışmalarını hızlandırmak yönünde bir irade birliği oluşturuldu. 

Kızıl Bayrak / Ümraniye

 

Bakırçay Havzası’nda TİS çalışmaları...

Metal işkolundaki grup TİS (Toplu İş Sözleşmesi) süreci devam ediyor. Patronlar örgütü MESS (Metal Sanayicileri Sendikası) ile işkolunda örgütlü sendikalar arasında görüşmeler sürüyor. Sözkonusu sözleşme yaklaşık 150 işyeri 100 bin işçiyi kapsıyor. Bu sürecin sonunda önümüzdeki birkaç yılın çalışma ve yaşam koşulları belirlenecek.

Bakırçay’dan sınıf bilinçli demir-çelik işçileri olarak, merkezi materyalimiz olan “Metal işçileri MESS karşısında... TİS sınavında kazanmak için TİS komitelerinde örgütlenip, mücadeleyi yükseltelim!” başlıklı bildirilerimizi alanımızda metal işçilerine ulaştırdık.

İlk gün Menemen üst geçitte sabah 07.00’den akşam 19.00’a kadar süren, giden-gelen tüm işçi servislerine bildirilerimizi ulaştırdık. Dağıtım anında bir yoldaşımız ajitasyon konuşması yaptı. İş kazalarını teşhir etti, TİS sürecini anlattı ve TİS komiteleri kurarak sürece müdahale etmeye çağırdı.

İkinci ve üçüncü gün ise Asarlık ve Son Direk duraklarında işçilerle TİS süreci üzerine sohbet ederek ve servis içlerine girerek dağıtımlarımızı gerçekleştirdik. Alanımızda Türk Metal ve Öz Çelik-İş gibi hain sendikalarda örgütlü işçilerle yaptığımız konuşmalarda, işçiler TİS süreciyle ilgili sendikaların kendilerine herhangi bir bilgi vermediklerini, şu an kapalı kapılar ardında nelerin tartışıldığını bilmediklerini, TİS görüşmelerini bizden öğrendiklerini belirttiler. Dağıtımlarda işçilerin ilgisi olumluydu. Bazı işçiler fabrikalarındaki arkadaşlarına vermek üzere daha fazla bildiri aldılar.

Alanımızda yaklaşık 1200 adet bildiri dağıttık. Farklı araç ve yöntemlerle TİS sürecine müdahalemizi sürdüreceğiz.

İzmir Bakırçay Havzası’ndan sınıf bilinçli demir-çelik işçileri


 

Taşeron işçiler mücadeleye!

Bakırçay Havzası’ndan sınıf bilinçli demir-çelik işçileri olarak alanımızın kendi koşullarına özgü bir çalışma başlatmış bulunuyoruz.

Bu doğrultuda alanımızda yer alan her fabrikada taşeronlaştırmayla ilgili çalışma başlattık. Bu çalışmanın ilk adımı olarak 14 Eylül günü “Demir-çelik işçileri taşeron çalışmayı tartışıyor!” başlıklı bir toplantı örgütledik. Dar olarak gerçekleştirmeyi planladığımız toplantının çağrı bildirilerini sınırlı sayıda işçiye ulaştırdık.

Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi bir avukatın da yer aldığı toplantımızı gerçekleştirdik. Toplantıya katılan birçok demir-çelik işçisi taşeron çalışmadan dolayı yaşadıkları sorunlara ilişkin sorular yönelttiler.

Yapılan konuşmalarda taşeron çalışmaya karşı mücadeleyi yükseltmemiz gerektiği vurgulanarak taşeron çalışmanın kaderimiz olmadığının altı çizildi. Taşeronlaştırmaya karşı mücadelenin diğer taşeron işçilerini de sürece katarak geliştirilmesi gerektiği belirtildi.

İzmir Bakırçay Havzası’ndan sınıf bilinçli demir-çelik işçileri